16 Ocak 2019 08:17

Eğitim yuvası değil kâr yuvası

Felsefe bölümünden Güneş ve Rona ile Çankaya Üniversitesi'nde bir akademisyenin öldürülmesi ve bunun altında yatan sebeplere dair konuştuk.

Paylaş

Yunus Emre GÖKALP

Ege Üniversitesi

Çankaya Üniversitesi Hukuk bölümü araştırma görevlisi Ceren Damar’ın öldürülmesi ve benzeri olayların artışı akıllarımıza bunların gerçekleşmesinin altında yatan sebeplerin ne olduğunu da getiriyor. Felsefe bölümünden Güneş ve Rona ile bunun üzerine biraz konuşmak istedik ve altında yatan nedenleri yorumlamaya çalıştık.

Güneş başlıyor söze ilk önce:Akademisyeni öldürecek cani bir düşüncenin anlık bir şey olmadığını mantıklı bulmadığını söylüyor. Öğretmen öğrenci ilişkilerinde öğretmenlerin de yanlış tavırlar sergileyebildiğini ancak bu cinayetin altında aranması gereken sebebin özel üniversitelerdeki "parasıyla değil mi geçireceksiniz beni" ya da "para veriyorum istediğimi yaparım" mantığının olduğundan bahsederek üniversitelerin eğitim verilen yerlerden çok ticarethaneye dönüşmesinin bu ve benzeri olayların temeli olduğu vurgusunu yapıyor.

YASAKLANAN ETKİNLİKLER

“Kimlerin çantalarında neler neler dolaşıyor her gün okulun içerisinde kim bilir? Oysaki üniversitelerde öğrencilerin düzenlemek istediği ne etkinlikler ne konferanslar ne konserler ne tiyatrolar güvenlik gerekçeleriyle hep iptal edildi. Kültüre, sanata o kadar düşman olmalılar ki bütün bu iyi etkinlikleri yasaklıyorlar” diye ekliyor Güneş. Bu şartlarda ne sağlam beyinler ne de sağlam beyinleri yetiştirecek öğretim görevlilerinin yetiştirilebileceğini de ekliyor ve "yetiştirilenler de Ceren Damar gibi böyle katlediliyor işte" diyerek bitiriyor konuşmasını.

Rona alıyor sözü şimdi de: "Bu şekilde gerçekleşen olayların altında yatan psikolojik ve sosyolojik nedenlerle birlikte cezaların caydırıcı olmaması da büyük bir etken.” Öğrenciliğin müşteriliğe karıştığı özel okul sisteminin bilgi açlığını yok ettiğini düşünen Rona, bu zihniyetin amacının eğitim olmadığını düşünüyor.

Biliyoruz ki altında belki de buraya yazmakla sığdıramayacağımız birçok neden yatmakta bu süreçlerin. Akademinin değerinin her geçen gün düşmesi, toplumu ayrıştıran, şiddete, ölüme, tehdite alıştıran dilin ve uygulamaların artması ile karşı karşıyayız. Bu şiddet, kin, saldırı üzerine inşa edilmiş zihniyetin içerisinden yüzümüzü tekrar insanca yaşamaya, bilime, kültüre, sanata döndüğümüz bir yol izlemeliyiz.

ÖNCEKİ HABER

Fareler gibi kafeste dönüp durmamak için

SONRAKİ HABER

Bağımsız sinemadan promosyan bilete