22 Şubat 2019 14:23
Son Güncellenme Tarihi: 22 Şubat 2019 15:45

ODTÜ Rektörlüğünden TÜBİTAK ödülü adaylığı için "Saraya git" dayatması

ODTÜ Rektörlüğü, TÜBİTAK Teşvik Ödülüne aday gösterilen akademisyenden Saray'a gideceğinin teminatını vermesini istedi.

 

Fotoğraf: Wikimedia Commons/CC BY-SA 4.0

Paylaş

ODTÜ Rektörlüği, Üniversite Senatosu tarafından TÜBİTAK Teşvik Ödülü adaylığı onaylanan bir akademisyenden ödülü kazandığı takdirde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gideceğinin teminatını vermesini istedi. Bu pazarlığı yanlış bulduğunu ve böyle bir teminat vermeyeceğini belirten akademisyenin dosyası Rektör Verşan Kök tarafından imzalanmadı.

Yazılı açıklamasında yaşananları aktaran Eğitim Sen Ankara 5 No'lu Üniversiteler Şubesi "ODTÜ'de keyfiyete ve baskılara geçit vermeyeceğiz" vurgusu yaptı. "Rektörlüğün bilimin ve üniversiter değerlerin yerine baskı ve zorla ODTÜ bileşenlerini yıldırmaya çalışması yeni değildir" ifadelerinin kullanıldığı açıklamada, sendikanın doğrudan ya da dolaylı olarak yönetimin ayrımcılığına, keyfi uygulamalarına ve mobbinge maruz kalan tüm üniversite çalışanlarının yanında olduğu beyan edildi. Ayrıca tüm üniversite bileşenleri insan toplum ve doğa yararına üniversite için fiili, hukuki ve meşru mücadeleye omuz vermeye çağrıldı.

Eğitim Sen'in açıklaması şöyle:

"Bir süre önce, değerli bir akademisyen ve üyemiz olan bir akademisyenin, TÜBİTAK Teşvik Ödülüne Orta Doğu Teknik Üniversitesi adına aday gösterilmesine karar verilmiş ve adaylığı Üniversite Senatosu tarafından onaylanmıştır. Fakat ODTÜ Rektörlüğü, akademisyenin ödülü kazandıgı takdirde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gideceğinin teminatını vermesini,aksi takdirde dosyasının TÜBITAK'a iletilmeyeceğini bildirmiştir. Bunun pazarlığını yanlış bulduğunu ve böyle bir teminat vermeyeceğini ileten üyemizin dosyası Rektör tarafından imzalanmamıştır.

Rektörlüğün bilimin ve üniversiter değerlerin yerine baskı ve zorla ODTÜ bileşenlerini yıldırmaya çalışması yeni değildir. Önce çeşitli usulsüzlüklerle ve kadrolaşmayla ünlenen yönetim, daha sonra soruşturmalarla, ögrenci ve emekçilerin örgütlü faaliyetlerini kısıtlamakla, ögrenci topluluğu kapatmakla, Kredi Yurtlar Kurumu ile protokol imzalayıp ODTÜ arazisine tüm ODTÜ kamuoyundan gizli bir biçimde devretmekle, Rektörün hoşlanmadığı fikirleri beyan eden akademisyenlere karşı kişisel husumet geliştirilmesi ve artan mobbing ile anılar olmuştur. ODTÜ yönetimi sendikalaşmanın başladığı ilk günden beridir ODTÜ'de yetkili olan sendikamıza karşı, geçtğimiz yıl yandaş sendika olan Türk Eğitim Sen'e usulsüz bir biçimde üye kaydı yaparak ve sendikamız üyelerinin üyeliklerini düşürerek yetki hakkımızı gasp etmiştir. Sendikamızın Flormar işçileriyle dayanışma etkinliği için yapılan yer talebimiz "sendikal faaliyet değildir" denilerek reddedilmiştir.

Bir profesör üyemizin kendi bölümündeki bir sınıfta yaptığı ders ve belgesel gösterimi dahi iç hizmetler görevlileri tarafından baskılanmıştır. Seçim süreci boyunca düzenlenmek istenen panel ve toplantılara yasak getirilmiştir. Öğretim üyeleri mail grubunda ve öğrencilerin sosyal medya gruplarında yönetimin uygulamalarını eleştiren fikirler doğrudan hedef alınmakta, ODTÜ mensupları yönetimin doğrudan tehditleriyle karşılaşmaktadır. Verşan Kök, üyelerimizi yaptıkları yorumlardan ve açıklamalardan dolayı telefonla bizzat arayarak ya da e-posta yoluyla psikolojik şiddete maruz bırakmaktadır.

Öğrencilerin ve emekçilerin tüm protestolarına ve tepkilerine rağmen yönetim baskının dozunu daha da artırarak kampüsü polise teslim etmiştir. Film gösterimi ya da panel düzenleneceği zaman dahi polis kampüse girip etkinliklere müdahale eder olmuştur. Rektörlük ise bu zamanlarda binalardaki dersleri ve sınavları iptal ederek etkinlikleri polis müdahalesine hazır hale getirmiştir. Medya Topluluğu'nun kapatılması üzerine düzenlenen basın açıklamasına katılan dört üyemiz ve onlarca ögrenciye soruşturma açılmıştır. Polisin olmadığı durumlarda soruşturma sopasıyla ODTÜ bileşenleri sindirilmeye çalışılmaktadır.

Bütün bunların üstüne dönemin başında akademik takvimi ertelemek ve kampüste OHAL koşulları yaratmak pahasına binlerce koltuk kuvveti ile gelen Recep Tayyip Erdoğan'ı kampüste ağırlamak Rektör Verşan Kök ve yönetimine düşmüştür. Bu etkinlik sebebiyle Aykut Kence Evrim Konferansı dahil çoğu etkinlik iptal edilmiş, Devrim Stadyumu kullanıma kapatılmış, öğrenciler kampüste olmasın diye dersler bir hafta geç başlatılmıştır. ODTÜ yönetimi tepki çekeceğini bildiği tüm bu uygulamaları "bilgilendirme" mesajı adı altında çeşitli bahanelerle ODTÜ bileşenlerine sunmaktadır. Fakat tüm ODTÜ'lüler bu uygulamaların gerçek anlamını bilmektedir: Rektör Verşan Kök ve yönetimi ODTÜ'deki özgür fikir ortamını sermayedarların ve siyasi iktidarın çıkarları için feda etme görevini üstlenmiştir.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak ODTÜ Yönetimine üniversitelerin sıradan devlet daireleri olmadıklarını, siyasi iktidarla kurduğu ilişki açısından kurumsal özerkliği; kurumun içerisinde yer alanların iktidarla kurdukları ilişki açısından "özgürlüğü"; bir üretken güç olarak bilgiyi ve bilgi üretimini denetlemeyi değil, onu üreten güçlerin geliştirilmesini ve çeşitlenmesini, "öğrenenin"den "öğreten"ine kadar, herkesin bilginin üretiminin ortak özneleri olmaları açısından eşitliği savunan kurumlar olması gerektiğini hatırlatıyor, ODTÜ yönetimini uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınmış olan ve Ortak Yaşam İlkelerimizde belirttiğimiz hak ve özgurlüklerimizi çiğnememesi yönünde uyarıyoruz.

Üyemiz şahsında doğrudan ya da dolaylı olarak yönetimin ayrımcılığına, keyfi uygulamalarına ve mobbinge maruz kalan tüm üniversite çalışanlarının yanında olduğumuzu beyan ediyor, tüm üniversite bileşenlerini insan toplum ve doğa yararına üniversite için fiili, hukuki ve meşru mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Ahmet Atalık: Tanzim satışlar aracıyı değil çiftçiyi vuruyor

SONRAKİ HABER

Adana BTÜ'de AKP Gençlik Kollarından seçim etkinliği!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...