11 Ocak 2019 00:26

Grevin yasaklanması İZBAN’ı canlandırmadı

İZBAN istasyonlarında sefer saatlerini gösteren ışıklı panolar çalışmıyor. İstasyona giden kimse ne kadar bekleyeceğini bilmiyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Turan KARA
İzmir

İzmir’in ağır sanayi işletmeleri etrafına kurulmuş tarım kasabasında sıcaklık gündüz sıfır gece eksi 2-3 derece. Menemen, bugünlerde, en soğuk günlerini yaşıyor. Kuşların ve köpeklerin hiç eksik olmadığı kasabada kuş ve köpek görmek bile mümkün değil şimdi. İnsanlar ise dışarı çıkmaya mecbursa görünüyor. Okullar, fabrikalar ve hastaneler domuz ya da gergedan gribi denilen hastalıktan sıraya girenlerle dolu.

Durakta bekleyen iki kişi İZBAN hakkında konuşuyor:

- Gördün mü İZBAN başladı.

- Başladı da kaç günde bir geliyor? Gören olmuyor.

Tabii abartıldığı gibi değil. Tek hat olarak çalıştığı da söyleniyor, Aliağa seferini seyrekleştirdiği de.

Grevin yasaklanarak bitirilmesinden iki gün sonra genç yaşlı, çoluk çocuk, grup grup ya da tek tek kadın erkek, işçi işsiz insanlarla dolu... İZBAN vagonlarının yerine, şehrin en kuzeyine giden ağır ve gürültülü lokomotifler ve güneye, Alsancak Gümrüğüne giden 30-40 vagon uzunluğunda ağır yük treni, yine seyrek aralıklarla Basmane’ye giden TCDD’ye ait yolcu trenleri geçiyor. Yük trenleri Nemrut Körfezi’nde bulunan SOCAR’a ait Petlim Limanından yüklenen petrokimya ürünleri, makine parçaları, sanayi ürünleri, ihracat ve ithalat malları yüklü yük vagonlarından oluşuyor.

İZBAN istasyonlarında sefer saatlerini gösteren ışıklı panolar çalışmıyor. İstasyona giden kimse ne kadar bekleyeceğini bilmiyor. Sabah-akşam iş saatleri ile okul çıkış saatleri birleşiyor. İnsanlar şansa bırakamayacakları yolculukları ve soğukta bekleme çilesinin yükünden otobüs ve minibüsler kullanarak yapıyor. Aliağa yolcuları hariç, onlar süre ne kadar uzarsa beklemek zorunda. Şansı yaver gidip trene denk gelen de ne zaman varacağını bilmiyor. Tam koltukta oturmuş varış süresini tahmin edecekken, “... Arızası nedeniyle trenimiz şu kadar dakika bekleyecektir” anonsu, planları boşa çıkarıyor.

Resmi olmasa da ortalıkta dolanan açıklamalar, bu gecikmelerin ve rayına oturmamış ulaşımın, demir yolları işçilerinin yollarda bakım ve çakıl-taş tesviyesi yapmasından kaynaklandığı yönünde.

'GREVİN YASAKLANMASI YANLIŞ'

İZBAN grevini, ağır yük trenlerinin geldiği yerde işçilerle konuşuyoruz. TPI işçilerinin kafasını kurcalayan konu, kendi grevlerinin yasaklanması durumunda sendikanın (Petrol-İş) ve kendilerinin ne yapacağı. İşletme içindeki sendikacılar ve işçiler biraz müsterih bu konuda. Patronlarının artık ‘iyi insanlar’ olduğunu düşünüyorlar, ‘uzlaşmacı, barışçıl’... Bu onların 2. büyük sözleşmesi ama kendilerinin içinde olduğu ilk deneyimleri. TPI işçileri yaklaşık 1950 lira ücretle çalışıyor. Asgari ücret zammının üzerine mütevazı bir artış istiyorlar. 2018 enflasyonu yüzde 20’nin üzerinde kapattı ve 2019’da hükümetin beklentisi daha düşük. İşçiler, “Patron buna karşı gelir mi bilmiyoruz, karşı gelecek bir şey yok bize göre. Artış miktarını düşünürken 1950 lira üzerinden düşündük onun da öyle yapması lazım. Şayet 3 yıl önce düzgün bir artış olsaydı, verilen sözler tutulsaydı bunu 3 bin lira üzerinden düşünmemiz gerekirdi. Açgözlü davrandığımızı iddia edemez” diyor. İşçiler, üzerindeki sendika baskısının bittiği ifade ediliyor. “Herkes işini gayet iyi yapıyor ve sözleşmeyi bekliyor” diyen işçi şöyle devam ediyor: “Şayet anlaşma olmazsa ve tıkanırsa grev seçenek dahilinde. Bize yasaklanacağını sanmıyorum. Patronla bizim aramızdaki mesele sonuçta. İZBAN’daki gibi politik oyunlar burada yok. İZBAN grevinin de yasaklanması yanlıştı. Galiba Aziz Kocaoğlu yüzde 25’le metroyu kullanıp İZBAN’ı bitirecekti başaramadı. Politik malzeme haline getirip kendi ayağına sıktı” diyor.

Eski bir demir çelik işçisi “Bizim de 29 gün olup da bir ay olmayan bir grevimiz var eskiden. Merak ediyorduk acaba 1 ay dolduğunda grev fonundan sendika işçilere ücret yardımı verecek mi yoksa işçiler her şeye rağmen direnecek mi diye. Sonuçta çok zengin ve kaç yıllık bir sendika. Grev fonunu kullanacağını söylemesi lazımdı. 1 gün daha dolmadı diye vermemesi de abes ya. Ama grev bitti işte tesadüfe bak. Grev fonu kullandırmamak için sendika yasağa sevinmiştir diyenler de var. Açıkçası ben öyle düşünmüyorum desem doğru olmaz. İşçiler kazanalım derken 1 aylık maaş da gitti, zaten aya vurduğunda yüzde 10 yapar bu. Umarım iyi bir şekilde biter” diyor. İşçi grev yasağına ilişkin ise şunları söylüyor: “Hadi OHAL’di, yasaktı. Şimdi OHAL de yok. İlk defa böyle bir işyerinde grev yasaklandı. Grev yasaklamak çözüm değil ama istediklerini yapmak için zorluyorlar.”

İZBAN İŞÇİLERİNİN İSTEDİĞİ TÜM İŞÇİLERİN TALEBİ

İzmir Demir Çelik’te (İDÇ) çalışan bir işçi kendi fabrikasının yan şirketlerinde baskının ve işten çıkarmanın gözle görülür olduğunu söylüyor. İDÇ’nin fason üretim haddehanesi Akdemir’i anlatan işçi, “Oradan 20-30 kişi çıkarılmış diyorlar. Orada arada olur ama toplu olmaz. İDÇ içinde de ‘Çıkmak isteyenler isim yazdırsın’ diyorlar, çıkaracaklarmış. Ama en kötüsü liman bölümü. Limandan 4-5 kişi çıkarmışlar. Kriz maddesi varmış, tazminatsız çıkarmışlar. İşlerin kötüye gittiği söylenemez ama neden bu kadar baskı var anlamış değilim” diyor.

İzmir Demir Çelik Limanında bir süredir devam eden Liman-İş Sendikasının örgütlenme çabası sürüyor. İDÇ limanda sendika istemiyor ve işçiler üzerindeki baskıyı sürdürüyor. Son olarak 3 işçiyi tazminatsız işten çıkaran İDÇ, “Küçülmeye gidiyoruz” açıklaması yaptı. Liman işçileri ise durumun öyle olmadığını, krizi fırsata çevirerek desteklerle sendikalaşmayı bitirmeye çabaladığını anlatıyor: “Hem işçi çıkartıp hem de yeni makine ve işten çıkarılanların yerine yeni işçiler alamazsın. Bundan bir ay önce yeni işçiler alıp yetiştirdiler. Şimdi daha düşük ücrete çalıştırmak istiyorlar.”

İZBAN grevinin yasaklanmasını “Al takke ver külah” şeklinde yorumlayan liman işçisi, “Aziz Kocaoğlu ve CHP’nin iyi bir sınav vermediğini söylüyor. “İşçileri greve çıkaracak kadar uzlaşmaz olmamalıydı” diyen liman işçisi İZBAN işçilerinin talep ettiği hakları bugün her yerde işçilerin almaya çalıştığını söylüyor.

Gençliğinden beri CHP’li olan emekli bir İZSU işçisi ise Aziz Kocaoğlu’nun hakkında açılan davalar yüzünden rahatça imza atamadığını düşünüyor: “İşçilerin istediği gibi olsa yine bir dava açma ya da eski davaları gündeme getirme tehdidi de olabilir. Kocaoğlu’nun ve CHP’nin TCDD Genel Müdürlüğünden daha öne çıkması da ilginç. Ama bahsedilen açıklamaları hoş değil tabii, açıklaması zor. Ama işçilerin haklarını almasının İZBAN’a yük olacağını düşünmüyorum.”

ÖNCEKİ HABER

HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu: Çalışamayan gazeteci sayısı kaçtır?

SONRAKİ HABER

Karlov suikastı davasında ara karar açıklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...