11 Aralık 2018 00:11

'Kriz bizim fabrikada nasıl hissediliyor?'

İstanbul Beylikdüzü'de bir fabrikada çalışan işçi, krize ilişkin izlenimlerini yazdı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Beylikdüzü’den bir işçi
İstanbul

Merhaba Evrensel emekçileri ve işçi kardeşler;

Beylikdüzü Mermerciler Sanayi Sitesinde bulunan plastik fabrikasında haftanın 6 günü, 12 saat çalışan bir işçiyim. İşe girdiğim ilk ay fabrikada nelerin tartışıldığı ve çalışma koşulları hakkında mektup yazmak istedim ama fabrika gündeminin değişim hızıyla, ülke gündeminin hızı aynı olduğu için mektubum bugüne sarktı.

İlk mektubumda işçiler arasındaki tartışmalardan ziyade çalışma koşullarını, işçilerin korku ve şikayetlerini yazmaya karar verdim. Fabrikada yılının dolmasına 15 gün kalan bir kadın işçiyi tazminat vermemek için 1 haftalık izine çıkaran fabrika yönetimi, izin dönüşü işi yavaşlattığı bahanesiyle işçiyi işten çıkardı. İşe başladığım ilk haftalarda fabrika müdürünün işçilerle yapıp toplantıyı izleme fırsatım olmuştu. Müdür ülkede kriz olduğunu, Arçelik, Beko ve BSH’tan siparişlerin yarı yarıya düştüğünü, buna rağmen işten çıkarmalar olmayacağını ama yeni işçiler de almayacaklarını söylemişti. Aslında bu geleceğe yönelik bir gözdağıydı. Çünkü önümüzdeki ay hem asgari ücret zammı, hem de fabrikanın verdiği enflasyon zammı var. Eminim ki zam ayında kriz bahane edilecektir ve her zaman olduğu gibi krizi en çok biz hissedeceğiz! İşten çıkarmalar olmayacak dedikleri günden beri onlarca işçi çıkardı yönetim. Mektubu yazdığım gün bile iki işçi işten çıkarıldı. Fabrika idaresinin kimi işçinin tazminatını ya da ihbar hakkını gasbetmek için nasıl taklalar attığına dair örnek verdim, kim bilir bilmediğimiz, duymadığımız ne tazminatlar gasbedilmiştir.

Gelelim işçilerin şikayetlerine ve korkularına. Aslında işçiler hangi konudan şikayetçi olacakları konusunda şaşmış durumdalar. Mesela her gece vardiyasinda kahvaltı yemekten bıkmış işçiler. Düşünsenize yıllardır her gece vardiyasinda peynir zeytin yiyorsunuz. İşçilerin tuvaletleri ile beyaz yaka tuvaletleri arasındaki farkı tahmin edebilir misiniz bilmiyorum ama kullandığımız tuvaletin pis kokusu bazen üretime kadar geliyor. İşçiler yaşanan iş kazalarından da oldukça şikayetçiler. 2-3 hafta önce fabrikada asansör kazası yaşandı ve 20 yaşındaki işe yeni giren işçi 3. kattan asansör ile beraber yere çakıldı. Kolu kırılan işçi acı içinde hastaneye kaldırıldı ve aynı anda Evrensel’de korkunç kazanın haberini yaptık. Haberi okuyan fabrika yönetimi refakatçi olan diğer işçiyi arayarak yaralı gencin durumunu sormak yerine, “Evrensel’e siz mi haber verdiniz?​” diye hesap sormuşlar. İşçi ise “Boşuna uğraşmayın, Evrensel ile baş edemezsiniz, her yerde kulakları var” cevabı vermiş. İşçinin bu ifadesi, gazetemizin sınıfın içinde nasıl yer edindiğini görebiliriz. Fabrikadaki işçilerin geneli asgari ücretle çalışıyor. Önümüzdeki ay asgari ücrete yapılacak zamdan umudu yok hiç bir işçinin. En koyu AKP’li işçinin bile yapılacak zamdan umudu yok. AKP’ye yıllarca oy verip, artık artık oy vermeyecek çok fazla işçiye denk geldim. İçine girdiğimiz kriz herkesin yaşamını vurmuş durumda ve işçiler ile AKP arasında muazzam bir kopuş var.

Bizlere düşen görev AKP’ye ve patronlara karşı neden birlik olmamız gerektiğini anlatmaktır. Bir sonraki mektubum da fabrikada adeta bir hayalet gibi dolaşan sendika tartışmalarını ve işçilerin siyasete yaklaşımlarını yazacağım.

ÖNCEKİ HABER

CHP’nin asgari ücretliye önerisi 2 bin 200 lira oldu

SONRAKİ HABER

Kayserili KESK üyeleri Adana’daki bölge mitingi için çağrı yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...