06 Mayıs 2019 10:28

Saruhan Oluç: YSK üzerindeki tehditlerinize son verin

HDP Grup Başkan vekili Saruhan Oluç, Cumhur İttifakı’nın YSK'ye baskılarını eleştirdi, "Bu açıkça İstanbul halkının iradesini yok saymaktır" dedi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Grup Başkan vekili Saruhan Oluç, Cumhur İttifakı'nın İstanbul'da seçim yenilgisini kabul edemediğini belirterek "YSK üzerindeki tehditlerinize son verin" dedi. Oluç, açlık grevinde olanların yakınlarına yönelik polis saldırılarına da tepki göstererek, "Bu emri verenlerin de uygulayanların da tutumu asla kabul edilemez" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkan vekili Saruhan Oluç, Meclis'te gündemdeki konulara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Oluç konuşmasına idam edilişlerinin 47’nci yıl dönümünde nedeniyle halk önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anarak başladı. İdam kararının Meclis'in utanç oylamalarının birinin sonucunda verildiğini dile getiren Oluç, “Deniz, Hüseyin, Yusuf, bağımsızlık, özgürlük, eşitlik, özgürlük ve adalet mücadelesinde büyük insanlık değerlerini savundular ve asla boyun eğmediler. Bu 3 fidanın açtığı yol, onların onurlu mücadelesi Türkiye’de demokrasi mücadelesi yürüten herkes için o günden bugüne kadar önemli bir örnek olmuştur. Deniz Gezmiş’in idam sehpasını tekmelerken söylediği ‘Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği’ sözünü asla unutmuyoruz. O sözü bu ülkede yaşayan, demokrasi mücadelesi, özgürlük ve barış mücadelesi veren herkes beyninde ve yüreğinde taşımaya devam ediyor” dedi.

"TALEP HUKUKİ VE İNSANİ BİR TALEPTİR"

Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevinde olan Leyla Güven’in eyleminin 180’inci gününde olduğunu hatırlatan Oluç, “Son derece vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu Meclis kürsüsünde de defalarca ifade ettik, talepleri son derece hukuki ve insanı taleplerdir. Bin 490 gündür, evet bin 490 gün; 35 bin 760 saattir, yani 5 Nisan 2015 tarihinden beri İmralı’da sürdürülen mutlak ve ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi talebidir. Herhangi bir yeni yasa veya özel yasa çıkarma talebi de değildir. Var olan yasaların, Anayasa’nın, Türkiye’nin altında imzası olan uluslararası sözleşmelerin uygulanması talebidir. Çok net ve açık bir şekilde bir kez daha yetkilileri, Adalet Bakanlığı başta olmak üzere bu ülkeyi yönetenleri uyarıyoruz” ifadesinde bulundu. 

"ÇOCUKLARI İÇERİDE ÖLÜMLE YÜZ YÜZE"

Tutuklu yakınlarına yönelik polis saldırılarına da tepki gösteren Oluç şöyle devam etti: “Günlerdir Bakırköy’de, Gebze ve Diyarbakır’da anneler açlık grevinde olan çocuklarını merak ettikleri için cezaevi önünde oturmak istemektedirler. Yarım saat, bir saat oturmak istemektedirler. Çünkü çocukları içeride ve ölümle yüz yüzedir. Bu nedenle anneler son derece duygusaldır, bunun karşısında güvenlik güçlerinin tutumu acı ve utanç vericidir. Bu emri verenlerin de uygulayanların da tutumu asla kabul edilemez. Türkiye açısından ve işletilmeyen hukuk açısından asla kabul edilebilir değildir.”

"KENDİNİZİ ANNELERİN YERİNE KOYUN"

Oluç, Çubuk’ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na dönük saldırıyı da hatırlatarak, “Sayın Kılıçdaroğlu’na linç girişiminde bulunanlara ‘Anayasal hakkını kullandılar' diyen Cumhurbaşkanı danışmanına ve yetkililere hatırlatmak isteriz. Bu anneler protesto haklarını bile kullanmak istememektedir. Anneler, çocukları ile dayanışma içinde olmak istemektedir. Orada oturarak çocuklarına iyi niyet duygularını göndermek istemektedirler. Buna rağmen gayri insani ve gayri hukuki bir davranışla karşı karşıyadırlar. Bu emri verenler, başta İçişleri Bakanı olmak üzere, bu emri uygulayanlar bu mübarek ayda kendinizi annelerin yerine koyun, empati yapın, onların acılarını anlamaya çalışın ve bu berbat görüntüleri ne bizlere ne de insanlara yaşatmayın” diye belirtti.

"BÜYÜK BİR REZALETLE KARŞI KARŞIYAYIZ"

İstanbul seçimlerine de değinen Oluç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İstanbul’daki itiraz hakkının kullanılması, ne yazık ki artık hukukun uygulanması, usulsüzlüğün ortadan kaldırılması için bir itiraz değildir. Tam tersine hukuksuzluk yaratmak için bir itiraz haline gelmiştir. Bütün itiraz edilen maddeler boş çıkmıştır. KHK’liler oy kullanmasın denmiş, reddedilmiş; kısıtlı seçmen iddiası ortaya atılmış, reddedilmiş; sandık kurulları ile ilgili iddialar boş çıkmıştır. Şimdi bütün bu gerçeklik ortada olmasına rağmen, büyük bir pişkinlikle kimi insanlar çıkıp aslında İstanbul’daki seçimlerin iptal edilmesi gerektiğini belirterek YSK üzerinde siyasi bir baskı oluşturmaya çalışıyorlar. Bunların başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gelmektedir. Bir partinin genel başkanıdır. Diyor ki ‘Vatandaşım bana diyor, başkanım bu seçimi yenileyin’. Sen hangi vatandaşın Cumhurbaşkanısın? ‘Yüzde 48 oy verenlerin Cumhurbaşkanı değilim’ diyorsun sadece sana oy vermiş olanların Cumhurbaşkanı olduğunu söylüyorsun yani. Sana oy vermemiş, seni desteklememiş olanların Cumhurbaşkanı olmadığını vurgulamış oluyorsun. "

"YSK ÜZERİNDEKİ TEHDİTLERİNİZE SON VERİN"

Cumhur İttifakının seçimi kaybettiğini kabullenmek istemediğini belirten Oluç, "YSK üzerinde Demokles’in kılıcını sallıyorsunuz. ‘Kendinizi aklayın diyorsunuz’ YSK üyelerine. Çok açık bir şekilde Anayasa’nın 138'inci maddesi çiğnenmektedir. Anayasa çiğneme konusunda Erdoğan’ın ilk icraatı değildir. Birçok kez çiğnemiştir Anayasa’nın ilgili maddesini. YSK bugün bir kez daha toplanacak ve son değerlendirmelerini yapacaktır ve bir sonuca varacaktır. Cumhur İttifakı’nın sözcüleri, YSK üzerindeki tehditlerinizi ve baskılarınızı sona erdirin. Bu yaptığınız açıkça İstanbul halkının iradesini yok saymaktır" ifadelerini kullandı.

AA'NIN "BANK ASYA ŞÜPHELİSİ" HABERLERİNE HULUSİ AKAR YANITI

AA'nın sandık kurullarında görevli 41 kişiyi Bank Asya’ya para yatırdığı gerekçesiyle "FETÖ" ile ilişkilendiren haberlerini eleştiren Oluç, "AA, bak güzel haberler yapmak istiyorsanız Bank Asya’da yöneticilik yapan bir kişinin SPK’ya nasıl başkan olduğuna dair haberi yapsanıza. Böyle sorgulayıcı, şüphe uyarıcı haberler yapmak istiyorsanız, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın haberini yapsanıza. ‘16 bin 540 terörist TSK’dan ihraç edildi ve 4850 geçici uzaklaştırma var’ dedi. Bu kadar teröristin ne zaman TSK’ye yerleştirildiğini sorgulasanıza. Hulusi Akar’ın o dönem TSK’da hangi görevde bulunduğunu yazsanıza. Güzel ve yaman gazetecilik yapsanıza, bunları yapsanıza. Yok 41 kişi şüpheliymiş, Bank Asya’ya para yatırdığı için. Bank Asya’yı açanlar, o fotoğraflarda yer alanlar hakkında haber yapsanıza. AKP bakanları ve vekilleri hakkında gazetecilik yapsanıza" dedi.

"TTB’YE SAVAŞA KARŞI ÇIKTIKLARI İÇİN CEZA"

TTB yöneticileri hakkında verine cezalara dikkat çeken Oluç, "Hekimler ve TTB yöneticileri hakkında iki kez 10 ay, toplamda 20 ay verilen cezalar savaşa karşı çıkmalarından dolayı kesildi. Yani bir doktor ettiği yemin gereği savaşa karşı çıktığı için, savaşa hayır dediği için 20 ay cezalandırılmıştır. İbret verici bir yargı kararıdır bu. Bakın yarın barış için imza atmış olan akademisyenlerden Prof. Füsun Üstel 15 aylık cezasını çekmek üzere cezaevine girecektir. 200’den fazla gündür akademisyenler duruşmalara gidip gelmektedir, 2 bine yakın duruşma yaşanmıştır. Yüzlercesi yargılanmakta, barış için imza attıklarından dolayı ceza almaktadır. Füsun Üstel hocamıza bir kez daha geçmiş olsun diyoruz. Attığı onurlu imza için ve bunun arkasında durduğu için, barış için mücadelesinden asla vazgeçmediği için kendisine saygılarımızı ve teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadesinde bulundu. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Almanya'da Evrensel'le dayanışma gecesi düzenlendi

SONRAKİ HABER

Nisan ayında en az 36 kadın öldürüldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...