17 Ocak 2019 23:19

Fransa’da son durum: Macron ‘tartışıyor’, Sarı Yelekliler yürüyor

Sarı Yelekliler’i zayıflatmak isteyen Macron, ‘büyük tartışma’ başlattı. Hükümetin belirlediği konular içinde emekçilerin en önemli talepleri yok. 

Fotoğraf: Dursun Aydemir/AA

Paylaş

Deniz UZTOPAL
Paris

Fransa’da ‘Sarı Yelekliler’ adını alan halk hareketinin 17 Kasım’da başlayan eylemleri Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un hesaplarını bozmaya devam ediyor. 

Akaryakıta konulması planlanan bir vergi, bu hareketin büyük bir toplumsal öfke olarak patlamasına neden olmuştu. Sokaklara inen, kavşakları işgal eden emekçi, esnaf, işçi, kadın, erkek, genç ve emeklilerin haykırdığı sloganlara, yeleklerinin arkasına yazdıklarına bakıldığında, 2007-2008 krizinden bu yana farklı hükümetlerin izlediği sosyal saldırı politikalarına karşı devasa bir öfke patlaması olduğu görünüyor. 

MACRON HÜKÜMETİ HAREKETİ YANLIŞ OKUDU

İlk haftalarda Macron ve hükümeti, bir program üzerinden seçildiklerini ve bunu hayata geçirmeye kararlı olduklarını ifade etmişlerdi. Onlara göre doğru yol buydu ve “Boyun Eğmeyen Galyalılar”a rağmen hükümet yoluna devam etmeliydi. 
Fakat cumartesi günleri yapılan gösteriler, sokağa inenlerin kararlılığı ve kamuoyu yoklamalarında hareketin gördüğü destek hükümetin hareketi ne kadar yanlış okuduğunu gösterdi. Kameraları çok seven Macron, geri çekilmeye ve kimi tavizler vermeye zorunlu kaldı. Akaryakıt vergisi daha yürürlüğe girmeden geri çekildi, fakat yılların birikiminin patlamasına neden olan bu kıvılcımın yarattığı yangını söndürmeyeceği açıkça ortadaydı. 

GENÇLİK VE İŞÇİ HAREKETİYLE KÖPRÜ KURULAMADI

Hükümetin yanlış okumasının sonucu olarak daha fazla tahrik edici kararlar verdiği koşullarda liseli gençler ve işçi konfederasyonlarından da çağrılar geldi. Liseliler, gündemde olan ve yüz binlerce liseliyi üniversiteye girişte eleyecek reforma karşı tepki gösterirken, başta CGT (Genel İş Konfederasyonu) olmak üzere işçi sendikaları da yıllardır zaten mücadele ettikleri asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretlerin arttırılması talebi üzerinden mücadele çağrısı yaptı. Fakat ‘Sarı Yelekliler’ ile gençler ve işçi sendikalarının mücadelesinin arasında bir köprünün kurulamadığın belirtmek gerek. 

24 OCAK’TA GENEL GREV VE EYLEM ÇAĞRISI

Liselilerin mücadelesi giderek büyüyordu fakat okulların yılbaşı tatilinden dolayı kapanması hareketi baltaladı. CGT’nin “Sarı Yelekliler’ ile kırmızı yeleklilerin ortak mücadelesi” çağrıları ise hareket içinde sendikalara ve örgütlenmeye karşı ön yargılardan dolayı ortada kaldı. Tersine, birkaç bölge dışında CGT’de ‘Sarı Yelekliler’in eylemlerine katılmadı. 
Fakat bu çabalar hâlâ bitmiş değil. Liseli ve üniversiteli gençler, öğretmenler sendikalarıyla birlikte 24 Ocak Perşembe günü için grev ve genel eylem günü çağrısında bulundular. Hareketin güçlü geçme olasılığı az değil. 

EŞİ NADİR GÖRÜLEN BİR POLİS ŞİDDETİ

Öte yandan 17 Kasım’dan bu yana ‘Sarı Yelekliler’ hareketine karsı eşi nadir görülen bir polis şiddeti söz konusu. Şu ana kadar kesin bir veri hâlâ yok ancak her cumartesi ülke genelinde yüzlerce, her gün farklı yerlerdeki eylemlerde ise onlarca yaralı oluyor. 
Bugüne kadar binlerce yaralının olduğu ve en azından birkaç yüz kişinin ise ağır yaralandığı belirtiliyor. Polisin kullandığı “Savunma top atıcısı” (LBD) silahından dolayı en azından iki kişi komada, onlarca kişinin göz kör oldu, yüzlerce kişinin kafası, kolu, bacağı kırıldı… Bunlara bir de eylemler esnasında en azından 10 kişinin, genelde trafik kazası nedeniyle, öldüğünü de hatırlatmak lazım. 

MEDYANIN SINIFSAL TUTUMU

Bu eylemlerin ortaya koyduğu diğer bir gerçek ise hareketin medyada işlenmesini konusunun nasıl da sınıfsal temellere dayanıyor olduğudur. Eylemlere on binler katılırken ve toplumda büyük destek varken, ana akım basın sadece eylemcilerin polise saldırmasını gösterdi.
Televizyon stüdyolarındaki tartışmalar sadece “Aşırı sağcı ve aşırı solcuların şiddeti” ile sınırlı tutuldu. Alternatif basının sınırlı olmasından dolayı son haftalarda tüm basına yönelik ciddi bir tepki gelişti. Hatta son eylemlerde gazetecilere yönelik saldırılar yaşandı. 
Siyasi olarak daha geri olan yüzlerce “Sarı Yelekli”, medyanın iktidarın hizmetinde olmasına karşı tepkisini eylemlere gelen gazetecilere saldırarak ifade etti. 
Ama son günlerde polis şiddeti de artık televizyon kanallarına yansımaya başladı. 

‘BÜYÜK TARTIŞMA’DA BÜYÜK SORUNLAR YOK

Macron, 10 Aralık’ta ‘Sarı Yelekliler’in taleplerine cevap vermek için ulusa seslendi ve emekçilere yönelik kırıntılar vadederken ülke genelinde bir de “büyük tartışman”nın örgütleneceğini ifade etti. 
Bu büyük tartışma, esas olarak belediyelerde tertiplenecek ve isteyen herkes gelip serbestçe düşüncelerini ifade edecekti. Fakat Macron’un geçtiğimiz pazar yayımladığı “tartışma çerçevesi” esas olarak 35 sorudan oluşuyor ve servet vergisi, şirketlere yönelik vergi muafiyetleri vs. gibi, emekçiler içinde tepki gören sorunları tartışmanın dışına bırakıyordu. Diğer yandan hükümet hâlâ “Seçildiğimiz programı hayata geçireceğiz” çizgisinde olması, tartışmanın da bir sonuca varmayacağı düşüncesini güçlendirdi. 

İnsanlar toplantılarda öfkelerini dile getirecek fakat sonra ne olacak? Hükümet, bu toplantılarda çıkan eğilimlerin nesnel bir şekilde not edileceğini ve kendilerine iletileceğini belirtiyor, fakat bunun sosyal ve ekonomik bir sonuca varıp varmayacağı muğlak tutuluyor. 
Diğer yandan son haftalarda birçok belediyede, 1789 Devrimi’nden önce açılan “Cahiers de doléances”, yani “talepler defterleri” yeniden açıldı. Yüzlerce belediyede, şu ana kadar sayısı on binleri bulan vatandaş bu defterlere kendi taleplerini yazıyor. Belediye başkanları bu defterleri Macron’a ileteceklerini belirtirken, Cumhurbaşkanı da bu defterlerin hepsinin dikkatlice okunacağı sözü verdi. 
Şu ana kadar önce çıkan talepler esas olarak alım gücünün artırılması; ücret, iş, konut, okul sorunları, emeklilik, kamu hizmeti vs… gibi emekçilerin temel sorunlarını yansıtıyor. 

ÖNCEKİ HABER

İzmir’de işçiler neden gururla dolaşıyor?

SONRAKİ HABER

"Mersin'de polis, HDP'li gence zırhlı araçta işkence etti" iddiası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...