04 Ekim 2012 10:39

Kapalı kapılar ardında savaş kararı

TBMM, zaman zaman sert tartışmaların yaşandığı, “ceylan derisinde savaş” ve “siyonist” suçlamalarının ardından kapalı oturumda, TSK güçlerinin Suriye’ye asker göndermesine ilişkin tezkereyi kabul etti. Görüşmeler sırasında AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin tarafınızı belirleyin, “Türkiy

Kapalı kapılar ardında savaş kararı
Paylaş
Sultan Özer

Meclis bugün olağanüstü bir gün yaşadı. CHP Grubu sabah erken saatlerde olağanüstü toplanıp, Suriye’ye yönelik tezkereye “hayır” deme kararı aldı. Meclis Genel Kurulu da AKP’nin isteği ile tezkere için sabah erken saatlerde toplandı. Genel Kurul’un kapalı oturumunda görüşmenin ardından Suriye’ye yönelik tezkere AKP ve MHP’lilerin oyları ile kabul edildi. BDP ise “biz savaşın ne demek olduğunu çok iyi biliyoruz. Savaş ölüm, kan, anaların daha çok ağlaması demek” diyerek tezkereye “hayır” oyu açıkladı. Meclis Genel Kurulu bu sabah 10.00’da, AKP’li Meclis Başkanvekili Mehmet Sağlam başkanlığında toplandı. Gündem dışı söz alan CHP Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu, “sınır ihlalinin, özgür Suriye ordusunu destekleyenler tarafından yapıldığını söyledi. Türkiye’nin emperyalist politikalar nedeniyle savaşın eşiğine getirildiğini belirten Karaahmetoğlu sözlerini, “Kahrolsun emperyalizm ve işbirlikçilik, kahrolsun faşizm. Savaşa hayır” diye bitirdi.

'DİYALOG VE MÜZAKERE' ÇAĞRISI

Daha sonra söz alan BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt da ülkemizde OHAL’in uygulandığı tek ilin Hakkari olduğunu ve nüfusu 5 bin olan Çukurca’da 28 bin güvenlik gücünün bulunduğunu, diğer ilçelerde de benzer tablonun yaşandığını söyledi. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da grubu adına açıklama yaparak, böylesi önemli ve halkı yakından ilgilendiren bir konuda milletvekillerini vicdanlarının sesini dinlemeye çağırdı. “Unutmayın bu Meclis 1 Mart tezkeresine onay vermemiştir” dedi. Görüşmenin açık olmasını ve milletin hangi partinin, hangi vekilin savaştan, hangisinin barıştan, yaşamdan yana olduğunu görmesi gerektiğini belirten Kaplan, Akçakale’de 20 gündür savaş hali yaşandığını, bombaların, silahların patladığını ancak Meclis’in, bakanların oraya gitmediğini, vatandaş kaymakamlığa yürürken gaz bombalarıyla karşı çıktığını söyledi. “Bir taraftan savaşın mermileri bir taraftan devletin gaz bombası halkımızın tepesine inmiştir” diyen Kaplan önce diyalog, müzakere kanallarının işletilmesini istedi. Bu konuşmaların ardından Başbakanlık tezkeresi okundu ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun kapalı oturum önergesi okundu. Ancak muhalefet partileri kapalı oturuma geçilmeden konuşmak için usül tartışması açtılar.

'SİZ BU TEZKEREYLE CİHAN SAVAŞI YAPARSINIZ'

CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, hükümetin söyleyeceklerinin gizli olabileceğini ancak kendilerinin söyleyeceklerinin gizli olmadığını belirten İnce, “Niye gizli olsun? Bu ülkeyi savaşa soktuğunuz zaman sizin çocuklarınız mı savaşa gidecek, fakir fukaranın çocukları mı?​” diye sordu. “Hangi AKP’linin, hangi milletvekilinin, hangi bakanın çocuğu gidecek.  Bu millet çocuklarını savaşa gönderecek ama ne için göndereceğini bilmeyecek. Bu bir kere doğru değil” diye konuşan İnce 8 kez tezkere kararı alındığını ama hiçbir işe yaramadığını ifade etti. 1 Mart tezkeresinde, kapalı oturumda bulunan bir vekil olduğunu hatırlatan İnce, “Hangi özel bilgiyi paylaştı hükümet 1 Mart tezkeresinde. Milleti kandırmaya gerek yok, tartışmalar halkın önünde yapılsın. Biz kapalı oturumda TRT Genel Müdürü'nün maaşını bile öğrenemedik" diye konuştu. İnce tezkerenin sınırının belli olmadığını belirterek, “siz bu tezkereyle cihan savaşı yapabilirsiniz. Sınırı belli değil. Siz bu ülkeyi en çapsız Dışişleri Bakanı'nın maceralarıyla başını belaya sokuyorsunuz. Türkiye'nin başını belaya sokmayın. 1 Mart tezkeresindeki gibi dik durun, onurlu durun, milletin vekili olun" dedi.

DİPLOMASİNİN İFLASI

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da “Türkiye’nin kritik bir dönemden geçtiğini, Dışişleri’nin, Türkiye’ye ilave tehditler getirdiğini, dış politikanın iflas ettiğini” söyledi. “Fiili bir tehdidi engellemeyen bir diplomasinin iflasıdır. Türkiye’yi bu noktaya getirenlerin sorumlulukları gayet açıktır. Herhangi bir bilgilendirme yapılmış değildir” diyen Vural, görüşmenin açık olması gerektiğini söyledi.

YOKSUL ÇOCUKLARI SAVAŞA GÖNDERECEKSİNİZ AMA ONLARIN BUNDAN HABERİ OLMAYACAK!

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan da usulen lehte konuştuğunu ama AKP’nin hiçbir uygulamasının yanında olmadıklarını söyledi. “Suriye’ye savaş çıkartacaksınız, yoksul Anadolu çocuklarını savaşa göndereceksiniz ve kimsenin haberi olmayacak” diye kapalı oturumu eleştiren Buldan, savaşın gözyaşı; kan, tekrar anaların ağlaması demek olduğunu söyledi. Savaşa karşı çıkmanın insanlık, onur, şeref olduğunu ve bu yüzden tezkereye ‘hayır’ oyu kullanacaklarını vurgulayan Buldan şunları söyledi; “Biz bu ülkede savaşların neye mal olduğunu çok iyi bilenleriz” diyen Buldan Türkiye’den havalanan savaş uçaklarının attığı bombalarla Roboski’de 34 kişinin katledildiğini hatırlattı. Bu nedenle bugün çıkacak tezkereden hangi bombaların, hangi savaş uçaklarının nereye bomba atacağını, kaç kişinin yaşamını yitireceğini hala bilmiyoruz” diyen Buldan,  tezkerenin geri çekilmesini istedi. Suriye’ye nasıl bir savaş açılacağının da açıklanmasını isteyen Buldan, açıklık ve şeffaflık daveti yaptı. AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin “ülkeye bir saldırı yapılıyor” ifadesine CHP sıralarından “hangi saldırı” diye tepkiler yükseldi. Suriye hükümetinin bu saldırıyı “biz yaptık” açıklaması olduğunu savunan Canikli, “Herkesin safını seçmesini gerekiyor. Türkiye’den mi yanasızınız, çoluk çocuk demeden kendi halkına bombalayan Esed’den mi yanasınız?​” sözleri ortamı gerdi.

'ESAD'IN CANI CEHENNEME'

Bu sözlere karşı sataşmadan söz alan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, asıl tercihi AKP’nin yapması gerektiğini söyledi. “Esad’ın canı cehenneme. Bana ne Esad’dan. Ben TC.’nden yanayım” diyen İnce, bu ülkenin onurlu bir ülke olmasını istediklerini söyledi. AKP’lilere, “Asıl siz kararınızı verin. Siz Türkiye’den mi yanasınız, Obama’dan mı dan mı yanasınız” diye soran İnce, AKP’nin Türkiye’yi ABD’nin taşeronu yaptığını söyledi. AKP’lilerin laf atmaları üzerine CHP’liler de müdahale etti. Karşılıklı laf atmalar ortamı gerdi. CHP’li Engin Özkoç AKP’li Soner Aksoy’a “Ceylan derisinde oturmak kolay” derken, CHP’liler “ceylan derisinde savaş” diye tepki gösterdiler. CHP’li ve AKP’liler birbirlerine “siyonistsin”, “Siyonist sensin” diye laf attılar. Ortamın gerilmesi üzerine genel kurula ara verildi. Verilen aranın ardından Meclis kapalı oturuma geçti. Kapalı oturumda, milletvekilleri, bakanlar,  isimleri okunan Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlığı görevlileri, stenograglar ile sağır ve dilsiz kavaslar dışında herkes çıkarıldı. Kulisler kapatıldı, basın koridorunda salona duvarı olan odalar da kapatıldı. Tezkere kapalı oturumun ardından AKP ve MHP’lilerin oyları ile kabul edildi. Tezkere 320 evet, 129 ret oyuyla Meclis'ten geçti. (Ankara/EVRENSEL)


AKP’lilerin “Tezkere savaş anlamına gelmez” iddialarının aksine, tezkerenin dayandırıldığı Anayasanın 92. maddesinin başlığı ve içeriği savaş üzerine kurulmuş. “Savaş Hali İlanı ve Silahlı Kuvvet Kullanılmasına İzin Verme” başlığı taşıyan maddede şu ifadeler yer alıyor: Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde savaş hali ilanına ve Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği haller dışında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisinindir.”

ANGAJMAN KURALLARI NEDİR?

Akçakale’ye top mermisi düşmesinin ardından, “Angajman kuralları çerçevesinde yanıt verilecektir” ifadesini bir kez daha duyar olduk. TSK’ye ait uçağın Akdeniz’de düşmesinin ardından da gündeme gelen “angajman” kelime olarak yükümlülük altına girme, üstlenme, taahhüt etme, toplumsal, siyasal bir eylemin içinde yer alma, ve ona bağlanma anlamlarını taşıyor. Angajman Kuralları ise bir ülkenin başka bir ülkenin hava sahasını ihlal etme veya ülke topraklarında oluşacak bir tehdide karşı yapılacak askeri müdahaleleri kapsıyor.

Buna göre, bir uçak Türkiye hava sahasını ihlal ederse Türkiye hemen uyarıya başlıyor. Uyarı neticesinde hava sahasını terk etmezse savaş uçakları havalanıyor ve bu uçağı inişe zorluyor. Yine de karşı bir durum sergiliyorsa ateş açma hakkı doğuyor.

ÖNCEKİ HABER

Fabrika atıkları halk sağlığını tehdit ediyor

SONRAKİ HABER

Barış için diyalog yolu açılsın

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...