Savaş demek bataklık demek
Hadımköy, Haramidere ve Kıraç bölgesinde çalışan işçiler Türkiye’nin Suriye ile bir savaşa sürüklenmesine karşı çıkıyor. İşçiler olası bir savaşı “bataklık” olarak nitelendiriyor.İşletme fakültesi mezunu olduğunu ancak iş bulamadığı için asgari ücretle deri sektörü
Hadımköy, Haramidere ve Kıraç bölgesinde çalışan işçiler Türkiye’nin Suriye ile bir savaşa sürüklenmesine karşı çıkıyor. İşçiler olası bir savaşı “bataklık” olarak nitelendiriyor.
Başbakanın politikalarının ülkeyi savaşın eşiğine getirdiğini düşünen Coşkun Kütük de Türkiye’nin savaşa girmesine karşı. Deri işçisi olan Kütük, şöyle devam etti: “Suriye’de yaşananlar Suriye’nin kendi iç sorunu. Ama Başbakan muhaliflere destek verince ülkemizi açık hedef haline getirdi. Savaşa girilmemeli ve bu destek verilmemelidir."
KİM KİMİ ÖLDÜRECEK?
Ambarlı dolum tesislerinde çalışan Aydın Doğanay, yanlış politikalar nedeniyle komşu ülkelerle Türkiye'nin arasının bozulduğunu anlattı. Doğanay “Tezkereye karşıyım. Ordu gitsin diyorlar nereye gidecek kardeşim? Savaş olsa kim kimi öldürecek? Bu oyuna gelmemeliyiz, Suriye'nin iç işine de karışmamalıyız” diye konuştu.
ALLAH ONLARA AKIL FİKİR VERSİN
Haramidere Sanayi Sitesi’nde, metal atölyesinde çalışan Uğur Dik, savaşın ABD’nin işine yarayacağını söyleyerek, tezkerenin çıkarılmasına tepki gösterdi. “Herkes biliyor, önce Irak, sonra Suriye, sonra İran sonra da Türkiye. Kim istiyor buraları, ABD. Bu kadar kör olunmaz. Ama bizimkiler en baş gidiyor, tezkere çıkarıyor. Kendilerinin tuzu kuru oh el kaldır indir kim savaşacak ben, kim ölecek ben. Allah akıl fikir versin.”
Memet Mutlu da Suriye’nin iç işlerine karışılmaması gerektiğini belirterek “Herkes kendi ülkesine demokrasi getirsin. Ülkemizdeki sorunlar bitti, Suriye’yi mi düzelteceğiz?” dedi. Yaşananların işçilerin çıkarına olmadığını dile getiren Mutlu, şöyle devam etti: “Emperyalistlerin maşalığını yapıyoruz. Bizler bunun farkına varmalıyız ve bu savaşı engellemeliyiz. Sonuçta bu ülkede vergi veren biziz, kimse kendi savaşının vergisini bize ödetmemeli. Meraklısı olan gitsin savaşsın ama ülkemiz bu savaşa alet olmamalı.”
YANITSIZ KALMAMALI
Konuyla ilgili farklı düşünenler de yok değil. Baskın fikir olmasa da Suriye’ye girilmesi gerektiğini düşünen işçiler var. Bunlardan biri de İsa Bayrak: “Suriye vurulmalı, bize çok ateş ettiler, hepsi de kaza değil ya, yanıtsız bırakmayacaksın. Biz bu durumun altında kalamayız, bence ordu girmeli gücümüz var.”
Samet Kalıp işçisi Coşkun Demir de aynı fikirde olan işçilerden: “Suriye de kan akıyor biz niye bakalım? Bir de hadi bana ne diyeceksin ama adam kalkıyor bize de ateş ediyor, o zaman sen de gereğini yapacaksın.” (İstanbul/EVRENSEL)
ÇALIŞMAKTAN GÜNDEMİ TAKİP EDEMİYORUZ
Ağır çalışma koşulları nedeniyle gündemi hiç takip edemediklerini söyleyen ve bu nedenle fikir belirtmek istemeyen pek çok işçiyle de karşılaştık. Birçok işçi “Ya biz hep futbol konuşuyoruz, arada bu konular gündeme gelir ama çok üzerinde durulmaz” gibi yanıtlar verdi. Bunun nedeni olarak da ağır çalışma koşullarını gösterdiler. Gezer’de çalışan Adem Turan, bu durumu şöyle anlattı: “Sabah 8 akşam 8 çalışıyoruz. Valla ben sınırımıza top atıldığını bile bilmiyordum. Eve gidiyoruz canımız çıkmış halde yemek ye, yat, sonra kalk eve gel... Haber dinleyemiyoruz, öyle arada bir bakıyoruz fırsat olursa ama ne olup bittiğini takip edemiyoruz. Anca maç konuşuyoruz işte. Arada ülke gündemi de konuşuluyor ama öylesine herkes geçim derdinde.”