20 Aralık 2018 10:58

ODTÜ’de ekonomik kriz ve mücadele yolları tartışıldı

ODTÜ’de düzenlenen ve ekonomik krizin tartışıldığı panelde, emek mücadelesiyle birleşme ve otoriterleşmeye karşı demokrasi mücadelesi çağrısı yapıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

ODTÜ Emek Gençliği’nin düzenlediği 'Ekonomik Kriz: Nedenleri ve Etkileri' başlıklı panele ODTÜ Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Pınar Bedirhanoğlu, CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve Emek Partisi (EMEP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi İskender Bayhan konuşmacı olarak katıldı.

Paneli modere eden Sinancem Alikoç, ODTÜ’de aynı gün 3 etkinlik üzerinde rektörlük ve valilik tarafından kapsamlı bir uygulama başlatıldığını belirterek bu tavrın öğrencilerin aktüel, kültürel ve siyasi tartışmalarını baskı altına alan bir tavır olduğunu söyledi. Alikoç, modere ettiği panelin ancak ODTÜ bileşenlerinin olağanüstü dayanışması ile gerçekleşebildiğini ifade etti.

'BORÇLANMA POLİTİKASININ SONUNA GELİNDİ'

Panelde ilk sözü alan Pınar Bedirhanoğlu, yaşanan krizi devlette yaşanan dönüşümlerin kritik bir politik aşaması olarak değerlendirdi. Modern devlet kurumunu 19. yüzyıl kapitalizminin bir ürünü olarak değerlendiren Bedirhanoğlu, neoliberalizmin 19. yüzyıldaki kazanımları gerilettiğini söyleyerek bunun tarihsel bir değişim olduğunu vurguladı. Türkiye’de krizin dünyadaki krizden ayrı düşünülemeyeceğini belirten Bedirhanoğlu, aşırı otoriterleşme eğilimlerini finansallaşma ile ilişkilendirdi.

Finansal serbestleşmenin bir sonucu olarak şirketler kendilerini borçlanmadan yeniden üretemiyorlar” diye konuşmasına devam eden Bedirhanoğlu,  “Şirketler, kendi politik yeniden üretimlerini hane halklarını borçlandırarak sağlıyorlar. AKP’nin bugüne kadar yaşadığı süreç, insanları borçlandırmaya ve borçlanmanın getirdiği refah ilkesine dayanıyordu. Ama artık bu politikanın sonuna gelindi” dedi.

'KRİZ VAR MI SORUSU BİLE SİYASALLAŞTI’

CHP Milletvekili Selin Saye Böke de yaptığı konuşmada, "Bir alternatifi inşa etmeye gerek olduğunu söylüyorsak, onu beraber inşa etmeliyiz" dedi. Türkiye’nin, aşırı finansallaşma ve ara mal üretimini içselleştirmesi nedeniyle ekonomik kriz ve faşizme varan otoriterleşme yaşadığını ifade eden böke, “Türkiye'de 'Kriz var mı?​” sorusunun bile siyasallaştığını belirtti. Türkiye'de aşırı finansallaşmanın yanında üretim azalmasının da yaşandığını söyleyen Böke, "AKP iktidarı döneminde aşırı betonlaşma ile sermayenin yapısı değişti, reel sektör üretimi düştü. Türkiye'deki kriz iktidarın açık sınıfsal tercihi oldu. Oysa Türkiye'nin halkçı bir ekonomik yapıya ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.

2013'ten beri AKP’nin refah illüzyonunu yaratamadığını ve bu yüzden güvenlik illüzyonuna sarıldığını ifade eden  Böke, "Demokrasiyi yıkanların karşında biz demokrasiyi gerçekleştirebilirsek, bugün yok sayılanlar yarın iktidar olur" dedi.

'MÜCADELE EDERSEK MORAL BOZMAYA GEREK YOK'

"Türkiye her 8 yılda bir krize giren bir sarmal içinde" sözleriyle konuşmasına başlayan EMEP MYK üyesi İskender Bayhan, kapitalizmin sayısız kriz yaratan bir sistem olduğunu söyledi. Bayhan, hükümetin Yeni Ekonomik Program ile ekonomik krizi ilan ettiğini söyledi. MÜSİAD verilerine bakarak bile üretimin önümüzdeki dönemde düşeceğinin tahmin edilebileceğini söyleyen Bayhan, Türkiye ekonomisinin 2019 sonrasında dünya ekonomisinde yaşanacak daralma nedeniyle yeni bir krize girebileceğini de belirtti. 

Hükümetin “fedakarlık yapın” söylemlerine rağmen son yıllarda kapitalistlerin servetlerini arttırdığına dikkat çeken Bayhan şöyle konuştu: "Kimse oralara dokunmadığı gibi bir de kapitalistlere sürekli muafiyetler sağlanıyor. Cumhurbaşkanı kameraların önünde 'kriz yok, aşıyoruz' derken Bakan Albayrak bütün uluslararası tekellere gerçekleri söylüyor. Hükümet tasarruf bütçesi adı altında krizin faturasını halka kesmeye çalışıyor.”

Krizin faturasını kimin ödeyeceğinin verilecek mücadele ile belirleneceğini söyleyen Bayhan, “Kriz dalga dalga daha büyük işsizlik ve güvencesizlik üretecek. Eğer halk demokrasisi ve halk iktidarı için iddialı bir muhalefet yürütülmezse gemi batar, faturayı da üçüncü mevkidekiler öder" dedi. Şu anda üniversite okuyan gençlerin kayıp kuşak olarak adlandırıldığını ve işsizlik ile karşı karşıya olduğunu da hatırlatan Bayhan, "Mücadele edersek moral bozmaya gerek. Türkiye gençliği işçi sınıfının mücadelesini izlemeli, onu büyütmek için çalışmalı" diye konuştu. (Ankara/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ankara'da yerel yönetim sempozyumu düzenlendi

SONRAKİ HABER

Çocuklara yönelik cinsel istismara 15 yıl hapis

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...