23 Nisan 2019 23:49

Krizin faturasını ödememek ve insanca yaşayabilmek için 1 Mayıs'a

Farklı işkollarından sendika temsilcileri yaklaşan 1 Mayıs'ı ve talepleri değerlendirdi: Krizin faturasını ödememek ve insanca yaşayabilmek için...

Fotoğraf: Fırat Turgut/EVRENSEL

Paylaş

Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı ve İstanbul Sendikalar Platformu Girişimi Sözcüsü Erol Özdemir, Genel-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Adil Çiftçi, Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Arıkan ve TGS İstanbul Şube Başkanı Ali Açar yaklaşan 1 Mayıs'ı ve talepleri değerlendirdi.

ORTAK BİR HAREKET YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ

Erol ÖZDEMİR (Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı ve İstanbul Sendikalar Platformu Girişimi Sözcüsü): Taşerondan belediye şirketlerine geçirilen işçilerin YHK kararıyla bağıtlanan sözleşmelerinde 4+4’lük zam oranları enflasyon karşısında eridi. Yerel seçim öncesi lokal protokoller gündeme geldi ancak hayata geçmedi. Şu an bütün belediyeler geri çekildi. Örgütlenmenin önünde engeller var. KHK ile toplu pazarlığın önü 2020’nin 6. ayına kadar kapatılmış vaziyette. Gerek kadrolu işçiler gerekse belediyenin şirket işçilerinin ücretlerinin ödenmesinde aksamalar yaşanıyor. İşçi sağlığı iş güvenliği yasası doğru düzgün uygulanmıyor, biz de yeterince denetleyemiyoruz. Temsilci atayamadığımız için işçilerin sorunlarını birebir dinleme ve çözme şansımız olmuyor.

1 Mayıs’a giderken en önemli gündem maddelerinden birisi de kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesi ve bireysel emeklilik sisteminin (BES) zorunlu hale getirilmesi. Biz fonlara karşıyız ve bunun için mücadelemizi yükselteceğiz. Öte yandan etkisi her geçen gün artan ekonomik krizin faturası işçilere kesilmek isteniyor. Krizin faturasını ödememek, eriyen ücretlerimizin iyileştirilmesi, ve toplu pazarlık hakkının önünün açılması için taleplerimizle alanlarda olacağız.

1 MAYIS ÖNEMLİ BİR ADIM OLABİLİR

Biz emeğin başkenti İstanbul’da ülkenin tamamına yayılabilecek bir çalışma başlattık. Türk-İş, DİSK ve Hak-İş konfederasyonlarına bağlı sendikalardan oluşan ve adına İstanbul Sendikalar Platformu Girişimi dediğimiz ortak bir örgütlülük yaratmaya çalışıyoruz. İşin doğrusu sendikalar bu konuda birazcık çekimser kalıyor. İnsanlar korkutulmuş ve sindirilmiş vaziyette, ama sorunlar ortak. Herkes de şunu bilmeli ki bu sorunlar, görülmeyerek ya da sırt çevrilerek çözülemez. 1 Mayıs’ta ortak tavır koyabilme, ortak bir dille aynı taleplerle alanlara çıkabilmek önemli. Bunun sorunlarımızın çözümünde önemli bir adım olacağını düşünüyoruz. Mesele şu İstanbul ayağında Türk-İş Kocaeli diye dillendiriyor. Henüz bize yansıyan somut bir şey yok ancak durum bu. Sermayenin saldırıları artacak, bu saldırılara karşı örgütlü bir duruşla, kitleleri büyüterek, konfederasyon farkı gözetmeksizin ortak taleplerle alana çıkabilirsek başarılı olacağız diyoruz.

İşçilere de buradan çağrıda bulunuyorum; çözüm örgütlülükten geçiyor. Yarın kıdem tazminatımız neden elimizden gitti dememek için, BES’in zorunlu hale getirilmesinden dert yanmamak için bu sorunlara herkesin sahip çıkması gerekiyor. Bunun için sendikaların çağrılarına kulak vermeleri alanlarda olmaları gerekiyor işçilerin. İşçiler kendi sorunlarına sahip çıkacaklar, sahip çıkmayan sendikalar ve sendikacılar varsa da onları zorlayacaklar.

ALIN TERİMİZİN KARŞILIĞINI VE DEMOKRASİ İSTİYORUZ

Adil ÇİFTÇİ (Genel-İş İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı): Bu memleketin en büyük problemlerinden biri, yıllardan beri kangren olmuş taşeron sorunu. İkincisi daha önce de gündeme gelen, şimdi tekrar ısıtılan kıdem tazminatı problemi. Üçüncüsü zorunlu BES. İşsizlik tavan yaptı. Resmi kurumlar bile yüzde 14.6 gösteriyor. Gerçeğin yüzde 20-25’leri bulduğunu biliyoruz. Yanlış ekonomik politikalar yürütülüyor. İşsizlik Fonu’nda biriken paraların emekçiye değil de devletin fuzuli ödemelerine, üç tane bankaya ödendiğini biliyoruz. Yüzde 99 çalışıyor, yüzde 1 yiyor.

Bir diğer mesele demokrasi meselesi. Mazbatalar seçimin üzerinden epey gün geçtikten sonra verildi. Her gün gözetim altında yapılan sayımlara rağmen seçimler bitirilemedi. Güneydoğu’da KHK gerekçesiyle verilenler geri alındı. Demokratik haklar gasbediliyor. Toplusözleşmeler yapılamıyor. 15 Temmuz’da yapılan darbe girişimi ve 20 Temmuz’da OHAL’in ilan edilip KHK’lerin çıkmasıyla eylemler etkinlikler sınırlandı, demokratik haklar sınırlandı. Doğru düzgün basın açıklaması yapılamıyor. Biz bir an önce hak gasplarının önüne geçilmesini, herkesin demokratik haklarına kavuşmasını istiyoruz.

1 Mayıs’ta hak, adalet, demokrasi, kıdem tazminatı, kadro, işsizliğe zorunlu BES’e hayır, tarım, ekonomi, üretim, çarkların dönmesi ve en önemlisi alın terinin karşılığı verilsin diyeceğiz.

KIDEM TAZMİNATININ GASPI VE ZORUNLU BES’E KARŞI

Ahmet ARIKAN (Genel-İş Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Başkanı): Ücret eşitsizliği, adaletsiz ücret dağılımı, ekonominin geldiği durum ve enflasyon karşısında ezilme gibi büyük problemlerimiz var. En önemlisi de kıdem tazminatının fona devri ile zorunlu BES uygulaması. Bunların kabul edilebilir bir tarafı yok. Bunları 1 Mayıs’ta da 1 Mayıs sonrasında da haykıracağız. Kıdem tazminatının fona devrine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Konfederasyon ve Genel-İş olarak, mücadele eden tüm kesimlerle beraber bunun karşısında yer alacağız. Taleplerimizi diğer 364 gün de haykırarak çözüm için mücadele edeceğiz.

GAZETECİLERİ ÖRGÜTLENMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Ali AÇAR (TGS İstanbul Şube Başkanı): Türkiye’de medya sektörü giderek daralıyor. 10 binden fazla gazeteci işsiz ve iş bulamıyor. Çalışan meslektaşlarımız ise düşük ücretle çalışırken, iş güvencesi olmadan her gün patronların iki dudağı arasından çıkacak bir çift söze bakıyor. Bunun yanında gazetecilerin örgütlenmesinin önünde de büyük sorunlar söz konusu. Büyük medya kuruluşlarındaki meslektaşlarımız örgütsüz bir biçimde çalışırken, Anadolu Ajansı ve TRT gibi kurumlarda çalışan arkadaşlarımız ise iktidara yakın sendikaya üye olmaya zorlanıyor. Türkiye Gazeteciler Sendikası son dönemde büyük bir atılım yaparak medyanın birçok alanında örgütlenme çalışmasını sürdürürken, üye sayısını da her gün artırıyor. 2019 1 Mayısı’na giderken geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi gazetecilerin önündeki en büyük sorun yine çalışma koşulları ve düşük ücret. Bunun yanında kıdem tazminatlarına yönelik saldırıların yasalaşması halinde ise muhalif olan yüzlerce meslektaşımızın daha tazminatsız olarak işsiz kalacak olmasını düşünmek ürkütücü. Kıdem tazminatının gasbı, düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı sesimizi daha da yükseltmek için tüm meslektaşlarımızı TGS çatısı altında örgütlenmeye ve 1 Mayıs’ta tek yumruk olmaya çağırıyoruz.

ÖNCEKİ HABER

İşçi sınıfı 2019 1 Mayıs’ını ağır saldırılar altında karşılıyor

SONRAKİ HABER

1 Mayıs hazırlıkları: Krize, sömürüye ve hak gasplarına karşı alanlara

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...