23 Şubat 2019 11:45
Son Güncellenme Tarihi: 23 Şubat 2019 16:25

TMMOB, kadın sempozyumunun 3.sünü gerçekleştirdi: Kriz, Kent, Kadın

TMMOB, 3. Kadın Sempozyumu'nu “Kriz, Kent, Kadın” başlığıyla Ankara'da gerçekleştirdi: Kadınlar, toplam gelirden yüzde 12 pay alıyor.

TMMOB 3'üncü Kadın Kurultayı gerçekleştirildi | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

TMMOB’nin “Kriz, Kent, Kadın” başlığıyla Ankara'da gerçekleştirdiği 3. Kadın Sempozyumu’nda konuşan Doç Dr. Emel Memiş, işsizlik oranlarında 2008 yılı itibariyle kadınlar ve erkekler arasında makasın açıldığına dikkat çekerek, kadınların hane gelirlerindeki kaybı kapatmak için ancak ek işçiler olarak işgücüne katılabildiğini söyledi. Kırılgan sektörlerde kadınların fazla olduğunu söyleyen Dr. Özge İzdeş Terkoğlu ise, “Kadınların, çalışanların toplam gelirinden aldıkları pay yüzde 12.2 ve yüzde 70’i 2 bin liradan az ücret alıyor” dedi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 3. Kadın Sempozyumu’nu “Kriz, Kent, Kadın” başlığıyla gerçekleştirdi. İnşaat Mühendisleri Odası Teoman Öztürk Salonu’nda gerçekleşen sempozyuma mimar, mühendis ve şehir plancısı kadınlar katıldı. Açılış konuşmasını yapan TMMOB Kadın Çalışma Grubu Başkanı Işık Gürbulak, yerel seçimler öncesi yerel yönetim politikalarının ve yaşanan krizin kadınları nasıl etkilediğini tartışmak ve söz söylemek için böyle bir sempozyum yapmaya karar verdiklerini söyledi.

İSTİHDAM OLANAKLARI ERKEKLERE ORANLA İKİ KAT SINIRLI

Krizle birlikte kadınların yaşadığı ekonomik sorunlara dikkat çeken Gürbulak, güvenceli istihdamda düşüş yaşandığını, işsizliğin arttığını, genç kadın mühendis, mimar ve şehir plancıları arasında ise can yakıcı hale geldiğini belirtti. Alandaki kadınların genel sorunların yanı sıra cinsiyet ayrımcılığı sorunları ile uğraştığını kaydeden Gürbulak, “İş piyasasında cinsiyet ayrımcılığı çok yaygın. İstihdam olanakları açısından kadınlar erkeklere oranla iki kat daha sınırlılar” dedi.

İLK İŞTEN ÇIKARILANLAR KADINLAR

Kadın Çalışma Grubu’ndan 45.Dönem Yürütme Kurulu Üyesi Ayşegül İbici Oruçkaptan ise sanayi üretiminin 5.7 azaldığına, işsizliğin her geçen ay arttığına dikkat çekerek, “İktidarın ekonomik kriz karşısında uygulamaya koyduğu bir tür İMF programları da vatandaşların cebinde olan 3 kuruşu gasp etmeye yönelik. Çözüm önerisi ise krizin bedelini yoksul kesimlere ödetmek oldu, sosyal yardımlar kriz bahanesiyle azaltıldı. Olağan koşullarda bile eşitlikten yoksun olan kadınlar kriz koşullarında da ilk çıkarılanlar oldu” dedi.

"KADINLAR İÇİN KRİZ ÇOK NET"

Sempozyumun kriz, kadın emeği, istihdam politikalarının konuşulduğu ilk oturumunun konuşmacıları akademisyenler Doç. Dr. Emel Memiş ve Dr. Özge İzdeş Terkoğlu idi. Memiş, krizin görünmez hale getirilmeye çalışıldığına dikkat çekerek, “Ama biz krizde olduğumuzu net biliyoruz, hissediyoruz. Pazarda, mutfakta bunu yaşıyoruz. Biz kadınlar için kriz çok net” dedi. Krizi makroekonomik bağlantılar ve ülkeye özgü koşullar açısından da değerlendiren Memiş, son dönemde otoriterleşme, merkezileşme ve sosyal politikaların tek elden yürütülmesi çabalarına dikkat çekti.

YÜZDE 62 FATURALARINI ÖDEYEMİYOR

 Türkiye’de hanelerin yüzde 62’sinin faturaları ödeme zorluğu yaşadığını belirten Memiş, bunun kadınların sorumlu olduğu hanelerde daha yüksek olduğunu belirtti. OECD ülkeleri arasında, Türkiye ile benzer ülkeler arasında iktisadi yaşama katılım açısından Türkiye’nin en kötü durumda  olduğuna dikkat çeken Memiş, işsizlik oranlarının kadınlarda her dönem daha fazla olsa da 2008 yılı itibariyle aradaki makasın açıldığını, kadınlarda yüzde 15’lere yaklaştığını, genç kadınlarda ise yüzde 25’lere ulaştığını belirtti.

KADIN İŞSİZLİĞİNDE YÜZDE 8 ARTIŞ

İşgücüne katılımın 15 yaş üstü kadınlarda yüzde 32 iken erkeklerde yüzde 72 olduğunu belirten Memiş, AB, OECD ülkelerinin çok gerisinde olduğuna dikkat çekti. Sektörel bazda kadınların yüzde 56 hizmet, yüzde 28 tarım ve yüzde 14 sanayi sektörlerinde kendilerine yer bulabildiklerini kaydeden Memiş, son dönemde en yüksek oranda değişimin kadın işsiz sayısında yüzde 8 artış ile gerçekleştiğini ifade etti. Kadınların hane gelirlerindeki kaybı kapatmak için ek işçiler olarak işgücüne katıldıklarını kaydeden Memiş, kadınların ek işçiler içindeki payının yüzde 66,5 olduğunu, ek işçilere dönüşen kadınların yüzde 74.5’inin daha önce ev kadını olduğunu belirtti.

"ADALET DEĞİL EŞİTLİK İSTİYORUZ"

Dr. Özge İzdeş Terkoğlu ise, Türkiye’de eşitlik yerine adalet söylemi üzerinden politika üretilmeye çalışıldığını belirterek, “Adalet söylemi ile erkeğin tamamlayanı olarak kadına bir alan tarif ediliyor, istihdam politikaları da adalet uzantısında gerçekleştiriliyor. Adalet değil, eşitlik istiyoruz, eşitlikçi katılım istiyoruz” dedi. Kadınların işgücüne katılımının son derece kötü olduğunu ifade eden Terkoğlu, “Acaba kadınlara evde engelli baktırsak da mı istihdamda göstersek, kreşler açmayalım, bakımın asli sorumlusunun kadınlar olduğunu sürekli söyleyelim. Doğumdan sonra 2 yıl esnek çalışma verelim’ diyorlar. Kadınlar böyle mi istihdamda daha fazla yer alacak? Bunlar kadının ekonomik özgürlüğü açısından bir anlam ifade etmeyecek” dedi.

KRİZİN ZAMAN VE İŞ YÜKÜ AÇISINDAN MALİYETİNİ KADINLAR ÜSTLENİYOR

Krizden şimdiden enflasyondan kaynaklı olarak etkilenildiğini belirten Terkoğlu, alım gücünün yüzde 20 düştüğünü, zaten borçlanarak yaşayan insanların yaşam tarzlarını değiştirmek zorunda kaldığını, zaman ve işyükü açısından ise bu maliyeti kadınların üstlendiğini söyledi. Uzun vadede daha derin bir kriz yaşanmasının öngörülebildiğini ve bu noktada krize nasıl politikalarla cevap verileceğinin önemli oldığunu belirten Terkoğlu, “Gelir dağılımının daha da bozulacağı bir dönem. Ama bu fırsata da dönüştürülebilir. Bunun için ciddi bir muhalefet ve halkın sesi olması gerekiyor” dedi.

KADINLAR EN KIRILGAN SEKTÖRLERDE YER ALIYOR

Kriz dönemlerinde iş kaybedilmese bile işsizliğin olacağı beklentisiyle işçiler üzerindeki baskılara dikkat çeken Terkoğlu, “Birçok hakkın kaybedildiği, eksik istihdamın, arttığı bir dönem. En kötüsü ise işinizi kaybetmeniz” dedi.  En fazla kırılganlık olan sektörlerin kadınların yüzde 92 yer aldığı tekstil ve giyim olduğunu belirten Terkoğlu şu verileri paylaştı: “Tarım dışı ücretli çalışan kadınların yüzde 58’i kayıtdışı çalışıyor. Kadınların toplam gelirden aldıkları pay yüzde 12.2 ve yüzde 70’i 2 bin liradan az ücret alıyor. Kadın işsizliği erkek işsizliğinden bir buçuk kat fazla. Eğitimli profesyonel kadın işsizliği yüzde 21.7, vasıfsız kadın işgücü işsizliği yüzde 17.7” dedi. Terkoğlu, uzun süreli işsizliğin de erkeklerde yüzde 17.5 iken kadınlarda yüzde 28 olduğunu söyledi.

TMMOB’Lİ KADINLARDAN KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARA KARŞI AÇIKLAMA

Sempozyumun öğle arasında ise kadınlar kadın düşmanı, muhafazakar politikalara ve söylemlere karşı basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Ayşegül Akıncı Yüksel, kadınların çetin mücadelelerle elde ettiği pek çok kazanım iktidarın kimi açık kimi kapalı müdahaleleriyle ellerinden alınmaya çalışıldığını söyledi.Yüksel, şunları söyledi “Cumhurbaşkanı’nın 2013 yılında imzalanan İslam Konferansı Örgütü Kadının İlerlemesi Teşkilatı Tüzüğü’nü Kanun teklifi olarak TBMM Meclis Başkanlığına ilettiğini, teklifin 18 Ocak’ta TBMM Başkanı tarafından “Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuna havale edildiğini öğrendik. Laiklik karşıtı, dini değerler üzerinden yeni bir toplum yaratma sevdasında olan siyasal iktidarın, eğitim, çalışma yaşamı, istihdam gibi toplumsal yaşamın tüm alanlarında gerici politikalarını kadınlar üzerinden yürüttüğü, bu gerici yaklaşımın bir sonucu olarak kadın cinayetlerinin her geçen gün arttığı, kadınların bedenleri ve varlıkları üzerinde baskı ve “sahiplik” mekanizmaları oluşturulmaya çalışıldığı, kadınların sokaktan, işyerlerinden tüm kamusal alanlardan uzaklaştırılıp ev içi köleliğe mahkum edilmeye çalışıldığı bu süreçte yapılan kadın çalışmalarının değeri ve önemi bir kat daha artmıştır”.Yüksel,  TMMOB’li mühendis, mimar ve şehir plancısı kadınlar olarak kadını, aile ve erkek üzerinden tariflemeye çalışan her tür gerici yönelimin ve politikanın karşısında olduklarını belirterek, kadın emeği, bedeni, iş ve sosyal yaşamı üzerindeki bütün sömürü ve baskı biçimleri son buluncaya ve kadın özgürleşinceye kadar mücadelemize devam edecez” dedi.

"YEREL YÖNETİMLER KADINLARIN SORUNLARINI ÇÖZMEKTEN KAÇINIYOR"

TMMOB Kadın Sempozyumu kapsamında “Yerel Yönetimlerde Kadın” konulu ikinci oturum gerçekleştirildi. Ankara İnşaat Mühendisleri Odası’nda gerçekleştirilen oturuma Tüm Bel-Sen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Üyesi Satı Burunucu ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülay Günlük Şenesen sunumlarıyla katkıda bulundu.

Tüm Bel-Sen MYK Üyesi Satı Burunucu, “Belediyeler, aslında kamu hizmeti olması gereken şeyleri bize bir lütuf gibi sunup bunları oya tahvil etmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra zaten bütün hizmetlerin özelleştirildiği ya da taşerona havale edildiği bir dönem yaşıyoruz” diye konuştu. Asfalt döktükten sonra “asfaltınız hayırlı olsun” yazılı pankartlar asan belediyeler olduğuna değinen Burunucu, “Bu durum köprü, yol, otoban yapmakla övünen hükümetin yereldeki temsilidir. Büyükşehir belediyesinin görevi zaten bunları yapmaktır. Ama belediye yönetimleri bunları sanki lütufmuş gibi göstermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Burunucu, yaklaşan yerel seçimleri hatırlatarak, “Yerel seçimlerden sonra belediyelerde genellikle kadrolar değişir. Bunun sonucunda da halihazırda çalışmakta olan belediye emekçileri ve özellikle de kadın emekçiler aslında kendi görevi olmayan işlere gönderilir. Örneğin; kadın emekçiler sanki onların göreviymiş gibi yemekten temizliğe kadar her şeyi yapmaya zorlanır” diye konuştu.

KAYYIMLARIN İLK İŞİ KADIN-ÇOCUK MERKEZLERİNİ KAPATMAK OLDU

Kayyım atanan HDP’li belediyelere de değinen Burunucu, “Merkezi iktidarın kadını aşağılayan ve çocukları görmeyen bütün politikaları halkın iradesi gasbedilerek oturulan kayyum belediyeciliği aracılığıyla yerine getirilmeye çalışıldı” dedi. Atanan kayyumların yaptıkları ilk işlerin kadın- çocuk merkezlerini ve dayanışma için kurulan dernekleri kapatmak olduğunu aktaran Burunucu, “Bu kurumların arazilerinden, gelirlerine kadar her şey AKP teşkilatlarına veya onlara yakın o gerici kurumlara, örneğin Türgev’e ya da Osmanlı Ocaklarına verildi” dedi. Burunucu, koşulların sadece buralarda değil diğer yerel yönetimlerde de kadınlar için çok zor olduğununun altını çizdi. Burunucu “Örneğin, hava karardığında kadınlar, erkek şiddeti nedeniyle kentte rahatça dolaşamıyor. Bu sorunu çözmek için hiçbir şey yapılmıyor, hatta çözümden özellikle kaçınılıyor” diye konuştu.

"BELEDİYELER KADINLARA KAYNAK AYIRMAYI YÜK GÖRÜYOR"

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülay Günlük Şenesen, farklı şehirler üzerine yaptıkları çalışmaları anlattığı konuşmasında, yerel yönetimlerin öneminin insanların hayatına doğrudan temas eden hizmetleri vermekle yükümlü olmasından kaynaklandığının altını çizdi. Araştırmalarını yürüttükleri şehirlerin bazılarında, yerel yönetimlerin “Kadınlar için halihazırda zaten kaynak ayırdıklarını daha fazlasının belediye bütçelerine yük getireceğini” söylediklerini aktaran Şenesen “Halbuki baktığınızda ayrılan kaynakların toplam bütçenin yüzde 1.5’u bile olmadığını görüyorsunuz. Yani kadınlara yönelik yatırımların belediye bütçelerine büyük bir yük olduğu doğru değil” diye konuştu.

"YEMEKHANELERİN KADIN ERKEK DİYE AYRILDIĞI BELEDİYELER VAR"

Kadına yönelik yatırımların eşitliği mi yoksa eşitsizliği mi pekiştirdiğine de dikkat edilmesi gerektiğini ifade eden Şenesen, “Kadın ve erkek çalışanların yemekhanelerinin farklı olduğu belediyeler gördük. Örneğin; kadın ve erkek mühendisler arazide beraber çalışıyorlar ancak yemekhaneleri farklı. Bu durum eşitliği pekiştirmez” dedi. Şenesen kadın ve erkeğin yaşam alanlarının bu şekilde ayrıştırılmasının kentteki olanaklardan eşit oranda faydalanmayı imkansız hale getirdiğini vurguladı. Toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının erkekleri kapsamadığı müddetçe hep eksik kalacağını belirten Şenesen, kadınların kent yaşamlarının iyileştirilebilmesi için erkeklerin de dönüştürülmesi gerektiğinin altını çizdi. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Selahattin Demirtaş AİHM kararını Büyük Daire'ye taşıdı

SONRAKİ HABER

"Kartal’da yaşanan İstanbul’un ne kadar çaresiz olduğunu gösteriyor"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...