12 Şubat 2019 13:11
Son Güncellenme Tarihi: 21 Şubat 2019 13:19

Akademisyene "Şehit ailesini ziyaret" cezası iptal edildi

Barış bildirisine imza attığı için hakkında “şehit ailesini ziyaret etmesi” hükmü verilen Gülsün Güvenli’nin yaptığı itiraz kabul edildi.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Barış bildirisine imza attığı için hakkında “şehit ailesini ziyaret etmesi” hükmü verilen akademisyen Gülsün Güvenli’nin üst mahkemeye yaptığı itiraz kabul edildi.

İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘Barış İçin Akademisyenler’ bildirisine imza attığı için yargılanan Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Gülsün Güvenli hakkında tartışmalı bir karara imza atmıştı. Mahkeme, Güvenli’ye verdiği 1 yıl 2 aylık hapis cezasını ertelerken, hayatını kaybetmiş bir askerin ailesini ziyaret yükümlülüğü getirmişti.

Diken’den Kemal Göktaş’ın haberine göre davanın duruşmasında son sözü sorulan Güvenli beraatini talep ederken avukatı da suçun unsurlarının oluşmadığını kaydetti. Mahkeme, Güvenli’yi önce ‘Terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan bir yıl altı ay hapse mahkum etti. Cezayı iyi halden bir yıl üç aya indiren mahkeme bu cezayı da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kapsamında beş yıl erteledi.

MAHKEMEDEN TARTIŞMALI CEZA

Mahkeme, akademisyenin bu süre içinde denetimli serbestlik altına alınmasına karar verirken daha önce örneğine rastlanmayan bir yükümlülük getirdi. Mahkeme sanığın ’15 Ağustos 2015 tarihinde Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde çatışmada öldürülen Komiser Ahmet Çamur’un eşi Gökçen Çamur ve ailesine başsağlığı ve taziye ziyaretinde bulunmakla yükümlü tutulmasına karar verdi. Gülsün Güvenli, cezayı duyunca, ”Onur duyarım. Ben bütün ölümlere karşıyım bildiriyi de bu amaçla imzaladım” dedi ancak bu sözleri zapta geçmedi. 

‘NE AHLAKİ, NE HUKUKİ’

Güvenli’nin Avukatı Mehmet Rahmi Kadıoğlu mahkemenin kararını gazetemize değerlendirdi. Akademisyen yargılamalarında ilk kez böyle bir karar verildiğini vurgulayan Kadıoğlu şöyle konuştu: “Objektif olarak baktığımızda PKK propagandası yapmakla suçladığınız ve cezalandırdığınız birisini PKK tarafından öldürülmüş birinin evine gönderiyorsunuz. Ne vicdani, ne ahlaki, ne de hukuki bu kararı hiçbir tarafa sığdıramıyorum. Ziyaret edilecek ailenin bunu kabul edip etmeyeceğini dahi bilmiyoruz. Sanığı tahkir etmek dışında hiçbir anlamı yok, kasıtlı verilmiş bir ceza diye düşünüyorum. Zaten karardan sonra Sabah gazetesi de, ‘Tokat gibi ceza’ şeklinde yorumlayarak manşete çekmiş haberi. Beraat etmesi gereken birini mahkum ediyorsunuz. Yeni bir yargı ve yeni bir yargıç türü var artık elimizde; aslolan sorun bu.” Kadıoğlu, karara itiraz edeceklerini söyledi.

Karara yapılan itiraz sonuçlandı ve İstanbul 37’nci Ağır Ceza Mahkemesi, kararı iptal etti. (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Şaibeli KPSS mülakat sonuçları Meclis gündeminde

SONRAKİ HABER

7 soruda tanzim satışa dair merak edilenler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa