18 Ocak 2019 23:52
Son Güncellenme Tarihi: 15 Eylül 2019 08:48

Hrant Dink davasında dünden bugüne neler yaşandı?

Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünde, cinayetine ilişkin yürütülen 12 yıllık yargılama sürecinde yaşananları derledik.

Fotoğraf: Cansu Pişkin/EVRENSEL

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

Hrant Dink’siz 12 yıl geçti. O öldürüldüğünde sokaklara dökülen binlerce kişi, karanlığa ve kötülüğe karşı insanlığın ve vicdanın sesi oldu. 12 yıl boyunca Hrant Dink’in arkadaşları, karanlığın aydınlatılması için mücadele etti. Ancak Dink cinayeti davasındaki sis perdesi henüz tam anlamıyla aralanmadı. 

19 Ocak 2007'de gazetesinin önünde katledilen Dink’in cinayetine ilişkin yargılama da aynı yıl başladı. Dink Ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu, Evrensel’e yaptığı açıklamada, davanın geldiği aşamayı değerlendirdi. Bakırcıoğlu şöyle konuştu: “Hrant Dink’in ‘hedef kişi’ haline getirilmesi ve cinayet için uygun zemin yaratılması süreciyle Dink cinayeti arasında doğrudan bağ bulunmasına rağmen; Dink’i ‘hedef kişi’ haline getiren, hakkında görülmekte olan davalarda adliye binası içinde ve dışında eylem yapan, Dink’e fiziki saldırı girişiminde bulunan kişilerin cinayetle bağları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturulmadı. Hrant Dink’e yönelik tehdit atmosferiyle Dink’in öldürüleceği bilgisine sahip olan, cinayeti önleme yükümlükleri ve olanakları olan devlet görevlilerinin bir kısmı hakkında da henüz iddianame düzenlenmedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından etkin bir soruşturma yapılmadığı için Hrant Dink cinayeti tüm boyutları açığa çıkarılmadı. Anayasa Mahkemesi’ne bu gerekçelerle yaptığımız ve sonuçlanmasını beklediğimiz bir başvurumuz bulunmakta. Anayasa Mahkemesi tarafından başvurumuz kabul edilir, ihlal kararı oluşturulur ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bu konularda etkin bir soruşturma yürütülürse Hrant Dink cinayeti birçok boyutu ve yönüyle açığa çıkarılmış ve bütünlüklü bir yargılama yapılmış olacak.”  

Hrant Dink’in ölüm yıl dönümünde, cinayetine ilişkin yürütülen 12 yıllık yargılama sürecinde yaşananları derledik.

TETİKÇİ VE AZMETTİRİCİLERİN YARGILANDIĞI İLK DAVA

  • Tetikçi Ogün Samast ile azmettiriciler Yasin Hayal ve Erhan Tuncel'in aralarında bulunduğu 18 sanık hakkında “tasarlayarak öldürmek” suçundan 20 Nisan 2007'de dava açıldı. Sonradan düzenlenen ek iddianamelerle sanık sayısı 20 oldu.
  • Tetikçi Ogün Samast’ın Samsun’da polislerle ve Türk bayrağıyla çektirdiği fotoğrafın ortaya çıkmasından sonra 30 Ekim 2007’de Samast’a “kahraman” muamelesi yapan polis memuru hakkında dava açıldı.
  • Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı da Trabzon’daki Jandarma görevlileri hakkında soruşturma başlattı. 2007 ve 2008 yıllarında Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’ün de aralarında bulunduğu Trabzon Jandarma görevlileri hakkında dava açıldı.
  • Cinayeti işlediği tarihte 17 yaşında olan Samast’ın dava dosyası diğer sanıkların yargılandığı dava dosyasından ayrıldı ve  yargılaması Çocuk Mahkemesi’nde yapıldı. Yapılan yargılama sonunda Samast, “tasarlayarak öldürmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından 21 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
  • Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in aralarında bulunduğu 19 kişinin yargılaması ise İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
  • Bu yargılamaya cinayette dahli ve ihmali olan kamu görevlileri dahil edilmedi. 2008’in Ekim ayından itibaren mahkemede tanık olarak dinlenen Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlileri, “Dink’in öldürülmesine dönük somut bir istihbarat veya faaliyet olmadığını” iddia ettiler.
  • 17 Ocak 2012’de hükmünü açıklayan mahkemenin “örgüt yok” dediği kararı, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın açıklamalarından farklı değildi. Dink cinayetinin ardından kamera karşısına çıkan Cerrah, “Bu iş örgüt işi değil, milliyetçi duygularla birkaç kişi tarafından işlenmiş” açıklamasını yapmıştı.
  • Kararının devamında Hayal'in müebbet hapsine hükmeden mahkeme, Tuncel'in ise Hrant Dink cinayetinden beraatine karar verdi.
  • Yerel mahkemenin “örgüt yok” kararı, 13 Mayıs 2013'te Yargıtay 9. Dairesi tarafından “terör örgütü yok ama suç işlemek için oluşturulan bir örgütün varlığı söz konusu” denilerek bozuldu.
  • Dava, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülmeye başlandı. Mahkeme, Yargıtay’ın verdiği bozma kararına uyulması konusunda karar verebilmek için sanıkların tamamının beyanının alınması gerektiğini belirterek davayı aylarca sürüncemede bıraktı. 30 Ekim 2014'te bozma kararına uyulmasına karar verildi.

KAMU GÖREVLİLERİNİN DAVAYA DAHLİ

  • Soruşturma ve dava aşamalarında 15 Şubat 2006’da “Yasin Hayal’in İstanbul’a giderek ne pahasına olursa olsun Hrant Dink’i öldüreceği” bilgisinin Trabzon İstihbarat Şubesi polisleri tarafından kayıt altına alındığı, bu bilginin 17 Şubat 2006 tarihinde Ankara Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanlığı ve İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesi’ne gönderildiği ortaya çıktı.
  • Dink Ailesinin avukatları davanın başından itibaren cinayette sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin de yargılanması için başvurularda bulundu. Ancak İçişleri Bakanlığı ve Valilikler tarafından soruşturma izni verilmedi. Verilen soruşturma izinleri ise haklarında soruşturma izni verilenler tarafından yapılan itirazlar üzerine Bölge İdare Mahkemeleri tarafından kaldırıldı. Bunun üzerine avukatlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yaptı.
  • Başvuruyu Eylül 2010’da karara bağlayan AİHM, Hrant Dink’in yaşamına yönelik açık ve yakın bir tehlike bulunduğunu, devlet görevlilerinin bu durumun varlığını bilmelerine rağmen cinayetin önüne geçmediklerini ve bu kişiler yönünden etkin bir soruşturma yürütülmediğini karara bağladı.
  • Nisan 2013’te “dördüncü yargı paketi” olarak anılan yasal değişiklerle AİHM tarafından etkin soruşturma yürütülmediğine karar verilen davalarda, soruşturma açılmasına olanak sağlandı. Bunun üzerine, Dink Ailesi avukatları Temmuz 2013’te Trabzon Emniyet, Jandarma, İstanbul Valilik ve Emniyet görevlileri hakkında soruşturma açılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Trabzon Jandarma ve Emniyet görevlileri ile ilgili bölümü ayırarak dosyayı, yetkisizlik kararı ile Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Başsavcılık, İstanbul Emniyet görevlileri ile İstanbul Vali Yardımcısı Ergün Göngör hakkında soruşturma izni verilip verilmemesini ise İstanbul Valiliğinin karara bağlamasını istedi. İstanbul Valiliği soruşturma izni vermedi. Dink Ailesi avukatlarının valiliğin bu kararına yönelik yapmış olduğu itiraz, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi tarafından reddedildi. Bu kararlar üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Ergün Göngör ile İstanbul Emniyet görevlileri hakkında takipsiz kararı verdi. 
  • Dink ailesi avukatları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul Valiliği ile Bölge İdare Mahkemesi kararına karşı Anayasa Mahkemesine başvurdular.   21 Mayıs 2014’te Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığı yönündeki kararını kaldırdı. Anayasa Mahkemesi de 17 Temmuz 2014 tarihinde İstanbul Valilik ile Bölge İdare Mahkemesi kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu karara bağlayarak ihlal kararı oluşturdu.
  • Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu da, 1 Temmuz 2004 tarihinde Trabzon Emniyet ve Jandarma görevlilerinin genel hükümlere göre Savcılıkça soruşturulmasına yönelik karar oluşturdu.     
  • Savcı Yusuf Hakkı Doğan tarafından kamu görevlilerinin şüpheli sıfatı ile ifadesi alınmaya başlandı. Kamu görevlilerinin soruşturulmalarının ve yargılanmalarının önünü açan kararlar sonrası 2014’ün sonuna doğru Savcı Gökalp Kökçü dosyayı devraldı.
  • Cinayetten 7 yıl sonra 13 Ocak 2015’te, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi polis memurları Muhittin Zenit ve Özkan Mumcu soruşturma kapsamında tutuklandı.
  • 18 Ocak’ta dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Ercan Demir, Cizre Emniyet Müdürü olarak görev yaptığı sırada tutuklandı.
  • 6 Mart’ta dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, 28 Mayıs’ta Emniyet İstihbarat Dairesi C Şubeden Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer tutuklandı.
  • Soruşturma sürecinde, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun, Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in de aralarında bulunduğu kamu görevlileri ifade verdiler.
  • Kamu görevlilerinin ifadelerin tamamlanmasının ardından Savcı Gökalp Kökçü, Engin Dinç, Ahmet İlhan Güler, Celalettin Cerrah ve Reşat Altay’ın da aralarında bulunduğu 25 kamu görevlisinin yer aldığı ilk iddianamesini hazırladı.
  • Savcı Kökçü, kamu görevlilerinin ihmallerine ilişkin hazırladığı iddianamesinde, Fethullah Gülen Cemaatinin cinayeti bütün ayrıntılarına kadar bildiğini iddia ederek 'yol verilen cinayet' olarak tanımladı.
  • Soruşturma derinleştirildikçe bazı Jandarma görevlilerinin de cinayetle olan ilişkisinin olduğu iddiaları ortaya atıldı. Cinayetten tam 9 yıl sonra, cinayet günü, tetikçi Ogün Samast'a eşlik eden kişilerin Jandarma görevlileri olduğu iddia edildi ve görüntüleri basına verildi. 2015 yılının Kasım ayında, jandarmanın olay yerinde olduğuna dair kanıtlar savcılık dosyasına girdi. Ancak ifadeye çağırılan olmadı.
  • Savcı Kökçü'nün hazırlayıp 22 Ekim 2015'de Başsavcılığa gönderdiği iddianame Başsavcılık tarafından çeşitli gerekçelerle geri gönderildi. Başsavcılığın istediği değişiklikleri yapmayan Savcı Kökçü, iddianameye bir kamu görevlisinin daha adını ekleyerek iddianameyi 4 Aralık 2014’te tekrar Başsavcılığa gönderdi. Başsavcılık, iddianameyi kabul ederek İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Savcı Kökçü’nün ısrarıyla iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Ancak Kökçü Dink cinayeti soruşturmasından alındı.
  • İlk iddianamenin kabul edilmesinden sonra Nisan 2016’da aralarında üst düzey eski emniyet ve istihbarat yetkililerinin de bulunduğu kamu görevlileri ile ilgili yargılama başladı. Kamu görevlileri hakkındaki dosya ve cinayetle ilgili görülen ana dava birleştirildi.

DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA JANDARMA DA SORUŞTURMAYA EKLENDİ

  • 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından, Dink cinayeti soruşturması, yeni bir aşamaya taşındı. Savcı Gökalp Kökçü, dosyaya yeniden atandı.
  • Soruşturmaya yeniden atanan Kökçü, dosyaya Fetullah Gülen ve firari savcı Zekeriya Öz’ü de ekledi.
  • Soruşturmada daha önce uzanılamayan kurumlardan biri olan Jandarma'ya operasyon başladı. Dink cinayeti soruşturmasında da adı geçen bazı Jandarma görevlileri darbe girişimine katıldıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı.
  • Darbe girişimi sonrasında Dink cinayetiyle ilişkisi olduğu iddiasıyla, aralarında üst düzey rütbelilerin de bulunduğu 30'u aşkın jandarma görevlisi gözaltına alındı, 15 jandarma görevlisi tutuklandı.
  • Cinayete ilişkin ikinci iddianame ile dosyanın sanık sayısı 85’e çıktı. O günlerde eski Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Ali Özkılınç hakkında da bir iddianame hazırlandı ve bu iddianameyle birlikte cinayetin “FETÖ/PDY”nin “araç suçu” olduğu iddia edildi.
  • Temmuz 2017’de dönemin Trabzon Jandarma görevlilerinin de dahil edildiği 4’ü tutuklu 10’u firari 85 sanıklı dava halen sürüyor.

BİRLEŞTİRİLEN DAVADA YAŞANANLAR

  • 2016’dan bu yana İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren yargılamalar boyunca mahkeme heyeti üç kez değişti.
  • Dava kapsamında yargılanan kamu görevlilerinin hemen hepsi “aradan uzun zaman geçtiği” gerekçesiyle birçok kritik ayrıntıyı hatırlamadığını iddia etti.
  • Ayrıntıları “hatırlayamayan” kamu görevlilerinin mutabık oldukları tek konu ise, “üzerlerine düşen görevi yapmış olmaları.” Yasin Hayal’in Dink’e yönelik “ses getirici eylem” hazırlığında olduğu bilgisini polis muhbiri Erhan Tuncel’den alan dönemin Trabzon Emniyeti çalışanları, istihbari bilgiyi İstanbul Emniyetine ve İstihbarat Daire Başkanlığına bildirdiklerini, sorumluluğun kendilerinden çıktığını savunuyor. Dönemin İstanbul Emniyeti çalışanları ise yazının devamını göndermeyen Trabzon Emniyeti’ni suçluyor.
  • Aradan geçen 12 yıla rağmen Dink'in vurulması emrini kimin verdiği belirsizliğini koruyor.

 

ÖNCEKİ HABER

İsveç'te bir genç, kral ve kraliçenin taçlarını çalmaktan yargılanıyor

SONRAKİ HABER

Ege Üniversitesi kampüsü Millet Bahçesi yapılmak isteniyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...