30 Mart 2019 11:08

Kayseri'de seçim çalışmalarına dair izlenimler

Aydın Yiğit ve Ahmet Akarsu mektuplarıyla Kayseri'de yerel seçim sürecini ve emekçilerin eğilimini aktardı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Aydın YİĞİT
Kayseri

Cumhuriyet tarihinin en farklı seçim dönemlerinden birini yaşadığımız aşikar. Ancak bu farklılık tek adam ittikafının ülkeyi nasıl bir rejime sürüklediği ile doğru orantılı. Şöyle ki, 2014 yılından itibaren biri referandum olmak üzere halk 7. kez sandığa gidecek. Yerel seçime hem ekonomik krizin etkisinde hem de Cumhur İttifakının muhalifleri "terörle işbirliği" ile suçladığı ve "beka" söyleminin tavan yaptığı bir ortamda gidiliyor. Seçim sonrasının da böyle bir politik atmosferin ülkeyi sarıp sarmalayacağına ilişkin çokça veri de bulunuyor elbette. Bu söylemlerin karşılığı ne ölçüdedir, sokağa etkisi nasıldır? Bu sorulara Kayseri’den bir cevap verelim.

 HANGİ ADAYLAR SEÇMENE BU KADAR SÖZ HAKKI VERİYOR?

Kayseri’de de seçim süreci ülke genelinden pek bağımsız ilerlemiyor. Ancak bir bağımsız adaya parantez açmadan da bu şehirdeki seçim sürecini ve emekçilerdeki eğilimleri değerlendirmek mümkün olmayacaktır. Zira ev ev, sokak sokak, işyeri işyeri ilerleyen bir seçim çalışmasından bahsediyoruz. Başka hiçbir aday ve parti Kayseri halkına bu kadar söz veriyor mudur? Bu soru bile hangi yönetim anlayışlarının karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Son söyleyeceğimi ise şimdiden söylemek istiyorum. ‘’Bu seçimin kazananı ve kaybedeni sandıklar açılmadan belli.’’ Bunu neden mi söyledim? Sandığa ne kadar yansır bilinmez ama Kayseri halkı bağımsız adayı ve onun dile getirdiği talepleri çoktan sahiplendi. Nedenleri şöyle sıralayabiliriz. Birincisi; mevcut partilere (daha ziyade hükümet olan AKP) gösterilen tepki ve beklentilerin karşılanmayacağı hissi. Bu eğilim sonuç olarak sandığa gitmeme hali gibi görünüyor ve seçim günü de önemli bir kesim bu eğilimi hayata geçirebilir. Öyle ki, AKP-MHP oylarının her seçimde yüksek yüzdelere vardığı Kayseri’de her bildiri dağıtımında ‘’Bu seçimde kimseye oy vermeyeceğim" ve ‘’Bağımsız adayı bir düşünelim’’ sözlerini duymak tesadüf olmasa gerek. Emekçilerin bu söyleminin arka planını ise ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve yüksek işsizlik oluşturuyor. Muhalif seçmen sorunun kaynağını bizzat iktidar olarak görürken, AKP seçmeni ise bu konuda hükümetin çözüm üretmediğini dile getiriyor. Cumhur İttifakının ‘Beka’ söylemi ve yerel seçimleri ölüm kalım meselesi olarak gören yaklaşımı geniş halk kesimlerini etkiliyor olsaydı, sokaklarda bu tarz itirazlar pek dile gelmeyebilirdi.

FARKLI BİR POPÜLERLİK

Gelelim ikinci ve bağımsız adayı tüm adaylardan farklı kılan sebebe. Adayın ve onunla birlikte çalışma sürdüren gönüllülerinin şehrin en ücra noktasına kadar giderek dile getirdiği talepler ve emekçilerin arzuladığı insanca bir yaşam için mücadele etme çağrısı önemli ölçüde seçmeni etkiliyor ve kulaktan kulağa yayılıyor. Bunların yanında ömrünü kadınların, gençlerin ve emekçilerin hak arayışı mücadelelerine adamış olmanın getirdiği bir ‘popülerite’ de eklenince seçim sürecinin kazananı ve kaybedeni sandıklar açılmadan hissediliyor.


BAĞIMSIZ ADAY ÇALIŞMALARINDAN NOTLAR

Ahmet AKARSU
Kayseri

Seçime ramak kala Kayseri’de bağımsız aday Eylem Sarıoğlu Aslandoğan’ın çalışmalarında neler ile karşılaştık, öne çıkan başlıklar neler ve emekçilerin yerel seçimlere yaklaşımına dair notları aktarmaya çalışacağım.

Seçim çalışmalarında öne çıkan başlıklar kuşkusuz belediyelerin nasıl olması gerektiği değil, ülkenin genel siyaseti, çalıştığı işyerinin sorunları, asgari ücret, EYT mağduriyeti oluyor. Fabrikada, mahallede, evde yapılan görüşmelerde ekonomik krizin emekçilere yansıması, ““ülkenin hali ortada” denilerek yansıdı. Çarşı pazar fiyatları el yakıyor diyen vatandaşın büyük çoğunluğu “Seçimden sonra ekonomi düzelir mi?​” sorusuna “mümkün değil, daha kötü olacak” yanıtı veriyor.

Öte yandan referandum, genel seçimler, seçimlerin tekrarı derken kitlelerde seçimlerden “bıkmışlık” hali de ortaya çıkıyor. İlk günlerde tartışmalara ilginin daha iyi olduğu gözlemlenirken, son zamanlara doğru “her kafadan bir ses çıkması”, “bıkmışlık” halini ortaya çıkarıyor.

Bildiri dağıtımlarında “AKP bildirisiyse almayayım” diyen sayısı ise az değildi. “Bağımsız adayın bildirisi” denilince tepkilerin “O zaman göz atarım, destek olurum” diye olumluya döndüğünü gördük. 

Yaptığımız ev toplantılarında ve bildiri dağıtımlarda en çok dikkat çeken konu ise Suriyeli mülteciler oluyor. Toplumun büyük bölümü mültecilere tepki gösteriyor. “İşsizlik onlar yüzünden artıyor”, “Uyuşturucuyu ülkeye onlar sokuyor”, “Sokağa bile çıkamıyoruz”, “Benim ülkemin genci işsiz, onlar devletten yardım alıyor” söylemlerini çok sık duyuyoruz. Cumhur ve Millet ittifakının adaylarının bu durumu fırsata çevirmeye, “ülkemizden göndereceğiz” söylemleriyle oy devşirmeye, kitlelerin geri tutumunu fırsata çevirmeye çalıştığı seçim sürecinde dikkat çekti. Eşit koşullarda olsak, koşullar sağlansa denildiğinde ise tartışmaların olumluya döndüğüne de tanıklık ettik birçok toplantıda.

Ev toplantılarında Suriyeli mültecilere yönelik eleştirilere yine aynı evde başka bir emekçi cevap veriyor ve meselenin başka olduğunu anlatıp karşı tarafı ikna etmeye çalışıyor. İşsizliğin sebebinin mülteci işçilerin olmadığı, aksine ülkedeki işsizliğinin hep var olduğunu anlatmaya çalışıyor. Kayseri’nin merkez ilçelerinden birinin AKP adayının “Mültecileri fırsata çevireceğiz” söylemleri konuşuluyor. İkna sürecinin sonrasında ilk cevap “din kardeşimiz onlarda” oluyor. Sohbet, “Almanya’daki Türklerin, Türkiye’ye gönderilmesi sizce nasıl olur?​” sorusuna kadar ilerliyor.

Bu süreçte kutuplaştırıcı dilden şikayet çok fazla oldu. Özellikle kurulan ittifakların birbirine yönelttiği dil, emekçilerde ters tepiyor. Beka söylemleri istenen ilgiyi bulmadı. AKP’ye yıllarca oy vermiş emekçiler, “Koltukları için yapıyorlar”, “İlk iki dönem AKP iyi yönetti ama artık kendilerini düşünüyorlar, beka sorunu yok” söylemlerini sık kullanıyor.

Gelelim bağımsız adayın söylemlerinde emekçilerin dikkatini çeken konulara… “Halkçı belediyecilik” anlayışına ilgi var. Bağımsız Aday Eylem Sarıoğlu Aslandoğan’ın, “Halk meclisleri" söylemi, emekçilerin mahallelerde oluşacak meclislerde sözünü söylemesi, birlikte yönetelim vurgusu ilgi çekiyor. Özellikle, görevini yapmayanların 5 yıl beklemeden halk tarafından görevden alınacağı sözü, belediye başkanı maaşının en yüksek işçi maaşını geçmeyecek ifadeleri emekçilerde şaşırtıcı ve etkileyici oluyor. "Zenginden yana değil, emekçilerden yana safımız", "Hizmetin emekçilere hızlı ve ucuz bir şekilde ulaştırılması" açıklamaları da dikkat çekiyor. Erciyes Dağı’nın bir avuç zengine hizmet edecek şekilde diyaznına karşı emekçilere hizmet edecek bir şekilde düzenlemesi, sosyal tesislerin ücretsiz olması ve ücretsiz ulaşım söylemleri de ilgi çekiyor. En çok da 31 Mart seçimlerinden sonrada "Birlikteliğimiz devam edecek, mücadelemiz devam edecek" burgusu diğer sermaye adaylarından farklı bir karşılık buluyor.

ÖNCEKİ HABER

Hem hekime hem de yanındaki öğretmene saldırı

SONRAKİ HABER

Gardiyanlar avukatları cezaevinde alıkoydu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa