07 Nisan 2011 15:02

YGS ve liselilerin eylemleri

Geçen sene KPSS’de bir skandal yaşanmış ve kamuoyu ÖSYM, soruların çalındığı yönünde bir iddiayla sarsılmıştı. İddialar üzerine bilindik açıklamalar sıralanmıştı “Böyle bir şey gerçek olamaz, bize güvenin” vs. vs. Ancak 1 hafta sonra aynı ÖSYM başkanı istifa etmişti. Bu skandalın sorumlular

YGS ve liselilerin eylemleri
Paylaş
İmran Kurt

Geçen sene KPSS’de bir skandal yaşanmış ve kamuoyu ÖSYM, soruların çalındığı yönünde bir iddiayla sarsılmıştı. İddialar üzerine bilindik açıklamalar sıralanmıştı “Böyle bir şey gerçek olamaz, bize güvenin” vs. vs. Ancak 1 hafta sonra aynı ÖSYM başkanı istifa etmişti. Bu skandalın sorumluları, soruları çalıp dağıtanlar, ve bundan yararlananlardan eser yok şimdi. Ne bir ceza ne bir yaptırım. Tekrar bir sınav yapılarak üstü örtülmeye çalışıldı.

Aradan 1 yıl geçmeden aynı skandal bu sefer de YGS’ de yaşandı. Sorular şifrelenmişti! Ve yer yerinden oynadı. Matematik sorularının 37 tanesi işlem bile yapılmadan çözülebiliyordu. Bu şifre kimlere dağıtılmıştı, kimler bu şifrelerden yararlandı? Bunlar hâlâ aydınlatılmadı. ÖSYM başkanı bildiğimiz açıklamaları yaptı gene. “Sınavda hiçbir şekilde şifreleme yoktur, sadece basına dağıtılan kitapçık da böyle bir şey vardır. Bize güvenin son yılların en güvenli sınavını yaptık” Bu açıklamalar bizi şaşırtmadı. ÖSYM başkanı konuşurken yüzünde bir suçlu ifadesi vardı. Terliyor, bol bol su içiyor ve başını öne eğiyordu. Sorulan soruların hiç birine tam yanıt veremedi adeta. Bu sorulardan bazıları şöyle; 1) Birbirinin tıpa tıp aynı 2 kitapçık var mı? Yoksa 1 milyon 700 bin tane kitapçık mı basıldı? 2) Neden bu yıl sorular ilk önce TRT’te verilecek diye açıklama yapıldı? 3) Sadece basına verilen kitapçıkta böyle bir şifreleme varsa neden buna gerek duyuldu? 4) Bu sene neden bazı okullarda harem- selamlık uygulaması vardı?

Bu sorular yanıtlarını bekliyor. Ve gerçek şu ki bu sorular cevaplanmadan bu skandalın aydınlatılması da beklenemez.

Tüm bunlar bir yana bu skandala tepkiler oldukça büyük. Hakları yenen liseliler resmen isyanda. Eylemlerle, açıklamalarla değişik tarzlar izlenerek bu skandalın aydınlatılmasını talep ediyorlar. Bunlar arasında en hoşu facebook da örgütlenenleri. İstanbul’da geçtiğimiz çarşamba bir eylem yapıldı. Ve aynı eylemlilikler pazar günü Türkiye’nin birçok ilinde eş zamanlı olarak yapılmaya devam edecek. Böyle bir şey gayet iyi, yani liselilerin bağımsız olarak bir araya gelmesi büyük eylemler örgütlemesi, taleplerine sahip çıkmaları ve bu talepleri haykırmaları. İstanbul’da yapılan 2 bin kişilik eylem ve bu eylemin bağımsız bir eylem olduğu düşünülürse hiç de azımsanacak bir durum yok ortada. Eylem gayet coşkulu, zıpırlıklarla dolu ve bir o kadar da güzeldi. Liseliler kendi liselerinde çalışmalar yapmış, dövizler pankartlar hazırlayarak gelmişlerdi bu eyleme. Sloganları da tam genç işiydi. “ÖSYM bizi yeme!”, “Namaza gidelim şifreyi kapalım!” “Biz de şifre istiyoruz!” vb. gibi. Dikkat çekilmesi gereken bir nokta da “Örgütlerin pankart, bayrak açmalarına izin vermeyeceğiz” demeleriydi. Ancak buna rağmen bu eylemden rant sağlamak isteyen bazı örgütler kendilerini orda göstermek için zorla kitleye dayatmış ve bayrak açmaya çalışmışlardı. Kitle “Provokasyon istemiyoruz” diye haykırırken neden di bu çaba? Bu mudur taleplerine sahip çıkan liselilere destek olmak? Oradaki tek kavga da bu yüzden çıktı zaten. Ve en sonunda kitlenin içerisine giremeyince ayrılmak zorunda kaldılar. Sorun örgütlerin, partilerin katılıp katılmaması değil. Asıl düşünülmesi gereken bu hareket, bu talep mücadelesi nasıl ilerleyecek, neler yapılması gerekiyor?

İlk olarak bu hareket iyi bir hareket ve devam etmesi gereken bir harekettir. Bu yüzden bu canlılık lise lise, dershane dershane, sınıf sınıf mücadele anlatılmalı, eylemlerin yerellerde de yapılması sağlanmalı ve Türkiye’nin hiç bir tarafında eylem yapılmadık yer bırakılmamalı. Eylemlerin kitleselleşmesi için talepler netleşmeli, neyin istendiği açıkça ortaya konmalıdır. Sınavın iptali mi? Tekrar yapılması mı? Sadece kopyacıların bulunması mı? isteniyor belirlenip eylem bu talepler merkeze alınarak ilerlemelidir. Bu harekete her yerde sahip çıkılmalı, desteklenmeli ve en güçlü katılımlar gösterilmelidir. Bu bağlamda pazar günü Türkiye genelinde yapılacak eyleme güçlü katılım sağlamak için çalışma yapıp katılımın güçlü olmasını sağlamalıyız.

*Şişli Bölgesi ÖTK Başkanı

ÖNCEKİ HABER

Köylüler ölmediklerini ispatlamaya çalışıyor

SONRAKİ HABER

Avrupalı sendikalar iş güvenliği için birleşti

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...