28 Mart 2019 23:30

Kent meclisleri ile Mersin Türkiye’ye örnek olabilir

"Bir başkan en doğru şeyleri söyleyebilir ama halktan kopuk olarak bu süreci işletirse işe yaramayacağını düşünüyorum.”

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Volkan PEKAL
Mersin

On dört yıldır her sorunda ve hak alma mücadelesinde birlikte hareket eden Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, ocak ayında yayımladığı bildirge ile yerel seçimlerde Cumhur İttifakını yenilgiye uğratmak amacıyla bir program etrafında birleşti.

Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, kentteki demokratik kamuoyunun en geniş kesimini temsil ediyor. CHP, HDP, EMEP, ÖDP, Halkevleri ile Mersin Tabip Odası, TMMOB, Mersin Barosu, DİSK’e ve Türk İş’e bağlı işçi sendikaları ve KESK’in yanı sıra çeşitli yöre derneklerinden oluşuyor.

Yayımladıkları deklarasyon ile birleşecekleri ilkeleri ve halkın yönetime katılımını sağlayacak maddeleri ortaya koyan Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Sözcüsü ve Mersin Tabip Odası Başkanı Mehmet Antmen, halkın yönetime katılımının çok zor olmadığını belirterek “Bu Mersin’de başarılabilirse tüm Türkiye’ye örnek olur” dedi.

Mersin Belediyesinde bulunan Kent Konseyinin başta başkan yardımcısı dahil belediyeyi temsil eden bürokratların yanı sıra birkaç tane göstermelik dernek ve oda temsilcisinden oluştuğunu dile getiren Antmen, “Dernek ve oda temsilcilerinin niyetinden bağımsız olarak Başkanın çıkmasını istediği, alınan kararları onayladığı bir kurula dönüşüyor. Demokratik bir karar almaktan ziyade önceden alınmış kararın onaylanması… Direkt kent meclisinden mi çıktı bilmiyorum ama kıyıların yağmalanması, betonlaştırılması halk hiçbir şekle bunlara onay vermiyor. Ama Başkanın çevresindekilerin kentlerin yağmalanması ve rantın paylaşılmasına dayalı bir işleyiş başka hiçbir şey değil. Kent meclislerinde mahalle temsilcileri, muhtarlar, sendika ve meslek odası, dernek temsilcileri yönetime müdahale edebilecekler. Bize bu mekanizmanın işletileceğin dair sözler veriliyor” diye konuştu.

"DEKLARASYON CİDDİ DESTEK GÖRÜYOR"

Belediye Başkanı’nın “Ben her şeyi bilirim, kenti marka haline getireceğim” söylemleri üzerinden kent meclisleri meselesini tartışmaya açtıklarını dile getiren Antmen, “Doğru ya da yanlış halkın karar verdiği ve kararlarının uygulanmasına yönelik bir mekanizmanın işletilmesi üzerinden bir tartışma yarattık. Bildirgemiz esas anlamını orada buluyor. Bir başkan en doğru şeyleri söyleyebilir ama halktan kopuk olarak bu süreci işletirse işe yaramayacağını düşünüyorum” dedi.

Tartıştıkları mekanizmanın belki hukuki değil ama meşru bir örgütlenme şekli olduğunu dile getiren Antmen, bu anlamda Kent Meclisinin uyarma, geri çağırma hakkının elde olduğu bir meclis olacağını söyledi. Bu bağlamda Türkiye’de halkın iradesinden bağımsız olarak yerel yönetimlerin merkezi yönetimler tarafından görevden alınmasını da kabul etmediklerini söyleyen Antmen, platformlarının kayyım atanan belediyelerin de yanında olduğunu belirterek Akdeniz Belediyesinin kayyımdan geri alınması gerektiğini dile getirdi.

"İŞÇİLERİN İŞYERLERİNDE SÖZ HAKKI OLMALI"

Deklarasyonun işyerlerinde nasıl tartışıldığı ve kentte işçilerin taleplerini konuştuğumuz DİSK/Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, deklarasyona emek ve demokrasiden yana olan adayların imza atmasının yankısının işyerlerinde olumlu olduğunu dile getirdi. İşçilerde “Örgütlü davranırsan birileri bizi dikkate alır, taleplerimizin altına imzayı da koyar” fikrinin güçlendiğini dile getiren Göksoy, “Kentin vergisini ödüyorsak, emek gücünü biz karşılıyorsak tabii ki kentte yaşamakla ilgili taleplerimiz olur. Sorun neredeyse çözüm oradadır. Bir semtin sorununu orada yaşayan bilir” dedi.

"KÜÇÜK AİLE ÜRETİCİLERİNİ VE KOOPERATİFLEŞMEYİ DESTEKLEYECEĞİZ"

Ortak deklarasyon yayımladıktan sonra CHP Mersin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Vahap Seçer basın önünde halkın yerel yönetime Kent Meclisi ile katılmasını ön gören deklarasyonu imzaladı.

Seçer, ile deklarasyonu imzalamasının yansımalarını ve deklarasyonu nasıl hayata geçireceklerini konuştuk. Seçer, halkın yerel yönetimlere katılmasını kendilerinin de önemsediğini belirterek Mersin gibi farklılıkların bir arada olduğu bir kentte farklılıkları ayrışma noktası değil zenginlik olarak gören bir anlayışa, barışa ve huzura ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Emek demokrasi güçleri  “Demokratik halkçı belediyecilik için birleşiyoruz” dediler ve ortak bir deklarasyon yayımladılar. Siz bu deklarasyonun altına imza attınız. Bunun secim çalışmasına yansımaları nasıl oluyor?

Yayımlanan deklarasyon ve bizim belediyecilik anlayışımız ve toplumdaki siyasal beklentiler örtüşüyordu zaten. Biz de katılımcı bir anlayışla belediyeler yönetilsin, rant değil toplumsal faydalar öne çıksın, çevre dostu bir belediyecilik anlayışı olsun istiyoruz. Mersin gibi farklılıkların birlikte olduğu bir yerde belediye başkanlığı yapacak anlayış kapsayıcı bir anlayış olmalı. Ne dilim, ne üslubum ayrıştırıcı bir çağrışım dahi yapmayacak. Bilakis tüm renkleri kucaklayan bir yönetim anlayışımız olacak.

Bu dönem adayların pek çoğu tarımı destekleyeceğiz köylünün yanındayız diye konuşmalar yapıyor. Bakarsanız herkes tarıma sahip çıkıyor. Siz konuşulandan ve bilinenden farklı olarak ne yapacaksınız?

Ben ziraat mühendisiyim. Yıllarca TBMM Tarım Komisyonu ve Plan Bütçede çalışmış bir siyasetçiyim. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğim çok şey var. Tarım, Mersin’de hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda çok önemli bir yerde duruyor. Belki de yerel yönetimler içerisine tarıma destek veren ve projeler üreten örnek belediyeler içerisinde yer alacağız.  Daha çok hedef kitlemiz küçük üreticiler ve aile işletmeleri. Onların bir araya gelmeleri konusunda gayretimiz olacak. Kooperatifleşme çok önemli. Bunun üzerinden bir takım yenilikler, tarım ürünlerinin sanayi ürünlerine dönüştürülmesi, üretim aşamasında daha kaliteli ürünler elde edilmesinden tutun onların pazara sunulması, dış pazarda rekabetçi bir yapı kazanmasına kadar birçok alanda onlara destek olacağız.

Mevsimlik tarım işçilerinin barınma sorunları öne çıkıyor bu konuda merkezi yönetimler genelge çıkarmak dışında bir şey yapmıyor...

Çalışma hayatına ilişkin konular merkezi yönetimin alanı ama biz bu konulara kayıtsız kalacağız diye bir kaide yok. Büyükşehirler yerel hükümet yetkisinde ve birikiminde, önemli bütçeleri var. Toplumsal fayda sağlayacak, toplumsal talep olan her konuda müdahale şansımız olabilir. Sosyal hakları benim yetkim dışında kalabilir ama yaşam koşulları, fiziki koşullarının düzenlenmesi, bunların merkezi yönetimin insafını beklemeden yere yönetimin yapacağı konteyner evler ve bir takım uygulamalar var.

"KREŞLER VE ÇOCUK, GENÇLİK ETKİNLİK MERKEZLERİ ÜCRETSİZ OLACAK"

Kadınlar ve gençler için ne gibi projeleriniz var?

En çok öncelediğimiz konu bu. Kadın ve çocuk daire başkanlığımız olacak. Başında bir kadın daire başkanı olacak. Kadınların ekonomik hayata katılımı, ekonomik, sosyal, hukuki her alanda onlara destek verecek, gönüllülük esasına göre çalışan kadınlar ordusundan oluşan birimler oluşacak. Çocuklarım iyi eğitilmesi, sanatsal, sosyal, sportif faaliyetlere katılması bizim için özel olarak gündemimizde. Belediye kreşleri, çocuk ve gençlik etkinlik merkezleri tamamen ücretsiz olacak.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE HALK DIŞLANACAK MI?

Bu deklarasyonda  “Yerel demokrasiyi geliştirmek, belediye yönetiminde halkın söz ve karar sahibi olmasını garantiye almanın bir aracı olarak Kent Meclisleri kurulmalıdır” yazıyor. Halkın kent meclisleri ile yönetime katılmasını ve denetlemesini nasıl sağlayacaksınız?

Kent meclisleri konusu farklı kesimlerden, STK’lerden, bölgelerden, meslek gruplarından kurulacak bir yapı ile kent belli sürelerde bir araya gelinerek kent masaya yatırılıp tartışılır, öneriler getirilir. Çözüm yolları beraber değerlendirilir. Belediye olarak uygulamalarımızda toplumsal talepleri göz önüne alırız. Sistem bu şekilde işler diye düşünüyorum.

Katılımcılıktan bahsetmişken halkın karar alma aşamasında olmadığı, evleri ile ilgili pazarlık sürecinde dahil olduğu kentsel dönüşüm projeleri oluyor ve vatandaş ya borçlanıyor ya da mahallesinden dışlanıyor. Bu tabloyu değiştirmek için nasıl bir kentsel dönüşüm anlayışı ile hareket edeceksiniz?

Kentsel dönüşüm konusu çok netameli bir konu. Çok sayıda aktör var ama en fazla menfaati korunacak kesim dönüşümün yapılacağı yerdeki insan. Onun üzerinden sürecin götürülmesi gerekir. Onu mağdur etmeyecek, rızasının olduğu, fedakarlığı yapanın belediye olduğu bir yapı oluşabilir. Mersin kentsel dönüşüme ihtiyacı olan kentlerin başında geliyor. Mersin’de yıllar önce oluşmuş, altyapısı olmayan, üstyapısı sıkıntılı birçok yerleşim yerleri var, yine afet riski taşıyan bölgeler var. Ancak önceleyeceğimiz kesimler vatandaş olacak.

Vatandaş net olarak borçlanıp borçlanmayacağını öğrenmek istiyor…

Spesifik olarak her bölgenin kendine özel şartları vardır. Bu konu kendi içerisinde değerlendirilebilir. O insanların yükünü alacak uygulamalarla onları bir külfet altına sokmadan bu dönüşümleri yapma gayreti içerisinde olacağız.

"TAŞERON KALDIRILMALIDIR"

Başta Akdeniz ilçesi olmak üzere kimi yerlerde Kaymakam ve Vali, Cumhur İttifakı çalışması yürütmeye başladılar. Mülki amirlerin secime müdahalesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bunlar iddialardır ama genel anlamda Türkiye’nin hukuk devleti normlarına yaraşır şekilde bir seçim süreci yaşamasını arzı ederim. Adil bir seçim olsun. Sistem içerisinde devlet tarafsız olsun. Siyasi vesayetin emir ve talimatıyla siyasi görüşün bir militanı gibi davranmasın.

Belediyede çalışan taşeron ya da şirkete geçirilmiş işçiler için ne düşünüyorsunuz? Büyük şehirdeki taşeron ve şirket işçilerinin sendikalarda örgütlenmek istediklerinde tutumunuz nasıl olacak?

Taşeron konusu yasal düzenlemeyi gerektiren bir konu. Bunun öncüsü başta CHP, HDP gibi siyasi partiler. Parlamentoda da görev yaptım. Arzu edilen noktaya gelinmedi ama mesafe alındıysa bile bizim gayretimiz olmuştur. İstenilen noktada değildir. Taşeron konusunu bir emek sömürüsü olarak görüyorsak tamamen ortadan kaldırılması gerekir. Sosyal haklar yönünden eksiksiz, daha çağdaş çalışma koşullarına uygun hale getirmek gerekiyor. Bunun için sendikalı olabilirler. Anayasal hakları sendikalaşabilirler. Benim açımdan bir sorun teşkil etmez.

ÖNCEKİ HABER

Tekirdağlı kadınlar rantçı değil halkçı belediyecilik istiyor

SONRAKİ HABER

Demirtaş ifade verdi: Konuşmalarım dün barış faaliyetiydi bugün suç!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...