11 Mart 2019 00:00

Bağımsız aday Gürkan Emreoğlu: Daha yaşanabilir Buca için adayım

EMEP’in desteklediği İzmir Buca Belediyesi Bağımsız Belediye Başkan Adayı Gürkan Emreoğlu: Yaşanabilir bir Buca için seçeneksiz değiliz.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kenan ÇETİN
İzmir

İzmir Buca Belediyesi Bağımsız Belediye Başkan Adayı Gürkan Emreoğlu, Bucalıların rantçı sermaye partilerine mahkûm olmadığı belirterek, “Yaşanabilir bir Buca için seçeneksiz değiliz, gelin Buca’yı birlikte yönetelim” diyor.

Otuz yıldır Buca’da yaşayan Emreoğlu elektrik teknikeri olarak uzun yıllar işçi olarak çalışan bir kişi. İşçi ve emekçilerin mücadelesi içinde yer alan, Emek Partisi ilçe yöneticiliği görevinde de bulunan Emreoğlu şu an Disk/İletişim-İş örgütlenme uzmanı. Emreoğlu’yla adaylık süreci, seçim çalışmaları ve Buca üzerine söyleştik.

Aday olma nedeniniz nedir?

İşçilerin, emekçilerin, kadınların, engellilerin yani ötekileştirilmişlerin sadece oy verip beş sene hiçbir şeye karıştırılmadan yönetilmesine karşı çıkmak, halkın kendi iradesinin yerel yönetimde etkin olması, belediyenin halk iradesiyle yönetilmesi için aday oldum. Rantçı ve sermaye partilerine mahkûm olmamak için, halkımıza “Seçeneksiz değiliz, Buca bizim, gelin Buca’yı birlikte yönetelim” demek için aday oldum.

Neden bağımsız aday oldunuz?

Ben her ne kadar bağımsız aday olsam da Emek Partili bir adayım. Bilindiği gibi Emek Partisi’nin seçime katılması YSK ve Yargıtay’ın keyfi kararları nedeniyle engellenmiştir. Bu nedenle yasal haklarımızı kullanarak yerel seçimlere bağımsız aday olarak girdik. Her ne kadar bağımsız olarak görünsem de aslında Buca’yı yönetirken öncelikle oluşacak Halk Meclisine ve partim Emek Partisi’nin program, tüzük ve ilkelerine uymakla yükümlüyüm.

Şunu da kısaca belirtmek istiyorum. Biz Emek Partisi olarak, belirlenen ilkeler temelinde ortak adaylarla seçimlere girmeyi her yerde savunduk. Buca Emek ve Demokrasi Güçlerini oluşturan kurum ve kuruluşların yaptıkları toplantılarda aday değil ilkeler belirlenmiştir. Ortak aday fikri destek bulmamıştır. Ben bu nedenle de bağımsız aday olarak aday oldum.

YAŞANABİLİR BİR BUCA’YI YARATMAK MÜMKÜN

Yerel yönetim anlayışınızdan bahseder misiniz?

 Kısaca, ‘Demokratik ve halkçı belediyecilik’ olarak belirtebilirim. Bu kavramlar o kadar rahat kullanılıyor ki iktidarından muhalefetine herkes ‘halkçı belediyecilik’ diyor. Kimi noterde kâğıt imzalıyor, kimi deklarasyon yayınlıyor. Bunu da kendi ‘insan sevgilerine ve kent sevgilerine’ bağlıyorlar. Bunlar iyi niyetlerle yapılacak işler değil.

Bizim yerel yönetimimizde öncelikle Buca’nın 47 mahallesini kapsayan Mahalle Meclislerinin oluşması sağlanacak. Kimsenin aç ve açıkta kalmamasını Mahalle Meclisleri üzerinden çözeceğiz. Mahalle Meclislerinden temsilcilerle oluşturulacak Halk Meclisiyle Buca’nın yönetimini, sorunlarının halkın çıkarları doğrultusunda çözümünü sağlayacağız. Bizde yandaş, ihale dağıtacağımız, rant sağlayacağımız çevreler, çıkar grupları olmayacak. Çünkü halkımız hem yönetecek hem de bizleri denetleyecek. Sorunların çözümünde ve kentin yönetimde; toplumun tüm kesimleri Halk Meclisi’nde sorunları tartışarak çözüme ulaştıracak. Ancak böyle olursa yaşanabilir bir Buca’yı yaratabiliriz.

Bizim yönetimimizde belediyede çalışan tüm işçiler kadrolu olacak. Yani taşeron sistemi olmayacak. Böylece taşeron şirketlere aktarılan kar kendi kasamızda kalarak işçimizin cebine girecek. İşçilerimizde Buca halkına çalıştığını bilecek, yani kendinin A veya B taşeron şirketine değil Buca halkına hizmet ettiğinin farkında olacak.

Buca’nın sorunlarında bahsedelim, bu sorunları nasıl çözeceksiniz?

Bizim anlayışımız, kendi çevrelerine rant dağıtan, çıkar sağlayan sermaye partilerinden farklıdır. Bizim öyle halkın gözünü boyamak için bilmem kaç tane şaşalı ‘Mega Projeleri’miz yok. Bizim projelerimiz halkımızın yaşantısını kolaylaştıracak halk tarafından kendi yaşadıkları semtler üzerinden belirlenecek projelerdir. Halkta karşılığı olmayan sadece göz boyamaya ve birilerine rant aktaran projeler bizde olmayacak.

Buca şu an 500 bini aşkın nüfusu ve 47 mahallesiyle İzmir’in ikinci en büyük ilçesidir. Dolayısıyla sorunları da büyüktür. Ben şahsen 1989 yılından beri Buca’da yaşıyorum. Buca’nın sorunlarını tabiki biliyoruz. Başta planlı kentleşme, ulaşım, yeşil alan yetersizliği, işsizlik, sosyal-kültürel alanların yetersizliği sorunları her gün gözlerimizin önünde.  Bu ve benzeri sorunlarımızın çözümü ve tartışmaları Mahalle ve Halk Meclisi üzerinde gerçekleştirilecektir. Mimar ve Mühendisler Odasından, bilim insanlarımızdan, başta Dokuz Eylül Üniversitemiz olmak üzere üniversitelerimizden sorunlarımızın çözümünde bilimsel destek ve yardım alacağız.

BİRLİKTE KARAR ALIP, BİRLİKTE YÖNETMENİN SÖZÜNÜ VERİYORUM

Nasıl bir Buca hayaliniz var?

Birbirimize saygı duyduğumuz, birbirimize selam verebildiğimiz, yıllar öncesinde olduğu gibi havası daha temiz, daha yeşil, daha yaşanılası bir Buca hayalimiz var. İşçi ve emekçilerin kriz yükünden belediyenin olanaklarını kullanarak bir nebze rahatladığı, kadınların çocuk, yaşlı, engelli bakımından kurtularak üretimde ve yönetimde söz sahibi olduğu bir Buca hayalimiz var. Öğrenci gençlerin sadece sadaka gibi dağıtılan krediyle zor koşullarda değil, ayın belli günleri içinde toplum ve kamu hizmetinde çalışarak ekonomik destek bulabilecekleri, engellilerin evlere kapatılarak ‘görmezsek yoktur’ anlayışından çıkarılıp iş hayatına katıldığı bir Buca hayalimiz var. Yani horlanan, aşağılanan, ötekileştirilen herkesin yan yana geldiklerinde oluşan birleşik gücün neleri değiştirebileceklerini anladığı bir Buca hayal ediyorum.

Seçildikten sonra nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Belediye bütçesinin Halk Meclisi’nde belirlenip, denetleneceğini ve her ay gerek internet üzerinden gerekse belediye binası önünde halkın görebileceği şekilde ilan edileceğine söz veriyorum.

Öncelikle belediye başkanının maaşı en yüksek işçi maaşına eşit olacak. Belediyenin hiçbir olanağını kendi özel işlerim için kullanmayacağım. Makam arabası savurganlığına son vereceğim, çok gerekli olmadıkça makam arabası kullanmayacağıma söz veriyorum.

İşçilere işe gidiş geliş saatlerinde ücretsiz ulaşım, işçi ve emekçi çocukları için her mahalleye kreş ve çocuk bakım merkezleri yapılacağına, Şirinyer ile Tınaztepe arasında sadece öğrencilerin binebileceği ücretsiz ring seferleri düzenleneceğine söz veriyorum. Kısacası Buca halkına birlikte karar alma, birlikte yönetmenin sözünü veriyorum.

ÖNCEKİ HABER

Ovacık’ta 8 Mart: Kadınların ihtiyaçlarını esas alan bir yerel yönetim

SONRAKİ HABER

Meteorolojiden çığ uyarısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...