28 Nisan 2019 13:31

Ginko Tiyatro’dan çocuklara bir tutam soru: ‘Canavar mı? Yok mu?’

Ginko Çocuk Tiyatrosu güçlü bir barış savunusu olan ilk oyunlarını Moda Sahnesi'nde çocuklarla buluşturdu.

Fotoğraf: instagram.com/ginkotiyatro/

Paylaş

Can Deniz ERALDEMİR
İstanbul

Çağımızı biraz bilen, günceli takip eden her kişi parmaklarını gezdirdiği dünya haritasında dokunduğu her coğrafyayı içeren en azından bir savaşı hatırlayabilir. Savaşın hınca hınç gürültüsünün karşısında ise her savaşın en masum kurbanlarının sesi pek duyulmaz. Üstelik çoğu zaman tetik düşürmenin devlet ciddiyetiyle ezberletildiği o küçücük ellerin sahiplerine savaşın ne olduğu da hiç anlatılmaya çalışılmaz. Şşşt! Büyüklerin sürekli savrulup durduğu daha ‘büyüklerin’ çıkar döngüsünde çocukların bazı şeylerden anlamayacağını kabul etmek gerekmez mi zaten? İşte bu soruya büyük bir haylazlıkla “Hayır” diyor Ginko Tiyatro, “Canavar mı? Yok mu?" oyunuyla.

Oyun, galasını 27 Nisan Cumartesi günü Moda sahnesinde yaptı. Bugün ikinci kez perdeler bu oyun için aralandı ve oyun 5 Mayıs Pazar günü de aynı sahnede çocuklarla buluşacak. Ginko Tiyatro derdini tekrar ve tekrar anlatmış olacak yani...

GÜÇLÜ BİR BARIŞ SAVUNUSU

Oyun, İsveç doğumlu Yazar Davide Cali’nin dil sınırlarını çoktan aşmış ve Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) olmak üzere çeşitli kitle örgütleri tarafından güçlü bir barış savunusu olarak sahiplenilen “Düşman” kitabından Ezgi Keskin tarafından uyarlanmış. Aynı zamanda oyunun yönetmeni ve iki oyuncusundan biri Ezgi Keskin. Kısa sohbetimizde uyarlamasındaki ince işçiliği sezmemek mümkün değil. Keskin, “Bir çocuk yastığı kucağına aldığında onun bebeğidir artık. O gerçekliği yeniden kurar. Bizler de oyunumuzdan, afişimize, müziğimize kadar her şeyi bir çocuğun kurabileceği, çizebileceği, söyleyebileceği şekilde kurmaya çalıştık” derken gösterdikleri özenin sağladığı haklılık fark ediliyor. “İşi oyun olanlara oyun kurmak” zor bir iş ama bu zaten başarılmış.

Diğer oyuncusu ise G. Can Yıldırım. Can Yıldırım’ın gölge oyunu deneyimi sahnede etkin bir rol oynuyor. Zaten çoğalınca karakterler birlikte hareket eden bir gölgeye dönüşmez mi çoğu zaman? Üstelik aynılığa düşmeden. Şöyle ki birçok fikir, ışığın her bir karakterin kıvrımlarında farklı yansıması gibi farklı şekillerde yansıyor algınıza. “Çocuklar için bir canavar imajı hep var. Ama biz büyükler içinde başka canavar imajları hep yaratılıyor” derken Yıldırım o canavar korkusundan küçük adımlarla sıyrılmayı, gerçeği çocuklar ve ebeveynlerle birlikte bulabilmenin önemine dikkat çekiyor. Oyun da böyle. Çocuklarınızla birlikte gülüp düşüneceğiniz kavramlar bir kelimelik mesafe zenginliği sunuyor. Üstelik o kaplumbağaların geçim derdiyle düştüğümüz göz bağlarının ardından biz büyüklere de epey söyleyecekleri var. Hele bir de iki oyuncunun temposu hiç düşmeyen oyunculukları dikkatinizi sahneden bir an olsun dağılmasına izin vermezken.

 

 

"KAPLUMBAĞALARI ÇOK SEVDİM ANNE"

Kralların iyi olduğu ama kandırıldığı, prenslerin prensesleri canavarlardan kurtardığı masallara karşın karşımızda içimizden seçilmiş bir ‘kahraman’ kaplumbağa kendisine söylenenin yalan olduğunu bilmeden canavar ile yüzleşmeye gidiyor. Aç ve evsiz kalmak korkusuyla…

Oyundan çıkan bir çocuk şöyle dedi: “Kaplumbağaları çok sevdim anne, ama kralları sevmedim. Oh olsun o krallara!”

KÜNYE

Canavar mı? Yok mu?
Yazan: Davide Cali
Uyarlayan ve Yöneten: Ezgi Keskin
Oynayanlar: Ezgi Keskin- G. Can Yıldırım
Müzik: Yasin Kayırtar

ÖNCEKİ HABER

35 yıllık Çan tiyatrosu ayakta kalma mücadelesi veriyor

SONRAKİ HABER

Konak Mülteci Meclisinden 3 dilli 1 Mayıs çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...