29 Mayıs 2019 00:52

Sendikalaştığı için işten atılan Şehriban Yeler: Mücadelem sürecek

Şehriban Yeler, anayasada yer alan sendikalaşma hakkını kullanarak DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye olduğu için işten atıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Dilek OMAKLILAR
İzmir

İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi yemekhane bölümünde çalışan Şehriban Yeler, anayasada yer alan sendikalaşma hakkını kullanarak DİSK/Gıda-İş Sendikasına üye olduğu için işten atıldı. İşten atmaya farklı gerekçeler gösterilmesine tepki gösteren Yeler, “Susup birlik olmazsak ezilmeye devam ederiz. Ben mücadeleme devam edeceğim, bizler köle değiliz” dedi.

2016 yılından beri Çiğli Bölge Eğitim Hastanesinin yemekhane bölümünde, taşeron firmaya bağlı servis elemanı olarak çalışan Şehriban Yeler, 25 yaşında. Ağır şartlar, angarya çalışmaya ve asgari ücret çalışma koşullarının özeti. “İş tanımına göre çalıştırılmadım. Bulaşıkhaneye de geçerdim, meydancılık da yaptırırlardı. Orada aslında iş tanımım sadece garsonluktu ve hastalara, refakatçilere yemek verilmesiydi. Ama öyle olmadı” diyen Yeler, haklarını dile getirdiğinde ise kendisine cephe alındığını anlattı. 

"SENDİKADAN İSTİFAYA ZORANDIK"

Son olarak 8 ay ücretinden kesinti yapıldığını dile getiren Yeler, şöyle devam etti: “Verdikleri yol parasını düşürmek istiyorlardı ve bunu maaşımdan keserek yapıyorlardı. Maaşımı 1 ay asgari ücretin altında aldım. Ücret kesintisi sıkıntısını yaşarken sendikayı, yasal haklarımı araştırmaya başladım. Onlar için bizler normal bir insan değil de emirlerinde çalışan bir asker gibiydik. Bu kabul edilemez.”  Sendikaya üye olduktan sonra baskıların da arttığını anlatan Şehriban Yeler, “En ağır işleri yaptırdılar, odalarına çekerek istifaya zorladılar. İşçi arkadaşlarımızla aramızı açmaya çalıştılar. ‘Sendikanın size faydası olmaz. Bizim size faydamız var’ diye konuşurlardı” dedi.

Kağıt üzerinde sendikalaşmadan değil ‘İş saatinde mola verme’ gibi bir bahane ile işten atıldığını dile getiren Şehriban Yeler, “Kafalarına göre bir şeyleri bahane ederek tutanak tutuyorlardı. Herkes dinlenirken sadece beş dakika oturup mola vermiştim ki bunu bahane ettiler. Birkaç gün sonra ise yine çalışırken ailem aradı ve eve tebligat geldiğini söyledi. Oysa ben hâlâ çalışıyordum ve işten atıldığımı ailemden öğrendim” diye konuştu.

8 kişilik bir ailede yaşayan Şehriban Yeler, kriz koşullarında işsiz kalmanın çok zor olduğunu belirterek, devam etti: “Aldığım ücret bana yetmiyorsa bir ailenin geçimine nasıl yetsin? Babam 4 çocuk okutuyor. Babamın aldığı maaş da asgari ücret. Bir de kardeşim asgari ücretle çalışıyor o kadar. Bu ücretle bir aile geçinebilir mi?​”

"MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİM"

İş yaşamındaki baskı, koşulların ağırlığı, keyfi uygulamalar ve düşük ücrete karşı sendikaya üye olmayı seçen Şehriban Yeler, mücadelesine devam edeceğini vurguladı: “Başka yerde de çalışsam yine devam edeceğim. ‘Haksızlıklara sussaydın bugün ekmeğinden olmazdın’ diyen çok oldu ama susarsak asıl o zaman bunlar sürekli başımıza gelecek. Ben yasal hakkımı kullandım, onlar da engellemeye çalıştılar. Koşullar değişmediği sürece, elbette mücadele edeceğim. Biz köle değil, insanız.” 

"DAYANIŞMA ÇOK ÖNEMLİ"

Şehriban Yeler ile görüşürken bir kadın işçi geliyor yanımıza. Şehriban Yeler ile aynı bölümde çalışan Yasemin İncesu 39 yaşında. “Şehriban çağırdı ben de konuşmak istedim” diye başlıyor söze. 1 buçuk yıldır aynı firmada çalıştığını dile getiren Yasemin İncesu, “Psikolojik baskı ve mobbingle 5-6 kişi işi bıraktı. Onlardan biri de benim. Nedensiz tutanaklar tutuyorlar, o tutanaklarla bıktırıyorlar” diye sitem etti.  Firma yetkililerinin sendikadan rahatsız olduklarını söyleyen İncesu, “Taşerondan kadroya da geçememiştik, sosyal haklarımız için birlik olduk ve sendikal hakkımızı kullandık” dedi.

Biri lise 3. sınıfta okuyan, diğeri 3 yaşında çocukları olan Yasemin İncesu şunları söyledi: “Eşim serbest meslek yapıyor. Geçimimiz çok zor. Üstelik borcum da vardı, kredi çekmiştim. Alışverişten keser olduk. Para harcamamaya çalışıyoruz. Artık daha az alıyoruz, önceden sebzeyi bir kilo alırken şimdi yarım kiloya düşürdük. Soğan, patatesten bahsetmiyoruz bile.  Pazara da her hafta gidemiyorum artık.” Ekonomik krizin dayattığı yaşam koşullarında dayanışmanın önemine değinen İncesu, “Keşke daha fazla arkadaşlarımızla bir arada olabilseydik. İşçiler hakları için sonuna kadar mücadele etmeli. Dayanışma çok önemli” diye konuştu.

ÖNCEKİ HABER

Bem-Bir-Sen’in İBB’de imzaladığı TİS’in kamera arkası!

SONRAKİ HABER

Cinsel istismar vakalarının çoğu mahkemeye gitmiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...