Canan Kaftancıoğlu: Ne yaparlarsa yapsınlar kaybetmeyi öğrenecekler

Çağrı SARI
İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin iptal edildiğinin açıklandığı günden itibaren pek çok kişinin aklını “Bunlar sandıklarda bir şey yapacak” sorusu kurcalıyor. Ortada, adı her seçimde sandık usulsüzlükleri ile anılan, üstelik son seçimlerde de bunu yapanın rakibi olduğu konusunda da tezler öne süren ve bu kara propagandayı da her yerde yayan bir iktidar partisi var. Gerçekten ya usulsüzlük yapılırsa ya da yeniden ‘ama’lı itirazlar başlarsa? Bütün bunlara karşı CHP ne yapacak? Nasıl bir önlem olacak? ‘Sandıklara nasıl sahip çıkılacak’. Ayrıca küskün seçmeni sandığa gitmesi için nasıl ikna edecek ve bu kez kazanabilmek için nasıl bir yol haritası izleyecek?

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu İstanbul’da gazeteciler ile yaptığı toplantıda seçim kampanyasını ve güvenliği için aldıkları önlemleri anlattı. 

Önce, kampanyadan bahsedelim. Kaftancıoğlu, bu seçim kampanyasını “sessiz kampanya” olarak niteliyor. Nedir peki sessiz kampanya? Büyük mitingler yerine mahalle mahalle, kapı kapı dolaşarak hedef kitleye yönelmek… Ayrıca insanlarla temas etmek… Bunu yaparken de ilçelerde il başkanı ve o ilçenin kazansın ya da kazanamasın adayı İmamoğlu’ya eşlik edecek. 

Kaftancıoğlu, CHP’li olmayanın da çalışabilmesi için kampanyayı “İstanbul gönüllüleri” diye adlandırıyor. Zira, 16 milyonun belediye başkanı olmak gibi bir iddiası var  Ekrem İmamoğlu’nun. Kampanya bu nedenle sadece CHP’nin değil, odalar, dernekler veya başka bir siyasi partiye mensup kişi de bu kampanyanın içinde yer alacak. 

31 MART’TAKİ KÜSKÜN SEÇMEN SANDIĞA NASIL GİDECEK?

Bir diğer önemli konu küskün seçmen. Çünkü hem AKP’nin hem CHP’nin epey yüksek oranda sandığa gitmeyeni var…170 ile 200 bin arasında CHP’li seçmenin sandığa gitmediği tahmin ediliyor. Bu rakam AKP’de çok daha fazla. Her iki parti de özel taktikler izleyecektir elbette. Ancak, CHP’liler sandığa gitmeme konusunda Kürt seçmenlerle ilgili bir sıkıntı yaşanmadığını önümüzdeki seçimlerde de yaşanmayacağını düşünüyor. Sandığa gitmeyen kesim aslında daha ‘garanti’ diye bakılan Şişli, Beyoğlu/Cihangir ya da Beşiktaş gibi bölgeler. Kaftancıoğlu bu kesimlere de özel olarak yöneleceklerini söylüyor. Ayrıca, pek çok kişi de “Ben sandığa gitseydim fark daha çok olurdu” diye bir hesaplaşma olduğunu da düşünüyor. Tabii bu kaygının AKP- MHP kitlesinde de olabileceği göz ardı edilmiyor. 

HER SANDIKTA BİR AVUKAT

En merak edilen konulardan birisi sandık güvenliği. Bunun için hummalı bir çalışma söz konusu. 31 Mart seçimlerinde her okulda bir avukat barındıran CHP, bu seçimlerde “Her sandıkta bir avukat” kampanyası başlattı. Ayrıca, CHP sandık görevlilerinin ve müşahitlerin deneyimli CHP’liler olması konusunda ısrarcı. Zira sandıkta herhangi bir sıkıntı yaşanmasını istemiyor. Dolayısıyla da bu konuda uzman kişiler, deneyimli sandık görevlileri de dahil herkesi bir eğitim sürecine tabi tutmayı planlıyor… Tabii, 31 Mart gecesi Anadolu Ajansının verileri bloklamasından kaynaklı her okulda bir de veri akışını sağlayabilecek muhabir oluşturma konusunda çaba içinde. 

“Ne yaparsak yapalım, onlar alacaklar” sorusuna ise Kaftancıoğlu’nun yanıtı net: Ne yaparlarsa yapsınlar kaybetmeyi öğrenecekler. 

KARA PROPAGANDA ARTIK TUTMUYOR

CHP bu seçimlere sıkı hazırlanmışa benziyor. Ayrıca psikolojik üstünlüğün kendilerinde olduğunun da gayet farkındalar. Kaftancıoğlu tüm yorgunluğuna rağmen, kendinden emin ve kampanyaya dair küçük ayrıntıya bile hakim. AKP’nin “seçimlerde ne oldu: Çaldılar” sözünün dahi ters tepeceği görüşünde. Zaten kendisine ya da başkaca her şeye yönelik yapılan kara propagandanın da tutmadığını, kendi yaptıkları çalışmanın gösterdiğini söylüyor. Önümüzde bir aydan fazla bir zaman dilimi var. Bakalım önümüzdeki süreç bu kampanyanın nasıl ilerleyeceğini gösterecek.