Kemal Kılıçdaroğlu: Gözünü soğana değil devleti soyana çevir

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.

27 Kasım 2018 09:50
Son Güncellenme Tarihi: 27 Kasım 2018 10:38
Paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şunlar:

Dün İstanbul Sancaktepe'de düşen askeri helikopterde şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günüydü. Öğretmenlerimiz, duyduğumuz zaman gördüğümüz zaman, selamlaştığımız zaman öğretmenler kimlikleriyle onlara saygı duyuyoruz. Öğretmenler bir toplumu yetiştirirler. Toplumu çağdaş uygarlığa ulaştırırlar. Öğretmen olmak kolay değildir. Öncelikle yürekte insan ve vatan sevgisi gerekiyor. Öğretmen olmak için fedakarlığı hissetmesi gerekiyor kişinin. Ama öğretmenlere en büyük değeri veren de Başöğretmen Gazi Mustafaf Kemal Atatürk'tür. Savaş meydanlarından gelip öğretmenlerin toplantısına katılır. Ankara Marif Kongresi'nde öğretmenler toplantısına katılır. Bugüne kadar çözülemeyen bir konuyu nasıl dile getiriyor bakın; Milli Hükumetimizin ciddiyet ve içtenlikle istediği derecede Türkiye kadın ve erkek öğretmenlerin hayat refahını sağlayamadığını görüyorum. Fakat milletimizi yetiştirmek gibi yüce görevi üstlenen yüce heyetimizin bu yolda sabırla yüreyeceğinden eminim. Bunu başarmanızı Allah'tan niyaz ederim.

ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE ÖĞRETMENLERİN SORUNLARI

1921 - 2018 Öğretmenler gerçekten de Mustafa Kemal'in düşündüğü gibi acaba bu kadar yıl geçtikten sonra öğretmenlerin yaşam standardını değiştirebildik mi? Malum politikacılar hep konuşur öğretmenler böyledir, öyledir, güzeldir. Peki kardeşim ne yaptın öğretmenler için? Ne yapacaksın? Bizim yanıtını aradığımız soru bu soru. Ne yapacaksın öğretmenler için? Biz yani CHP, öğretmenlerin partisi, toplumun tüm ezilenlerin partisi, hangi kesimin sorunları varsa çözüm üreten tek partiyiz. Öğretmenler Günü'nde CHP ne düşünüyor? Onu sıraladım 11 madde halinde. Onları sıralıyorum...

MESLEK KANUNU ÇIKARILSIN

Öğretmenler meslek kanunu çıkarılsın, öğretmenlerin mesleğini diğer mesleklerden ayırmalıyız. Mesaisi yoktur öğretmenlerin. 24 Saat çalışır öğretmenler. Günün her saati doludur. Öğretmenler Meslek Kanunu çıkarılması gerekiyor. Eğitim camiasına kanunu gönderdik. Parlamentoya da verdik. Şimdi bütün öğretmenlerin huzurunda açık ve net söylüyorum; Bizim meslek kanununu çıkarın diye hangi vekili görürseniz söyleyin.

Öğretmenlere insan onuruna yaraşır bir maaş ödemeliyiz. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almamalı. Yoksulluk sınırı nedir? En az aylık 6 bin lira.

Çalışırken 100 lira alıyorsanız, emekli olduğunda 50 alıyorsun. Neden? Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesini istiyoruz. AKP iktidarından da bekliyoruz, MHP'den de bekliyoruz, İYİ Parti'den de bekliyoruz, HDP'den de bekliyoruz. Gelin 3600'ü oy birliğiyle sağlayalım. Biz dedik, seçim bildirgelerinde olmasına rağmen AKP ve MHP'li vekillerin oylarıyla 3600 reddedildi.

Öğretmenlere birer maaş ikramiye verebiliriz. Gelin 24 Kasım Öğretmen Günü'nde öğretmenlere birer maaş ikramiye verelim. Öğretmenin ayrımcılığı olmaz, kadrolu öğretmen, kadrosuz öğretmen bu güvenceyi sağlamak hepimizin görevi.

Okullarda öğrenci açığı var. 2017 Sayıştay raporunda Türkiye genelinde 153 bin 640 öğretmen açığı bulunmaktadır. Dışarıda da 100 binlerce öğretmen atama bekliyor. Türkiye'nin bu ayıptan kurtulması lazım.

Taşımalı eğitime son verilmeli. Karda kışta yağmurda taşınıyor. Nerede öğrenci varsa orada da öğretmen olmalıdır. Kırsaldaki vatandaş öğretmen yüzü görse ne olur? Taşımalı eğitime son verilmesini teklif ediyoruz.

20 Temmuz sivil darbesinden sonra çok sayıda öğretmenin görevine son verildi. Bir kısmı beraat etti, bir kısmında da bir karar verilmedi. Eğer suçları yoksa, beraat etmişlerse öğretmenlik görevine geri dönmeleri gerekir. Bunu takip ediyoruz.

Devlet okulları ve özel okulları, böyle bir ayrım var. Maddi durumu iyi olan çocuğunu yurt dışına gönderiyor, bu ülkenin garibanı öğrencisini devlet okuluna gönderiyor. Eğitimde devlet okullarına her türlü destek verilmeli. Özel okullara verilen destek çekilmeli.

21. yüzyılda halen ikili eğitim var. Sabahçı ve öğlenci olan okullar var. Hepsi aynı yerde bir öğretmen aynı salonda bunları eğitiyor. Bu Türkiye'nin ayıbıdır. Derslik sayısı nasıl artmaz? 21. yüzyıldayız. Birinci ve dördüncü sınıftaki öğrenci aynı yerde okur mu?

Okul Aile Birlikleri'ne yasal statü sağlanmalıdır. Okulların yönetimi daha güçlü olacak. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde düşündüklerimiz bunlar.

'KADINA DÖNÜK ŞİDDETE SİYASETTEN TEPKİ GELMİYOR'

25 Kasım var bir de kadına yönelik şiddetin yok edilmesi için uluslararası mücadele. Hep birlikte kadına şiddete karşı çıkmalıyız. Yeri geldiği zaman öğretmenler için ve kadınlar için güzel laflar ediyoruz ama kadına yönelik şiddet süratle artıyor. Buna karşın siyasetten gereken tepki gelmiyor. 16 yıllık iktidarları döneminde kadına yönelik şiddet yüzde 1400 arttı. 2018'in ilk 9 aylık raporları: 108 kadın öldürüldü, 50 çocuğa tecavüz. Bunlar medyaya yansıyanlar. Diğerlerinden haberimiz yok. Her 3 kadından 1'inin fiziksel şiddete maruz kaldığını biliyoruz. 2017 yılında kadına yönelik şiddette açılan dava sayısı 44 bin. Eğer devleti yönetenler, iktidar sahipleri, kadın erkek eşitliğini sağlamak istiyorsanız yönünüzü döneceğiniz tek bir yer var: CHP. Kadına yönelik şiddet artıyor ama uyuşturucu da artıyor, çocuklarımızın durumları yürekler acısı.

ASGARİ ÜCRET

Uzun uzun konuşmak gerekir ama ben ekonomiye giriyorum izninizle. Ekonomide durum pek parlak değil. Erdoğan daha iktidar olmadan önce meydanlarda çay ve simit hesabı yapıyordu. Yine çay ve simit hesabı yapıyoruz. 1 lira 75 kuruş çay ve aynı fiyatla simit düşünelim. 5 kişilik bir aile düşünelim. Sabah, öğlen, akşam çay ve simitten başka bir şey tüketmezse ne olur? 5 kişi 1 günde 52 lira 50 kuruş harcar. 30 günde 1575 lira ediyor bir simit bir çay. Asgari ücret ne kadar? 1603 lira. Vicdan sahibi olan herkese sesleniyorum; 28 lira kalıyor geriye. Elektrik, okul parası, yol parası, kira vb. her şeyi nasıl karşılayacak? Erdoğan'ın 2001'deki sözlerini tekrarlıyorum: Senin bu zalim yönetimin bu millete bir çay bir simidi bile layık görmüyor. 1 Milyon 800 bin kişi 1603 liranın altında aylık alıyor. 7 milyon kişi de 1603 lira alıyor. 8.5 milyon kişi bu durumda. Şimdi bu soruyu asgari ücretli kardeşlerime sormak istiyorum: Sen her sabah ejder meyveli smoothie içmezsin biliyorum, ama ben senin vicdanına sesleniyorum; 16 yılda bu ülkeyi yönetenler seni çaya ve simide mahkum etmişse bunun hesabını soracaksın kardeşim. 16 yıldır yönetiyorlar. Geldiğimiz nokta budur. Asgari ücreti artırın diyoruz, artırmıyorlar. Ve memleketi bu hale getiren kayınpeder ve damadı. Hanedan yönetiyor ülkeyi. Damat diyor ki 1603 lirayla bunlar gül gibi geçiniyorlar. Ağızlarından lokmayı alsak da bunlar oy verecek bize. Bu sefer öyle değil. Bu milletin ciğerine işledi artık cebine değil. Kendi maaşına zam yapıyor, 74 bin 500 lira oluyor aylığı. Üstelik elektrik, doğalgaz, yol parası, uçak parası yok, yemesi içmesi bedava ama para yetmiyor beyefendiye. Asgari ücretli kardeşim hesabını sormazsan sen bu yoksulluğa mahkumsun demektir. Asgari ücreti bırakın hiçbir geliri olmayan var.

'SOĞANLI TERÖRİST'

Binlerce işçi var kapının önüne koyulan. Bir kadın anlatıyor: yönetici olarak çalıştığım firmada geceleri fazla mesai verdim. Doğum iznindeyken binlerce kişiyle birlikte işten çıkarıldım, tazminat da verilmedi. Önünüzde Mart var. Bunlara ders verdiğinizde ülkeye bahar, huzur gelecek. Bir vatandaşımız daha: Biz alnımızın terini döker, ekmeğimize bakarız ama şimdi ekmeğimiz gitti. Makinelerimiz boş. Benim gibi bu işi yapanların makineleri boş yatıyor biz öldük, bittik, siz havalimanı, yol diyorsunuz. Asıl gündem bu gündemi değiştirmeyin, Allah Muhammed aşkına. Biz de gündemi değiştirmiyoruz; ekonomi, ekonomi, ekonomi. Sıkıştılar şimdi soğan baskınları yapıyorlar. Açıklama yapmış "Silahlı teröristle soğanlı terörist aynı" şaşırmış vaziyetteler. Ne yapacaklarını bilmiyorlar. Soğan üreticilerinin gözü aydın, siz de terörist oldunuz. Soğanı neden depoladınız? Nereye koyacak bu soğanı? Tarımda en büyük depoyu TMO yapıyor. En büyük terörist o, orayı da dağıt o zaman.

2 milyon ton soğan üretmesi lazım soğanın bunun altına düşersen dışarıdan getireceksiniz. Nohut getireceksiniz, saman getireceksiniz. Soğan beş liraya çıktı. Kim getirdi bu hale? Biliyorum diyecek dış güçler. Ama bir şeyi öğrendik, soğan üreticileri yeni terörist kimliklerine kavuştular. Uzun gün soğanı var hasadı yapılır depoya kaldırılır. Bu bütün dünyada böyledir. Fakir fukaraya ucuz soğan yedireceksen çiftçiyi destekleyeceksin, gübreye ilaca zam yapmayacaksın, bunu yaptıktan sonra bizim insanımız eker de biçer de bizim insanımız çalışkan. Yeter ki kazansın. Vatandaşın dikkatini bir şeye çekmek istiyorum: Gözünü soğana değil devleti soyana çevir! Köşeyi döndüler, her türlü ihtiyacı karşıladılar, son iki yılda köprülere yüzde 157 zam yapıldı. Buna müdahale eden var mı? Bizim dışımızda bu insafsızlıktır diyen var mı? Bunun adı soygun değil mi? Sudan'da 7500 hektar arsa kiraladılar. Türk üreticisini buraya davet ediyorum diyor bakan. Burada arsa kalmadı. Daha ucuz üretip Türkiye'de çiftçiyi bitireceğiz. Hedef bu. Tüm sorumlu Saray ve hane halkı. Yıllardır tek adam rejimine karşı çıktık. Bütün bunları tek adam rejiminde yaşıyoruz. Şimdi her şey onun iki dudağının arasında. Soğan depolarını basın, un fabrikalarını basın diyecekler yarın. Ekonomi baskıyla yönetilmez. Ekonomi bilimiyle yönetilir.

Sen kalktın damadı oturttun kasanın başına. Olmaz, böyle yürümez. Vatandaş borç batağında. Bu iktidar tefecilere hizmet eder vatandaşa değil. Vatandaş borç batağında, asgari ücretli perişan, o beyefendi sarayında kilosu 4 bin liralık çay içiyor. Bakıyor mutfak dolu, her şey var, uçağa para vermiyor, elektrik parası yok doğalgaz parası yok. Tüm Türkiye'yi böyle sanıyor. Tefecilere soruyor, yandaş müteahhitlere soruyor hepsi hiç sorun yok diyor. O da aynen devam ediyor. Ona göre kriz yok.

'TEFECİLER ÜLKEYİ TESLİM ALDI'

Londra'daki tefecilere 9 milyar dolar faiz ödendi. Tefeciler tarafından teslim alındı. Onların talimatlarından asla çıkamaz. Papazı istediler tak diye verdi. Gazeteci istediler tak diye verdi. Gariban olunca atın içeriye. Özellikle AKP'ye oy veren vatandaşlarım, bugüne kadar Tayyip Bey ne istediyse verdiniz. Tek başına iktidar verdiniz, Başbakanlık verdiniz, Cumhurbaşkanlığı istedi verdiniz, bir dönem bana yetmez, benim ustalık dönemim var daha bir daha iktidar yapın dedi yaptınız, anayasayı değiştiriyorum dedi değiştirttiniz, araziyi fabrikaları sattı o yetkiyi de verdiniz. Sonra Cumhurbaşkanı oldum ama bir Başbakan bir Cumhurbaşkanı olmaz. Başbakanı kaldıralım dedi onu da verdiniz kardeşim. Kışlık saray, yazlık saray, efuli içecek, kilosu 4 bin liralık çay verdiniz, uçan sarayı da Katar Emiri verdi. E senin cebinde ne var? Bir düşün bakalım her şeyi verdin sende hiçbir şey kalmadı. Soğan diyorsun soyulmuş soğana döndün kardeşim. Mart ayı geliyor elini vicdanına koy buna bir ders ver, ders vereceksin!

AKP demek enflasyon, EYT demek, kalitesizlik demek, itibarsız bir dış politika demek, Londra'daki tefecilere teslim olmak demek. Seçmeni değil iktidar. 15 Temmuz şehit ve gazi yakınları için toplanan parayı ne yaptınız? Toplanan para ne kadar? Faizi ne kadar? Kime verdiniz, kime vermediniz? Bunları bilmeye hakkımız var. Bir vatandaş dilekçe veriyor, ne oldu yardım kampanyası, toplanan paralar nereye harcandı? Biz bir şey görmedik. Ve bir 15 Temmuz gazisi yemin ediyorum, AKP'ye benden oy alamayacaksınız alın bu madalyayı da siz takın dedi. 15 Temmuz şehit ve gazi yakınlarına soruyorum; ne yapacaksınız? Sizin için toplanan paralar ne oldu? Sizin malınızı götürdüler mi götürmediler mi? Sordum, soruyorum, cevap bekliyorum. Parayı ne yaptınız? 

Kaşıkçı cinayeti. Katilleri neden serbest bıraktınız? Kraldan para mı dilendiniz? Onun için mi katiller serbest? Bunun da cevabını bekliyorum. (Evrensel WebTV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Sezai Temelli: Şimdi temizlik zamanı; süpürgeleri hazırlamalıyız

SONRAKİ HABER

Müslüm filmi 5 milyon kişiyi sinemaya çekti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...