01 Ekim 2012 09:47

Öğrenciler biçare hazırlığa bir çare

Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu namı değer Hazırlık Okulu. Bu okulda yaşananları, öğrencilerin mağduriyetlerini ve mağduriyetlerini gidermek için yaptıkları eylemleri bir gazeteci gözüyle daha önce Evrensel’de ve Genç Hayat’ta birçok kez yazdım. Ancak bir kez de bu okulun öğrencisi ve daha öne

Öğrenciler biçare hazırlığa bir çare
Paylaş
Eylem Lodos

Anadolu Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu namı değer Hazırlık Okulu. Bu okulda yaşananları, öğrencilerin mağduriyetlerini ve mağduriyetlerini gidermek için yaptıkları eylemleri bir gazeteci gözüyle daha önce Evrensel’de ve Genç Hayat’ta birçok kez yazdım. Ancak bir kez de bu okulun öğrencisi ve daha önemlisi hazırlık mağduru olarak yaşadıklarımı ve arkadaşlarımın yaşadıklarını yazıyorum.  
Kimilerimiz için yıllarca hayal ettiği okul, kimilerimiz içinse yeni bir yaşam demekti Anadolu Üniversitesi, ancak şimdi kocaman bir hayal kırıklığı, tamamen bir hüsran.
Biz Anadolu Üniversitesi’ne geldiğimizde Yabancı Diller Yüksekokulu müdürü Handan Yavuz öğrencilerle yapılan toplantıda bu sıkıntının sinyallerini vermişti. Türkiye’de ilkokul ve liselerde doğru dürüst İngilizce dersleri olmadığı için bizim 2 yılda İngilizce öğrenemeyeceğimizi söylemiş, bu konuşmanın devamında kendisinin Amerika’da yıllarca yaşadığını, yıllarca İngilizce eğitim aldığını bizim nasıl 2 yılda İngilizce öğrenebileceğimiz de sormuştu. Şimdi ben de kendisine soruyorum, “Siz yıllarca İngilizce eğitim görmüşsünüz, yıllarca yurt dışında yaşamışsınız. İlkokulda ve lise de aldığımız yabancı dil eğitimi de ortada. Peki biz 2 yılda, sizin istediğiniz düzeyde ve verdiğiniz eğitimle nasıl İngilizce öğrenebiliriz? Ki geçemedik de bölümlerimize. Yavuz’un verdiği 2 yıl bitmeden, ikinci yılın başlangıcında, hazırlık yöneticilerinin aldığı ani kararla ‘hazırlık sistemi’ değiştirildi. Sizin için “Bilkent’ten sistem getirdik, bu sisteminde süresi de 2 yıl” dendi. Ancak biz zaten bir yılı geride bırakmıştık. Yeni sistem gereğince bizler her iki ayda bir kur atlama sınavı, her dört hafta da bir de vize sınavı olduk. Derste her an çalan kapı ile ‘quiz’ (sınav) olduk. Online ödevler yaptık, portfolyolar hazırladık. 2 ayda bir yapılan kur atlama sınavına girmek içinde vizeden, quizlerden ve ödevlerden aldığımız notların ortalamasının 70 ve üzerinde olması gerekiyordu. Bazılarımız 70 ortalamayı tutturdu, bazılarımız da ne yazık ki tutturamadı, kur tekrarı yapmak zorunda oldu.

SÖZ VERDİLER AMA TUTMADILAR

Birinci yılını tamamlayan arkadaşlarımızla birlikte okulda eylemler, görüşmeler yapmaya başladık. 14 gün Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü önüne çadır kurarak oturma eylemi yaptık. Burada çadırlarda uyuduk, burada ders çalıştık, burayı yaşam alanımıza çevirdik. 23 Haziran’da büyük bir eylem gerçekleştirdik ve eylem sonunda da rektörlüğü işgal ettik. Biz ön kapıdan rektörlük binasına girdik, Rektör Davut Aydın arka kapıdan çıktı (rektörlükteki ÖGB’lerin de onayladığı bilgidir). Daha sonra 4 öğrenci temsilcisi, AÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mustafa Cavcar ve Prof. Dr. Meryem Akoğlan Kozak ile görüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapan Kozak, taleplerimizi dinlediklerini belirterek, “Sorunlarınızı Senato’da görüşeceğiz ve öğrenci lehine ne gerekiyorsa yapacağız. Eyleminiz, mücadeleniz amacına ulaşmış, mesajınız alınmıştır” dedi.
Üniversite senatosu da Temmuz sonunda İngilizce eğitimi yüzde otuz olan fakülteler de zorunluluğu kaldırma kararı aldı. Aldığı bu kararı da YÖK’e gönderdi. YÖK’de Ağustos ayı sonunda bu kararı 2013-2014’den itibaren geçerli olmak üzere eski öğrencileri kapsamamak şartıyla kabul etti. Bu kararla haklarını arayan, mağduriyetlerinin giderilmesini isteyen biz eylemci öğrenciler cezalandırılmış olduk. Söz vermiştik, 2 Eylül’de çadırlarımızı tekrar kurmak için rektörlük önündeydik. Ancak Rektör Davut Aydın ÖGB’lerle yetinmemiş ve kampüse çevik kuvvet çağırmıştı. Bizlere önce ÖGB ardından da çevik kuvvet saldırdı ve 35 arkadaşımız gözaltına alındı.

TOMALI VE BİBER GAZLI POLİS SALDIRISI

12 Eylül’de velilerimizle birlikte yeniden eylem yaptık. ÖGB’ler önce okula girmemizi engellemek istedi ancak başaramadı. Rektörlük önüne geldik, bu kez merdivenlerde ÖGB’lerden kurulmuş etten bir duvarla karşılaştık. O duvarı yıkıp geçtik ve Anadolu Üniversitesi Hazırlık Öğrencileri olarak tekrar rektörlük kapısı önündeydik. Tabi biz bina içine alınmadık ancak bu kez rektörlük binası çevik kuvvet ekipleri tarafından işgal edilmişti. Bir temsilci arkadaşımız rektör yardımcıları görüşmek için binaya girdi. Bize arkadaşımızla “sakin olmamız, 24 Eylül’de yapılacak sınava girmemiz ve eğer bu sınavda başarı oranı düşük olursa, tekrar görüşeceğimiz” mesajı gönderildi. Toplantı yapmaya başladık ancak çevik kuvvet buna da izin vermedi. Öğrencisi olduğumuz, kimliğini taşıdığımız kısacası sahibi olduğumuz okuldan önce biber gazı ardından da TOMA ile çıkartıldık. Öyle ki bu TOMA’lı, biber gazlı polis saldırısı ESPARK önüne kadar devam etti.

4 EKİM’DE EYLEMDEYİZ

Hazırlığı geçmek için biz 2 aşamalı sınava giriyoruz. Ancak 2. aşamaya geçebilmemiz için 1. sınavdan 60 ve üzeri not almamız gerek. 24 Eylül’de yapılan sınava yaklaşık 3000 öğrenci girdi. 621 kişi 2. aşama sınava girmeye hak kazandı. 26’sında ise 2. aşama sınava girdik ve bu sınav 11.00’de başlayıp akşam 17.30’da sona erdi. Altı buçuk saatlik bu süreçte toplamda 4 sınav olduk ve sadece bir saat ara verildi. Sınavların içeriğine değinmiyorum bile sadece şunun altını çizmek istiyorum; bize verilen eğitimle sınavda karşılaştığımız sorular kocaman bir uçurum vardı. Beklenen gerçekleşti; bizlerin sınavı gerçekten çok kötü geçti, sınavda başarılı olamadık. Ve biz hazırlık öğrencileri 4 Ekim’de ‘Hazırlığa Son Çare’ şiarıyla bir eylem düzenleyeceğiz. Başta ‘Hazırlık Öğrencileri’ olmak üzere Eskişehir’deki bütün öğrenci arkadaşlarımızı bu eyleme davet ediyoruz.

*Eskişehir A.Ü. hazırlık öğrencisi

ÖNCEKİ HABER

Çanakkale Bianeli’nde kurgular ve karşı duruşlar

SONRAKİ HABER

Başbakan hangi ülkeden bahsediyor?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...