Buldan: AB AİHM kararını tanımayan Türkiye'yle ilişkisini askıya alsın

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında konuştu.

04 Aralık 2018 08:40
Son Güncellenme Tarihi: 04 Aralık 2018 09:25
Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasına grup toplantısına katılanları selamlayarak başlayan Buldan, 3 Aralık 1994’te bombalanan Özgür Ülke gazetesinin yıl dönümüne değindi. Buldan, “Özgür Ülke bombalanmanın ertesi gününde ‘Bu ateş sizi de yakar’ manşetiyle çıktı. Özgür Ülke’yi bombalayan zihniyetin bugünkü temsilcileri de özgür basını kayyımla, tutuklamayla susturacağını sanıyor ama bunu başaramayacaklar” dedi.

3 Aralık’ın aynı zamanda Dünya Engelliler Günü olduğunu da hatırlatan Buldan, “Ne yazık ki her alanda olduğu gibi Türkiye bu konuda da geri kalmış bir ülkedir. Engelli vatandaşlarımız asla yalnız değildir, her zaman onların yanındayız, tüm sorunlarının takipçisiyiz. Tüm engelleri birlikte kaldıracağımızın sözünü veriyoruz” dedi.

Grup toplantısına katılan TOKİ işçilerinin 2 yıldır maaş alamadıklarını ve haklarını istedikleri için gözaltına alındığını söyleyen Buldan, “AKP’nin adalet anlayışı işte budur. 3. Havalimanı işçileri de insanca yaşam istedikleri için tutuklanmıştı. Birçok işçi işinden atıldı. Bunu nefretle kınıyoruz. Hemen her gün iş cinayetlerinde işçiler yaşamlarını kaybediyor. AKP iktidarında bu ülke aynı zamanda işçi mezarlığına döndü. Elbette bunun hesabını da soracağız” şeklinde konuştu.

Ülkenin her alanda çok ciddi sorunlar ve krizlerle karşı karşıya olduğunu dile getiren Buldan, “AKP-MHP saray ittifakının ülkemizi getirdiği nokta bir çöküştür. Baskı ve şiddet bu iktidarın yönetme biçimi olmuştur. Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit bu yaşananlardan bağımsız değil. İmralı’nın kapısına vurulan kilit bir arada yaşama iradesine vurulan kilittir. İmralı’da daracık bir hücreye kapatılan sadece Sayın Öcalan değil tüm ülkedir. Bu aynı zamanda halkları karşı karşıya getirmeye yönelik bir tuzaktır” dedi.

AÇLIK GREVİ

Pervin Buldan'ın açıklamalarında öne çıkan bölümler şunlar:
"İmralı'da daracık bir hücreye kapatılan sadece Öcalan değildir. Ülkenin kendisidir. AKP şimdi tecridi sürdürerek kendi koplosunu devreye koydu. 3 yıldır Kürtler üzerinde oynanmaya çalışılan büyük bir oyun var. Bu oyun Kürtlerin tüm kazanımlarını boğmayı amaçlıyor. Öcalan, Türkiye halklarının bir arada yaşamasının teminatıdır.

Leyla Güven önemli bir direniş başlattı. Bu 'Gandi'vari bir direniştir. Eğer hep birlikte direnebilirsek bu komployu boşa çıkarabileceğimize inanıyorum. Tüm kamuoyunu Leyla Güven'in direnişini sahiplenmeye aynı talepleri desteklemeye çağırıyorum. Ayaklar altına aldığınız hukuk bir gün size lazım olacak. Kürtler size asla teslim olmayacak. Kürt halkının ilerleyişini hiç bir yerde durduramayacaksınız. Tahiri zalimler değil; direnenler kazanır. Tarihin akışını değiştiremeyeceksiniz. Leyla Güven'le dayanışmak adına 10 milletvekilimizde 2 günlük açlık grevine başlayacağız.

AİHM'NİN DEMİRTAŞ KARARI

Bu kararın bir an önce yerine getirilmesi; Demirtaş'ın serbest bırakılması gerekiyor. Ve bu karar emsal kabul edilerek diğer tüm arkadaşlarımızın da derhal özgürlüklerine kavuşması gerekir. Türkiye AİHS'nin bir tarafıdır ve verilen karar bağlayıcıdır. Mahkeme ise Saray'dan aldığı talimatla AİHM kararını uygulamıyor.

Erdoğan, 'Bu kararı tanımayız' diyor. Siz cumhurbaşkanı mısınız; mahkeme başkanı mı? AİHM'yi tanımayan Erdoğan Kaşıkçı cinayeti için uluslararası alana başvuracağız diyor. Tabii ki başvurabilirsin ama böyle iki yüzlülük olmaz. Demirtaş derhal serbest bırakılmalıdır.

Demirtaş ve Figen Yüksekdağ milyonlardır. Milyonları Edirne'ye hapsedecek gücünüz yok. Akşamları rüyasında Demirtaş'ı görüyor, gündüzleri sürekli Demirtaş'ı düşünüyor. Korkmaya devam etsin. Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; AİHM kararlarına uyun, Demirtaş'ı derhal serbest bırakın.

Buradan ayrıca Avrupa'yı da kendi kararlarına uymaya çağırıyorum. Türkiye AİHM kararını tanımadığı müddetçe tüm ilişkilerini askıya almalıdır.

'İşkenceye sıfır tolerans' diyen AKP, işkenceye tolerans gösteriyor. Cezaevlerindeki tüm hasta tutuklular serbest bırakılmalıdır. Aksi takdirde cezaevlerinde yaşanacak ölümlerden AKP sorumlu olacaktır.

YEREL SEÇİMLER

Biz emekten, demokrasiden, insan haklarından yana olan, faşizme ve tekçiliğe karşı olanlarla yürüyeceğiz. 31 Mart'ta iki ayrı yoldan yürüyenler hesaplaşacak. Bu seçim Türkiye'nin irade beyanıdır. AKP Amed'de ne yaptı; Gaspçı kayyımını aday gösterdi. Biz 'bunlar başka aday çıkaramaz' demiştik, dediğimiz oldu. Ya AKP tabelasını aday göstereceklerdi ya da kayyımı. Diyarbakır halkının karşısına çıkma cesareti olan bir aday bulamadıkları için kayyıma kaldılar. Onurlu hiç bir Kürt bırakın oyunu, çöpünü bile vermeyecek size. O kayyım şimdiden uçak biletini alsın Ankara'ya.

Madem aday bulamadın Soylu’nu neden göndermedin, damadını neden göstermedin? En azından Bahçeli'yi gösterseydin en azından Osmaniye'den ilerisini de görmüş olurdu. Gösterdikleri adayla halka hakaret edenlere, halk gerekli cevabı sandıkta verecek. O gaspçı kayyımların rozetlerini sökerek halkımız size geri gönderecek. Halkımızı yok sayanları halkımız da yok sayacak.

AKP-MHP ittifakının tek hedefi faşizmin ömrünü uzatmaktır. Bu yerel seçimler onlar açısından yerel seçim değil; varlık yokluk meselesidir. Bizim için kentlerimizi yönetmektir. Kent yönetimlerine toplumun tüm kesimlerini nasıl dahil edeceğimizi tartışıyoruz. AKP'ye kaybettirdiğimiz oranda halklarımız kazanacak. Doğuda kayyımlar kaybedecek; batıda demokrasi kazanacaktır. O kadar çok oy almalıyız ki kayyım zihniyetinin önünde bariyer olmalıyız. Bizler bugünlere bir oy bir oy büyüyerek geldik. AKP ve MHP'nin korkusu da bizim birer birer büyüyen birliğimizdir. 31 Mart halklarımızın demokrasi zaferine dönüşecektir" (HABER MERKEZİ)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

AB’ye vize başvurularında alınan ücret 80 avroya çıkıyor

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu: Yuları yabancıya kaptırmış, 'para getir' diye yalvarıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa