24 Mayıs 2019 13:02
Son Güncellenme Tarihi: 24 Mayıs 2019 17:20

Name Öztürk’e ağır tahrik indirimi uygulayan mahkeme 10 yıl ceza verdi

Ölmemek için boşandığı eşini öldürmek zorunda kalan Name Öztürk’e yargılandığı davada ağır tahrik indirimi uygulanarak 10 yıl ceza verildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Elif Ekin SALTIK
İstanbul

Evlendiği günden beri kendisine sistematik şiddet uygulayan ve öldürmeye teşebbüs eden boşandığı Kazım Aydemir’i öldüren Name Öztürk’ün yargılandığı davada karar verildi. Önceki duruşmada tahliye edilen Name Öztürk’e 10 yıl hapis cezası verildi.

25 Temmuz 2016’dan beri Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde tutulan Öztürk’ün karar duruşması İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinde görüldü.

Duruşmayı birçok kadın izlerken, davada sanık olarak yargılanan Name Öztürk ve avukatları ile maktulün avukatı da hazır bulundu.

Maktul avukatı Cemal Polat, cinayetin kıskançlık cinayeti olduğunu iddia etti, olay yerinde bulunan silahta maktulün parmak izi olmadığını kaydederek, Öztürk’ün “kasten öldürmek”ten cezalandırılması gerektiğini söyledi.

Savcı, geçen celse mütalaasını tekrarlayarak, yerel mahkemenin yaptığı indirimi az buldu ve daha fazla indirim uygulanması gerektiğini belirtti.

NAME’NİN AVUKATLARI: BU BİR MEŞRU MÜDAFAADIR

Öztürk’ün avukatı Zeynep İnce Gürhan, olayın meşru müdafaa sınırları içerisinde olduğunu vurguladı, “Maktulün karnının altında ateşlemeye hazır vaziyette silah bulunmuştur. Müvekkilim o silahın ateşleneceğini anladığından dolayı hayatını kurtarmaya çalışmıştır” dedi.

Öztürk’ün avukatı Didem Işın Mordeniz ise silahın olaydan sonra olması gerektiği koşullarda sağlanmadığını ve bilimsel bir delil olmaktan çıktığını işaret ederek, “Tanık polislerden birinin beyanına göre olay yerine gittiklerinde maktulün elinde silah olduğunu gördüklerini söylemiştir. Çocuklar babalarının ellerinde silah olduğunu görmediklerini söylemiştir ama çocuklar annelerinin elinde bıçak da görmemişlerdir. Müvekkilimiz olaydan sonra kayınbabası aramış, kayınbabası da ‘İyi yapmışsın kızım, ancak böyle kurtulursun bu adamdan’ demiştir. İstanbul Üniversitesi’nin verdiği ATK raporunda ise müvekkilimizin yıllarca her türlü şiddete maruz kaldığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Müvekkilimiz Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesine yatmış ama buradan maktül tarafından tedavisi tamamlanmadan çıkarılmıştır. Ölmemek için öldürmek zorunda kalmıştır müvekkillimiz” diye konuştu.

Yine Öztürk’ün avukatlarından Diren Cevahir Şen, ATK raporunun şiddeti belgelediğini vurgulayarak, “Müvekkilimiz daha önce darp raporu almıştır. İki kez polise gidiyor. İlki hamilelik döneminde polisler tutanak bile tutmadan ‘Hamilelikte eşinin ihtiyaçlarını karşılayamıyorsundur, olur böyle şeyler’ diyerek geri gönderiyorlar. İkinci kez gittiğinde de kolluk tarafından ‘Kocanla biz konuşuruz’ denilerek tekrar şiddet cenderesinin içine atılıyor. Müvekkilimiz ailesinden gizlice boşanıyor. Çünkü; hem kendi ailesi hem de maktulün ailesi tüm bu şiddeti bilmelerine rağmen boşanmalarına izin vermiyorlar” ifadelerini kullandı.

Maktulün Öztürk’ü defalarca aldattığını dile getiren Şen, sözlerine şöyle devam etti:
“Maktul müvekkilimin ablasına ve annesine tecavüz etmekle tehdit etmiştir. İstanbul Sözleşmesi gereği kolluğun kadını koruması gerekirken bunu yerine getirmemiştir. Müvekkilim haksız saldırıyı def etmek istemiş, tasarlayarak yapmış olsaydı bu şiddete yıllarca katlanmazdı.”

Avukat Sezin Uçar ise şunları söyledi:
“Yerel mahkemenin gerekçeli kararı bile eylemin meşru müdafaa olduğunu gösteriyor. Kuvvete kuvvetle karşılık vermek hukukta var olan bir şey ve meşru müdafaadır. Meşru müdafaayı hukuk düzeni kamu düzeni için korumak zorundadır. Fiili saldırıyı maktulün başlattığı çok belli. Çocuklar babalarının annelerini defalarca öldürmeye teşebbüs ettiğini anlatmıştır. Müvekkilimin meşru müdafaadan beraat etmesini aksi takdirde ‘meşru müdafaanın sınırının aşılmasından’ değerlendirilmesini istiyorum.”

Mahkeme Öztürk’e alt sınırdan 10 yıl hapis cezası vererek ağır haksız tahrik indirimleri uyguladı. Öztürk’ün cezasının düşürülmesine karar verildi. Önceki duruşmada tahliye edilen Name Öztürk, cezasının onanması durumunda yeniden cezaevine girebilir.

Daha önce Name Öztürk’ün yargılandığı davada mahkeme heyeti kasten insan öldürme suçunun işlediği gerekçesiyle Öztürk'ün müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, evlendiği günden bu yana gördüğü sistematik şiddet nedeniyle cezasının 15 yıla düşürülmesine, maktulü öldürülmeden önce silahının namlusuna kurşun sürerek Namme’yi öldürmeyi hedeflediği göz önünde bulundurularak cezasının 12 yıl 6 aya düşürülmesi karar vermişti. Avukatlar bu kararı temyiz etmişlerdi.

NAME’NİN AVUKATLARI KARARI TEMYİZ EDECEK

Duruşma sonrası açıklama yapan Name’nin avukatlarından Sezin Uçar yaşanan fiilin meşru müdafaa olduğunu, kadınların kendilerini korunmasının karşılığının hapis cezası olamayacağını vurgularken “Cezanın 10 yıla düşürülmesi kadın dayanışmasının sonucudur” dedi.

Avukat Diren Cevahir Şen de kadınların nasıl bir şiddet döngüsüne atıldığının Adli Tıp Kurumu raporuyla ortaya konulduğunu söyledi. Şen şöyle devam etti:
“Name çoklu şiddete maruz bırakıldı. Bu ATK raporuyla da ortada. İstanbul Sözleşmesi’nin gerekleri yerine getirilmedi. Name herkesin gözünün önünde yaşadı tüm bu şiddeti. Aileler, toplum baskısı boşanmaların önüne geçiyor . Name de boşanması engellenen biri. Ailesinden gizli boşandığı için eski eşi tarafından tehdit edilmeye, işkenceye uğramaya devam etti. Olay anında bile şiddet var. Cezası düşürüldü ama biz buna itiraz edeceğiz. Name’yi korumadılar, Nevin, Çilem gibi kadınlar sadece hayatlarına sahip çıkıyorlar. Name ya ölecekti ya da sağ çıkacaktı. Biz kadın dayanışması ile bu davayı yürüttük.15 gün içinde Yargıtay’a temyiz dilekçemizi vereceğiz. Erkek adalet değil, gerçek adalet demeyi sürdüreceğiz.” (EKMEK VE GÜL)

ÖNCEKİ HABER

TMMOB’den AKP’li başkana yanıt: Gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyor

SONRAKİ HABER

BAE ajanı olduğu iddia edilen kişi hakkında adli tıp raporu hazırlandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa