24 Nisan 2019 00:00

İşçi sınıfı 2019 1 Mayıs’ını ağır saldırılar altında karşılıyor

Farklı işkollarında örgütlü olan sendika temsilcilerinden 1 Mayıs çağrısı: Kazanılmış haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyeceğiz

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

DİSK/İletişim-İş Genel Sekreteri Ayşegül Altınparmak, DİSK/Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi İbrahim Kızılyer, DERİTEKS Tuzla Şube Başkanı Binali Tay, DİSK/Cam Keramik-İş Örgütlenme Uzmanı Şener Doğan, Liman-İş Ambarlı Temsilcisi Sinan Ceviz yaklaşan 1 Mayıs'ı ve işçilerin taleplerini değerlendirdi.

Ayşegül ALTINPARMAK (DİSK/İletişim-İş Genel Sekreteri): Kapitalizmin derinleşen krizi nedeniyle milyonlarca insanımızın işsiz kaldığı, hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında ücretlerin eriyip sefalet şartlarında yaşamaya mecbur bırakıldığı, hak arayışında baskı ve şiddete maruz kaldığı günlerden geçiyoruz. Türkiye işçi sınıfı 2019 1 Mayısı’nı ağır saldırılar altındayken karşılamaya hazırlanıyor. Tam da bu yüzden bu yıl 1 Mayıs daha bir önemli ve anlamlıdır.

Krizin faturasını patronların ödemesi, baskı ve gericilik üzerine kurulu tek adam rejimine karşı işçi sınıfının eşitlik ve özgürlük mücadelesi zorunludur. Baskıcı ve gerici rejimin en ağır sonuçlarından biri grev yasaklarıdır. Grev yasaklarını kabul etmiyoruz.

Kriz koşulları ile birlikte artan işçinin can güvenliğini hiçe sayan uygulamalar ve iş cinayetlerine karşı mülteci işçileri de kapsayan bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Taşeron ve güvencesiz çalışmanın yasaklanması, KHK ile atılan kamu emekçilerinin işlerine geri dönmesini istiyoruz.

Sermaye sınıfının kaçıncı keredir teşebbüs ettiği son saldırısı olan kıdem tazminatının gasbedilmesi planlarına, zorunlu BES’e, İşsizlik Sigortası Fonu’nun yağmalanmasına, EYT’lilerin mağduriyetlerine karşı bir ağızdan cevabımızı yine 1 Mayıs alanlarında en yüksek perdeden yükseltecek, kazanılmış haklarımızın gasbedilmesine izin vermeyeceğiz. Biz İletişim-İş Sendikası olarak aynı yakıcı sorunlarla boğuşan tüm Türkiye işçi emekçilerini hep bir ağızdan taleplerimizi haykıracağımız; birleşik işçi sınıfı mücadelemiz için start vereceğimiz güçlü bir 1 Mayıs’a hazırlanmaya ve katılmaya çağırıyoruz.

KRİZİN FATURASINI ÖDEMEMEK İÇİN ALANLARA

İbrahim KIZILYER (DİSK/Gıda-İş İstanbul Bölge Temsilcisi): Esenyurt-Hadımköy-Silivri üçgeninde irili ufaklı onlarca gıda fabrikası var. Bu fabrikalara fason üretim yapan pek çok fabrika, yaşanan ekonomik kriz nedeniyle iflas ve konkordato ilan etti. Yüzlerce işçi ihbar, kıdem tazminatlarını ve ücretlerini alamadan işsiz kaldı. Üstelik iş bulmak da zorlaştı. Özellikle 30 yaşın üzerindeki kadın işçileri işe almamaya kadar vardı. Sendikalı işyerinde dahi taşeron ve yevmiyeci çalışma düne göre artmış durumda. Yüzlerce kadın işçinin çalıştığı gıda fabrikalarında kreş yok. Pek çok fabrikada 12 saat zorunlu çalışma dayatılıyor. Büyük fabrikalar da dahil pek çok fabrikada işçiler asgari ücretle çalıştırılıyor. Hazine ve Maliye Bakanının açıkladığı “reform” paketi içerisinde yer alan kıdem tazminatının fona devredilmek istenmesi ve zorunlu BES uygulaması işçilerde tedirginlik yaratıyor. Ancak işten atılma kaygısı nedeniyle bu tedirginlik tepkiye dönüşemiyor. Dolayısıyla başta gıda işçileri olmak üzere birlik, mücadele, dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta kıdem tazminatının gasbına ve zorunlu BES uygulamasına, işten atmalara, düşük ücretlere, zamlara, emekçilere ödetilmek istenen krizin faturasına, örgütlenme önündeki engellere karşı alanlarda olmaya çağırıyoruz.

YASAKLARA KARŞI HER YER 1 MAYIS ALANI

Binali TAY (DERİTEKS Tuzla Şube Başkanı): 1 Mayıs’ı alan tartışmasından çıkarıp bütün yerellerde kutlamak, her yer 1 Mayıs alanı olsun gibi bir düşüncemiz var. İşçilerin olduğu bütün alanlarda 1 Mayıs kutlanması bizim için önemlidir. 1 Mayıs gelirken en önemli taleplerimizden biri kıdem tazminatı hakkımız. Kıdem tazminatını gittiğimiz her yerde işçiler bize soruyor. Hükümet her zaman ısıtıp ısıtıp gündemine alıyor. İşyerlerinde ciddi bir kaygı oluşturuyor. Ancak hem bizim hem üyelerimizin ‘Kıdem tazminatı kaledir, kaleyi vermemeliyiz’ gibi bir düşüncesi var. Keza vergi adaletsizliği var, maaşlarımızdan ciddi vergiler kesiliyor. Hayat pahalılığı artıyor, çarşı pazar yanıyor. İnsanlar sebzeyi sayarak alıyorlar. Bu zam zulmüne karşı alanlarda olacağız. Örgütlenme özgürlüğü talebi var. Çalışanların özgür şekilde sendikalarda örgütlenme talebini alanlara taşıyacağız. Grevlerin yasaklanmaması, yasakların kalkması için alanlarda olacağız. Sendikal barajların kalkması konusunda talebimiz var. Çalışma hayatındaki sıkıntılara karşı, insanca yaşam koşulları ve iş cinayetlerine karşı 1 Mayıs’a gidiyoruz.

KOŞULLARIN İYİLEŞTİRİLMESİNİ VE KREŞ İSTİYORUZ

Şener DOĞAN (DİSK/Cam Keramik-İş Örgütlenme Uzmanı): İşçi arkadaşlarımız sağlıksız ortamlarda çalıştırılıyor. İş kolumuzda fırınlama alanları çok sıcak, üretim alanları ise soğuk ve tozlu. Bu şartlarda düşük ücretle ve uzun saatler çalışmamız başlı başına sorun. İşçi arkadaşlarımız geçinebilmek için mesai yapmak zorunda kalıyor ya da mesaiye kalmak zorunda bırakılıyor. İş kolunda koşullar kadınlar için daha ağır. Kadın işçiler neredeyse kiloları kadar kasaları kaldırmak zorunda bırakılıyor. Kreş yok. Çalışma koşullarının işçiler lehine düzenlenmesi 1 Mayıs’ta temel talebimiz. İşçi sağlığı ve güvenliği için alanlarda olacağız. Kreş hakkı, zorunlu mesai yerine çalışma saatlerini kısaltılması ve ücretlerin artırılması temel taleplerimizden. Sıcak bir gündem olarak tabi ki kıdem tazminatının fona devrine karşı çıkacağız. Tüm sorunlarımıza karşı iş, ekmek ve özgürlük taleplerimiz ile alanlarda olacağız...

ORTAK MİTİNGİN YANI SIRA YEREL EYLEMLER YAPACAĞIZ

Sinan CEVİZ (Liman-İş Ambarlı Temsilcisi): Kriz tehdidi kendini hissettirir durumda. Birçok limanda işlerde azalma yaşanıyor. Limanlarda şu anda bu krizden kaynaklı işten çıkarmalar olacağı konuşuluyor. Özellikle örgütsüz limanlarda işten atılma kaygısı oldukça kendini hissettiriyor. Ayrıca özellikle sendikasız limanlarda; ölümlerle, uzuv kayıplarıyla sonuçlanan iş kazaları, meslek hastalıkları işçilerin yaşadığı temel problemlerin başında geliyor. Operatörlerden bel ve boyun fıtığı olmayan işçi neredeyse yok gibi. Biz İstanbul limanlarında uzun bir süredir sendikalaşma mücadelesi sürdürüyoruz ve sendikalaşma hakkının gasbedildiği, tanınmadığı, işten atmaların yaşandığı bir süreçle boğuşuyoruz. En son açıklanan “reform” paketi ile birlikte gündeme gelen kıdem tazminatının fona devri ve zorunlu BES uygulaması işçilerde büyük bir hoşnutsuzluk yaratmış durumda. Öte yandan limanlarda çalışanların büyük bir kısmı emeklilikte yaşa takılan işçiler. Dolayısıyla bizim 1 Mayıs çağrımızın ana talepleri; kıdem tazminatının gasbının ve zorunlu BES uygulamasının reddedilmesi, EYT’lilerin taleplerinin kabul edilmesi, işten atmaların yasaklanması ile sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılması olacak.

Geçtiğimiz günlerde yaptığımız 19. genel kurulumuzda da bu talepler öne çıktı. Tabi ki bu taleplerin çözümünün gelip dayandığı nokta işçilerin sendikalarında örgütlenmesi. Sonuç itibariyle işçi sınıfının önünde acil belirlediğimiz sorunların çözümü bu 1 Mayıs’ta birleşik ve güçlü mitinglerin, işyerlerinde eylemlerin, etkinliklerin gerçekleştirilmesi. Geçtiğimiz yıl İstanbul’da belli noktalarda eylem ve etkinliklerimiz olmuştu. Bu yıl da yürütmesinde yer aldığımız İstanbul Sendika Şubeler Platformu Girişimi ile birlikte birçok yerde eylem ve etkinliklerimiz olacak.

ÖNCEKİ HABER

Suriyeli mülteci işçi: İşçinin milleti yokmuş, öğrendim

SONRAKİ HABER

Krizin faturasını ödememek ve insanca yaşayabilmek için 1 Mayıs'a

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...