İskender Bayhan: AKP kaybetmese 'güven' tartışması yaşanmayacaktı

EMEP MYK Üyesi İskender Bayhan, Gündem Özel'de Zeliş Irmak'ın sorularını yanıtladı. Bayhan ile açlık grevilerinin sona ermesini, Öcalan'ın mesajını, seçim tartışmalarını değerlendirdik.

YSK'NİN İSTANBUL SEÇİMLERİ TEKRARINA DAİR GEREKÇESİ

"Ortaya çıkan sonuç Ekrem İmamoğlu'nun kaybettiğini gösteren bir sonuç değil. Sandık görevlilerinin ataması usulüne uygun yapılmamış ve bu her yerde böyle yapılmış. Daha önceki seçimlerde de bu şekilde oluşturulmuş. Neden o zaman YSK'nin güvenilmez olduğunu düşünmüyoruz? Madem öyle neden her yerde seçim yenilenmedi? Bu durum bugüne kadar yapılan seçimlerin de şaibeli olduğu anlamına geliyor.

Hükümet demokrasi dersi veriyordu dünyaya. Seçim sonuçlarının güvenilirliği ve seçime katılım oranı üzerinden herkese ders veriyordu. Peki neden bunları yaşadık? AKP kaybettiği için. AKP İstanbul seçimini kaybetmese seçim yine güvenilir olacaktı, sandığa güven yüksek olacak ve demokrasi kazanmış olacaktı.

Burada ya bir kumpas var ve seçim öncesi AKP kaybettiğinde bu yola başvurulacaktı, ya da seçim sistemi eskiden beri güvenilir değildi.

İstanbul'daki tüm sandıklarda AKP görevlileri var ama tutanaklara şerh koyan bir tane AKP'li üye yok. Yani 'Kazanırsak sorun yok, kazanamazsak köşede bahane duruyor' davranışıdır bu.

'1 oyla da seçim kazanılır' söylemine artık kimse inanmıyor, bu işin böyle olmadığı ortaya çıktı. 23 Haziran'da İstanbul seçimini Binali Yıldırım kazanırsa asıl tartışma da o zaman başlar.

AKP ve Erdoğan halkın gözünde inandırıcı olabilmek için kararlı şekilde 'çaldılar' diyor. Ancak YSK'nin iptal kararında hiçbir şekilde kesin yargı bulunmuyor, 'çaldılar' ibaresi zaten yok. Yani eksik tutanaklar ve sandık kurullarının bu şekilde oluşturulmasının seçim sonucunda değişikliğe neden olabileceği ifade ediliyor. Ancak bu değişmeyebileceğini de içeriyor. YSK, gerekçesinde keşke kesin yargılara yer verseydi. 'Oylar çalındı' deseydi mesela. Şu anda öyle bir durum yok. Şimdi 'Şüpheden kaynaklı seçim iptal ettim' diyor.

ÖCALAN'IN MESAJI VE AÇLIK GREVLERİNİN SONA ERMESİ

Açlık grevleri ve ölüm oruçlarının sona ermesi olumludur. Ancak tecridin kalkması ve avukat görüşlerinin de sürmesi gerekir. Bozuk saat bile günde 2 kez doğruyu gösterir; Bahçeli de ilk kez görüşmeyi destekleyerek doğru tutum aldı. Ancak kuşkusuz bu tutum seçimle alakalıdır. Ancak bir gerçek var; açlık grevleri tecride karşı gündeme geldi ve demokrasi güçleri seslerini çıkarabildikleri her durumda ses çıkardı. Bu baskı ve kuşatmaya karşı verilen mücadele seçimden daha az önemli değil. Bunun gölgelenmemesi gerekir.

İkinci olarak, belli çevreler yeniden HDP ve seçim üzerinden siyasi analizler yaparak politik sonuçlar çıkarmaya çalışıyor. Gerçekten Erdoğan ve Bahçeli'nin seçim yatırımı yaptığını düşünüyorsanız; Kürt seçmene seslenerek bu iktidarın çözümden yana bir politikası olmadığını anlatarak oy vermeme çağrısı yapabilirsiniz.

Seçim öncesi herkes farklı taleplerde bulunuyor. EYT'liler talepte bulunuyor; misal Erdoğan EYT'lilerin taleplerini kabul ederse ne diyeceksiniz? Nasıl politika yapacaksınız? EYT'liler haksız mı olacak?

Bügün Kürt seçmenlere söylenebilecek şey şudur: Böylesi baskıcı antidemokratik bir iktidar Kürt sorununu çözemez. Aksine çözüm, AKP'nin kaybettiği bir tabloda konuşulup tartışılabilir. Ama bizde böyle olmuyor malesef, hemen komplo teorileri devreye giriyor. 'Öcalan talimat verdi, açlık grevleri bitti' deyince politika mı yapmış oluyorsunuz? Bunlara prim vermemek lazım.

İstanbul'un işçi ve emekçileri ders verdi iktidara, 23 Haziran'da da daha büyük bir ders vermelidir. İktidar bazı talepleri karşılıyor diye rejim tek adam rejimi olmaktan çıkmaz, ekonomide ülkeyi sürüklediği bataktan kurtaramaz." (EVRENSEL WEB TV)