12 Nisan 2019 23:45

Mithat Sancar: AKP, tabandaki demokratik ittifakı dağıtmak istiyor

HDP Mardin Milletvekilli Mithat Sancar: Siyasi partiler ve bütün demokratik kuruluşlar bu tehlikenin farkına varmalı ve birlikte hareket etmeli.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

HDP Mardin Milletvekili Prof. Dr Mithat Sancar, YSK’nin aldığı kararlarla seçimlere ağır bir şaibe indirdiğini belirtti. Seçimden AKP’nin yenilgiyle çıktığını söyleyen Sancar, AKP’nin tabanda oluşmuş olan demokrasi ittifakını çeşitli oyunlarla bölmek ve etkisizleştirme istediğine dikkat çekti. Bunun farkında olduklarını belirten Sancar, “Siyasi partiler ve bütün demokratik kuruluşlar bu tehlikenin farkına varmalı ve buna göre birlikte hareket etmenin yollarını geliştirmelidir” ifadelerini kullandı. 

HDP Mardin Milletvekilli ve Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mithat Sancar ile Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) seçim sonrasında aldığı kararlara ve seçim sürecini konuştuk. 

YSK’nin seçimlere ağır bir şaibe indirdiğini anlatan Sancar şunları söyledi: “Seçim süreci YSK yüzünden büyük bir şaibe altındadır. Seçim ve seçim sürecine olan güven ağır hasar görmüştür. Çünkü verilen kararlar, Anayasa’ya, kanunlara ve YSK’nin bundan önceki içtihatlarına hiçbir şekilde uygun değil. YSK keyfi davranıyor, seçimin sonuçlarını etkileyecek, hukuk dışı kararlar alıyor. Dolayısıyla bugün YSK eliyle ve YSK üzerinden seçmen idaresine bir darbe yapıldığını söyleyebiliriz.” 

AKP hükümet yetkilerinin seçimden önce ve seçimden sonra seçim güvenliği ile ilgili açıklamalarını sorduğumuz Sancar şunları ifade etti. “İktidar bloku, özellikle AKP seçim sonuçlarını içine sindirememiştir. Bütün avantajları, bütün devlet imkanlarını kullanmasına, medyayı istediği gibi yönlendirmesine rağmen bir yenilgi almıştır. Bu yenilgi, sayılarla, rakamlarla, oranlarla açıklanmayacak kadar derindir. Zaten iktidar blokundaki, özellikle AKP’deki bu panik, telaş ve hırçınlık esasen bunun sonucudur. Ve bunun aynı zamanda delilidir. Akla ziyan açıklamalar, saçma, absürd, manipülasyonlar yoluyla bu yenilginin manevi ağırlığını, moral aralığını hafifletmeye çalışıyorlar. Ama attıkları her adım, kendi meşruiyetlerini ve iktidarlarını daha fazla sarsıyor. Meşruiyet konusunda ciddi bir erozyon yaşıyor. Seçim süreciyle oynadıkça, seçim süreci üzerindeki oyunları sürdürdükçe meşruiyeti daha da zayıflıyor. Ama sorun sadece iktidarın meşruiyetinin zayıflaması değil, Türkiye toplumunun geleceğidir. Meselenin özü budur. Eğer seçime olan inanç yıkılırsa bunun çok derin ve yıkıcı etkileri olur. Ve şu anda yapılan şey, seçimlere zaten zayıflamış olan inancı tümüyle ortadan kaldırabilecek kadar tehlikeli bir operasyon.”

İSTANBUL’DA MAZBATA VERİLMEDİ, KHK’LİLERİN MAZBATASI GASBEDİLDİ

Seçimlerin iptalini neden istediklerinin altını çizen Sancar, özellikle bunun İstanbul’da AKP’nin yaptığı ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi. Sancar, “Bizim seçimin yenilenmesini istememiz ile İstanbul seçimlerinin yenilenmesi talebi birbiriyle tamamen alakasızdır, çünkü birinde daha mazbata verilmedi, diğerinde ise mazbata gasbedilmiş” dedi. 

Sancar, iptal talebine ilişkin gerekçelerini ise şöyle sıraladı: “Biz seçimlerin iptalini bir tercih olarak istemiş değiliz, bizim asıl itirazımız hukuksal ve siyasal açıdan, yani biz KHK’lilerin yerel yönetimlere seçilme hakkına çok ağır bir darbe oluşturan bu karara esas olarak itiraz ediyoruz. YSK iki karar aldı, birincisi KHK’lilerin tutanaklarını iptal edilmesi, ki bizim esas itirazımızı bunadır ve bunu da YSK’den talep ediyoruz, ‘Düzeltin’ diyoruz. YSK’nin ikinci kararı ise mazbatayı ikinciye verme kararı. Hukuken olağanüstü itirazda başka talepte bulunamıyoruz ikinci karar ilişkin. Şimdi itirazımızda buna ilişkin de bir şey var, diyoruz ki eğer birinci kararınızı değiştirmiyorsanız ikinci kararınızı değiştirin. Eğer ikinci kararı değiştirirlerse birinci kararın hukuksuzluğu ortadan kalkmıyor. KHK’lilere yönelik bu ağır hukuksuzluk ortadan kalkmıyor bunun farkındayız ve bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Çünkü bu karar KHK’lileri, neredeyse yeni bir kanun yapılana kadar, yerel yönetimlerde seçilme hakkından mahrum ediyor. Demokratik toplumsal mücadeleye de darbedir bu farkındayız fakat ikinci kararın iptalini isterken de şöyle bir kaygımız var, en azından bu KHK’lilerin mağduriyeti ile ilgili mücadeleyi sürdürürken seçmen iradesini gasbettirmemek de istiyoruz. Bu bizim büyük hedefimiz değil, biz seçmen iradesinin gasbını da kaldırmak istiyoruz. Bunların ikisi de bizim mücadelemizde çok önemli hedefler.”

"TABANDA İTTİFAKI GENİŞLETECEĞİZ"

Sancar kamuoyuna da ve siyasi partilere de şu çağrıda bulundu: “Şunu unutmayalım. Bir yerde bir partiye yapılan haksızlık, bir yerle bir partiyle sınırlı kalmıyor. Mesele partilere ya da şehirlere yapılan muameleyi birbirinden ayırarak çözebilecek kadar yüzeysel değildir. Ortada çok kapsamlı, kalıcı sonuçları olacak çok ciddi bir demokrasi sorunu vardır. Demokrasiye inancını korumak isteyen kitleler için demokrasi güçlerinin ortak hareketi hayati önem taşıyor. Eğer birileri kendilerinin lehine karar çıktığında, diğer ihlalleri göz ardı etme gibi bir basiretsizliğe kapılırlarsa sanırım kısa sürede o kazanım olarak kendilerine sunulan şeyleri de kaybederler. Yani şu an iktidarın yapmaya çalıştığı şey, tabanda oluşmuş olan demokrasi ittifakını, demokratik güç birliğini çeşitli oyunlarla bölmek ve etkisizleştirmek ve  tabandaki bu güç birliğini zayıflatmak ve çözmektir. Biz bunun farkındayız ve buna göre davranmaya devam edeceğiz . Politikalarımızı seçim öncesinde olduğu gibi şimdi de tabanda en geniş demokratik ittifak üzerine inşa ediyoruz.Tabana ve kamuoyuna çağrımız budur. Ama siyasi partilerin, kurumsal yapılarında aynı özeni, dikkati ve kararlılığı göstermeleri gerekiyor. Siyasi partiler ve bütün demokratik kuruluşlar bu tehlikenin farkına varmalı ve buna göre birlikte hareket etmenin yollarını geliştirmelidir.” 

ÖNCEKİ HABER

Sevgi neydi?

SONRAKİ HABER

Erzin'de 1 Mayıs toplantısı: Herkes talepleriyle alanda yerini alacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...