Ford işçileri: İpi sendikacıların eline bırakırsak hiçbir şey değişmez
Ford işçileri, Birleşik Metal-İş ve Türk Metal'in iş birliği anlaşmasını değerlendirdi.

Fotoğraf: Evrensel
Arzu YALÇIN
Kocaeli
Metal sektöründe 130 bini aşkın işçiyi kapsayan MESS grup sözleşmeleri her başladığında işçiler de sendikalardan ortak tutum almalarını ister. Patronların sağladığı birliği örnek gösterip, sendikaların da birlik olmasını talep ederler. Bu nedenle Türk Metal ve Birleşik Metal-İş arasında imzalanan ve ayrıntıları yeni yeni kamuoyu tarafından öğrenilen “Türkiye metal iş kolunda faaliyet gösteren sendikalar arasında diyalog ve iş birliğine dair ortak anlaşma” işçiler tarafından olumlu karşılandı. Ancak işçiler bir yandan da bu “iş birliği”ne temkinli yaklaşıyor. Zira patronla birlikte hazırlanan kıyım listeleri, işçilere sormadan belirlenen sözleşme maddeleri, işçinin haberi olmadan bir gece ansızın imzalanan sözleşmeler, işçinin kararına rağmen bir gece operasyonuyla toplanan grev pankartları, önce görevden alınan sonra işten atılmalarına sessiz kalınan temsilciler, söz verildiği halde yapılmayan seçimler… Çok uzak geçmişin yaşanmışlıkları değil. Bu nedenle işçiler bu “iş birliğinin” patronların değil, işçilerin çıkarına olabilmesi için başta sözleşmeler olmak üzere atılan her adımda işçi inisiyatifinin önemine dikkat çekiyor.
SAMİMİYET SÖZLEŞMEDE ORTAYA ÇIKACAK
Sendikalar arasında imzalanan anlaşmayı sendikacılardan değil, basından öğrendiklerini anlatan bir Ford işçisi, anlaşmayı olumlu bulduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Ortak güç birliği açısından oldukça kıymetli bir anlaşma. Toplusözleşme yılında ortak ve beraberce hareket etmek biz işçiler açısından kazanç sağlayacaktır. Patronlara karşı ortak mücadele yürütme, kararlı tutum olumlu sonuçları da beraberinde getirecektir.” Geçmiş dönemlerde patronların sendikaları ve işçileri birbirine karşı kışkırttığını anlatan işçi “Şimdi en azından ortak mücadele yürütme anlamında bütün işçiler ve sendikalar güç birliği yaparak masada daha sağlam, kararlı oturabilecek, elleri güçlü bir mücadele yürüteceklerdir” dedi.
Her iki sendikanın varılan anlaşma konusunda samimi olup olmadıklarını eylül ayında başlayacak MESS grup sözleşmesi sürecinde göstereceklerini belirten başka bir Ford Otosan işçisi “Bizim beklentimiz şu olur ortak taslakla MESS’in karşısına çıkmaları. Ortak hareket etmeleri, ortak tutum almaları, biz bunu isteriz. Attıkları imzaya sadık kalacaklarsa bunu yapmalılar. Artık sendikal çekişmelerin olmadığı, tamamen işçilerin sorunları ve yaklaşmakta olan toplusözleşme sürecine odaklanıp daha iyi kazanımlar elde etmek için bütün güçlerini harcamalı sendikalar. Yeter ki samimi olsunlar. İş birliğinin gereğine sadık kalarak işçilerin yok olan hak kayıplarının telafisi için mücadele edilsin” diye konuştu.
AK KOYUN KARA KOYUN SÖZLEŞME HAZIRLIĞINDA BELLİ OLACAK
Haziran ayı başlarında sendikaların Çalışma Bakanlığına toplu iş sözleşmesi yetki başvurusu yapacağını hatırlatan başka bir Ford Otosan işçisi “Aslında bununla birlikte MESS grup sözleşmesi hazırlık süreci de başlamış olacak. Ben o zaman ak koyun, kara koyun belli olacak’ diye düşünüyorum. Bu şaşaalı bir şekilde kamuoyuna duyurulan, ‘tarihi’ diye adlandırılan anlaşmanın işçi için gerçekten ‘tarihi’ olup olmadığı o zaman belli olacak. Nasıl mı? Her iki sendika da sözleşme taslağının hazırlığı aşamasında tüm işçiyi sürece dahil edecek mi? Taslak işçilerin beklentileri doğrultusunda hazırlanacak mı? Niye sadece sendika genel başkanları bir araya geliyor? Madem ortaklık olacak işçiler de bir araya gelsin. O olmuyor mu, işçi seçsin temsilcisini temsilcilerle ortak toplantılar yapılsın. Yani demem o ki her karar işçiyle alınsın, işçinin onayı olmadan sözleşme imzalanmasın. O zaman biz de diyelim ki iki sendikada samimi, işçilerin çıkarına yan yana gelmiş” şeklinde konuştu.
İŞÇİ, İMZA ATMIŞSIN UYGULA DEMEZSE KAĞIT ÜZERİNDE KALIR
Bu anlaşmanın kağıt üzerinde kalacağını, işçi lehine bir ortaklık ya da sendika içi demokrasi konusunda bir adım atılacağını düşünmediğini söyleyen bir başka Ford işçisi “Çünkü ben samimi olduklarını düşünmüyorum. Neden çıkıp böyle bir anlaşma imzaladık, sendikal rekabeti sonlandırdık, artık ortak tutum alacağız diye açıklama yapamadı iki sendika başkanı. Basında çıkan haberlerden öğrendik. Demek ki dışarıdaki sendikalara şirin görünmek için altına imza attınız o anlaşmanın. Çıkıp desenize ‘Artık ayrılık gayrılık yok. Metal işçisi bir olacak, iri olacak, diri olacak.’ Bunları demiyorsan, aslında sen o anlaşmada yazılanın bilinmesini istemiyor demeksin. Çünkü o zaman temsilci seçimi der işçi, o zaman taslak işçi ile hazırlansın der. Yani der de der. Anlaşma kağıt üzerinde kalmasın diye fabrikalarda tartışmak, anlatmak lazım. Bunlara bunlara imza atmışsınız o zaman uygulayın demek lazım. Yoksa hikaye” dedi.
ÖYLE İMZA ATMAKLA OLMUYOR
Anlaşmada sendikal demokrasiye ilişkin maddelere atıfta bulunan başka bir Ford Otosan işçisi, şöyle devam etti: “O zaman vakit kaybetmeksizin Türk Metal işyerlerine sandık koysun temsilcilik seçimleri yapılsın. Metal direnişinin ardından sandık konulup seçim yapıldı. Her 2 yılda bir yapacağız dediler, yine rafa kalktı. Öyle imza atmakla olmuyor, sandığı koy, işçi özgürce kendi temsilcisini seçsin inanalım samimi ve dürüst olduğuna. Sözleşme sürecini işçilerin seçtiği temsilciler yürütsün” diye konuştu.
ÇARE SENDİKACILARDA DEĞİL İŞÇİLERİN BİRLİĞİNDE
Ford Otosan işçilerinin anlaşmayı değerlendirirken kendi tarihini unutmaması gerektiğini söyleyen başka bir işçi “Ben bu anlaşmaya ‘olumlu’ diyen arkadaşları anlayamıyorum. Galiba geçmişte yaşadıklarımızı çok çabuk unuttuk. 2015’te ne oldu, sendikada söz hakkı istedik diye çıkmadık mı direnişe? Bu sendika yöneticileri, bu sendikal anlayış işçi değil işverenlere hizmet ediyor demedik mi? Durum değişti mi, hayır değişmedi. Hâlâ hiçbir söz hakkımız yok sendikanın aldığı kararlarda. Peki biz Birleşik Metal’i bu süreçte tanımadık mı? Denize düşen yılana sarılır misali gittik üye olduk bu sendikaya. Yahu ne yaptılar, bizi yok saymadılar mı? Görmezden gelmediler mi? Yani birinin diğerinden bir farkı yok. Bu kadar şey yaşamışken hâlâ umudu sendikacılarda aramak, sanki bu anlaşma ile her şey güzel olacak, işçi hak ettiğini alacak diye düşünmek... Bu olmaz. Biz 2015’te şunu gördük, işçi kendi birliğini kurmazsa, işçi kendi kararını almazsa, işçi ipi sendikacıların eline bırakırsa altını çizerek söylüyorum hiçbir şey değişmez. Biz bunlara boşuna mı sendika ağası dedik, diyoruz. Bugün iyi gibi görünen yarın tüm metal işçisi adına çok daha olumsuz sonuçlara neden olabilir. O yüzden çareyi başka yerde aramayalım, çare bizim birliğimizde” dedi.
İŞ BİRLİĞİ, REFERANDUM, ORTAK TUTUM…
İki sendikanın imzaladığı “süresiz anlaşmaya” göre iki sendika da işçilerin istedikleri sendikaya üye olma ve ayrılma hakkına sahip olduklarını, hükümet ve işverenlerin bu yönde hiçbir baskı ve tehditte bulunamayacağını kabul ediyor. Yine anlaşmaya göre sendikalar örgütlenme sırasında kendilerine avantaj sağlamak için işverenlerle herhangi bir angajmana girmekten uzak duracaklar. “Temel olarak diyalog ve iş birliği için zemin yaratmak anlaşmada ortak imzası bulunan sendikaların ortak sorumluluğudur” denilen anlaşmaya göre iki sendikanın genel başkanları yılda en az bir kez bir araya gelecekler, metal sektörünü değerlendirip işverenlere karşı ortak duruş sergileyecekler.
İmza altına alınan anlaşmada referandum da yer alıyor. Yeni örgütlenen işyerlerinde anlaşmazlık olması halinde işçilerin en az yüzde 15’ini üye yapan sendikalardan birinin talebi olması halinde referandum yapılıyor. Referandum Bosch ve Renault’da olduğu gibi örgütlü işyerlerini kapsamıyor. Buralarda yaşanacak yetki tartışmalarında ise sorunun “sendikalar arası sürekli diyalog ve iş birliği mekanizması oluşturularak, adli süreçler yerine diyalogla” çözüleceği ileri sürülüyor.
Anlaşmayla iki sendika da, örgüt içi düzenli seçim ilkesini kabul edip, şube ve işyeri düzeyinde temsilin açık ve demokratik seçimlerle oluşacağını taahhüt etti.
Evrensel'i Takip Et