09 Ekim 2012 08:45

'Başbakan savaş için yalan söylüyor'

BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Konuşmasının çoğunda AKP'nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye yönelik savaş politikasını eleştiren Demirtaş, AKP'nin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan'a ilişkin şunları söy

'Başbakan savaş için yalan söylüyor'
Paylaş

Konuşmasının çoğunda AKP'nin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'ye yönelik savaş politikasını eleştiren Demirtaş, AKP'nin grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan'a ilişkin şunları söyledi: "Başbakan 45 dakikadır, niye savaşmak zorundayız, onu anlatmaya çalışıyor. Parlamento savaş naraları ile başladı. Halkın savaş konusunda ikna olmadığını biliyor. Neden Suriye savaş tezkeresi yangından mal çalınır gibi çıkarıldı. Çünkü toplumun ikna olmadığını kendisi de biliyor. Aklı olan herkes Başbakan'ın 45 dakikadır yalan söylediğini anlamıştır. Başbakan aslında bir yıldır, Türkiye'yi Suriye'ye karşı savaşa hazırlıyor."

Suriye'ye karşı savaşın en önemli gerekçesinin Başbakan Erdoğan tarafından "Suriye'de sivil insanlar Esad rejimi tarafından katlediliyor" olarak sunulduğuna işaret eden Demirtaş, "İnsani açıdan son derece makul bir gerekçe. Esad rejiminin yaptığı hiçbir katliamı izlemedik. AKP'nin savaş coşkusu Suriye tezkeresini çıkarmak zorunda bırakmıştır. Suriye'de yaşayan Sünni-Müslümanlar bile Türkiye'de destek istemezken, Türkiye'nin Suriye'ye girmesi gerektiği yönünde beklenti yaratmak bir manipülasyondur. Asıl neden oradaki Kürtlerin bir oluşuma gitmesidir. Türkiye Irak'ta savaşmayıp da neyi kaybetti. Irak'ta hayatını kaybeden bir milyon kişinin kanında Türkiye'nin parmağının olmamasını mı kaybetti Başbakan.Orada rahatsız olduğu şey Federe Kürdistan Bölgesi'nin oluşmasıdır" dedi.

TEZKERE PROVOKASYONLARIN ZEMİNİNİ GÜÇLENDİRDİ

"Çok açık bir Kürt düşmanlığı üzerine kurulu savaş tezkeresini, uluslararası güçlere destek içeren savaş tezkeresini desteklemedik diye bizi suçluyor" diyen Demirtaş, şunları dile getirdi: "Suriye'de yaşayan halkın Türkiye'den askeri müdahale talebi yoktur. Uluslararası güçlerin de Türkiye'nin müdahalesi yönünde bir istemi yoktur. Bu tezkere Türkiye'ye karşı provokasyonların zeminini güçlendirmiştir, Türkiye'nin elini değil. Resmi bir savaş tezkeresi var hükümetin elinde. Savaş isteyenler, Türkiye'yi hızlı bir şekilde Suriye'ye sokacaklardır. Türk ordusu Suriye'ye girdiğinde Hatay'daki Nusayrilerin, Nusaybin'deki Kürtlerin akrabalarını, Hatay'daki Arap Alevilerinin akrabalarını bulacak. Oradaki halk, buradaki halkın akrabası. Bir tek Türkmenlerden bahsediyor. Peki Kürtler ve Araplardan neden bahsetmiyor."

'SEN DE ROBOSKİ'DE AYNISINI YAPTIN'

Savaşı soyut bir kavram olarak görmemek gerektiğine vurgu yapan Demirtaş, "Gerçek bir savaş yaşanacak. Suriye cevap verecek. Suriye'de başlayan manzaralar Hatay'da, Antep'te görülecek. İşin bu yönünü görmüyorlar mı? Suriye aynı savaş ruhuyla size saldıracaktır. Savaş dediğiniz şey bir saatte çıkar, bazen onlarca yıl durduramazsınız. İç savaş görüntülerine hazır mıyız? Toplumun buna tepkisini göstermesi lazım. Buna itiraz edenlerin, 'vatan haini' ilan edilmemesi lazım. AKP bu savaşa tek başına karar veremez. Savaş karşıtlığında cesur olmak lazım. Başbakan'ın kandırmacılarına inanmamak lazım. Biz hem sana hem de Esad'a karşıyız. Sen de Roboski'de aynısını yaptın. Biz halkların bir arada yaşamasını isteyen ve onun için çalışan seçeneğin yanındayız. Çocuk oyuncağı değildir. Türkiye Suriye olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Geçen Mart'ta hiçbir Suriyeli ülkelerinin bu hale geleceğini düşünmüyordu. Hükümet toplumu ikna etmeden, gece yarısı operasyonu ile tezkereyi hazırlamıştır. Bizim savaş karşıtı politikamız ve mücadelemiz devam edecektir. Oradaki halk kendisini nasıl yönetecekse sen ona saygı duyacaksın. Bunların dertleri demokrasi değil. Irak'taki demokrasiyi gördük, Afganistan'daki demokrasiyi gördük. Suriye'nin durumu ortadadır."

'BU ZİHNİYET İLE SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ'

Kimsenin "Savaş beni ilgilendirmiyor" dememesi gerektiğini belirten Demirtaş, "Her yerdeki insanları etkiler. Bir kişinin iki kişinin aldığı karar, 75 milyon kişinin hayatını etkiler. Türkiye ekonomisi savaşı kaldıracak bir noktada değil. Cari açık zaten alarm veriyor. Savaşın bütün faturası bizlere, yoksul ve emekçi kesimlere çıkarılacaktır. Erdoğan, savaş konusunda ikna edemediği kamuoyunu aldatmaya çalışıyor. Bu zihniyet ile soranlar çözülmez" dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 9 Ekim 1998'de Suriye'den çıkarılmasının yıldönümü olduğunu da hatırlatan Demirtaş, "O gün de Suriye ile benzer bir noktadaydı Türkiye. O günde Genelkurmay Başkanı Hatay'dan Suriye'ye mesaj veriyordu, bugün de veriyor Genelkurmay Başkanı mesaj. Türkiye Öcalan'ın Suriye'den çıkarılması karşılığında uluslararası güçler tarafından rehin alınmıştır. Bunun için batılı devletlerle gizli protokoller yapmıştır. Türkiye her geçen gün taviz vermiştir. Gelinen noktada Türkiye hep kaybetmiştir. Bu komployu yapan hangi ülke, Türkiye kadar zarar görmüştür. Aldatıldığını da kabul etmemektedir Türkiye. Kürtler ile oturup konuşsa, en kazançlı Türkiye çıkacaktır.Türkiye, kendi Kürtleri ile barışarak bölgesel bir aktöre yeniden dönüşebilir. 45 dakika çıkıp niye savaşmamız gerekiyor diye konuşmak yerine 45 dakika çıkıp, Kürtlerle niye barışmak gerektiğini konuşsa, o zaman Türkiye'nin sorunları çözülebilir. Ama sen kendi ülkendeki farklılıkları yok sayarak, Suriye'de, Irak'ta etkili olamazsın. 9 Ekim uluslararası komplo tezgahından kurtulunması gerekmektedir. Önerimiz serin kanlı bir şekilde tartışılmalıdır. Sayın Öcalan'ı serbest bırakırsanız, özgürlüğüne kavuşursa Türkiye'nin eli güçlenir ve Türkiye'deki sorunların çözümünde aktif olarak rol alır. Ciddi bir gelecek vizyonu ile bunun tartışılması lazım" diye konuştu.

Türkiye ve Bölge cezaevlerinde PKK'li ve PAJK'lı tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalan ve Kürtlerin demokratik haklarının kabul edilmesi için başlattığı açlık grevi eylemine ilişkin de değerlendirme yapan Demirtaş, şunları belirtti: "Türkiye'de cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırmış insanlar. Türkiye'deki sorunların çözümü için, savaş yaşanmaması için. Açlık grevi eylemcilerinin mesajlarının doğru okunması lazım. Bu fedakar arkadaşlarımızı saygı ile selamlıyorum. Ülke barış istiyor, Kürt, Türk herkes barış istiyor. Ama bu ülkenin başbakanı 45 dakika nasıl kan dökeceğini anlatarak, ülkeyi savaşa sürüklüyor. Ama ülkede insanlar savaş istemiyor. Başbakan bu savaşı yürütemez."

BAŞBAKANA ANADİL CEVABI

Başbakan Erdoğan'ın "Anadilde eğitim olmaz" yönündeki açıklamasına da yanıt veren Demirtaş, "Başbakan'a hatırlatmak istiyorum. Almanya'da bir Türkiye yoktur, Fransa'da bir Türkiye yoktur, ama Türkiye'de Kürdistan vardır. Onun için anadilde eğitim hakkı olması lazım. Başbakan'ın bunu anlaması gerekiyor. Şov yapan bir Başbakan'dan biz ürküyoruz artık. Bir umut görmüyoruz artık. Biz diyor 'ölen terörist için ağlamayız' ama 'annelerin gözyaşlarını ayırmayız' diyor. Bu kadar tutarsız, bu kadar çelişkilerle dolu. Türkiye açısından ürkmekte haklıyız. Çizgiyi yitirmiş, Çankaya hayali dışında başka bir amacı kalmamış birinden ne beklenir artık. Böyle bir Başbakan'ın arkasında AKP'liler de duramayacakları anlamış durumdular. Bazı AKP'liler bunu dillendiriyorlar artık."

'HANGİ TEMEL SORUNU ÇÖZDÜN'

AKP iktidarının 10 yıllık döneminde dile getirdiği Türkiye'nin hiçbir temel sorununu çözemediğini belirten Demirtaş, "Ama sen hala Afyon'dasın haberin yok. Hangi temel sorunu çözdün?. Hükümet AB sürecini de askıya aldı. Böyle bir sorunu da yok artık. Hükümetin içerisinde ve dışarda yürüttüğü hiçbir politika Türkiye'nin sorunlarına çözüm getirmedi. 3 yıldır millet mahkemelerde bir tek kelime konuşamıyor anadillerinde. Şimdi kalkmış düzenleme yapacağız diyorlar. Biz teklifimizi sunduk, ama bunlar reddettiler. Pratik neyse bizim açımızdan da bağlayıcı olan kesinlikle olacaktır" diye konuştu.

'HAFTAYA SEÇİMİ YAPALIM'

Yerel seçimler konusunda ise 10 partili arkadaşları tutuklu olmasına rağmen önümüzdeki hafta yapılsa dahi hazır olduklarını belirten Demirtaş, "Haftaya seçimi yapalım. Biz 10 bin tutuklu partilimize rağmen buna hazırız. BDP ile görüşmüyorlar bile. 25 partiden fazla parti seçime giriyor, onlardan görüş almıyorlar. Sadece 3 parti aralarında anlaşarak, seçim kararı alıyorlar. Hazine yardımını sadece 3 parti kendi aralarında başlıyorlar. Yedikleri para haram paradır. Bizim paramızı da paylaşıyorlar" dedi.

Demirtaş, son olarak 14 Ekim'de Ankara'da yapacakları kongreye katılım çağrısında bulunurken, kadınların BDP'de görev almasını istedi. (ANKARA)

ÖNCEKİ HABER

Barış Ambalaj'da sendikalaşan işçiler atıldı

SONRAKİ HABER

İzmir Büyükşehir’e yönelik operasyonlar kitap oldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...