20 Aralık 2018 00:13

'Birliğimizi yeniden sağlayalım ve ücretsiz izne hayır diyelim'

Ekim ayından bu yana duruşların yaşandığı Sumiriko Hose'ta fatura işçiyle çıkarılıyor.

Fotoğraf:  Land Rover MENA/Flickr (CC BY 2.0)

Paylaş

Bir grup Sumiriko Hose (Dytech) işçisi
Kocaeli

Fabrikamızda ekim ayından bu yana üretimde duruşlar yaşanıyor. Ekim ayında 4 gün, kasım ayında ise 9 gün üretime ara verildi. Aralık ayının ilk haftasından bu yana da cumartesi ve pazartesi günleri üretim yapılmıyor. Her ayın ilk haftası bize dilekçeler imzalatılıyor. O dilekçelerde; ücretsiz izni kabul ettiğimiz, çalışmadığımız günlerin varsa yıllık izinlerden düşülmesini yoksa yarısı oranında kesinti yapılmasını kabul ettiğimiz yazıyor. İnsan Kaynakları tarafından önümüze konulan bu belgeleri imzaladık hepimiz. Sanıyorduk ki mecburuz, imzalamak zorunlu. Geçtiğimiz hafta bir arkadaşımız işten çıkarıldı. Biz o zaman öğrendik ki, aslında bize imzalatılan bu kağıtlar “onay” dilekçeleriymiş. Çünkü arkadaşımız bir avukatla konuşarak ücretsiz izne işçinin onayı olmadan çıkarılamayacağını öğrenmiş. Belgeyi imzalamayan ve ücretsiz izni kabul etmediğini söyleyen arkadaşımızı işten çıkardılar. Bu üzücü olayın ardından öğrendik ki ücretsiz izne çıkmak, o kağıtları imzalamak zorunda değiliz.

ÇOCUĞUMUZ HASTA OLURSA İZİN KULLANAMAYACAĞIZ

Ekim ayından bu yana yaşanan üretim duruşları nedeniyle kimsenin yıllık izni kalmadı. Daha 2019 gelmeden biz yıllık izni bitirdik. Yani çoluğumuz çocuğumuz, eşimiz tatildeyken biz çalışmak zorunda kalacağız. Üstelik fabrikada toptan duruşların dışında yıllık izinden kalan günleri çoğunlukla acil durumlarda kullanıyoruz. Çocuğumuz hastaysa, acil bir işimiz varsa kalan günlerden kullanıyorduk. Artık bu olanağı da yitirdik. Her durumda mağdur olan biziz anlayacağınız. Artık haftanın 2 günü çalışmıyoruz. Aldığımız maaş neydi ki şimdi de ayda 8 gün maaşımızdan kesiliyor. Duruşlar hafta sonuna denk geldiği için çoğu arkadaşımız ek iş arıyor, bulanlar şanslı sayılıyor. Kafede garsonluk yapan arkadaşlarımız, pazarda limon satmaya başlayan arkadaşımız var. Duruşlar devam ettikçe bu sayı daha da artacak.

Kocaeli’de en düşük kira 600 lira. Çoluk çocuk karnını doyurabilmek için günde en az 50 lira mutfak alışverişi yapmak zorundasın. Elektrik, su, doğal gaz faturası dersen her biri en az 100 lira. Aralık ayı gelmiş hâlâ evinde doğal gaz yakmayan arkadaşlarımız var. Geçen gün bekar bir arkadaşımız “Eskiden cebimde günlük 200 lira ile dolaşırdım, şimdi 20 lira var. Ben bu haldeysem evli olanlara Allah yardım etsin” dedi. Başka bir arkadaşımız “Çocuğa bez aldım, iki ay önce 30 liraya aldığım bez 65 lira olmuş. Günde 3 defa altını değiştiriyorduk, eşimle konuştuk artık 2 kez değiştiriyoruz” dedi. Yani anlayacağınız sadece kendi ihtiyaçlarımızdan değil her şeyimiz olan evlatlarımızın en zaruri ihtiyaçlarından bile kısar hale geldik.

TEMSİLCİLER PATRONUN EKMEĞİNE YAĞ SÜRÜYOR

Sadece bunlar da değil, son iki haftadır üzerimizdeki baskı artırıldı. Artık hat sorumlusuna sormadan tuvalete bile gidemiyorsun. Böyle giderse tuvaletlere bile kartla girip, çıkacağız. Kimi bölümlerde üretim baskısı arttı. Günlük üretim planının dışına çıkıp işçiden daha fazlasını yapmasını istiyorlar. Giriş-çıkışlarda ellerimizdeki poşetler dedektörle aranıyor. Bizlere bu onur kırıcı davranışı bile reva görür hale geldiler. Genel müdürümüz açık kapı toplantısında “Bizim şu anda iki vardiyaya düşmemiz gerekiyor. Şu anda 50 fazlalık var fabrikada. Duruşların nedeni bu fazlalık” dedi. Bu açıklama ile bir taşla iki kuş vuruyor. Hem işçiye "ayağını denk al, her şeye razı ol" diyerek aba altından sopa gösteriyor. Hem de aranızda 50 kişi fazla diyerek herkesi birbirine rakip haline getirmek istiyor. Bu durumun hepimizin üzerinde baskı yarattığını söyleyebiliriz. Genel müdür 50 kişi fazlalık var dediğinde her birimiz, birbirimizin gözünün içine bakarak acaba hangimizi çıkarırlar kaygısı taşıyoruz. Fakat bir diğer yandan hatta iyileştirme çalışmaları yaparak daha az insan ile daha çok işi nasıl yapabiliriz, daha kısa zamanda daha çok nasıl ürün çıkarabiliriz diye çalışmalar yapıyorlar. Dün bizlere gelip “Bu zor günleri birlikte atlatalım” diyenler, bir yandan da iyileştirmeler yaparak, iş yükümüzü arttırıyor, fazla insan çalışıyoruz diyerek de baskı yaratıyorlar. Sormak istiyoruz malum kriz dönemindeyiz, madem birlikte atlatacağız o zaman az insana çok iş yaptırarak neden bizim iş yükümüz arttırılıyor, neden fazlalık olduğumuz her fırsatta söylenerek işten atmaların önü açılıyor. Sözüm ona işçi temsilcisi olanlar da genel müdürün ekmeğine yağ sürercesine “Duruşlar devam edecek mi”, “29 Aralık-7 Ocak tarihleri arasında duruş olacakmış doğru mu” diye soran işçilere “Sesinizi çıkarmayın, itiraz etmeyin, zaten 50 kişi fazla” diyor. “Yemek az doymuyoruz” diyen işçiye “Sen evinde yiyor musun böyle yemek” deme hakkını kendinde görüyor.

BİZ YARATMADIK BİZ ÖDEMEYELİM

Bu fabrika neresi merak ettiniz değil mi? Bu fabrika metal direnişinde Türk Metal'den istifa ederek Çelik-İş’e (şimdiki Özçelik-İş) geçen, Çelik-İş’in kendisini masada satması üzerine birliğini koruyarak kendi temsilcisini seçen, patronla sözleşme imzalayan Dytech, yeni adıyla Sumiriko Hose. 3 yılda çok şey değişti fabrikamızda. Birliğimizi böldüler, attıkları her adım bizi daha çok parçalamak için. İşveren temsilcileri çalıştaylar düzenliyor. Sözüm ona bu çalıştaylar işçileri dinlemek, onların sıkıntılarını çözmek için. Bu çalıştaylara katılanları işçiler değil işveren seçiyor. İşçi aleyhine tüm düzenlemeler “Ama siz böyle istediniz” denilerek bu çalıştaylardan çıkıyor. Geçen gün çalıştaya katılan bir işçinin “Benim ek gelirim var. Ben zam falan istemiyorum. Fabrika zor durumda” dediğini öğrendik. Şubat ayı sözleşme dönemi ve biz biliyoruz ki kriz var diyerek sıfır zamla gelecekler karşımıza. Bizden de çalıştaya katılan arkadaşın söylediğini söylememizi isteyecekler: “Fabrika zor durumda zamsız da çalışırız.”

Gazetemiz Evrensel aracılığıyla iletelim. İğneden ipliğe her şeye zam gelirken, biz evlatlarımızın rızkından bile kısar hale gelmişken kimse bizden fedekarlık beklemesin. Hakkımız olanı istemekten vazgeçmeyeceğiz. Sumiriko Hose (Dytech) işçisi arkadaşlarımıza da seslenmek istiyoruz. Birliğimizi yeniden sağlamak hiç de zor değil, birbirimize, birlikte gücümüze güvenelim. İlk adımımızda ücretsiz izne karşı çıkmak olsun. O dilekçeleri imzalamayalım. Bizi bölmelerine, parçalamalarına, bizi bölerek haklarımızı elimizden almalarına izin vermeyelim. Birleşirsek kazanırız. Bu krizi biz yaratmadık, bedelinin bize ödetilmesine izin vermeyelim.

ÖNCEKİ HABER

İzmir Gazeteciler Cemiyeti: Türkiye'de basın kaygı içinde

SONRAKİ HABER

CMS Jant’ta işten atmaların ardından iki haftalık duruş kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...