01 Haziran 2019 00:31

Hukukçu Turgut Kazan: "Bakın bir şeyler olacak" paketi

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, "Yargıçlar Saray’a bağlı olduktan sonra, yargı bağımsızlığı demek güzel laf söylemekten başka bir şey değil" dedi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Erdi TÜTMEZ
İstanbul

Yargı reformu paketini değerlendiren Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, "Bu Avrupa Birliğinin beklentilerine ve halkın adalet arayışına yönelik bir ‘Bakın bir şeyler olacak’ izlenimi verme çalışmasıdır." dedi.

Mevcut yargılamaların ve cezaevindeki hükümlülerin durumunu etkilemesi beklenen Yargı Reformu Strateji Belgesi önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Yargı reformunun kamuoyu ile paylaşılmasının ardından ilgili yasal düzenlemelerin Meclise gelmesi bekleniyor. Erdoğan paketi açıklarken yaptığı konuşmada “Amacımız tüm kurumlarımızın mülkiyet hakkına, ifade özgürlüğüne duyarlı olmalarını sağlamaktır. Her alanda özgürlüklerin genişletilmesi için mevzuat değişiklikleri yaptık. İfade özgürlüğünü demokrasinin en önemli şartı olarak görüyoruz” dedi.

"BU AÇIKLAMA SARAY’DA OLMAZ"

Açıklanan ‘Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni Eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan ile konuştuk. Kazan paketi “Bu Avrupa Birliğinin beklentilerine ve halkın adalet arayışına yönelik bir ‘Bakın bir şeyler olacak’ izlenimi verme çalışmasıdır.” diyerek özetliyor.

Kazan’ın bir diğer eleştirisi ise paketin Beştepe’de açıklanmasına dönük: “Zaten böyle bir çalışma Saray’da yapılamaz. Hem bunun çalışması Saray’da yapılamaz hem de açıklaması orada yapılamaz.”

"GÜZEL SÖZLER SÖYLEMEKTEN İBARET"

Kazan paketin hazırlanma sürecini de şu sözlerle eleştiriyor: “Yargı reformu gibi bir şey olacaksa yapılması gereken ilk iş muhalefetle uzlaşmaktır. Hukukçulardan, Adalet Bakanlığına bağlı hukukçulardan, hukuk fakültelerinden belirlenecek insanlardan ve barolardan oluşacak bir kurul olmalı. Bu konuda bir reform, öncelikle Anayasa’nın 146 ve 159. maddelerini değiştirmekle başlar. Ve bunu da muhalefetle uzlaşarak yapabilirsiniz.

146. maddeyi değiştirmek demek, Anayasa Mahkemesini siyasal güçten kurtarmak demektir. 159. maddeyi değiştirmek gerek, Hakimler Savcılar Kurulu, yani bağımsızlığı işletecek kurulu siyasi gücün etkisinden çıkarmak demektir. Şimdi bunları yapmadıktan sonra, bütün yargıçlar Saray’a bağlı olduktan sonra, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı demek güzel laf söylemekten başka bir şey değil. Güzel söz söylemek de insanların güvencesini sağlamıyor. Genel geçer ifadelerle yargı bağımsızlığı olmaz. Yargı bağımsızlığı çok somut bir şeydir. Dayatarak yargı bağımsızlığını sağlayamazsınız.”

KAZAN’DAN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YORUMU: ŞAKA MISINIZ?

Türkiye’de en çok tartışılan noktalardan biri de Terörle Mücadele Kanunu. Terör tanımının net olmaması, herkesin terör suçuyla suçlanabileceği bir yasal ortamın varlığı hukukçular tarafından da tartışılıyor. Kazan açıklanan pakette bu konuya dair bir iyileştirme sözünün olmadığına da dikkat çekiyor: “Pakette sadece boş bir söz olarak ifade özgürlüğü deniyor.

‘İfade özgürlüğü’ diyorsunuz, o günün öncesinde Kadri Gürsel’in kollarına kelepçe vuruluyor. Şaka mı yapıyorsunuz? Cumhuriyetçiler hâlâ içeride. Yine başka bir sürü gazeteci içeride. Bir sürü kişi sadece ifade özgürlüğünü kullandığı için yargılanıyor. Yine gazetecilere saldırı yapanlar serbest bırakılırken tweet atanlar tutuklanıyor. Bu gerçekler yaşanırken güzel söz söylemiş olmak bizi nasıl ferahlatabilir?​”

"DEMOKRASİ İKTİDARIN İNSAFINA BIRAKILAMAZ"

Kazan son olarak şu ifadeleri kullanıyor: “Siyasal geçiş şimdilik biraz yumuşak olursa, bazı insanların bir süre sonra cezaevinden çıkması ya da cezaevine girmekten bir şekilde kurtulması gibi durumlar olabilir. Ama demokrasi bu değil. Siyasal gücün hoşgörüsüne ya da insafına sığınılarak ifade özgürlüğü sağlanamaz.

ÖNCEKİ HABER

Ford işçileri: İpi sendikacıların eline bırakırsak hiçbir şey değişmez

SONRAKİ HABER

Aydın Çubukçu: Tarihçiler, Göbeklitepe'yi kendi kalıplarına sığdırmaya çalışıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...