16 Ocak 2019 08:30

Poşetsiz hava sahası ama çevreciler mi? Asla!

Poşet neydi? Poşet günlük hayatımızla kaynaşmış gitmiş, varlığını fark etmediğimiz ama yokluğunun kötü olduğunu bildiğimiz bir parçamızdı.

Paylaş

Emirhan DURMAZ

Emre GÖKMEN

Ege Üniversitesi

"Şu para var ya nelere muktedir, şu kapitalizm..."

Bu sözleri doğanın kirlenmesine karşı önlemler almak istediğini söyleyen ama diğer taraftan da ağaçlık alanlara "millet bahçesi" yapımı için talimatlar veren, en güzel el değmemiş koyları yandaşları için imara açan, köprüleri, havalimanlarını göz kırpmadan yaptıran malum kişi söylüyor.

Bu çelişkilerin arasında yaşayıp giderken yeni yılın ilk gününde bir de bakmışız ki poşetler 25 kuruş olmuş... Bunun üzerine herkeste bir sinir harbi; poşete de mi para vereceğiz, yetmedi mi soyduğunuz, nereden para kazanacaklarını şaşırdılar gibi birçok sitem... Poşet neydi? Poşet sevgi miydi, emek miydi? Yok, hayır bunlar değildi elbette. Poşet günlük hayatımızla kaynaşmış gitmiş, varlığını fark etmediğimiz ama yokluğunun kötü olduğunu bildiğimiz bir parçamızdı. Ee buna da para vereceksek yok daha neler!

Bu sitemler bir tarafa gerçekten de poşet doğada çözülmesi 1000 yılı aşkın bir süreyi alan ve çözüldüğü süreçte de toprağa bıraktığı zararlı, zehirli kimyasallarla toprak dengesinin bozulması, canlıların yaşamını sonlandırması ve hatta su dengesinin bozulmasına da neden olacak büyük tehlikeler taşımaktadır.

DOĞANIN YAĞMALANMASI İKTİDARIN “FITRATINDA”

Hal böyleyken biz de üniversitedeki arkadaşlarımızla büyük tepkilere neden olan poşet konusunu konuşalım istedik. Sosyoloji 1. Sınıf öğrencisi Yaren hükümetin getirdiği bu uygulamada samimiyetine güvenmediğini ve doğaya zararı önleyip önleyemeyeceğini zamanın göstereceğini ama bu uygulamanın altında rant amacının güdüldüğü fikrinde olduğunu söylüyor. Bütün doğa güzelliklerimizin Akdeniz'de, Ege'de, Karadeniz'de oteller, yazlıklar uğruna ormanlarda bilinçli yangınlar çıkarılarak imara açılmasının hükümetin "fıtratında" var olduğunu ekliyor Yaren. İnsanların bu kadar fazla tepki göstermesinin nedenini de Umut Sarıkaya'nın karikatürüne atıfta bulunarak annelerimizin bile poşetleri "kırmızı çizgi" olarak gördüğünü belirtiyor. "Hükümet eğer çevreyi gözetiyorsa, daha küçük maliyetlerle bitkisel liflerden elde edilebilecek bez torbaların üretim ve kullanımını desteklemelidir. Ki bunun Avrupa'da örnekleri var." diyor.

Aynı sohbete yine Sosyoloji 1. Sınıf öğrencisi Mustafa'yla devam ediyoruz. Bu uygulamanın doğayı koruma amacı altında daha fazla kâr ve sermaye gözettiğini düşünen Mustafa maden uğruna katledilen Cerattepe'yi, rant uğruna yapılan HES'leri ve Dersim'de bilinçli olarak söndürülmeyen yangını hatırlatarak bunları yapan bir hükümetin bu uygulamayı sadece doğayı korumak için yaptığını düşünmeyi gülünç bulduğunu söylüyor. Verilen tepkilere ise hükümetin çevrecilik perdesi arkasına gizlenmesinin halkta öfke uyandırdığını ve poşet uygulamasının toplumumuzun bakkal- mahalleli ilişkilerindeki samimiyetine de zor adapte olacağını, "bize de mi parayla bu poşet" gibi komik diyaloglara hazırlıklı olmamızın gerekli olduğunu düşünüyor. Çevreyi korumak için ise "topyekûn" bir uygulama dizesiyle çaba göstermek gerektiğini düşünen Mustafa daha kolay çözülecek poşetler üretmenin daha tutarlı olduğunu söyleyerek sözlerini tamamlıyor.

EKONOMİK OLARAK ZORLAYICI

Felsefe 2. Sınıf öğrencisi Cansu ise bu uygulamanın maddi açıdan insanları çok etkilediğini, 25 kuruş küçük bir meblağ gibi gözükse de senelik yaptığımız alışveriş ve alacağımız poşet açısından çok para ettiğini söylüyor. AKP milletvekillerinden Muhammed Balta'nın poşet fabrikası olduğunu da söylemeden geçmek istemediğini belirtiyor. Daha doğa dostu yöntemlerle farklı çözümler bulunabileceğini düşünen Cansu bu uygulamadan önce yapılan onca zamma, vergiye, yeni belirlenen asgari ücretin açlık sınırı altında olmasına karşı insanların bu kadar tepki vermeyip poşetlerin ücretlendirilmesine tepkilerini göstermelerini sosyal medya üzerinde popülerlik yaratmanın bir ürünü olduğunu söylüyor.

Bu poşet uygulamasını desteklediğini söyleyen Felsefe 2. Sınıf öğrencisi bir arkadaşımızla sohbetimizi sürdürüyoruz. Uygulamaya geçildikten sonra poşet kullanımının azaldığını gösteren istatistiklerden bahseden arkadaşımız poşetin günlük hayat içerisinde kullan-at şeklinde varlığını sürdürdüğünü ve hem görüntü açısından hem de çevre açısından büyük bir kirlilik oluşturduğunu söylüyor. Hükümetin çevrecilik konusunda samimiyetine inanmasa bile doğa için iyi bir şey yapıldığını düşünüyor. Bu kadar fazla tepkinin doğmasında da kriz sürecinde böyle bir uygulamanın başlamış olabileceğinin etkili olduğu görüşünde olan arkadaşımız "depozitolu bir sisteme geçilse de güzel bir uygulama olabilirdi" diyerek tamamlıyor sözlerini.

Görüyoruz ki poşet konusu farklı farklı açılardan değerlendiriliyor ve hükümetin ortaya koyduğu uygulamanın iyiliği, kötülüğü ayrı bir tartışma iken doğayı koruma konusundaki samimiyeti de ayrı bir yer tutmakta. 25 kuruşun artık küçümsenemeyecek kadar hesaplarımıza dâhil olması da krizin bir getirisi olarak karşımıza çıkıyor.

Doğayı sevelim, koruyalım evet ama bu sadece poşet kullanımını azaltmakla olacak iş değil. Az kullanalım poşeti ama oksijen deposu ormanlarımızı, parklarımızı, koylarımızı rant uğruna, yandaşlarının ceplerinin dolması uğruna, oteller, madenler, için kâr hırsına yok edilmesine de izin vermeyelim.

ÖNCEKİ HABER

BKS Akademi; “Aydınlanma mücadelesinde sınıftan yana taraf olmaya”

SONRAKİ HABER

YouTube tehlikeli şakalar içeren videoları yasakladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...