13 Nisan 2019 10:30

Sığınmaevlerinde kalan 30 bin kadın oy kullanamadı

Sığınmaevlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadın, güvenlik kaygısıyla oy kullanamadı. Hukukçular sorunun taşıma sandıkla çözülebileceğini söyledi.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

31 Mart’ta yapılan mahalli idareler seçimi geride kalırken, yaklaşık 48 milyon seçmen oy kullandı. Ancak sığınmaevlerinde kalan yaklaşık 30 bin kadının, oy kullanacakları adreslerin Yüksek Seçim Kurulunun internet sitesinden öğrenilebileceği endişesi ve güvenlik korkusuyla sandık başına gitmediği belirtiliyor.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, sorunun ‘taşıma sandık’la çözülebileceğini belirterek “Çünkü bir sığınmaevindeki kadın zaten ciddi güvenlik korkusu, endişesi ve tehlikesi nedeniyle orada yaşıyor. Dolayısıyla kalkıp da, oradan çıkıp, tekrar kendi olduğu yere gitmesi riskli. Orada her an tanıdık biriyle ya da eşi tarafından takip edilerek ya da yakını tarafında, aile bireyi tarafından takip edilerek ciddi bir olay yaşaması mümkün” değerlendirmesinde bulundu. Baro olarak şiddet önleme ve izleme merkeziyle görüştüklerinde bu konuda bir takım önlemler alınacağını ve belki de bu tarzda taşınabilir sandıkla oy kullandırılacağının beyan edildiğini anlatan Eroğlu “Ama bu seçimde de sanıyorum bunu sağlayamadılar” dedi.

ANAYASAL HAKLARINI KULLANAMIYORLAR

Kadınların mağduriyetine ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, seçme ve seçilme hakkının anayasal bir hak olduğunu hatırlatarak, “Sığınma evlerinde halen 30 bin civarında kadın kalıyor. Çocuklar da eklendiği zaman 53-54 bini buluyor bu sayı. Bütün Türkiye çapında da 144 tane kadın sığınma evi var. Seçme ve seçilme hakkı bir anayasal hak. Dolayısıyla sadece güvenlik nedeniyle kadınların bunu kullanamaması gerçekten çok üzücü. Dolayısıyla birtakım tedbirler alınıp, kadınların kullanmak istedikleri bu haklarının rahat bir şekilde, güvenli bir şekilde kullandırılması mümkün” dedi.

‘ÇÖZÜM TAŞINABİLİR SANDIKTA’

Eroğlu, sığınmaevlerine taşınabilir sandık götürülerek mağduriyetin çözülebileceğini belirterek, “Gerekli güvenlik önlemleri alınırsa kendi adreslerinde, kayıtlı oldukları yerde kullanabilirler ama bu sağlanamadığı takdirde, ki bunu sağlayacak olan devlettir, aslında taşınabilir sandıkla bu kadınlara sığınmaevlerinde oy kullandırılması mümkün. Bu da yasal olarak mümkün olan bir şey. Dolayısıyla burada yapılması gereken daha öncesinde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bu konuda gerekli tedbirleri alarak, Nüfus Müdürlükleriyle görüşmeler yaparak, bu kadınlar için özel bir yer sağlayıp ya da sığınma evine taşınabilir bir sandık götürüp, orada tamamına oylarını kullandırması çok mümkün”  Biz en son şiddet önleme ve izleme merkeziyle görüştüğümüzde, bu konuda bir takım önlemler alınacağını ve belki de bu tarzda taşınabilir sandıkla oy kullandırılacağını beyan etmişlerdi ama bu seçimde de sanıyorum bunu sağlayamadılar henüz” diye konuştu.

114 SIĞINMAEVİNDE 30 BİN 688 KADIN VAR

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün açıkladığı rakamlara göre sığınmaevinde kalan kadın sayısını açıklayan Şükran Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti: “30 bin 688 gibi bir sayı, bu 144 sığınmaevinde kalan kadın sayısı. Bunun da sanıyorum 12-13 bini İstanbul’da olmalı. Çünkü İstanbul konusunda net bir rakam yok elimizde. Ama kadınların sığınmaevlerinde kalma süreleri var, onun için de bu sayılar değişebiliyor. En son Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün açıklaması bu şekildeydi, sayıyı oradan aldım ben de. Dolayısıyla bu sayı arada bir değişebiliyor, çünkü kadınlar çocuklarıyla birlikte 3 ay kalabiliyorlar biliyorsunuz. 3 ay sonra, bir 3 ay daha uzatılabiliyor. Daha sonrasında da onlar, yeni bir hayat kurmak üzere sığınmaevlerinden çıkıyorlar. Tabii bu konuda elimizde bir istatistik yok.” (İstanbul/DHA)

ÖNCEKİ HABER

Can Bartu, düzenlenen cenaze töreni ile uğurlandı

SONRAKİ HABER

26 ifade özgürlüğü grubundan Özgür Gündem için ortak bildiri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...