27 Eylül 2012 05:39

İnsanlık bu vahşeti kabul edemez

Güçlükonak’ta, 1993 yılında askerler ve köy korucuları tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülerek, Yağızoymak Taburu yakınlarına gömülen Sait Şen, Beşir Baskak ve Abdullah Güler’in kemikleri, 19 yıl sonra torbaların içerisinde ailelerine teslim edildi. Kemikleri alan aileler, “Bir insanı &ou

İnsanlık bu vahşeti kabul edemez
Paylaş
Jihat Akça

Bir görgü tanığının Şırnak’ın Güçlükonak (Basa) ilçesine bağlı Özbaşoğlu (Hırareş) köyüne 1993 yılında asker ve korucular tarafından yapılan baskında gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Abdullah Güler, Sait Şen ve Beşir Baskak’ın öldürülerek, Yağızoymak Taburu yakınlarına gömüldüğünü açıklamasının ardından ailelerin başvurusu üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, belirtilen yerde kazı yapmış ve mezarda elbiseleriyle gömülü kemikler bulunmuştu. Ailelerden alınan DNA örneklerini kemiklerle karşılaştıran Adli Tıp Kurumu, kemiklerin Abdullah Güler, Sait Şen ve Beşir Baskak’a ait olduğunu tespit etmişti. Kemikler, aileleri tarafından torbalarla alınarak Cizre’de yan yana kazılan üç mezara defnedildi.

‘UÇURUMDAN ATTILAR’

Beşir Baskak’ın kardeşi Abdulsamed Baskak, 1993 yılında asker ve korucuların bütün köy halkını okulun bahçesindeki meydanda iki gün boyunca beklettiklerini ve köy halkına işkence ettiklerini, daha sonra Beşir Baskak, Sait Şen, Abdullah Güler ve Ahmet Güler’i gözaltına aldıklarını belirtti. Baskak, “Yağızoymak Köyü Jandarma Tabur Komutanlığına yakın bir yere götürdüler. Hirareş ve Ziving köyleri arasında bir noktada uçurumdan atılıyorlar ve üzerlerine el bombası atıyorlar. Orada Beşir Baskak, Sait Şen ve Abdullah Güler ölürken, Ahmet Güler isimli köylümüz arkadaşlarının cenazesinin altına saklanıyor ve o şekilde kurtuluyor” dedi.

‘BUNU YAPAN BEDELİNİ ÖDEMELİ’

Olayın üzerinden 19 yıl geçtiğini hatırlatan Baskak, yaşadıkları sürece bu olayı unutmayacaklarını ve bu davanın takipçisi olacaklarını söyledi. “Devlet mi yaptı, korucular mı yaptı? Kim yaptıysa bunun bedelini ödemediği sürece bu davamızı sürdüreceğiz” diyen Baskak, “Bu bir vahşettir. Ben kendim gittim mezarları kazdım ve kemikleri aldım. Mezarı açtığımızda yakınlarımızın tertemiz ve çürümemiş halde duran elbiseleriyle karşılaştık. Mezarı açtığımızda o anda hepsini tek tek tanıdık” dedi.

‘BU VAHŞETTİR’

Katledilenlerden Sait Şen’in yeğeni Hayrettin Şen ise, “Mazlum ve günahsız bir insanı insanlık dışı bir şekilde öldürmek vahşettir, insanlıktan nasibini alamamaktır, zulümdür. Devlet o insanlarımızı gözaltına alıp öldürenleri biliyor. Onları yargılayabilir ve cezalandırabilir. Bizim tek isteğimiz bu vahşetin son bulması, akan kanın durmasıdır” dedi.  

‘BENZER BİNLERCE OLAY VAR’

“Biz yakınlarımızın kemiklerini aldık. Fakat bu olaya benzer binlerce olay yaşandı bu bölgede” diyen Şen, “Bunların açığa çıkarılması gerekiyor. Bunun için mücadele etmek gerekiyor. Kaybedilen insanlarımızın çoluk çocuğu perişan oldu. Aileleri perişan oldu. Bir insanı öldürüyorlar, ama onunla birlikte onlarca insan ölüyor. Yaşamlarını devam ettiremiyorlar. İnsanlık bu vahşeti kabul edemez. Bu yapılanlar büyük bir vahşettir. Allah bizi Kürt yaratmış. Bu bir suç mu?​” şeklinde konuştu. (Şırnak/DİHA)

ÖNCEKİ HABER

Ağla sazım ağlanacak zamandır

SONRAKİ HABER

'Burası askeriye, olur böyle tacizler'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...