04 Mayıs 2019 23:15

Amerikan İç Savaşı

Marx’ın Die Presse gazetesi için yazdığı yazılar ve Engels’e gönderdiği mektuplardan oluşan bir seçki, Kor Kitap’tan yayımlandı

Kor Kitap'tan çıkan Amerikan İç Savaşı adlı kitabın kapağı

Paylaş

Arif KOŞAR

Amerikan iç savaşı, 1775-1783 yılları arasında Büyük Britanya ve Kuzey Amerika’daki On Üç Koloni arasında geçen ve Amerika Birleşik Devletleri’nin kurulmasıyla sonuçlanan Bağımsızlık Savaşı’ndan ardından ABD tarihinin en önemli dönüm noktalarından birisidir. 1861-1865 yılları arasında yaşanan “modern tarihin ilk büyük savaşı”, Birleşik Devletler tarihinin ekonomik, siyasal, toplumsal, kültürel vb. her bakımdan kırılma noktası olarak kabul ediliyor.

Marx sürgünde bulunduğu Londra’dan, Avusturya’da günlük olarak yayımlanan liberal bir burjuva gazetesi olan Die Presse ve Birleşik Devletler’de yayımlanıp Cumhuriyetçi Partinin görüşlerini savunan The New York Daily Tribune gazeteleri için iç savaş hakkında düzenli yazılar yazmış, Friedrich Engels ile sürekli görüş alışverişinde bulunmuştur.

Marx’ın Die Presse gazetesi için yazdığı yazılar ve Engels’e gönderdiği mektuplardan oluşan bir seçki geçtiğimiz ay içinde Kor Kitap’tan “Amerikan İç Savaşı: Seçme Yazılar” başlığı ile yayımlandı. Makalelerin seçimi ve çevirisi Ferhat Sarı’ya ait.

İKİYE BÖLÜNMÜŞ ÜLKE

İngiltere’nin 1783 yılında bağımsızlığını tanımak zorunda kaldığı Birleşik Devletler ile ekonomik ilişkileri 19. yüzyılda da güçlü bir biçimde devam etti. ABD, Fransa’nın da müdahil olduğu bağımsızlık savaşından zaferle çıkmasının ardından kıtanın batısına doğru genişlemesini sürdürdü. 1848 yılına kadar Fransa ve Rusya’dan satın aldığı ve ayrıca işgal ettiği topraklarla Kuzey Amerika kıtasının orta kısmında egemenliğini kurdu. Ancak birlik sanayileşmiş ve ücretli işçiliğe dayanan Kuzey ile tarımsal üretime ve köle emeğine dayanan Güney olarak fiilen bölünmüştü.

İki toplumsal yapı ve egemen sınıfları, ABD temsilciler meclisi ve senatoda da karşı karşıya geliyordu. Zoraki birlik 1861’e kadar sürdü ve köleci Güney eyaletleri bir deklarasyonla Birleşik Devletlerden ayrıldıklarını resmen ilan etti. Ve hemen ardından köleliği yaymak için Kuzey’e saldırmaya başladı.

İç savaştan yaklaşık yüzyıl önce tek bir büyük demokratik cumhuriyet düşüncesinin ilk kez ortaya çıktığı, ilk İnsan Hakları Bildirgesi’nin yayımlandığı ve 18. yüzyılın Avrupa devrimine ilk itkinin verildiği yerde, 300 bin kişiden oluşan köle sahipleri oligarşisi dünya tarihinde ilk kez silahlı isyanın bayrağı üzerine “kölelik” diye yazmaya cüret ediyordu. Tam da bu yerde “Kleliğin faydalı bir kurum, işin gerçeği emek ile sermaye ilişkisine dair büyük sorunun tek çözümü” olduğunu öne sürüyor ve alaycı bir şekilde insan üzerindeki mülkiyetin “yeni yapının mihenk taşı” olduğu ilan ediyordu (s. 142)

İNGİLİZ KAPİTALİZMİNİN ROLÜ

Güney’de süren kölelik düzeninin esbabımucibesi kendinde değil daha çok İngiltere başta olmak üzere modern kapitalizmin kalbiyle kurduğu ilişkideydi. Marx, makalelerinde, köhnemiş bu kurumun dünya kapitalist pazarıyla bağlantısını, köle emeğinin başlıca ürünü olan pamuğun İngiliz endüstrisiyle olan yakın ilişkisini parlak bir şekilde göstermiştir (s. 41, 51 ve daha birçok yerde). İngiliz tekstil sanayisinin Güney’deki köle emeğine dayanan pamuk plantasyonlarına bağımlılığı, köleci rejimin temel dayanaklarından biri olmuştu.

Sömürgeci imparatorluğu ve sanayi kapitalizminin öncü ülkesi olan İngiltere’nin tutumu, bugünkü seleflerinden farklı değildi. “Nezaket dolu” İngiliz sanayi burjuvazisi ve tüccarları iç savaş sırasında açıkça köleliği savunma cesaretini gösteremese de her fırsatta Kuzey’i suçlamaktan geri durmamıştı. Güney’in köle emeğine dayalı pamuk plantasyonları düzenli olarak İngiliz iplik ve dokuma sanayini beslemekteydi. İç savaş, köle emeğiyle sanayisinin ham madde ihtiyacını karşılayan İngiliz burjuvaları tedirgin etmişti. Köhnemiş kölelik düzeni ve ticareti değil ama pamuk ticaretindeki olası bir aksaklık burjuvazinin yüreğinde çarpıntılara yol açıyordu.  

Dolayısıyla burjuvazi yer yer Amerikan iç savaşına müdahale etme niyetini ifade ediyordu. Çünkü zorla birlik olmazdı, Kuzey Güney’i rahat bırakmalıydı! Ayrılmak isteyen eyaletler ayrılabilmeliydi! Sürekli saldırı halinde olan ve bu saldırısını meşru ilan eden Güney’in köle sahipleri olmasına rağmen, İngiliz burjuvaları için kral, pamuktu. Ancak, İngiliz işçi sınıfı, olası bir müdahaleye karşı her zaman uyanık davrandı. Marx şöyle diyordu: “… İşçi sınıfının … sessizliğini yalnızca müdahaleye karşı ve Birleşik Devletler için sesini yükseltmek için bozması hayranlık uyandırıcıdır. Bu İngiliz halk kitlelerinin yıkılmaz sağlamlığının yeni ve parlak bir kanıtıdır” (s. 68).

KÖHNEMİŞ DÜZENİN YENİLGİSİ

Dönemin İngiliz gazeteleri savaşı “gümrük savaşı”, “serbest ticaret savaşı”, “Kuzey’in bağımsızlığını ilan eden Güney’e saldırısı” gibi gerekçelerle açıklanmaya çalışırken, Marx şöyle tanımlamıştı:

“Güney ve Kuzey arasındaki mevcut mücadele… İki toplumsal sistem arasındaki, kölelik sistemi ile özgür emek sistemi arasındaki mücadeleden başka bir şey değildir. Bu mücadele patlak vermiştir çünkü söz konusu iki sistem Kuzey Amerika kıtasında artık barışçıl bir şekilde yan yana yaşayamamaktadır. Bu durum sadece bir sistemin zaferiyle sona erebilir” (s. 37-38)

Gerçekten de böyle oldu. İç savaş 1865 yılında Kuzey’in, yani kapitalizmin zaferiyle sona erdi. Kölelik ve onun yayılmasıyla Kuzey’in işçi sınıfını modern serflere dönüştürme girişimi başarısız oldu. “Faydalı bir kurum” denilen kölelik yasaklandı. 20. yüzyılda başka “faydalı” kurumlarla “Kuzey”, İngiltere’nin dünya genelindeki egemen rolünü devraldı.

Ayrıca hatırlatmak gerekir ki, günümüzde dünyanın dört bir yanında, kapitalist ticaretin kabul edebileceği ölçüde bir kölelik varlığını sürdürmeye devam ediyor.

“Amerikan İç Savaşı”nda iç savaşın seyri, aktörlerin tutumu, köleliğin kaldırılma süreci, köle ticareti, İngiltere’nin müdahaleleri, Lincoln’un yalpalamaları vb. birçok konuda önemli bilgiler edinmek mümkün.

ÖNCEKİ HABER

Polis, basın açıklaması yapan KESK üyelerine saldırdı: 30 gözaltı

SONRAKİ HABER

İmamoğlu: İlçelerde oylar pırıl pırıl, büyükşehirde şaibe var öyle mi?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...