06 Aralık 2018 06:03
Son Güncellenme Tarihi: 06 Aralık 2018 12:53

2019’da geçerli olacak asgari ücreti belirleyecek komisyon toplandı

Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’da geçerli olacak ve 10 milyon çalışanı doğrudan ilgilendiren asgari ücreti belirlemek için toplandı.

Fotoğraf: Mehmet Ali Özcan/AA

Paylaş

İşçi, patron ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’da geçerli olacak asgari ücreti belirlemek üzere toplandı. Belirlenecek yeni ücret 10 milyon çalışanı doğrudan ilgilendirirken, 2019’da yapılacak toplusözleşmeler için de belirleyici olacak. Asgari ücret halen Asgari Geçim İndirimi (AGİ) ile birlikte 1603 lira olarak uygulanıyor.

Yasa gereği 5’er işçi, işveren ve devlet temsilcisi olmak üzere 15 kişiden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni ücreti oy çokluğuyla belirleyecek. Komisyonda ilk kez, asgari ücretle geçinen bir işçi de yer aldı.

BAKAN SELÇUK: EKONOMİK KONJONKTÜRLE UYGUN OLACAK

Toplantıda ilk olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk konuştu. Asgari ücretin çalışma hayatında, ücret politikalarında en alt sınırı ortaya koyduğunu söyleyen Bakan Selçuk, "Buradaki tüm çabamız tüm sosyal tarafın görüşlerini göz önünde bulundurarak işçi ve işverenlerimizle birlikte sürdürülebilir kalkınmayı tesis edecek şekilde bu alt sınırı daha ideal bir noktaya getirebilmek. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da dile getirdiği gibi 2019’da en önemli önceliklerimizden biri istihdamı artırmak olacak. Asgari ücretin ekonomik konjonktürle uygun bir şekilde tespit edilmesi olacak. Üretimde verimliliğin artırılması da kuşkusuz bu sosyal diyalogun güçlendirilmesine bağlı" dedi.

TÜRK-İŞ: KOMİSYON ÇALIŞMALARINDA BELİRLEYİCİ OLAN HÜKÜMETİN YAKLAŞIMIDIR

Bakan Selçuk'un ardından Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat konuştu. Irgat, asgari ücret belirlenirken geçim şartlarının dikkate alınmasını isteyerek, "Asgari ücret, pazarlık ücreti değildir. Asgari ücretle çalışmak durumunda olan milyonlarca asgari ücretli işçi ve ailesi, bu çalışmaların sonucu merakla, umutla takip etmektedir. Öncelikle asgari ücretli işçinin ailesinin ile birlikte karşı karşıya kaldığı ekonomik ve mali şartları iyileştirecek düzenlemeler için adım atılmasıdır. Şimdiye kadar asgari ücret belirlemelerinde sürdürülen kısır döngüyü kıracak bir yaklaşımın gösterilmesidir. Komisyon çalışmalarında belirleyici olan hükümetin yaklaşımıdır" şeklinde konuştu.

TİSK: VERGİ DİLİMLERİ VE KESİNTİ ORANLARI TEKRAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç ise, asgari ücretin siyasi polemiklere alet edilmemesini talep ettiklerini belirtti.

Koç, şöyle konuştu: "TİSK olarak öncelikle asgari ücret görüşmelerinde hedef yatırımlar, rekabet gücü, verimlilik, işsizlikle en önemlisi enflasyonla mücadele hedeflerinin dikkate alınmasını, asgari ücret desteğinin arttırılarak devam ettirilmesini, geçtiğimiz yılda beyan ettiğimiz yüzde 2 olan işsizlik sigortası işveren payının 2019 yılı için alınmamasını ve yine geçtiğimiz yıl beyan ettiğimiz SGK işveren desteğinin yüzden 5'den 6'ya çıkmasını ama toplu iş sözleşmeli yerlerde bunun yüzde 7 olarak uygulanmasını, son olarak ücretlerde vergi dilimleri ve kesinti oranlarının tekrar gözden geçirilmesini bekliyor ve talep ediyoruz."

Toplantı daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti.

İŞÇİ GÜLDEN GÖRMEZ: ALDIĞIMIZ PARANIN HÜKMÜ KALMADI

Bu sene ilk kez Asgari Ücret Tespit Komisyonuna asgari işçileri temsilen katılan, Yalova Üniversitesi özel güvenlik görevlisi Gülden Görmez biri Balıkesir'de üniversite 3'ncü sınıf öğrencisi diğeri liseyi yarıda bırakmış iki oğluyla yaşadığını söyledi.

Görmez, "Oğluma forma aldım ama hırkasını alamadım. 'Onu da bir ay sonra alırım' dedim. Kredi kartıyla geçinmeye çalışıyoruz. Okul yönetimi prosedür gereği sürekli oğlumu uyardığı için o da gurur yaptı ve okula gitmedi. Lise ikiden terk etti. Bunu bir tek ben değil, bütün asgari ücretlilerin yaşadığına inanıyorum. Forma bile alamadıklarını düşünüyorum. Enflasyon artışları, gelen zamlarla aldığımız paranın hükmü kalmadı." diye konuştu.

Tek maaşla ev geçindirdiğini ve hayatla mücadele ettiğini söyleyen Görmez, "Kiram 850 lira, aldığım maaş bin 903 lira, yemek artı yol ile... Kredi kartlarını kullandığım için ve kullanmak zorundayım, çünkü bunun faturası var, gıdası var. Bu sefer faturaları ödüyorsunuz. Elinize 200, 300 lira bazen kalıyor. Kredi kartını ödemek zorundasınız. Oradan çekip oraya yatırıyorsunuz. Asgari ücretin, en azından bize nefes aldırabilecek, daha insanca yaşamamızı sağlayabilecek bir düzeye gelmesini bekliyorum 2 bin üstü bekliyoruz." ifadesini kullandı.

 
Asgari ücreti konuşuyoruz
Herkese Açık Grup · 4 üye
Gruba Katıl
Bu grupta, asgari ücretin ne kadar olması, daha da önemlisi, nasıl belirlenmesi gerektiğini tartışıyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’daki asg...
 

TÜRK-İŞ BAŞKANI ATALAY: KIRMIZI ÇİZGİMİZ ENFLASYON ORANI

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücret oranına ilişkin, "Kırmızı çizgimiz enflasyon oranı. Evvela bir enflasyon oranını görelim, sonra ona göre hareket edelim." dedi.

Atalay, işçi, iş veren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonunun, 2019'da geçerli olacak asgari ücreti belirlemek için yaptığı ilk toplantısı öncesi sendika genel merkezinde basın mensuplarına açıklama yaptı.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısında bir asgari ücretlinin de yer almasının kararlaştırıldığını aktaran Atalay, Yalova Üniversitesinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Gülden Görmez'in toplantıda yer aldığını belirtti.

Malatya'da 17 Eylül'de katıldığı bir panelde asgari ücretlinin ekonomik sıkıntı yaşadığını ve ücretin 2 bin lira olmasını talep ettiğini aktaran Atalay, isteğinin yeterli karşılığı bulmadığını söyledi.

Atalay, patron ağırlıklı bir meclis ve sermaye ağırlı bir yapının bulunduğuna işaret ederek, şunları belirtti:

"Biz asgari ücretli, fakir fukara, bu ülkenin yüzde 70'iyiz. Bizim olmazsa olmaz kırmızı çizgimiz enflasyon oranı. Evvela bir enflasyon oranını görelim, sonra ona göre hareket edelim. İş veren ile bir arada olacağımızı düşünmüyorum. Gitmeden bir şey söylüyorum ama onların bakış açısı belli. Önceden asgari ücret desteği veriyorduk. Bu sene Türk-İş'in isteği şu, örgütlü olan yerlere bu destek verilsin. Örgütlü olmayan yerlere destek verilmesin. 81 vilayet içinde örgütlenmede en kötü vilayetler, Denizli ve Antalya. Türkiye'nin en çok işçi çalıştıran iki vilayeti örgütlenmede en sonda yer alıyor. Bu tablo bu ülkeye yakışmıyor."

DİSK: KOMİSYONUN YAPISI DEMOKRATİKLEŞTİRİLMELİ

Asgari Ücret Tespit Komisyonuna ilişkin açıklama yapan DİSK, işçilerin önemli bir bölümünün temsil edilmediği komisyonun yapısının değiştirilmesini istedi. Komisyonda 5 hükümet, 5 işveren ve 5 işçi temsilcisi yer aldığı hatırlatılan açıklamada “İşçi ve işveren temsilcileri en çok üyeye sahip üst sendikal kuruluşlar tarafından saptanıyor. (İşçi temsilcileri Türk-İş, işveren temsilcileri ise TİSK tarafından). Komisyonda DİSK ve diğer konfederasyonlar yer alamıyor. Böylece işçilerin önemli bir bölümü komisyonda temsil edilmiyor. Komisyon kararları kesin nitelikli olup itiraz edilemiyor. Toplu pazarlık sürecinde olduğu gibi uyuşmazlık prosedürü işlemiyor” dendi.

Komisyonun 10 Temmuz 2018'de yayımlanan 1 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (CBK) ile İş Kanunu'ndan çıkartılarak Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısı içindeki idari kurul, konsey ve komisyonlar arasına alındığı bilgisi verilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Komisyonun neden İş Kanunu sistematiği dışına çıkarıldığına ilişkin bir gerekçe kamuoyu ile paylaşılmadı. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Cumhurbaşkanlığı teşkilatı içine alınması CBK ile komisyonun yapısının değiştirilmesine olanak tanımaktadır. Komisyon İş Kanunu kapsamında kalsaydı değişiklikler TBMM tarafından kanunla yapılabilecekti. Oysa şimdi komisyonun yapısı Cumhurbaşkanı tarafından tek başına değiştirilebilecektir.”

MÜFTÜOĞLU: YOKSULLUK VE YOKSUNLUK BÜYÜK BİR PROBLEM

Asgari ücretgörüşmelerini değerlendiren Akademisyen Özgür Müftüoğlu, "Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılan işçi arkadaşın sözlerinin iki yönü var. Birincisi ücretin çok düşük olması. İkincisi ise eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi kamu hizmetlerinin piyasaya açılması, metalaştırılması ve önemli bir gider haline gelmesi. İşçiler en temel ihtiyaçlardan bile yoksun kalıyor. Ücret artışının insanca yaşanacak seviyeye çıkarılması, eğitim, sosyal güvenlik gibi kamu hizmetlerinin kamusal olarak ücretsiz sunulması gerekir. İkisi birleştiğinde yoksulluk ve yoksunluk giderek daha büyük bir problem haline geliyor" dedi. 

Ücretlerin yükseltilmesi ve kamu hizmetlerinin kamusal sunulmasının sağlanmasının en başta sendikaların görevi olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, "Tarihsel süreçte de, bu haklar işçi sınıfının mücadelesiyle elde edilen haklardır. Hem insanca yaşanacak ücretin sağlanması hem de kamu hizmetlerinin bir hak olarak ücretsiz sunulması için sınıf mücadelesinin verilmesi gerekiyor. Asgari ücrete hükümet açısından bakarsak, işçi arkadaşın anlattığı olumsuz durum şimdiye kadar AKP Hükümetinin uyguladığı ekonomi programının sonucu. Bugüne kadar demokrasiden ödünler vererek, otoriter bir yapı içinde toplumu yoksullaşmaya zorluyor hükümet. En ufak hak aramada 3. havalimanı ve TARİŞ’te olduğu gibi en ağır baskıyla karşılık veriyor. Yani bir yandan da demokratikleşme için mücadele vermek gerekiyor. Yani hükümetle de mücadele edilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. 

MEVCUT ASGARİ ÜCRET BİN 603 TL

Asgari ücret, halen bekar bir işçi için brüt 2 bin 29 lira 50 kuruş, vergiler ve kesintiler düştüğünde net bin 603 lira 12 kuruş olarak uygulanıyor. Apartman görevlileri için ise normal işçilerden farklı olarak gelir ve damga vergileri kesilmediğinden net bin 725 lira 8 kuruş olarak hesaplanıyor.

Asgari ücretin patrona toplam maliyeti, bir işçi için 2 bin 384 lira 66 kuruş. Bunun 2 bin 29 lira 50 kuruşunu brüt asgari ücret, 314 lira 57 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 40 lira 59 kuruşunu işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.

TİSK: ENFLASYON DİKKATE ALINMASIN

Geçmiş enflasyon yerine hedef enflasyonun dikkate alınmasını isteyen patron tarafı, “İşletmelerin içerisinde bulunduğu ekonomik durumlar, yatırım ve rekabet ortamı ile işsizlik oranı göz önünde bulundurulsun” diyor. Patronlar ayrıca asgari ücret desteğinin ve toplu iş sözleşmesi uygulanan işyerleri için SGK işveren teşviklerinin artırılarak sürdürülmesini istiyor.

'TOPLUM AÇ VE YOKSUL'

Tüketici Hakları Derneği Genel Başkanı Turhan Çakar, Türk-İş’in açlık ve yoksulluk istatistiklerine bakıldığında toplumun ezici çoğunluğunun aç ve yoksul olduğunu söyledi. Nüfusun yüzde 20’sinden fazlasını oluşturan 16 milyondan fazla kişinin 1943 liralık açlık sınırının altında, nüfusun yüzde 60’dan fazlasını oluşturan 48 milyondan fazla kişinin ise 6 bin 328 liralık yoksulluk sınırının altında yaşadığını bildirdi. Açlık sınırının altında geliri olan ailelerin, gıdadan dahi kesmek zorunda kaldığına dikkat çeken Çakar, “Asgari ücretlilerin son bir yıllık maaş artışları yüzde 14.2 iken, TÜİK’e göre, son bir yıllık enflasyon artışı yüzde 21.62 olmuştur. Gene, TÜİK’e göre, gıda ve alkolsüz içeceklerin son bir yıllık enflasyon artışı ise yüzde 23.03 olmuştur. TÜİK istatistiklerinde yer alan 391 maddenin son bir yıllık enflasyon artışı ile asgari ücretlilerin son bir yıllık maaş artışlarını karşılaştırdığımızda 318 maddede asgari ücretlilerin satın alma güçlerinin düştüğü görülmektedir. Bununla birlikte, söz konusu 318 madde içinde yer alan 93 gıda maddesinde asgari ücretlilerin satın alma güçleri düşmüştür. Kısaca, asgari ücretlilerin satın alma güçleri öyle bir düştü ki, adeta yere çakıldı! Mevcut ekonomik ve sosyal politikalar ile üretim, dağıtım ve tüketim politikalarının doğru bir şekilde ivedilikle değiştirilmesi zorunluluğu ortadadır” dedi.

ASGARİ ÜCRET ERİDİ

Türkiye’de 10 milyon işçi asgari ücret civarında çalışırken, toplusözleşme kapsamının düşük olması asgari ücretli çalışan sayısını artırıyor. Türkiye’de asgari ücretle çalışanların toplam çalışanlara oranı yüzde 43. Türkiye’ye en yakın oran yüzde 19 ile Slovenya.

Patronlara sağlanan teşvik sonucunda net asgari ücret ile asgari ücretin işverene maliyeti arasındaki fark azaldı. 2007 yılında asgari ücretin işverene maliyeti, net asgari ücretin yüzde 70’i kadar daha fazlaydı. Diğer bir ifadeyle net asgari ücret 100 ise, işverene maliyeti 170 idi. 2018 yılında ise aynı maliyet işveren için 149’a kadar indi.

Enflasyon ve dövizde meydana gelen artış da ücreti eritti. Asgari ücrette 2 yıllık reel kayıp (alım gücü kaybı) yüzde 12’nin üzerinde gerçekleşti. 2008 yılı başında aylık 414 dolar olan asgari ücret, 2018 aralık ayı itibariyle 302 dolara kadar geriledi. (İŞÇİ SENDİKA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

İBB'nin Üsküdar'daki arazisi İGDAŞ'a satıldı

SONRAKİ HABER

HDP'den kadın iş cinayetlerinin araştırılması önerisi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...