04 Aralık 2018 00:01

4 Aralık Madenciler Günü: Madenciler ölüm kalım savaşı veriyor

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre 2018 yılının ilk 11 ayında ise en az 60 maden işçisi yaşamını yitirdi.

Fotoğraf: Cem Öksüz/AA

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Madenciler, 4 Aralık Madenciler Günü’nü taşeronlaştırma, özelleştirme ve patronların kâr hırsı nedeniyle yaşanan iş cinayetleriyle karşılıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2018 yılında en az 60 madenci yaşamını yitirdi. Önlem almayan patronlar ve kamu görevlilerine ceza verilmemesi nedeniyle öldüren koşullar devam ediyor.

İSİG raporuna göre 2017 yılında 84 maden işçisi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. 2018 yılının ilk 11 ayında ise en az 60 maden işçisi yaşamını yitirdi.

ÖRGÜTLENME ÇAĞRISI

Gazetemize konuşan Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci madencilerin iş cinayetlerinin durmasını ve kaçak olarak çalıştırılan kömür ocaklarının denetim altına alınmasını istediğini söyledi. “Zonguldak madenciliğinde ölümlerin kader olmaktan çıksın istiyoruz” diyen Demirci, iş cinayetlerinin en büyük nedenlerinden birinin örgütsüzlük olduğuna dikkat çekerek şu çağrıyı yaptı: “Bir tek madenci sektörü değil tüm sektörlerde işçi arkadaşlarımızın örgütsüz olmaları iş cinayetlerini artırıyor. Kesinlikle ve kesinlikle işçi arkadaşlarımızın sendikalı olmaları gerekiyor.”

‘YAŞAMI SAVUNACAĞIZ’

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu da Madenciler Günü’yle ilgili bildiri yayımladı. “Dünyanın her yerinde 4 Aralıkları bir mücadele gününe çeviren, coşkuyla kutlayan madenciler; ülkemizde yaşadığımız iş cinayetlerden dolayı acılar içerisinde” denilen bildirgede şu ifadelere yer verildi: “Hepinizin huzurunda başta Soma olmak üzere Ermenek’te, Şırnak’ta, Zonguldak’ta, Elbistan‘da, Yatağan’da ve adını sayamadığımız onlarca yerde canlarını kaybeden, aralarında meslektaşlarımızın da bulunduğu maden emekçilerini saygıyla anıyoruz.” Dünyanın her yerinde yüzlerce insanın ölümüyle sonuçlanan katliamların ve savaşların devam ettiğine dikkat çekilen bildiride, “TMMOB Maden Mühendisleri Odası olarak savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğimizi, sevgiyi, barışı, dostluğu ve adaleti katleden her türlü terörü kınadığımızı belirtmek istiyoruz” dendi. Bilimden, emekten ve halktan yana olmaya devam edecekleri ifade edilen bildiride, TMMOB ve odaları üzerinde yürütülen baskıya tepki gösterildi: “TMMOB ve odaların idari ve mali denetim ile baskı altına alınmak istenmesi, çıkarılan yasa ve yönetmeliklerle yetkilerimizin bir bir ortadan kaldırılması mücadelemizi geriye düşürmeyecektir. Çünkü TMMOB ve odaları gücünü halkımızdan ve örgütlü üyelerinden almaktadır. Her yerde, her zaman söyledik ve söylemeye devam edeceğiz çünkü bizler ‘…Yüreğimizdeki insan sevgisi ve yurtseverliği baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atamayacağının bilinci içinde bilim ve tekniği emperyalizmin ve sömürgelerin değil emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirme ve sürdürme yolunda inançlıyız, kararlıyız…’ 4 Aralık Dünya Madenciler Günümüz kutlu olsun.”

40 YILDA SIFIR ÖLÜM MÜMKÜN

Türkiye’de her maden kazasından sonra hükümet yetkilileri kader ve fıtrat açıklamaları yapıyor. Oysa gerekli önlemler alındığında sıfır ölüm mümkün. 132 ülke arasında toplam kömür üretim değeri itibarıyla 28. sırada yer alan Türkiye, dünyanın en büyük kömür üreticisi Almanya ile karşılaştırıldığında bu tablo daha net görülüyor. İşçilerin örgütlü olduğu ve koşulları için mücadele verdiği Almanya’da 2013 ekime kadar geçen 40 yıllık süre zarfında hiç ölüm yaşanmadı. Ayrıca Almanya’da madenciliğin tamamı devlet kontrolünde yapılırken, Türkiye’de ise 2004 yılından itibaren artan özelleştirme ve taşeronlaştırma nedeniyle iş cinayetleri 3 kat arttı.

CİNER’E GÖRE HER ŞEY YOLUNDA

Ciner Holdinge bağlı Park Termik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Salih Selim Şenkal, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü nedeniyle AA muhabirine yaptığı açıklamada son iki yıldır maden sektöründe büyük aşama kaydedildiğini savunarak “Üretimin kontrol altına alınması, işçi sağlığı ve güvenliğinin düzenlenmesi, bunlar kolay değildi. Bu aşamaları geçtik ve şu anda gayet uygun madencilik çalışması yapabilecek duruma geldiğimizi düşünüyorum” iddiasında bulundu.

Ancak Holdingin pratiği ise tam tersini gösteriyor. Zira Park Teknikin işlettiği Elbistan Çölollar’da 10 Şubat 2011’de 10 işçi can verirken, 9’unun cesedine ise halen ulaşılamadı. 17 Kasım 2016’da ise bu kez Siirt’te 16 madenci toprak altında kalarak yaşamını yitirdi. Aynı firmanın işlettiği iki madende de ortak olan ise ölümlerin şev kayması nedeniyle meydana gelmiş olması. Yakından bakıldığında ise benzerlik bununla da sınırlı kalmadı. Madende ‘şev’ denilen basamakların, iki madende de uygun açılmadığı ortaya çıktı. Zira şu şekilde daha fazla kömür çıkarılırken, daha az toprak kazılmış oldu. Ama güvenlik de rafa kaldırılmış oldu.

Maden Mühendisleri Odası Başkanı Ayhan Yüksel bu durumu şöyle değerlendirmişti: “Şev denilen basamakların açıları genişlikleri yükseklikleri belirlenir. Ancak burada şev açılarına uyulmadığı görülüyor. Sahada toprak kaymasına daha sonra gelişen doğal şartların yol açtığı iddia ediliyor. Fakat böyle bir toprak kayması bir anda olmaz. Mutlaka arazi kendini belli eder. Ve tekrar şev açıları düzenlenebilir.” Yüksel, şev denilen basamakların daha kısa tutulmasının sebebinin ‘daha fazla maden daha az hafriyat’ anlamına geldiğini belirtti.

MADENCİLER ÖLÜYOR, PATRONLAR CEZA ALMIYOR

Ciner Holdinge ait Park Teknik AŞ’nin Çöllolar Kömür İşletmesinde 2011 yılında meydana gelen ve 11 işçinin hayatını kaybettiği katliamın davası sonucunda firmada görevli 4 kişi 5’er yıl “ceza” aldı, hapis cezası para cezasına dönüştürüldü. Şirket patronları ve bakanlıklara ise ceza verilmedi.

Aynı firmaya ait Siirt’teki madende aynı nedenle bu kez 16 işçi can verdi. Buna rağmen dava taksirle adam öldürmeden açıldı, üstelik ilk duruşmada tüm sanıklar serbest bırakıldı.

Soma’da 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği katliama ilişkin 51 kişinin yargılandığı davada ise ilginç gelişmeler yaşandı. İddianame bir türlü hazırlanmazken, karar aşamasına doğru hakim değiştirilerek Elbistan’da yaşanan iş cinayeti davasının hakimi getirildi. 11 Temmuz 2018 tarihli karar duruşmasında da taksirle adam öldürmeden ceza verildi. Böylece 301 işçi ölmesine karşın Patron Can Gürkan’a 15 yıl; Şirket Yöneticileri Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı ve Ertan Ersoy hakkında 22.5 yıl hapis cezası verildi. 8 ila 14 yıl ceza verilen 9 sanık hakkında ise tutuklama kararı verilmedi. Can Gürkan’ın babası, Soma Holding Yönetim Kurulu Başkanı Alp Gürkan’ın da aralarında olduğu 37 kişi içinse beraat kararı verildi. Tutuklu sanıklar için istinaf mahkemesinde tahliye kararı çıkabileceği belirtilirken, şu anki cezaların onanması halinde ise 15 sene ceza alan Can Gürkan ortalama 4 sene sonra serbest kalacak.

ÖNCEKİ HABER

Beşiktaş saldırısı davasına 23 sanık daha dahil edildi

SONRAKİ HABER

Kor Kitap’tan Suriye savaşı ve mülteci işçiler paneli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...