06 Kasım 2018 12:17

‘Bir yumurtayı ikiye bölerek çocuklarıma yediriyorum’

İstanbul Tarlabaşı’da yaşayan vatandaşlar zamlar ve yüksek fiyatlar nedeniyle kışa hazırlık yapamaz durumda.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Yıllık enflasyonun 2003’yılından bu yana ilk kez yüzde 25’in üzerine çıkması en çok çarşı-pazarı ekliyor. Kışın vazgeçilmezleri olan turşu, konserve ve menemen malzemesi fahiş zam alınca, tüketici boğazdan kesmeye başladı.

İstanbul Tarlabaşı’da ikamet eden ve Mardin’den altı yıl önce göç etmek zorunda kalan Kevser Demir, küçük çocuğuna mama bile almakta zorlandığını vurgulayarak, “Değil kışlık hazırlık yapmak. Domatesin pahalılığından yemeğe bile katamıyoruz. Önceden kahvaltı için olsa da domates alırdık şimdi onu da almıyoruz. Kışı nasıl geçiririz Allah bilir” diye konuştu.

Eşinin çok zor koşullarda çalıştığını, kazandığı paranın günlük ihtiyaçlara bile yetmediğini ifade eden Demir, şöyle konuştu: “Çocukların yumurta yemesi lazım alamıyoruz. Önceden bir koli aldığımız yumurtayı şimdi yarım koli alıyoruz. Bir yumurtayı ikiye bölerek çocuklara yediriyorum. Küçük bir kızım var. Ona bez alamıyorum. Sütüm çok az olduğu için mama almam gerek ama çok pahalı olduğu için onu bile alamıyorum çoğu zaman. Çocuklar beslenemedikleri için çabuk hastalanıyor.”

KIŞA HAZIRLANAMIYORUZ

Tarlabaşı sakinlerinden ev emekçisi Havva Karaman, “Her yıl kavanozlarla kışa hazırlık yapardık. Reçeller dizerdik, asma yaprakları basıyorduk şimdi ise pahalılıktan ancak günü düşünüyoruz. Domatesin fiyatı 8 lira olmuş. Günlük bile alamıyoruz, konserve yapmak mümkün değil. Daha önce 50 lira ile pazara giderdik ve evin tüm ihtiyaçlarını alırdık. Şimdi 100 lira ile gidiyoruz daha önce aldığımızın yarısını bile alamıyoruz” diye belirtti.

Karaman, bu yıl hiçbir hazırlık yapamadıklarını vurgulayarak, “Bu yıl ne bulursak artık onu yiyeceğiz” sözleriyle krize dikkat çekti.

‘DERDİMİZ ANLATMAKLA BİTMEZ’

Soyadını açıklamayan Hazal ismindeki kadın da, “Derdimiz anlatmakla bitmez” diyerek geçim sıkıntısını şu sözlerle özetledi: “İş yok, güç yok. Eşimi işten çıkardılar. Elde yok avuçta yok, pazara bile gidemiyorum. Kışa hazırlık olarak hiçbir şey yapamadık. Çoğu zaman çocuğumu okula gönderirken yanına besleme koyacak bir şey bulamıyorum.”

Özellikle Tarlabaşı’da yaşayan halkın maddi zorluklarla mücadele ettiğini belirten Hazal, “Burada yaşamak zor. Çocuklarımıza bakamadığımız için çocuk bile yapmıyoruz. Onlar malikanelerinde yaşarken biz fakirhanelerimizde yaşama tutunmaya çalışıyoruz” dedi. (İstanbul/MA)

ÖNCEKİ HABER

Eski savcı Ferhat Sarıkaya'nın gözaltı süresi 4 gün daha uzatıldı

SONRAKİ HABER

Ekim Devrimi'nin 101. yıl dönümü:Kapitalizm ve krizine karşı sosyalizm

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...