22 Ocak 2019 05:19
Son Güncellenme Tarihi: 22 Ocak 2019 08:18

Adalet Bakanlığı TTB’nin Leyla Güven talebini reddetti

TTB Açlık Grevi İzleme Heyeti, Leyla Güven’in sağlık durumunun bağımsız heyet tarafından tespit edilmesi talebinin reddedildiğini açıkladı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi eylemi 76’ncı günde, tutukluların açlık grevi ise 38’inci günde devam ediyor. Leyla Güven, artık sıvı almakta zorlanırken, TTB'nin Güven için bağımsız bir hekim heyeti oluşturulması ve sağlık durumuna dair tespitleri yapması talebi Adalet Bakanlığı tarafından reddedildi. Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) da açlık grevleri için diyalog zemini oluşturulması ve gerekli adımların atılmalısı çağrısı yaptı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Açlık Grevi İzleme Heyeti Üyesi Cegerğun Polat, Leyla Güven'in sağlık sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"KRİTİK OLMADIĞI ANLAMINA GELMEZ"

Açlık grevlerinin 60’ıncı gününden itibaren ölümlerin yaşanabileceğine dikkat çeken Polat, Türkiye'de 2000’li yıllardan sonra açlık grevi eylemcilerinin B1 vitaminini kullanmasıyla beraber ölüm sıklığının azalmaya başladığını kaydetti. B1 vitaminin verilmesinin şu anda gelinen aşamanın kritik olmadığı anlamına gelmediğini vurgulayan Polat, 60’lı günlerin önemli bir dönem olduğunu ve çok yoğun semptomların olabileceği bir aşama olduğunu belirtti.

YOĞUN BELİRTİLER GÖRÜLÜYOR

Güven’in Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde başladığı açlık grevinin 76’ncı gününde olduğunu hatırlatan Polat, değişik cezaevlerinde çok sayıda tutuklunun da açlık grevinde olduğunu hatırlattı. Açlık grevi eylemcilerinin yoğun semptomlarının kendilerine ulaştığını belirten Polat, “Leyla Güven'le ilgili bize ulaşan bilgiler çok yoğun yorgunluk, bulantı, kusma, sıvı alamama durumu söz konusudur” dedi.

"TANSİYON DÜŞÜKLÜĞÜ KALBİ TETİKLER"

Açlık grevlerinin kalp üzerindeki etkilerine dikkat çeken Polat, açlık grevinde yaşanabilecek sağlık sorunlarını şöyle anlattı:

“Kişi yeterince gıda tüketemediği için tansiyon değerlerinde ciddi düşüklüler meydana gelir. Bununla beraber eğer varsa zeminde bir sorun tansiyon düşüklüğü kalbi daha da zorlayabilir ve çarpıntı tarzında yakınmalar meydana gelir. Eğer kalp sorunu da varsa büsbütün kalbi sıkıntıya sokacak bir sürece evirilebilir. Bu yoğun bir şikayeti de birlikte getiriyor. Özellikle mide bağırsak sisteminde sindirimle ilgili ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Eğer katı bir gıda almazsanız, bağırsaklarınızı çalıştıracak gıdaları alamamış olurusunuz. Bu bağırsakta gıda emilimini sağlayan yapıların zaman içinde bozulması sindirim sisteminde ağır tahribatlara yol açabilecek sonuçları doğurabilir. Beraberinde vücut yeterli miktarda gıda tüketemediği için enerji metabolizmasını değiştirir. Yine diğer vitaminleri ve besin değerlerini de almadıkları için görme bozuklukları, baş dönmeleri, hafıza ve bilinç sorunları yaşayabilir.”

"AÇLIK GREVİ BİTİRİLSE DAHİ TEHLİKE GEÇMİYOR"

Açlık grevi bitirilse dahi tehlikenin geçmeyeceğinin altını çizen Polat, “Açlık grevine giren herkesin ilk önce hastaneye yatışı gerekiyor. Çok profesyonel bir ekibin kontrolünde ilk müdahalelerin yapılması gerekiyor. Çünkü ilk aşama çok önemli, biz 2000 yıllarındaki açlık grevlerinden şunu iyi biliyoruz. Bu aşamada bizler Türk Tabipleri Birliği olarak bütün tabip odalarıyla bu konuda yazışmalarımız oldu. Burada da uygun müdahalenin yapılması onlar açısında hayat kurtarıcıdır” ifadelerini kullandı.

ADALET BAKANLIĞI'NIN CEVABI

Leyla Güven’in sürdürdüğü açlık grevi eylemi nedeniyle, avukatları aracılığıyla yakınlarının Diyarbakır Tabipler Odası’na başvurması üzerine Diyarbakır E Tipi Cezaevi savcısıyla görüştüklerini aktaran Polat, “Leyla Güven için bağımsız bir hekim heyetinin oluşturulmasını ve sağlık durumuna dair tespitleri yapmasını talep ettik; ancak Adalet Bakanlığı tarafında ret cevabı aldık. Gerekçe olarak bunu uygun bulmadıklarını, gereken müdahaleleri kendilerinin yaptıklarını ifade ettiler” diye konuştu.

Adalet Bakanlığı’nın verdiği ret cevabının şaşırtıcı olmadığını belirten Polat, “Devletin, ne yazık ki geçmişten de bildiğimiz gibi tutumu belli, ancak biz TTB olarak bize yapılan başvuruları sonuçlandırmakla yükümlüyüz” dedi. (Diyarbakır/MA)​​

SES: AÇLIK GREVLERİ İÇİN DİYALOG ZEMİNİ OLUŞTURMALI GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI

SES Merkez Yönetim Kurulu tarafından cezaevlerinde devam eden açlık grevleriyle ilgili yapılan açıklamada ilgili bakanlıkların diyalog zemini oluşturarak gerekli adımları atması istendi.

Basın açıklamasını okuyan SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara cezaevlerinin bir kez daha açlık grevleri ile güne geldiğini belirterek “Sendikamıza ulaşan bilgilere göre 8 Kasım 2018 tarihinde başlayan açlık grevleri 22 Ocak 2019 tarihi itibari ile 60 cezaevinde 293 kişi ile devam etmektedir” dedi.

Cezaevlerinde açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülerin sağlık durumlarına ilişkin avukatlarından ve görüşmecilerinden alınan bilgilere göre kritik aşamaya geldiği ifade eden Kara şunları söyledi: “Özellikle Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde tutuklu olan ve süresiz dönüşümsüz açlık grevinin 76. gününde olan Leyla Güven’in bitkin ve yorgun olduğu, ciddi kilo kaybı yaşadığı, görme bozukluğu olduğu, tansiyon düşüklüğü yaşadığı, eklem ve kas ağrıları çektiği, bulantı nedeniyle sıvı almada zorlandığı, ses ve gürültüye karşı hassasiyetinin olduğu ve özellikle son bir hafta içerisinde enfeksiyon bulgusu olabilecek ateş yüksekliği şikayetlerinin olduğu, avukat ve ziyaretçi görüşmesine çıkmakta zorlandığı ifade edilmektedir.”

"MALTA BİLDİRGESİ'NE UYGUN DAVRANILMALI"

Adalet Bakanlığı’nın ve Sağlık Bakanlığı’nın Kasım 1991’de 43. Dünya Tıp Kongresi tarafından Malta’da kabul edilen ve en son 2017’de güncellenen Malta Bildirgesi’ne uygun olarak davranması ve gerekli hassasiyeti göstermeleri gerektiğine vurgu yapan Kara, “Sağlıkçılar, mesleki değerler ve etik ilkeler dışında davranmaya zorlanmamalıdır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası olarak etik ve mesleki değerlerimizi ve ilkeleri her koşulda savunacak ve bunları savunan sağlık emekçilerinin yanında olacağız. Sağlık açısından olağan dışı bir durum olan açlık grevlerine karşı sorumluluğumuz bugüne kadar evrensel etik ilkeler, mesleki değerlerimiz ve ettiğimiz yemine göre belirlenmiştir. Bundan sonraki süreçte de cezaevlerinde görev yapan ve açlık grevcilerinin sağlığından da sorumlu olan sağlık emekçilerini bu değerlere bağlı kalmaya, açlık grevcilerinin sağlık durumunun izlenmesinde rehber niteliğindeki Malta Bildirgesi’ne uygun davranmaya çağırıyoruz. Yine tutuklu ve hükümlülerin ‘Hekim seçme ve 2. bir görüş alma hakkının kullandırılması gerekmektedir, sendikamız böyle bir talep olması durumunda sağlık kontrollerinin yapılabilmesi için sorumluluk alacaktır” dedi.

Açlık grevlerinin herhangi bir aşamasında cezaevi kurumlarının olası şeker, tuz ve vitamin yasağının, yaşam hakkı bağlamında zamana yayılmış işkence ve kötü muamele olarak ele alınabilecek bir tutum olduğunu ifade eden Kara "Açlık grevlerinde 'sıvı, B grubu vitamin, tuz, şeker ve karbonat' alımı yaşamsal olduğu kadar, eylem sonlandıktan sonra kalıcı beyin hasarlarının önlenmesi açısından da kritik önemdedir” dedi.

“Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası olarak, cezaevlerinde yaşanan açlık grevleri sürecini izlemeye devam edeceğiz” diyen Kara “Açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin durumlarının tespiti için sendikamızın da içerisinde olduğu sağlık örgütleri ve insan hakları örgütlerinden oluşan bir heyetin cezaevlerine ziyaretlerde bulunmasına izin verilmesi talebimizi bir kez daha yineliyoruz. Tutuklu ve hükümlülerin kalıcı zarar görmemesi ve can kayıplarının yaşanmaması için Adalet Bakanlığı’nı ve Sağlık Bakanlığı’nı diyalog zemini oluşturarak gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Yılmaz Özdil, 2 bin 500 liraya satılacak Atatürk kitabını savundu

SONRAKİ HABER

Aydın’ın Söke ilçesinde CHP’den 26 üye istifa etti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...