Balıkesir Bağımsız Adayı Şuayyip Çetin Burhaniye'de miting düzenledi

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Şuayyip Çetin, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan'ın katılımıyla Burhaniye'de miting düzenledi.

25 Mart 2019 07:07
Son Güncellenme Tarihi: 25 Mart 2019 15:45
Paylaş

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Şuayyip Çetin, Burhaniye’de Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan’ın katılımıyla bir miting düzenledi. Burada konuşan EMEP Genel Başkanı Gürkan, iktidarın beka söylemleri ile birlikte halka yönelik tehditlerde bulunduğunu belirterek “Üretiyici terörist ilan edenlere oy yok” dedi. Çetin de konuşmasında “Kentimizi sermaye partilerinin rant ve talan alanı olmaktan çıkaralım” diyerek halkı oy vermeye ve halkçı yönetim anlayışında bir araya gelmeye çağırdı.

Burhaniye’de, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Şuayyip Çetin, “Rantçı değil, halkçı yönetim” adıyla Burhaniye Cumhuriyet Meydanı’nda bir miting düzenledi. Burhaniye’den ve çevre köylerden yurttaşların geldiği mitinge Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan da katıldı. Miting, alanda elektriğin kesilmesi nedeniyle geç başladı. EMEP yöneticileri YSK tarafından her aday için gün ve saat ayarlandığını, her aday için elektrik verilmesine rağmen kendilerine verilmediğini söyledi. Civardaki esnafın yardımıyla bir dükkandan uzatma kablo çekilerek ses sistemine elektrik verildi.

"KRİZİN SORUMLUSU HALK DEĞİLDİR"

Burada ilk konuşmayı yapan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bağımsız Başkan Adayı Şuayyip Çetin, “Belediyenin tüm kaynaklarını ranta kullananlar burada da biz emekçilere elektrik vermediler. Bu durumu kınıyoruz” dedi. Çetin, “Ekonomik krizin yıkıcı etkilerinin günlük yaşamımızı olumsuz etkilediği bir dönemde yerel seçimlere gidiyoruz. En temel gıda maddelerine ulaşmanın bile zorlaştırıldığı, işsizlikte her gün yeni rekorların kırıldığı, üreticilerin üretemez noktaya getirildiği, ağır vergi yükü altında ki küçük esnafın siftahsız kepenk kapattığı, binlerce işletmenin kapanmak zorunda kaldığı bir Türkiye manzarasıyla karşı karşıyayız. Krizin sebebi olan sermaye sınıfı ve onun hükümeti ise faturayı biz emekçi halka çıkarmak istiyor. Soframızda ki ekmeğe göz koymuş, bizi açlıkla, yoksulluğun pençesine atmanın hesaplarını yapıyor. Bu krizin nedeni kıt kanaat geçinen işçiler, köylüler, emekliler kısacası yoksul halk yığınları değildir. Krizin nedeni AKP iktidarının politikaları ve onun besleme dolar milyarderleridir” diye konuştu.

Üretimi, sanayiyi, tarım ve hayvancılığı bitiren, yüz yıllık kamu işletmelerini AKP hükümetinin haraç mezat sattığını kaydeden Çetin, “Bir tarafta ekonomik krizin yoksullaştırdığı, işsizlik ve geleceksizliğin pençesinde yaşamaya mahkûm edilmiş bir halk diğer tarafta şatafatlı bir hayat süren saray tayfası var. AKP-MHP iktidarı yaşamın her alanında baskıcı ve anti demokratik bir yönetim anlayışı hâkim kılınmaya çalışıyor. Ağzını açanın içeri tıkıldığı, basının ya susturulmaya çalışıldığı ya da satın alındığı, muhalif her türlü sesin bastırıldığı bir siyasal iklim var. Ana muhalefet partisi başkanın bile tehdit edildiği bir seçim ne kadar demokratik olabilir. 17 yıldır iktidarda olan bir partinin mağduru oynamasının inandırıcılığı yoktur. Yönettikleri belediyeleri borç batağına sürükleyenlerin, yandaşlarını ihale zengini yapanların, kentleri beton yığınları haline getirenlerin böyle bir hakkı yoktur” dedi.

"TALANCI, RANTÇI ANLAYIŞA HALK TOKAT VURMAYA HAZIRLANIYOR"

Varlıklarıyla halkın sırtında bir kambura dönüşmüş bu rantçı, talancı, yalancı anlayışa halkın 31 Mart’ ta bir tokat vurmaya hazırlandığını belirten Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü:  “Rantçılığı, yolsuzluğu, yandaş kayırmacılığını kendisine iş edinmiş anlayışa karşı bu kentin işçileri, emekçileri, çalışma ve sosyal yaşamın dışına itilmeye çalışılan kadınları, işsizlik pençesinde ki gençleri ile birlikte yönetmek için yola çıktık. Seçimden seçime önüne konan sandığa oy atmadan ibaret bir anlayış tek başına demokratik olamaz. Şeffaf, halkın denetimine açık, hesap verebilen, demokratik halkçı bir belediyecilik anlayışını egemen kılmak için adayım. Havası, suyu, toprağı kural tanımayan, tek derdi karına kar katmak olan kapitalist yağmaya açılan Balıkesir’ imize sahip çıkmak için adayım.  Biz bu şehrin işçileri, emekçileri, bu ülkenin bütün değerlerini yaratanlar olarak ‘Bu kent bizim ve biz yöneteceğiz’ diyoruz. Bu kentin emekçileri seçeneksiz değildir. Sermaye partilerinin karşısında emek cephesinde bir yerel yönetim hepimizin hakkıdır. Bu, halk meclislerine dayalı ve bu meclislerin en üst organı olduğu demokratik ve halkçı yerel yönetim modelidir. Kitle örgütü, dernek ve oda temsilcilerinden, çevre, spor, kültür sanat örgütlerinden, inanç kurumlarından, gençlik, çocuk ve engellilerin temsilcilerinden oluşacak ve kadınların eşit temsiline dayanacaktır. Belediye başkanı ve meclis üyeleri halk meclisinin birer parçası olacaktır. Görevini yapmayan Belediye Başkanı halk meclisi tarafından geri çağırılabilecektir. Gelin hep birlikte ‘Bu kent bizim ve biz yöneteceğiz’ diyelim. Kentimizi sermaye partilerinin rant ve talan alanı olmaktan çıkaralım.”

"ÜRETİCİYİ, ESNAFI TERÖRİST İLAN EDENLERE OY YOK"

Çetin’in ardından konuşan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, “Bugün tehditle, şantajla, yalanla iftirayla ülkeyi yönetmeyi marifet sayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu yöntemle de seçimi kazanmayı hedefliyor. Muhalefet partileri onlara göre terörist. Ürünleri ellerinde kalan ve bundan şikayet eden üretici köylü de ya darbeci ya komplocu ilan ediliyor. Her geçen gün borçlu çiftçi, esnaf sayısının arttığını görüyoruz. Bu durumdan üretenler sorumlu değildir” dedi. AKP’nin tarım politikalarıyla tarım arazilerinin azaltıldığını, şekerin, tütünün bitirildiğini ifade eden Gürkan, şimdi de Balıkesir’de zeytin için aynı durumun yaşandığını söyledi. Bu politikalar nedeniyle AKP’nin bir girdaba girdiğini söyleyen Gürkan, AKP’nin şimdi de tekellere teşvik vermeye hazırlandığını belirtti. “Ülkeyi acı soğana mahkum edenlere oy yok diyoruz” diyen Gürkan, muhalefeti de terörist ilan edenlere oy vermeyeceklerini söyledi.

"HALK AÇIKÇA TEHDİT EDİLİYOR"

AKP tarafından dillendirilen beka söylemlerini de eleştiren Gürkan, “Bu ülkede beka sorunu yok. Bu ülkede ekonomi politikalarıyla yarattıkları bir kriz sorunu var. Kendi iktidarlarını sağlama almaya çalışanların baskı ve zorbalık ve terör düzeni var. İtiraz eden herkesi ya yargı eliyle ya baskıyla, tutuklamayla tehdit ediyorlar. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Maraş’ı hatırlatıyor. Bizler Maraş’ı, Çorum’u, Sivas’ı iyi biliyoruz. Bu ülkede siyasi katliamlar vardır. Burada kontrgerilla güçlerin parmağı vardır. Bugün Soylu’nun Maraş’ı hatırlatarak söylemlerinin ne anlama geldiğini iyi biliyoruz ve bu halka yönelik açık bir tehdittir. Bu nedenle baskının, tehdidin temsilcilerine, Cumhur İttfakı’na oy yok diyoruz” diye konuştu.

AKP’nin sadece İstanbul’da 6 yandaş vakfa bir yılda 231 milyon verdiğini söyleyen Gürkan, “Şimdi biz diyoruz ki bu 231 milyonla neler yapılmazdı. Kreşler, parklar, kültür sosyl evleri yapılırdı. Bu sadece bildiklerimiz. Yüzlerce vakfa, şirkete ülke kaynakları adeta peşkeş çekiliyor. Buna artık dur demeliyiz” dedi. Balıkesirlileri halkın kaynaklarının yandaş şirketlere, ihalelerle peşkeş çekilmesine karşı Şuayyip Çetin’e oy vermeye çağıran Gürkan, “Biz şimdiden kazanmaya başladık. Halkçı yönetim fikrimiz tartışılmaya başladı ve bunun mücadelesini sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu. (Balıkesir/EVRENSEL)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Suruç Devlet Hastanesi göle döndü

SONRAKİ HABER

TÜPRAŞ'ta uyarı eylemleri başladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...