08 Kasım 2018 13:21

Gazi’de öldürülen gençlerin davasında polislerden çelişkili ifade

Gazi Mahallesinde araçları polis tarafından taranarak öldürülen 2 gencin davasında tanık polisler çelişkili ifade verdi.

Fotoğraflar Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul'un Facebook hesaplarından alınmıştır.

Paylaş

Cansu PİŞKİN
İstanbul

 
İstanbul Gazi Mahallesi Kent Ormanı çıkışında 14 Nisan 2017’de polisin açtığı ateş sonucu iki gencin yaşamını yitirdiği 3 gencin de yaralandığı olaya ilişkin 4 polisin yargılamasına devam edildi. Davanın üçüncü duruşmasında tanık olarak dinlenen polisler, Emniyet’te verdikleri ifadelerle çelişkili beyanlarda bulundu. Mahkeme başkanı tanık polisleri dinlerken, “Hangi ifaden doğru?​”, “Ezberleyip mi geliyorsunuz?​” diyerek tepki gösterdi. 

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasına “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermek” suçundan tutuksuz yargılanan polisler Erkan E., Zafer S., Davut B. ve Kenan A. katılmadı. Polisin açtığı ateş sonucu öldürülen Barış Kerem ve Oğuzhan Erkul’un aileleri ile avukatlarının katıldığı duruşmada sanıkların avukatı da hazır bulundu. Duruşmayı aralarında CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Milletvekili Züleyha Gülüm’ün de bulunduğu çok sayıda kişi izledi. Duruşma salonunda sanıkların oturduğu bölümde yer alan çevik kuvvet polisleri mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan tarafından seyirci kısmına geçmeleri için uyarıldı. Bunun üzerine çevik kuvvet polisleri salondan ayrıldı. Duruşmaya olay anında Gazi Mahallesi Kent Ormanı çıkışında bulunan polislerin tanık ifadeleri ile devam edildi. Tanık olarak dinlenen 4 polisin ifadeleri savcılıkta değil Emniyet’te alınmış. Tanık polislerin 4’ü de Emniyet’te verdikleri ifadelerle çelişkili beyanlarda bulundu.

MAHKEME BAŞKANI: HANGİ İFADEN DOĞRU?

Olay tarihinde Özel Harekatın kullandığı shortlandın şoförü olan T.A., olay günü “yüzü kapalı ve uzun namlulu şahıslar” olduğuna ilişkin ihbar aldıklarını anlattı. Gazi Mahallesi Kent Ormanının giriş alanında yol kapama yaptıklarını anlattı. Siyah bir arabanın kapama alanına doğru geldiğini ve hızlı bir şekilde yanından geçtiğini ifade eden T.A., “Hızlı bir şekilde benim yanımdan geçerken sağ ön koltukta siyah uzun namlulu silaha benzeyen cisim gördüm. Sonra bir polis arkadaşın “silah” diye bağırdığını duydum. Ardından da silah sesleri duydum.” dedi. Mahkeme başkanı Horasan, “Emniyette verdiğin ifadende ‘ayaklarının arasında silah namlusu gördüm’, burada ise ‘namluya benzeyen cisim gördüm’ diyorsun hangisi doğru” diye sordu. T.A.’nın  “İkisi de aynı şey” cevabına mahkeme başkanı Horasan, “Silah namlusu ile silaha benzeyen cisim aynı şey değil” diye karşılık verdi. Mahkeme başkanı Horasan, T.A.’nın yine emniyetteki ifadesinde, “havaya ve araca ateş açıldı” beyanını hatırlatarak “Burada da silah sesi duydum dedin hangisi doğru? Ateş etme anını gözünle gördün mü?​” sorularını yöneltti. Tanık, “Sağ tarafımdaki memurların ateş ettiğini gördüm. Nereye ateş ettiklerini hatırlamıyorum” cevabını verdi. Katılan avukatlarından Deniz Tuna, söz konusu araçtan polislere yönelik saldırı olup olmadığını sordu. Tanık polis, “Hayır bana olmadı kaçmak için diğer arkadaşlarımın üzerine sürdü” yanıtını verdi. Av. Tuna, “Tutanaklardan birinde aracın içinden silah sesi geldiği söyleniyor eğer ateş edilmediyse neden imzaladınız” diye sordu. Aydemir de silah sesi duyduğunu ancak doğrudan araçtan atıldığını görmediğini ileri sürerek, “Ama farklı bir silah sesiydi bizim kullandığımızdan farklıydı. Tecrübelerime istinaden farklı bir silahtan olduğunu anladım.” dedi. 

Çevik Kuvvet ekibinden tanık olarak dinlenen İ.Ö. de, olay anındaki silah seslerinden birinin farklı olduğunu söyledi. Katılan avukatlarından Tuna, iki ayrı tutanağı Özer’e de sordu. Özer, “İlk tutanakta kanunlar verilmişti, mahkemeye iş öğretmek gibi oluyor diye ikincisi düzenlendi.” yanıtını verdi. 

MAHKEME BAŞKANI: EZBERLEYİP Mİ GELİYORSUNUZ?

Olay yerindeki diğer shortlandın şoförü A.B. de tanık olarak dinlendi. A.B., olay yerinin yeterince aydınlık olduğunu öne sürdü: “Siyah araç hızlı bir şekilde geldi durur gibi yaptı arkadaşlar ‘dur polis’ ihtarında bulundu. Araç Kenan A.’nın  üstüne sürdü. Kaçmasını engellemek için aracı hareket ettirdim. O sırada bizim otomatik silahlarımızın sesine benzemeyen bir silah sesi duydum. Silah görmedim ama bizim silahımızdan hariç ses duydum. Geri doğru çıkarken araç benim aracıma sürttü ve kaçtı.”

A.B., de olay günü hazırlanan iki ayrı tutanağın sebebini şöyle açıkladı: “İki tutanak var ilkinde sanki mahkemeye işini öğretiyormuş gibi olduğu için değiştirmek istedik.” Bunun üzerine mahkeme başkanı Horasan, “Ezberleyip mi geldiniz oğlum öyle şey mi olur” diye tepki verdi. 

TEHDİT OLARAK GÖRMEDİKLERİ ARACA ATEŞ AÇMIŞLAR

Son olarak operasyonu yöneten L.A. tanık olarak dinlendi. Ayhan, aynı saat ve tarihte yazılan iki tutanağa ilişkin de diğer tanıklarla aynı ifadeleri tekrarladı: “Olayın sıcaklığıyla meslek büyüklerimize bizim haddimizi aşarak yol göstermiş gibi olmanın saygısızlık gibi olacağını düşünerek yeniledik. Kötü niyetli olmadığımızdan ilkini de yok etmedik.” Avukat Tuna, “Dediğiniz gibi tehdit varsa neden aracın kapısını açma riskine giriyorsunuz” diye sordu. Ayhan ise aracı tehdit gibi görmediklerini söyledi.

‘İHBAR ORTADAN KALKTIĞI HALDE NEDEN ATEŞ AÇILDI?​’

Avukat Tuna, tanığa, “Orman içinde devriye gezen polis memurları herhangi bir sorun olmadığını, tehdidin ortadan kalktığı telsizle bildirmişler, tutanak tutmuşlar. Güvenlikler de olaydan 10 dakika önce ihbarın içeriğinin ortadan kalktığını söylemiş. İhbar konusu araç Renault marka. Bütün bunlara rağmen neden ateş açtınız” sorusunu yöneltti.  L.A ise, “Güvenlikçi ile konuşurken tehdidin bittiğine dönük bilgi gelmedi. İhbarın geldiği tarih 14 Nisan sözde şehitler haftası. Daha önceki tecrübelerimizden ihbarın geçici bir şey olmayacağını kestirebiliyorduk. Doğunun kırsalı değil belki ama farklı bir yer yoğun terör olaylarının yaşandığı bir yer Gazi Mahallesi. Tehdit her zaman varlığını sürdürmektedir.” yanıtını verdi.

MAHKEME KEŞİF TALEBİNİ DEĞERLENDİRECEK

Katılan taraf avukatları mahkemeden keşif talebinde bulundu. Avukatlar olay yeri inceleme raporlarında yapılan fotoğraflamalar ile otopsi raporlarının dosyaya getirilmesini ve birer örneğinin taraflarına verilmesini istedi. Duruşma savcısı, keşif yönündeki talebin kabul edilmesini ve eksik hususların tamamlanmasını istedi. Sanık avukatı da, keşif konusunun tüm raporlardan sonra yapılmasını istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme, eksik hususların tamamlanması için duruşmayı 14 Mart saat 9.40’a erteledi. Mahkeme, keşif talebini önümüzdeki celse değerlendirecek. 

ÖNCEKİ HABER

Sağlıkta şiddet yasanın çekilmesi için Meclis'e mektup

SONRAKİ HABER

'OHAL Komisyonu lağvedilsin'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...