15 Nisan 2019 00:54

Bosch işçisinden mektup: Hükümetin uygulamaları bıkkınlık yarattı

BOSCH'tan bir işçi yazdığı mektupla seçim sonuçlarını değerlendirdi.

Fotoğraf: Bosch basın bülteni

Paylaş

BOSCH işçisi
Bursa

10 yıllık BOSCH işçisiyim. Fabrikamdaki son yapılan 31 Mart 2019 yerel seçimleri ilgili görüşlerimi yazmak istiyorum. Öncelikle şunu özellikle belirtmem gerekirse; bu yerel seçimler Ankara hariç diğer büyük illerdeki bütün sonuçlar benim için sürpriz oldu. Bursa bile kıl payı kaçırıldı. Bu seçimin galibi CHP; seçimlere damgasını vuran ise HDP ve EYT’liler. Bence genelde kişilere oy verildi. MHP’lisi, İyi Partilisi Bursa’da CHP’nin adayına verdiler. Mustafa Bozbey kişisel etkisi hariç, CHP’nin başarılı muhalefetinden daha çok Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan ile ağız dalaşına girmemesini CHP lehine artı not olarak düşersek, Hükümetin başarısızlığından dolayı oy verdiler. Tarikat, cemaatleri ve dini yaşamın merkezine koymuş aşırı milliyetçi işçiler ise AKP’nin belediyecilik ve genel yönetim anlayışını beğenmese de yine AKP’ye oy verdiklerini söylediler. Ama MHP’den İyi Partiye geçmiş olanların çoğunluğu CHP’ye oy verdi. Mevcut AKP’li belediyenin raylı tren(metro) inşaatını bitirememesi, yeraltından gerçekleştirmemesi, Bursa’yı betona gömmesi, Bursaspor’daki başarısızlığın bir kısmının eski Başkan Recep Altepe’ye yazılması. Her geçen gün artan trafik sorunu, ulaşımın pahalı olması ve en önemlisi maaşlarımızın enflasyon karşısında erimesi. Tepki oylarını doğurdu. Fakat AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın “beka” sorununun, HDP Genel Başkanı Sezai Temelli’nin açıklamalarının fabrikada olumsuz etkileri oldu. Önümüzdeki 4 yıl ne getirir ne götürür bilemem ama mevcut iktidar ülkeyi ve biz işçilerin hayatını daha kötü hale getireceğine göre Bursa’daki tablo MHP ile İyi Parti ve yeni kurulacak heyecan yaratacak sağ partilerin lehine dönecek gibi duruyor. Grevlerin yasaklanması, benzin, çarşı-pazarın ateş pahası olması, gelir vergilerinin çok yüksek oluşu, işten atmalar hükümete olan öfkeyi arttırdı. Bir bıkkınlık ve nefrete dönüştürdü. Muhalif işçilerde ve bazı MHP’li ve AKP’li işçilerde, Recep T. Erdoğan’ın “zillet ittifakı, terörist bunlar, PKK işbirlikçisi” demesi, çoğu televizyon (özellikle A Haber) ve gazetenin (Sabah, Hürriyet, Akit) kara propagandası tepki oluşturdu. Öfkeye de dönüştü.

Fabrikada EYT bekleyen AKP’li işçiler de tepki oyu kullandı. Zaten Maltepe’deki EYT mitingine BOSCH’dan kendi imkanları ile 3-4  otobüs kiralayarak giden arkadaşlarımız oldu. Bu EYT yasasının seçime son hafta kala çıkmasını bekleyen, medet uman işçilerde büyük hayal kırıklığı yarattı. İntikam beslediler bence HDP ile birlikte büyükşehirlerde en çok oyu EYT'liler verdi. Ama ilçelerde vermediler. “Her zaman MHP’ye ya da AKP’ye oy veriyordum sırf bu sefer bunlara inat CHP’ye oy vereceğim” diyen bir sürü arkadaş vardı. Aslında bir belediye başkanlığı seçiminde bir belediye nasıl olmalı? Belediye futbol sahası yapıyor mu? Ulaşımı ucuz, kolay, hızlı hale getirebildi mi? Her mahalleye kreş yapabildi mi? Şehirde olimpik yüzme havuzu var mı? Şehir merkezinde yeşil alan var mı? Gerçekten sosyal yardıma muhtaç insanlara belediye hakkaniyetle bu yardımları dağıtıyor mu? Belediye başkanı yolsuzluk yapıyor mu?

Bu sorular etrafında derin bir sorgulama yapmayan biz işçiler belediye başkanlığı seçiminde de parti fanatikliği üzerinden oy veriyoruz. İşin tuhaf yanı endüstri meslek lisesi, ailesi ve çevresinin etkisiyle ülkücü, tarikatçı olan ya da belli bir cemaate (Nurcu, Süleymancı, İsmail ağa) vs. olup MHP ve AKP'ye oy veren işçilerin CHP’ye, herhangi bir sosyalist partiye, “Komünist, PKK’lı, bölücü, vatan haini” diyen anlayışın Tunceli Belediyesi Başkanı Fatih Maçoğlu’ya, DİSK’e sempati duymaları hayli ilginç ve ikiyüzlülük olarak düşünüyorum. Buna tutarsızlık mı dersiniz, ne derseniz deyin. Bir de sözüm ona “gerçek milliyetçi” bu adam ne demekse. “Keşke Bursa’yı ya da diğer büyükşehirleri bu ve bunun gibi adamlar yönetse” sempatisi uyandırdı. Ekrem İmamoğlu’nun yumuşak üslubu, kararlılığı ve en önemlisi seçim gecesi mücadeleci ve inatçı yapısı arkadaşlarda sempati uyandırdı. İlerki dönemlerde CHP’nin başında hatta Cumhurbaşkanı görmek isteyen arkadaşlar bile var.

AKP’nin kaybettiği belediyelerdeki tutumu, Ekrem İmamoğlu’ya mazbatasının verilmemesi, YSK’nin sadece AKP’nin itirazlarını kabul etmesi gerek AKP’li gerekse MHP’li işçilerde çok büyük tepkiye ve öfkeye neden oluyor. Kendilerine gelince R. Tayyip Erdoğan’ın “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demesi, CHP’ye gelince “Hırsız, oy çaldılar, kaydırma yapmışlar, FETÖ” demesi tepkiye dönüşmüş durumda. Recep Tayyip Erdoğan’ın ne yapıp edip YSK ve Başkanının yardımıyla sonucu kendi lehlerine çevireceğini düşünüyorlar.

ÖNCEKİ HABER

Diyarbakır’da Recep Hantaş'ın ölümüyle ilgili bir polis tutuklandı

SONRAKİ HABER

Venezuela’da Bolivarcı Ulusal Milis Gücü mensubu sayısı 2 milyonu aştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...