10 Kasım 2018 14:16

Selma Irmak: Kürt siyaseti yargı eliyle kriminalize edilmek isteniyor

Tutuklu bulunan DTK Eski Eş Başkanı Selma Irmak: Kürt siyasetini temsil eden partilerin önü algı operasyonları ve yargı eliyle kapatılmıştır.

Fotoğraf: Selma Irmak/MA

Paylaş

Tutuklu DTK Eski Eş Başkanı Selma Irmak, “Kürt siyasetini temsil eden hangi parti olursa oldun daima kriminalize edilerek, algı operasyonlarıyla ve yargı eliyle demokratik mücadelenin önü partilere kapatılmıştır” dedi.

4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanan ve 10 yıl hapis cezası alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Hakkari Milletvekili Selma Irmak, Kürt kadın siyasetinde bilinen isimlerden biri. Aktif olarak siyasette yer alan Irmak, 2009’da “KCK Ana Davası”ndan tutuklanarak cezaevine konuldu. 12 Haziran 2011’de yapılan milletvekilliği seçimlerine Şırnak’tan bağımsız milletvekili olarak seçilen Irmak, ancak Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) haklarının ihlal edildiği yönünden verdiği karar sonrasında 5 Ocak 2014 tarihinde tahliye edildi. Milletvekili olarak cezaevinden çıkan Irmak, 25 ve 26’ncı dönemlerde milletvekilliği yaptı. Cezaevinden milletvekili seçilerek çıkan Irmak, milletvekili iken cezaevine giren vekiller arasında yerini aldı.

Irmak tutuklu bulunduğu Kocaeli F Tipi Kapalı Cezaevi’nden tutuklanmalarına, eş başkanlığını yaptığı Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) kriminalize edilmesine ve yaklaşan yerel seçimlere dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.

Irmak, iktidarın tutuklama ve gözaltı operasyon politikalarına işaret ederek şunları söyledi:  “Bugün toplum lehine kaydedilen bir gelişme, kazanım yarın tarumar edilip, sil baştan yapılabilmektedir. Bu tutum toplumda endişe, güvensizlik yaratıp, istikrarsızlıklarla gelecek korkusunu diri tutma, dolayısıyla toplumu daha kolay teslim alma yöntemi olarak bilinçli tercih edilmektedir. Kürt siyasetine dayatılan da budur. Umutsuzluk yaratarak, başarabilme umudunu baltalama. Kendine mahkum ve mecbur etme, baskı ve şiddetle sürekli denetim, gözetim altında tutma, yargı yoluyla terbiye etme yöntemi izlenmektedir.”

ÇİFTE STANDART UYGULAMASI

Kürt siyasetinin hedef alınmasına ilişkin soruya Irmak, “Kürt halkıyla Türkiye halklarının, kadınların, emekçilerin bir araya gelmesinden korktular. Ankara, Suruç Katliamı Kürt halkıyla yan yana gelmeyi düşünen herkese vahşet düzeyinde gözdağı vermeyi amaçladı. Yargılanmadaki ciddiyetsiz tutum bile her şeyi apaçık gözler önüne sermektedir” dedi. Irmak devamında şunları söyledi: “Devlet aklı bugüne kadar Kürt sorununu sürekli demokratik zeminin ve siyasal boyutun dışına itmiştir. Çünkü demokratik zeminde kalması, asgari hukuk normlarını uygulanması kendi hukukunun sınırlarında kalmayı mecbur kılacaktır. O nedenle Kürt siyasetini temsil eden hangi parti olursa oldun daima kriminalize edilerek, algı operasyonlarıyla ve yargı eliyle demokratik mücadelenin önü partilere kapatılmıştır. Siyasi soykırım operasyonları Türkiye’deki hukuksuzluk sistemini ortaya koymaktan milletvekillerinin, belediye eş başkanı gibi halkın oylarıyla seçilmiş siyasetçilerin mevcut yasalar bile hiçe sayılarak, hukuk ayaklar altına alınarak, tutuklanması yılları bulan cezalarla cezalandırılmaları sadece hukuk sisteminin değil siyasal sistemin de yapısal krizde olduğunun ve Türkiye’de ikili, çifte standartlı bir uygulamanın mevcudiyetini ifade eder.”

‘DTK FAALİYETLERİNDEN TUTUKLAMA BİR GARABET’

DTK’nin yasa dışı gösterilmek istenmesine ilişkin soruya Irmak, DTK’nın yaptığı çalışmaları da hatırlatarak, şunları söyledi: “2012 yılında TBMM’de yürütülen yeni anayasa yapımı komisyonuna dönemin meclis başkanı ve AKP yetkilisi Cemil Çiçek tarafından resmi yazı ve TBMM Başkanı imzasıyla DTK’den yeni anayasa ilişkin görüşleri sorulmuş, DTK de yeni anayasaya ilişkin görüşlerini sunmuş, bu görüşler de TBMM resmi internet sayfasında yayınlanmıştır. Hal böyleyken DTK’nin kriminalize edilmesi, yasadışı örgüt organı gibi lanse edilmesi, Kürt siyasetçilerinin DTK faaliyetlerine katılması gerekçesiyle tutuklanması tam bir garabettir. O halde Beşir Atalay ya da Cemil Çiçek’in de soruşturulması veya tutuklanması gerekir. AKP’nin duruma, çıkarlarına, hal ve ahvale göre yön değiştiren politikası işte böyle sürekli ayağına dolanmaktadır. AKP’nin bugüne kadar yaptığı hiçbir operasyon işe yaramamış, amaç hasıl olmamıştır. Tam tersine halk iradesine daha güçlü sahip çıkmıştır.” (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

‘Kadın emekçilerin en temel sorunu güvencesizlik’

SONRAKİ HABER

Kürt Dili Platformu’nda ‘çalışma grupları’ oluşturuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa