05 Şubat 2019 00:02

Tamteks işçileri kötü koşullara karşı örgütlenmekte kararlı

Kötü çalışma koşullarına karşı sendikalaşan Tamteks işçileri sendikadan istifa etmeleri için baskıya uğradıklarını söylüyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Tuncay SAĞIROĞLU
Çorlu

Çorlu’da bulunan Tamteks fabrikasında çalışan işçiler bir taraftan üretim baskısı diğer taraftan sendikadan istifa baskısı altında çalıştıklarını söylüyor. TEKSİF’in örgütlenmeye çalıştığı fabrikada uzun süreler çalıştıklarını, işlerindeki kimyasallar nedeni ile gece uyuyamadıklarını belirten işçiler sağlıklarının bozulduğunu dile getiriyorlar. Bu ağır çalışma koşullarına rağmen hayat pahalılığı karşısında ücretlerinin eridiğini belirten işçiler yeni yıl zammının buna göre belirlenmesini talep ediyor. İşçiler bu koşullara karşı örgütlenmekte kararlı olduklarını söylüyor.

'ÜRETİM BASKISI EKSİK OLMUYOR'

Boya-apre, konfeksiyon, dikimhane ve örgü bölümlerinin olduğu fabrikada 350 kadar işçi çalışıyor. H&M, İndeks gibi uluslararası markalara çalışan fabrikanın boya-apre bölümünde çalışan bir işçi, “Geçen sene fazla mesai yaparak yaptığımız üretimin, şimdi daha fazlasını mesai yapmadan çıkarıyoruz. Makinelerin hızını arttırıyorlar. Baskıyı artırarak daha fazla çalışmaya zorlanıyoruz. Fabrika içinde işçilere başka bölümlerin şefleri bile karışıyor. Zammı çalışmanıza göre yapacağız diye baskı uyguluyorlar. Performans baskısı üzerimizden eksik olmuyor. Fabrika içinde huzur kalmadı” dedi.

'EVİ OTEL GİBİ KULLANIYORUZ'

İşçiler, Tamteks sürekli fazla mesaili çalıştığı için her yılın başında kendilerinden imzalı fazla mesai izni alındığını söylüyor. Bunu imzalamadıkları takdirde ya işten atıldıklarını ya da kötü muameleye maruz kaldıklarını anlatan işçiler “Bu kağıtları onayladıktan sonra olması gerekenden daha çok, fazla mesaiye bırakılıyoruz” diyor. Özellikle konfeksiyon bölümünde çalışan işçiler “Evi kapıyı unuttuk” diye yakınıyor. Konfeksiyon bölümünde çalışan bir kadın işçi, “Bazı aylar neredeyse 200 saat civarında fazla mesaiye kalıyoruz. Evi otel gibi kullanıyoruz” diyor. Çoğunlukla kadın işçilerin çalıştığı konfeksiyon bölümü işçileri şunları söylüyor: “Yüklemenin olduğu günler sabahlamalara kalıyoruz. Çocuklar evde özlüyor. Hafta sonu da çalışıyoruz. Çocuklar ‘Ana işe gitme dışarı çıkalım’ diyor. Ama buna izin vermiyorlar. Fazla mesailere itiraz ettiğimizde ise ‘Burası mesaili fabrika, işinize gelmiyorsa çıkın’ diyorlar.”

'SAAT BAŞI PERFORMANS ÖLÇÜMÜ'

İşçiler, işlerin yetişmesi için işçiler üzerinde baskıyı arttıran fabrika yönetiminin ustalara her saat başı ölçüm aldırdığını söylüyor. Sayısı düşük olanların bütün işçilerin içinde rencide edildiğini söyleyen işçiler, erkek yöneticilerin kadın işçilere hakarete varan sözlerle baskı kurduğunu, zam baskısı ile istedikleri sayıyı çıkarmaya zorladığını söylüyor.

'SENELİK İZİNLER KUŞA ÇEVRİLİYOR'

Diğer bölümler üç vardiya çalışmasına rağmen konfeksiyon bölümünde sabah 08.30’da işbaşı yapılıp akşam 18.30’a kadar çalışılıyor. Cumartesi günleri ise saat 13.00’e kadar normal çalışma yapılıyor. İş yoğunluğunda izin almakta zorlanan işçiler iş olmadığı haftalarda ise cumartesi günleri çalıştırılmıyor. “Cumartesi yarım gün çalışmamıza rağmen çalışmadığımız günler için senelik izinlerimizden tam gün kesiliyor” diyen işçiler senelik izinlerinin kuşa çevrildiğini belirtiyorlar.

'KİMYASALDAN GECE UYUMAKTA ZORLANIYORUZ'

Daha önce zorunluluktan dolayı fabrikada iş güvenliği uzmanı bulunduruluyordu. Bunun faydasını da gördüklerini belirten işçiler, “Ama önceki iş güvenliği uzmanı işten çıkarılıp mevcut yöneticilerden biri uzman olarak belirlendi. Son günlerde boya-apre bölümünde çalışılan mallara yüksek oranda enzim veriliyor. Bu da ortamın kimyasal toz ile kaplanmasına neden oluyor. Makinelerin üstünde neredeyse bir parmak toz birikiyor. Biz de bunu soluyoruz. Maske veriliyor ama hiçbir işe yaramıyor. Gözlerimiz yanıyor, nefes almakta zorlanıyoruz. Geceleri uyumakta zorlanıyoruz” diyor.

'KIŞIN PAZARA GİTMİYORUZ'

İşçiler boya-apre bölümünde 2 bin 200 lira civarında ücret alırken, konfeksiyonda çalışanlara ise asgari ücret veriliyor. Ekim ayında ücretlerdeki erime nedeniyle ücretlere yüzde 10 zam yapılan fabrikada işçiler şimdi ocak zamlarını bekliyor. Krizin bir taraftan çalışma koşullarının kötüleşmesine neden olurken aynı zamanda alım güçlerinin düştüğünü belirten bir işçi, “Bizim için en önemlisi mutfak ve ısınma gideri. Üç çocuğum var ve hiçbir ihtiyacını gideremiyorum. Bir buçuk yıl sonra çocuğun birine bot alabildim” diyor. Hayat pahalılığından şikayetçi olan kadın işçilerden biri, “15 günde bir pazara çıkıyoruz” derken, bir başka kadın işçi “Kışın pazara çıkmıyoruz. Yazdan hazırladığımız kışlıklar ile idare ediyoruz” diyor.

İşçilerin zam beklentileri ise asgari ücrete gelen zammın üzerinde. Krizin bahane edilerek faturanın işçilere kesilmesine karşı birlikte mücadele edeceklerini belirtirken işçiler, TEKSİF’te örgütlenmeye çalıştıklarını, bunu başarmakta kararlı olduklarını belirtiyor.

SİNİR KRİZİ GEÇİREN İŞÇİ RAPOR ALMIŞTI

Tamteks’te Songül Avcı isimli kadın işçi daha önce psikolojik baskı yüzünden sinir krizi geçirdiğini söylemişti. Yaşadıklarını anlatan Avcı, “Biz üretimde arkadaşlar ile yaşadığımız sorunlar karşısında sendikaya üye olmalıyız diye konuştuk. Bu yukarıya başka türlü intikal ettirilmiş. Beni idari binaya çağırıp bir odaya kapattılar. Değişik yöneticiler odaya girip çıkıyorlardı. ‘Sen on yıllık işçisin. Şimdiye kadar böyle şeyler olmadı. Şimdi niye sendika ile uğraşıyorsun. Çıkışlar olduğunda ilk önce sendika üyeleri çıkarılacak. Ona göre zam verilecek’ diyorlardı. Bu beş saate yakın sürdü. Bunalmıştım. Aşağıya indiğimde sinir krizi geçirdim. Bir işçi arkadaş kendi arabası ile beni hastaneye götürdü. Beş gün rapor aldım. Raporum bitip fabrikaya gidince beni 20 gün ücretli izne ayırdılar. Amaçları sendikal örgütlenmeyi engellemek için beni fabrikadan uzaklaştırmak” dedi.


ÜZERİMİZDEKİ BASKILAR SON BULSUN

Gülten TOPGÜL
Tamteks İşçisi

Ben 2.5 yıldır Tamteks’te çalışmaktayım. Başladığım günden bugüne kadar baskılar her geçen gün artarak devam etmekte. Fabrikada çalışan kadınlar olarak evlerde toplanarak bu sorun ve sıkıntıları nasıl çözebilirizi tartıştık. En sonunda düşünüp taşındıktan sonra tek çare olarak sendikaya üye olmaya karar verdik. Sendikalı olmakla sorunlarımızın çözüleceğini düşündük. Sendikalı olduğumuzu öğrendiklerinde ise bizlere daha fazla baskı yapmaya başladılar. Biz çalışanlar olarak bu sorunların çözülmesini, artık rahat ve huzurlu bir ortamda saygı çerçevesinde sendikalı olarak çalışmak istiyoruz. Bant Şefimiz Haydar Sarak bizim haklarımızı savunduğu için işten atıldı. Haklarımızı savunan amirimize bu haksızlık yapıldıysa aynı şeyler bize de yapılır. Biz böyle gergin bir ortamda çalışıyoruz. Bu koşulların bir an önce iyileştirilmesini huzurlu ve rahat bir ortamda çalışmak istiyoruz.


İLETTİĞİM HİÇBİR SORUN ÇÖZÜLMEDİ

Songül AVCI
Tamteks İşçi Temsilcisi

Ben 11 yıldır Tamteks’te makineci olarak çalışmaktayım. Bir yıl önce sendika olmadan işyerinde işçi temsilci seçimi yapıldı. Arkadaşlarım da beni bizim bölümün temsilcisi olarak seçtiler. İşçilerin sorunlarını yukarıya aktardığımda hiçbir zaman sorunları çözmediklerini gördüm. Biz de arkadaşlarla ortak bir karar alarak sendikalı olmaya karar verdik. Meğerse Tamteks’te sendikalı olmak büyük bir sorunmuş. 11 yıldır hiçbir sorun yaşamadığımız halde sendikalı olduktan sonra 5 buçuk saat idari bölümde sendikadan istifa etmemi ve arkadaşlarımın da istifa etmelerini sağlamamı istediler. Bu söylenenleri yapmadığım için ‘Sen nankörsün, ekmek yediğin yere ihanet ettin’, ‘Senden bunu beklemezdik, bunu yapacak en son kişi sendin’ diye sürekli baskı yaptılar. Sendikalı olduğumuz için bana ve arkadaşlarıma sürekli baskı yapıyorlar. Sürekli işyerinin kapanacağını, bizlere hiçbir fabrikanın iş vermeyeceğini söylüyorlar. Burada yaşadığımız bütün sorunların sendikanın Tamteks’e gelmesiyle çözüleceğine inanıyoruz.


HAK ARAMAK HELAL DEĞİLSE NEDİR?

Kevser ÇELİK
Tamteks İşçisi

6 yıldır Tamteks’te dikimhane bölümünde makineci olarak çalışmaktayım. 04 Ocak 2019 tarihinde TEKSİF’e üye oldum. Daha önce sendika konusunda arkadaşlar beni bilgilendirmişlerdi. 29 Aralık 2018 tarihinde sendikanın yemekli toplantısı vardı. O gün sabah işe gittiğimizde hafta sonu olmasından dolayı akşam 21.00’e kadar mesai olacağı yazılı olarak bildirildi. Bizlere ‘Nereye gideceğinizi  biliyoruz, Bunu bilerek yapıyoruz’ diye açıklama yapıldı. Çalıştığım 6 yıl boyunca hiçbir sosyal hak yok. Bizler toplu bir şekilde sendikaya üye olduğumuzu duyunca bizlere ‘Ekmek yediğiniz yere ihanet ediyorsunuz, aldığınız para helal değil’ diyorlar. Elinizi vicdanınıza koyun hak aramak helal değilse nedir? Asıl baskı ve tehdit vicdansızlığın kendisidir. Buradaki haksızlığın önüne geçmenin tek yolu buraya bir an önce sendikanın girmesi.

ÖNCEKİ HABER

Urfa'da akıma kapılan elektrik işçisi yaşamını yitirdi

SONRAKİ HABER

Melanie Ş, eşinden şiddet gördü, köpeğiyle beraber barınağa sığındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...