Bayhan: Din propagandasının üzerini örtemeyeceği bir geçim derdi var
EMEP MYK Üyesi İskender Bayhan ile Erdoğan'ın Diyarbakır'da düzenlediği seçim mitingini ve büyüme rakamlarını konuştuk.
Emek Partisi MYK Üyesi İskender Bayhan, Seçim Özel'de Zeliş Irmak'ın sorularını yanıtladı. Bayhan ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır'da düzenlediği seçim mitingini ve büyüme rakamlarını konuştuk. Bayhan'ın programdaki değerlendirmelerinden öne çıkan bölümler şöyle:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de söylediğini, Diyarbakır’da derinleştirerek tekrar etti.
Erdoğan, Diyarbakır’da kayyımı savundu ve HDP’lileri hedefe koydu.
Erdoğan genel olarak HDP ve bölge halkına ayrım yapıyormuş gibi görünerek konuşmayı tercih ediyor.
Erdoğan sadece Kürt halkını hedefe koymuyor. Artık batıda da genel yaklaşım tarzı bu. Toplam olarak halkı hedefe koyuyor; Türk, Kürt, Alevi, Sünni...
Erdoğan bugün tüm halk kesimlerini hedefe koyuyor; ama bunun en etkili olacağını düşündüğü yer olarak Kürtleri sivriltiyor.
Erdoğan, seçime kadar halkın huzursuzluğunu gideremeyeceğini gördüğü için kendi kitlesini konsolide edecek bir strateji izliyor.
Erdoğan kendi seçmen kitlesini elde tutabilmek için geri kalan tüm kesimleri düşman ilan ediyor.
Erdoğan kutuplaştırma siyasetine dönük tepkilerle dilini yumuşatsa da temel taktiğini değiştirmiyor.
Bu memlekette yönetenler ne zaman vatan, millet, din siyaseti yapıyorsa bu işlerin çok kötü olduğu anlamına gelir.
Kadınların polis ablukasına karşı tepkisi, ‘ezan protestosu’ imiş gibi gösteriliyor. Bu bana körfezde petrole bulanmış karabatak fotoğrafını anımsatıyor. Sonra, görüntünün sahte olduğu ortaya çıkmıştı.
Gezi direnişi sırasında ‘Camide içki içildi’ söylemi nasıl senaryo olarak direnişe karşı kullanıldıysa, şimdi de binlerce kadının eyleminin etkisi böyle kırılmaya çalışılıyor.
Son 2 seçim öncesini hatırlarsak; bu seçim öncesinde de gerilimin tırmandırılacağını öngörmek yanlış olmaz.
Önümüzdeki günlerde ‘ezan’ benzeri provokatif hamlelerle yüz yüze kalabiliriz.
Son 20 gün ülke hiç demokratik bir seçime gidiyormuş havası yaşamıyor.
Gündemi artık daha çok halk kitlelerinin huzursuzluğu belirliyor. Erdoğan, bunun üzerine kendi gündemini dayatacak hamleler yapıyor.
AKP tabanındaki en güçlü eğilim, AKP’ye ders vermek için sandığa gitmemek. AKP ise kitleleri sandığa götürecek bir yöntem arıyor.
Devlet, büyümeyi yüksek göstermek için aldığı borcu bile gelir hanesine yazıyor.
Artık Türkiye’de krizi inkar ederek siyaset yapmanın koşulları zorlaşıyor. Hamasetin karın doyurmadığı bir dönemdeyiz.
Vatan, millet, din propagandasının üstünü örtemeyeceği kadar büyük bir geçim problemiyle boğuşuyor halk.
Seçimin sonucu ne olursa olsun, halkı daha büyük bir yük bekliyor. Seçim sonrası krizin yükünün halka mı, burjuvaziye mi ödetileceğini göreceğimiz bir yıl olacak." (EVRENSEL WEB TV)
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
