24 Ocak 2019 16:17

Venezuela yorumları: Venezuela’nın başkanını Trump seçiyor

Latin Amerika ve İspanya’da sol eğilimli gazete ve haber sitelerinde yayınlanan makalelerde Venezuela’da yaşananlar ve ABD'nin planları analiz edildi.

Görsel, Meksika'da yayınlanan La Jornada gazetesinin 24 Ocak tarihli manşetinin ekran alıntısıdır

Paylaş

Latin Amerika ve İspanya’da sol eğilimli gazete ve haber sitelerinde yayınlanan makalelerde Venezuela’da yaşananların meşruiyeti sorgulandı.

Meksika, İspanya, Arjantin gibi ülkelerde yayınlanan gazete ve haber sitelerinin gündeminde de Venezuela’da kendini devlet başkanı ilan eden Juan Guaido ve onu Venezuela’nın meşru başkanı olarak tanıyan ABD’nin planları analiz edildi. İşte o yorumlardan bazıları: 

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN NOKTA

Venezuela dönüşü yok görünen bir evreye girdi. Guaido’nun ilan ettiği ve ABD’nin yönettiği plan ancak şiddet aracılığıyla hayata geçirilebilir. Bunun yollarını ve aktörlerini arıyorlar.

Marco TERUGGI
Pagina12/ Arjantin

Juan Guaido kendini Venezuela’nın geçici başkanı ilan etti. Bunu, Caracas’da taraftarlarının önünde yaptı. Beklenen tweet birkaç dakika sonra geldi: Donald Trump, ABD başkanı, Guaido’yu meşru başkan olarak tanıdığını duyurdu. Onu, bunu zaten yapacakları bilinenler takip etti: Ivan Duque ve Jair Bolsonaro. Böylece programlanmış olan tamamlandı, dönüşü olmayan nokta.

ÇATIŞMA TEHLİKELİ YENİ BİR DÖNEME GİRDİ

Şu andan itibaren çatışma tehlikeli yeni bir döneme girdi: Sağ tarafından açıklanan, dışarıdan desteklenen, sadece şiddetin derinleştirilmesiyle gerçekleştirilebilecek olan plan dönemine.

Duyuru bekleniyordu. Bir önceki gün ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, 23’ünden itibaren eylem çağrısı yaptığı ve Guiado’ya destek verdiği bir video yayınlamıştı. Cumhuriyetci milletvekili, Küba ve Venezuela’ya karşı haçlı seferindeki Marco Rubio, Nicolas Maduro’ya tehdit tweetleri göndermişti: “Hiçkimsenin mümkün olduğunu düşünemeyeceği eylemleri hayata geçirebileceğini göstermiş biriyle kavgaya girişme”

Böylece geriye bir te devlet darbesi kaldı. Soru şu: Bunu hayata nasıl geçirecekler, yani, Nicolas Maduro’yu zorla mı alacaklar? İlan etmek bir şey, gerekli güç korelasyonunu sağlamak başka bir şey.

MUHALEFET SOKAK KAPASİTESİNİ İYİLEŞTİRDİ

Bu çerçevede, gözler bazı merkezi değişkenlere çevrilir. Birincisi, dış cephe nasıl gelişecek?

(Venezuela muhalefetinin elindeki) Ulusal Meclis şimdiden Amerikan Devletleri Örgütüne (OEA) “yeni hükümet”i temsilen bir temsilci gönderdi ve ABD’nin de Guaido’nun tanınmasını resmileştirmek için önlemler açıklaması bekleniyor.

İkincisi, sokak. Bu 23 Ocak’ta sağ sokak hareketi kapasitesini iyileştirdiğini gösterdi, bunu 2017’den bu yana yapamıyordu. Buna ek olarak, öğleden sonra başlayarak sabaha kadar süren, pazartesi, salı ve çarşamba günleri de devam eden şiddet eylemleri var.

Son mesele ise merkezi: Medya tarafından spontane gibi gösterilen ancak programlanmış, maaşa bağlanmış silahlı grupların gerçekleştirdiği, kundaklama, kuşatma, yoksul mahalleleri katmaya çalışma, chavisme (hükümet ve destekçileri kastediliyor) karşı sağın iktidarı ele geçirecek gücü varmış duygusunu yaymak için yapılan eylemler.

VENEZUELA’DAKİ ÇATIŞMA JEOPOLİTİKTİR

Öfke büyüyor, askeri kışlalara saldırdıkları 2017 yılında yapılandan daha büyük adımlar atılarak paramiliter kuvvetlerin muhtemel aktivasyonu ile daha da yükselişe geçecek. Daha fazla ölü olacak, bu darbenin bir parçası.

23 ocak gösterdi ki chavizm sokak kapasitesini kaybetmedi. Aynı hareket birliğin de korunduğunu kanıtladı, ki bu koşullarda kilit önemde.

Diplomatik yanıtlara gelince, tahmin edildiği gibi: Hükümet ABD ile ilişkileri kesti, Rusya yeniden Nicolas Maduro’yu başkan olarak tanıdığını deklare etti. Venezuela’daki çatışma jeopolitiktir.

Bununla birlikte sağır provokasyonlarına da düşmemek gerekiyor, 2017’den farklı olarak, bu kez başından itibaren çatışmayı yoksul mahallelere ulaştırmaya çalışıyorlar.

Ülkenin farklı noktalarına dokunarak ilerleyecek, köylerin silahlı gruplarca kuşatmaya alınması, barikatlar, barışçıl gibi sunulacak anca sosyal medya ağlarının büyük söylenti gücü aracılığıyla çalışacak bir şiddet gösterimi bekleniyor.

Venezuela dönüşü yok görünen bir evreye girdi. Guaido’nun ilan ettiği ve ABD’nin yönettiği plan ancak şiddet aracılığıyla hayata geçirilebilir. Bunun yollarını ve aktörlerini arıyorlar. Zaman hızlanıyor, sağ, böyle bir çatışmayı ulusal boyutta uzun süre sürdürecek koşullara sahip görünmüyor. 2017 uzun süreli şiddetin meşruiyetini yitirebileceğini ve darbeyi izole edebileceğini göstermişti.

Şu andan itibaren her şey olabilir, en küçük yangın bile katalizör etkisi yaratabilir. Her an olabilir. Bu beş yılda üçüncü saldırı ve bu kez kendilerini dayatabileceklerini düşünüyorlar.

Bu kez kararlı bir uluslararası ağırlık mevcut ve ekonomik kablo lehlerine işliyor.

Karşılarında, zaman zaman hafife alınmış, kaybedilmiş görünen senaryoları demokratik manevra ve zekayla değiştirebileceğini göstermiş chavizm var.


DEVLET DARBESİ: VENEZUELA’NIN BAŞKANINI TRUMP SEÇİYOR

Guaido kendini başkan ilan etti. Halk tarafından şeffaf ya da değil hiçbir seçimle seçilmedi. Guaido, Trump tarafından seçildi, Venezuela tarafından değil.

David BOLLERO
Publico.es/İspanya

Venezuela’da yaşananların tek bir adı var: Devlet darbesi. Savunanlar, haklı bir darbe olup olmadığını bile düşünmüyorlar, basitçe inkar içindeler.

Gerçeklerin bu şekilde manipülasyonu, ABD ya da Brezilya gibi ülkelerin iç politikaya müdahalesine yönelik bu sıcak karşılama kendi kendini başkan ilan eden Juan Guaido’nun Venezuela’da çıkmaz sokağına çıkış olup olamayacağı konusunda tehlike çanlarını çaldırıyor.

Ülkenin yaşadığı sefaleti, enflasyonu ve serbest düşüşteki GSYİH’yı ve Nicolas Maduro’nun masaya çözümler koyabileceğini inkar absürd olurdu. Venezuela iyi durumda değil, ve bu yıllardır böyle süregeliyor, Maduro asla Hugo Chavez’in gerçek bir takipçisi olmadı, karanlık ve aydınlık yanları oldu.

Venezuela muhalefeti sadece bölünmüş değil, aynı zamanda dağılmıştı. Ablukası Venezuela halkına hiç fayda sağlamayan, Maduro’ya saldıranları insan hakları ile ilgisi olmayan bir tutkalla birleştiren Trump ve Bolsonaro’nun müdahalesi ekonomik ve jeostratejik karanlık çıkarlar gereğiydi.

Guaido kendini başkan ilan etti. Halk tarafından –şeffaf ya da değil- hiçbir seçimle seçilmedi.

Guaido Trump tarafından seçildi, Venezuela tarafından değil. ABD devlet darbesini teşvik etti, tıpkı Bush’un 2002 yılında yaptığı ve yenildiği gibi.

ABD’nin dış ve emperyalist müdahalesine kapıyı açılıyor, bu halkların yararına değil.

Kesinlikle çözüm bu değil.


DARBE KARŞISINDA MEKSİKA VE VENEZUELA

ABD’nin tarihsel müdahaleci ve darbeci politikalarını yeniden harekete geçirmesi savunulamaz.

Julio Hernández LOPEZ
La Jornada / Meksika

Trump ve müttefiklerinin Nicolas Maduro’ya saldırısı Latin Amerika ülkelerinin iç sürezlerine yönelik aşırı tahammülsüzlüğün mesajıdır. Nicolas Maduro’nun hataları ve aşırılıkları oldu, Hugo Chavez’in politik yeteneğinden ve karizmasından yoksun, fakat ABD grubunun tarihsel müdahaleci ve darbeci politikalarını yeniden harekete geçirmesi savunulamaz.

Her ne kadar bugün medya kuruluşları tarafından teşvik edilen histeri pek çoklarını Maduro hükümetinin “kötülüğü”ne “ikna” etmiş olsa da, (Meksika Devlet Başkanı) Andrés Manuel López Obrador başkanlığındaki Meksika sürecinin kaderi de şu şekilde çalıştı: Washington siyasetinin ve büyük sermayenin politikalarının genel çizgilerine karşı çıkan herkes teşvik edilmiş çatışma senaryolarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu nedenle, mevcut federal hükümet eski pozisyonunu korumaktadır: Nicolas Maduro hükümetine saygı.


TRUMP ATEŞLE OYNUYOR

Washington’un Venezuela’ya yönelik düşmanlığı, ABD’nin Beşar Esad’ı yıkmak için Suriye’de harcadığı altı yıllık büyük çabalarının ardından yaşadığı askeri yenilgisinin bir sonucudur.

Atilio A. BORON
Resumen Latinoamericano

İmparator fermanını verdi ve Venezuela politikası için bir Don Hiçkimse olan, nüfusun büyük çoğunluğunun tanımadığı ancak iki hafta içinde Kuzey Amerika medyası ve pazarlamacıları tarafından ‘taşınmaya hazır’ şekilde inşa edilen Juan Guaido’yu başkan ilan etti.

Medyatik tetikçiler tarafından heyecanla karşılanan darbeci girişim, birçok zorlukla karşılayacak.

Venezuela’nın modern tarihinde Beyaz Saray’ın bir başkanı böyle tanıması ilk değil, 11 Nisan 2002’de Pedro Carmona’nın hükümeti 47 saat sürmüş ve sonra tutuklanmıştı.

Bu kez farklı mı olacak? Öngörmesi zor. Guaido bir Caracas’ta dost bir büyükelçiliğe sığınabilir ve oradan açıklamalar yayınlayarak ABD’yi müdahaleye zorlayacak ipleri gerebilir.

Bir başka alternatif Kolombiya’ya sınır kentlerden birinde konuşlanması ve oradan, Trump’ın, OEA’nın ve Latin Amerika neokolonilerinin desteğiyle, Kolombiyalı paramiliterlerle Duque-Uribe narkohükümetinin korumasıyla yeni bir cumhuriyet ilan etmesi ve OEA ve BM tarafından uluslararası tanınırlık talep etmesi olabilir.

Chavist taban çok kararlı, aynısı Bolivar Silahlı Kuvvetleri için de söylenebilir. Askeri bir “çözüm”, Temsilciler Meclisinde Trump’a siyasi bir yargılamaya boyun eğdirmesi projesinin güç kazandığı bir dönemde, Kuzey Amerika’nın halk karşıtı birliklerinin Venezuela’ya gönderilmesini gerektirir.

Washington’un Venezuela’ya yönelik düşmanlığı, ABD’nin Beşar Esad’ı yıkmak için Suriye’de harcadığı altı yıllık büyük çabalarının ardından yaşadığı askeri yenilgisinin bir sonucudur.

Öte yandan, Rusya, Çin, Türkiye, İran, Meksika, Küba ve Bolivya gibi ülkelerin darbecileri diplomatik olarak tanımayı reddetmelerinin dünya siyaset tahtası için önemsiz değildir. 

Bu nedenle, Guaido’nun Carmano ile aynı kaderi yaşayabileceği ihtimali gözardı edilemez.


MADURO NEDEN GAYRİ MEŞRU? YALANLARA KARŞI 10 GERÇEK

“Gayri meşru ilan edilen seçimlere 16 siyasi parti katıldı, 3 parti katılmadı. Seçim sonuçlarının denetimi canlı yayında yapıldı. Adayların hiçbiri sonuca itiraz etmedi”

Pascualina CURCIO
Aporrea.org / Venezuela

1. Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. 20 Mayıs 2018'de, yani 10 Ocak 2019'dan önce, Anayasa'nın 230 ve 231'inci maddelerine uygun olarak 2013-2019 başkanlık görev süresinin sona ermesine karar verildi. Eğer seçimler 10 Ocak 2019’dan sonra yapılsaydı, ya da hala yapılmamış olsaydı Anayasa ihlal edilmiş olacaktı.

2. Seçimlerin öne alınmasını isteyen muhalefetti. Geleneksel olarak olduğu gibi Aralık ayında değil Mayıs ayında yapıldılar; çünkü Dominik Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilen diyalog çerçevesinde 2018’in ilk çeyreğinde yer almasını talep eden muhalefetti.

3. Venezuela’da oy kullanmak bir hak bir zorunluluk değil. Bazıları, bazı demokratik olmayan siyasi örgütlerin etkisiyle de olsa, tamamen özgür bir şekilde, oy kullanmama çağrısı yaptılar ve bu onların hakkıydı, fakat seçim sürecinin gayrimeşrulaştırdılar hatta oy kullanmaya arar veren ve demokratik olarak oy kullanma hakkını yerine getiren 9 milyon 389 bin 56  kişiyi tanımadılar ve onlara saygı duymadılar.

4. Seçimlere 16 siyasi parti katıldı. PSUV (iktidar partisi), MSV, Tupamaro, UPV, Podemos, PPT, ORA, MPAC, MEP, PCV, AP, MAS, Copei, Esperanza por el Cambio (Değişim Umudu) ve UPP89. Venezuela’da tüm partilerin seçim süreçlerine katılması zorunlu değil. Katılım katılmamaya karar verme hakları var. Çünkü demokratik bir sistemimiz var. 3 parti, AD (Demokratik Eylem), VP (Halk İradesi- Guaido’nun partisi) ve PJ (Önce Adalet) katılmamaya özgürce karar verdiler, bu karar seçim sürecini gayrimeşrulaştıramaz.

5. 6  aday çıktı: Nicolás Maduro, Henri Falcón, Javier Bertucci, Reinaldo Quijada, Francisco Visconti Osorio ve Luis Alejandro Ratti (son ikisi sonradan çekilmeye karar verdi)

6. Maduro büyük farkla kazandı, 6 milyon 248 bin 864 oy aldı yani yüzde 67.84 aldı; ardından Henri Falcon 1 milyon 927 bin 958 oy yani yüzde 20.93; Javier Bertucci 1 milyon 15 bin 895 oy yani yüzde 10.82 ve Reinaldo Quijada 36 bin 246 oy ile yüzde 0.39 aldı. Maduro ile Falcon arasındaki fark 46.91’di.

7. Seçim sürecine 150 kişi katıldı, aralarında 8 üleden 14  seçim komisyonu; 2 teknik misyonu, dünyanın garklı yerlerinden 18 gazeteci, 1 Avrupa Parlamentosu milletvekili ve 1 de Rusya seçim merkezinden teknik delegasyon.

8. Seçimler, Venezuela muhalefetinin kazandığı Aralık 2015’teki seçim sistemiyle aynı sistem; seçim öncesinde, seçim sırasında ve sonrasında otomatikleştirilmiş ve denetime tabi tutulan; sadece parmak izi ile oy kullanma makinesinin çalıştırılabildiği “tek seçmen, tek oy” ve “gizli oy” ilkesini garanti altına alan sistem tarafından gerçekleştirildi.

9. Sistem 18 denetime tabi tutuldu. Henri Falcon’un temsilcileri de bu 18 denetime katıldılar ve seçim sistemini onayladılar. Denetimler kamuya açıktı ve televizlondan Ulusal Seçim Konseyinin kanalından yayınlandılar. Denetimler yapıldıtan sonra sistem bloke ediliyor ve sisteme yeniden giriş ancak her siyasi partide bulunan gizli şifrelerin eşzamanlı girilmesiyle yapılabiliyor.

10. Seçim sistemine katılmış hiçbir aday sonuçları yalanlamadı. Seçim hilesine dair kanıt yok, hile ile ilgili herhangi bir kanıt gösterilmedi ve suç duyurusu yapılmadı.

20 Mayıs 2018 seçimleri özgür, şeffaf, güvenilir, güvenli ve Anayasaya ve yasalara uygun gerçekleştirildi, muhalefetin bir kesiminin antidemokratik boykot çağrısına rağmen...

Bu gerçekleri bin kere de tekrar ederiz.

Çeviriler: Elif Görgü

ÖNCEKİ HABER

Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul'a tahliye kararı

SONRAKİ HABER

CHP-İYİ Parti yerel seçimde ittifak protokolünü imzaladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...