23 Mayıs 2019 22:50

Bir kadının keşmekeş yaşamı: Bir Ayfer geçti Beyoğlu’dan

Anıl Yurdakul yazdı: Bir gün Ayfer’in takıldığı sokaktan geçiyordum, esnaf seslendi “Ayfer öldü” dediler. Umursamadım, evsizlere sordum ‘öldü’ dediler

Fotoğraf: Anıl Yurdakul

Paylaş

Anıl YURDAKUL
İstanbul

Omuzunda minyon vücuduna göre fazlasıyla büyük bir çanta, yarısı boyalı yarısı ak darmadağan saçlarıyla Ayfer, sokak başında salınark erkek ‘müşterilerini’ bekliyordu. Yine mi be Ayfer! dedim. Sorular karşısında duraksamazdı, gür sesiyle cevapladı; “Allah kahretsin otel parasını çıkartamadım!” Altmışına yaklaşmış bir kadın, otel parasını ödeyemediği için hayatı boyunca her fırsatta kaçtığı bu pis işe mecbur kalmıştı…

Bir kadın için kolay mıydı sokakta kalmak! Donmamak için sabaha dek kaldırımları çiğneyecek. Ağzı salyalı tecavüzcüsünden, katilinden, manyağına her türlüsünden kaçacak! Erkek olmak, sokaklarda nispeten daha kolaydır. Eminönü’ye geçerek gececi kahvelerinde kalınır, olmadı internet kafelerde sabahlanırdı üç beş liraya. Soğuk havalarda artık şehrin dışında dahi olsa spor salonunda gece geçirilir. Zamanla sokak kurallarını öğrenir; geceleri yattığı sokak arasında kaftiler yanaştığında, soluğunu çıkartmayarak parasını feda edecek fakat canından olmayacaktır!

Ayfer’in durumuna içim elvermedi. Cepteki keneyi saydım, 25 lira var. “Yürü Ayfer” dedim. Gözleri sevinçle ışıldadı. Sokaktan yürüyerek çıktık, meydana inen merdivenlerin başına oturduk Ayfer’le. Sigara uzattım, yakmamı bekledi. Keyfi yerine gelmişti, yüzü gülüyor espriler yapıyordu. Eğer Ayfer’i görmeseydim akşamın karanlığında yüzünün çizgilerini, saçının ağlarını belli etmeden müşteri bulmaya çalışacak, bu müşterinin sapık, katil olmadığına veya parasını vermeden gitmeyeceğine inanmaktan başka şansı olmayacaktı. Bunların tamamına yirmi lira için katlanacaktı, ömrü boyunca yaptığı gibi…

ADANA’DA MUTLU MESUT GÜNLER

Üç beş sohbet sonrası Ayfer çocukluğunu anlatmaya başlıyor. Adana’da geçen mutlu mesut günler, dere kenarında yapılan piknikler derede yüzmeler… Ne güzel günlerdi çocukluğun masumiyetiyle. Maalesef mutlu mesut anlar çabuk geçer, kötü günler domino taşıymışcasına gelir; Ayfer için her şeyin başlangıcı babasının ölümüyle başlıyor. Annesi geçim sıkıntısı sebebiyle bir adamla evleniyor. Ayfer için üvey baba kabusu dayanılacak gibi değildir. Bir sabah Adana’dan apar topar annesine haber vermeden İstanbul’a, evli olan ablasının yanına kaçması Ayfer için kurtuluş(!) oluyor. Dünya güzeli bir abla, peygamber gibi bir enişteyle Ayfer için güzel günler tekrardan başlamıştır…

“Acıktım be Anıl,” sigara üzerine sigara yakıyor laflıyorduk. Hiç de aklıma gelmemişti 20 lirayı bulamayan bir kadın yemek parasını nasıl bulur! Kalktık, bakkaldan üç beş abur cubur aldım. Bakkaldan çıkıp Ayfer’le ara sokaklarda turlarken taksi durağından bir şoför laf attı “Ayfer! Genç müşteri mi!” donup kalmıştım ne diyeceğimi bilemedim. Fakat Ayfer duraksamazdı, bitirimdi “ecdadınla” başlayan on dakikayı aşkın aralıksız bir konuşma yaptı. Şoför, utancıyla arabasına binerek son sürat kaçtı!

KIRILMA NOKTASI

Ayfer’in İstanbul’daki güzel günleri ergenlik çağı ile sona erer. Aşık olduğunu sanır, yetmişli yılların Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki otellerin ne maksatla olduğunu nereden bilsin on beşindeki Ayfer! Sabahleyin kendisini otelde yapayalnız bulur. Gerisini anlatmak istemiyor, kilitleniyor, dudağı seyiriyor durmadan sigaraya sarılıyordu. “Sorma be sorma boşver” dedi. Duraksadı, döndü bana “Oğlum yaşındasın, hayatım s…  tahmin edeceğin şeyler” dedi. Üstelemedim, lafı çevirdim. Sonraki günlerde anlattı hikayesini, Ayfer’in yaşlandığı gün ve başındaki herifin genç bir kurban bulmasıyla Ayfer’i serbest bırakır.

SON DURAK; SOKAK

Ayfer sokaklarda bir gün geçirir iki gün geçirir. Bir anlamda mutludur bir anlamda sığınacak yuvası yoktur. Ablasının evinde başkaları oturmaktadır. Ne yapacaktır, ne ablası ne annesi ne bir dost kimsesi yoktur. Kiliseye sığınır, on yıla yakın bir süre kilisenin yardımıyla geçinir. Fakat yeni gelen din adamıyla gereksiz bir kavgaya tutuşurlar ve yardımlar kesilir. Karşısına evsizler çıkar, onların arasına sığınır. Kimisi kadın olduğu için istemez onu. Sebebini şöyle anlatıyor Ayfer;

“Ya bunlar büyük soylu adamlar ya! Yanlarındayken yoldan geçenden sigara isteyince erkeklikleri bozuluyormuş. Karizmaları çiziliyormuş. Karizmamız mı kalmış bırak ya aynı gemide ayakta kalma derdindeyim onlar racon derdindeler!”

Sinyal çekmeyi öğrenir, sahte içkiden uzak kalır ve Kasımpaşa’da bir otel bulur 20 liraya! “Televizyon bile istemiyorum be Anıl, bir banyo bir pencerem olsun. Ama lanet herif onu bile bana çok görüyor çoğu gece bodrum katındaki daireyi veriyor!” Yaşam şartları Ayfer’i kavgacı bir karakter olmaya sürüklemişti. Geçimsizdi, kavga eder ağzına geleni düşünmeden söyler, kalp kırabilirdi. Bunları düşününce güldüm, “Ne gülüyorsun gülüncek bir şey mi var!” demesine “Otelciyle kavga mı ettin!” dedim, başladı otelciye saydırmaya… Ayfer’i sakinleştirip parasını verdim, “Sağol be oğlum, bir ara rakı içelim” dedi. İçemedik…

Ayfer’in yaşamı düzelmedi, sağa sola başvurularda bulundu olmadı. Bir gün Ayfer’in takıldığı sokaktan geçiyordum, esnaf seslendi “Ayfer öldü” dediler. Umursamadım, evsizlere sordum ‘öldü’ dediler. Oteline gidip sordum ‘Gelmiyor’ dediler. Ansızın çekip gitmişti, ama nereye? Beyoğlu’nun suyunu içen çekip gidemezdi ki…

Kaldırımda oturup bir sigara yakıp düşünmeye başladım. Ayfer ile gülünç anılarımız aklıma geliyordu. Papaz lakaplı bir evsiz Ayfer’e aşıktı fakat Ayfer, Papaz’ın deliliklerine katlanamaz “Aman Anıl getirme buralara” derdi. Bir gün Papaz’ı üzgün görünce Ayfer’in yanına götürdüm. Ayfer’in ağzını açmasıyla Papaz’la kendimizi soluk soluğa koşarken bulmuştuk... 

DİĞER AYFERLER

Ayfer güçlü bir kadındı. Nice Ayferler bu hayatta güçlü olmak zorundalar. Fakat bu insanlara gelen kötü günler domino taşıymışcasına durmak bilmiyor...

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: 29 bin 689 sağlıkçıyı kamuda istihdam etme sürecini başlattık

SONRAKİ HABER

Eylem sırasında Merve Demirel’i taciz eden polis hakkında hapis istemi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...