06 Kasım 2018 01:32

Antepli işçiler: Kemer sıka sıka boğazımıza kadar geldi

Antep'te krizi ve asgari ücret tartışmalarını konuştuk. Zamlardan şikayet eden işçiler asgari ücretin en az 2500 TL olması gerektiğini söyledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Umut YEĞİN
Deniz KAR
Antep

Antep’te Başpınar Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışan işçilere, etkisi her geçen gün artan krizi ve asgari ücret tartışmalarını sorduk. Cengiz Topel işçi durağında konuştuğumuz işçiler, ekonomik gidişatın en çok kendilerini etkilediğini söylüyorlar. Zaten geçinemediklerini belirten işçiler, üstüne her şeye zam geldiğini, asgari ücretin en az 2500 lira olması gerektiğini dile getiriyorlar.  

Durakta bekleyen 4 işçiye yaklaşıyoruz. “Ekonomi nasıl gidiyor? Geçinebiliyor musunuz?​” sorumuza işçilerden biri hemen “Tabi ki kötü gidiyor. Geçinemiyoruz. Dört çocuğum var. Kemer sıka sıka boğazımıza kadar geldi. Kirada oturuyorum. Nasıl geçinelim?​” diye cevaplıyor. İşçiler, hangi fabrikada çalıştıklarına dair de halı fabrikası bilgisinin yazılmasının yeterli olacağını söylüyorlar! Asgari ücret tartışmalarına ve beklentilerine ilişkin sorumuza “Biz de asgari ücretle çalışıyoruz. Ama yetmiyor ki” diye cevap veriyor işçilerden diğeri.

‘KRİZİN FATURASI İŞÇİNİN CEBİNDEN ÇIKIYOR’

Yan tarafta bekleyen iki işçiye yaklaşıyoruz. Konuştuklarımıza kulak misafiri olduklarından işçilerden birisi hemen, asgari ücrete ilişkin “Biz ne dersek diyelim değişmeyecek. Cumhurbaşkanının dediği olacak yine” diyor. Vanlı olduğunu söyleyen işçi, “Kriz kendini daha da göstermeye başladı. Fabrikada da daralma var. Asgari ücret yeterli değil tabi ama patronlar ne derse yine onların dediği gibi olacak. Her şeye zam geliyor, kriz var ama fatura bizim cebimizden çıkıyor” diye konuşuyor.

‘ASGARİ ÜCRET EN AZ 2 BİN 500 LİRA OLMALI’

Kaldırımda oturan bir işçi grupla karşılaşıyoruz. Festival Halı’da çalıştığını öğrendiğimiz işçilerden birisi evlilik planı yapıyor. “Kiralık ev bakıyorum ama en az 400 lira. Maaşım kiraya ve faturalara gidecek bakalım ne olacak” diyor. Henüz bekâr olan başka bir işçi “maaşımız normalde ayın onunda yatıyordu ama ayın 20’sine kaydırdılar, kendimizi de ona göre ayarlıyoruz. Bekâr olduğum için çok zorlamıyor ama servisteki arkadaşlar kömüre falan yapılan zamları konuşuyorlar” diyor.  Başka bir halı fabrikasında çalışan işçiler ise, “Asgari ücret en az 2 bin 500 lira olmalı ama vermezler o kadar. Aslında 2 bin 500 bile yetmez bu kadar zam karşısında. Zengine bir şey olmuyor, olan fakire oluyor” ifadelerini kullanıyor.

TAKSİ ŞÖFÖRÜ DE ZAMLARDAN DERTLİ

Biz Başpınar işçileriyle konuşmak için durakta beklerken yan taraftaki taksi durağında çalışan Murat, “ben de anlatayım, yazın” diyor. Mazot ve benzin fiyatlarından yakınan Taksici Murat, “Ekonomi tabi ki kötüye gidiyor. Hiçbir şey alamaz hale geldik. Benimde işlerim azaldı doğal olarak. İnsanların parası yok ki taksiye binsin. Eskiden taş çatlasa 20 dakika boş beklerdik. Şimdi yeri geliyor 2 saat bile bekliyoruz. Her şeye zam geliyor. Bizim gelirimizde bir artış yok ama. Cumhurbaşkanı kendi maaşına zam yaptı ama bize yine bir şey yok” diyor.

Hacizli olduğu için sigortalı bir işte çalışamadığını vurgulayan Murat, “Çocuğumun tedavisi için 25 bin lira borçlandım. Hacizliyim ve sigortalı bir işte çalışamıyorum. 500 lira kiraya veriyorum. Şimdi ‘fedakarlık yapın’ diyorlar ya, ben nasıl yapayım? Tasarruf, fedakarlık yapılacaksa önce onlar makam araçlarını satsınlar” diye konuşuyor.

‘SURİYE’DE NE İŞİMİZ VAR?​’

Sınır ötesi operasyon hazırlığının da ekonomik krizi daha da derinleştirebileceğini belirten Murat, “Suriye de bizim ne işimiz var? Bizim askerimiz niye ölsün ki orada. Hiçbir ana çocuğunun ölmesini istemez. Gereksiz bir savaş olarak görüyorum. Bizi tehdit etmediği sürece Suriye topraklarında bizim ne işimiz var?​” diye soruyor.

‘KRİZ YOK Kİ, KRİZE NEDEN OLAN BİZLERİZ’ DEDİ AMA...

Altı-yedi kişilik bir işçi grubunun yanına gidiyoruz. OSB’de çalışan işçilerle ekonomik durumu konuşmak istediğimizi söylediğimiz anda, “Ekonomik kriz yok ki. Krize neden olan bizleriz. Ülkenin batmasını isteyen çok insan var içimizde, onlar kriz olsun istiyor” cevabını veriyor Ay Yıldız Carpet’te çalışan Mehmet Emin Bozkurt. Yanındaki işçilerin servisi geliyor ve aralarından bir tanesi bizim yerimize de konuş diyerek servise biniyor.

'BAKMA, KRİZİN BÜYÜĞÜ VAR AMA KORKUYORUZ'

“Kriz yoksa bu zamlar neden peki? Siz aldığınız maaşla geçinebiliyor musunuz?​” sorumuza “İnanır mısın ben 3 bin lira maaş alıyorum ama kiramı bile daha ödeyemedim. Beş kız çocuğum var. Aldığım para yetmiyor. Aslında bakma krizin büyüğü var ama herkes korkuyor” diye konuşuyor. Bozkurt, “Eskiden böyle olsa halk sokağa çıkardı. Şimdi çıksa hemen ‘FETÖ’cü’ derler. Biz emekçiyiz ama korkuyoruz. Ne yapalım” diye ekliyor. Bozkurt, servisini beklerken hem çay içiyoruz hem de sohbet ediyoruz. “Krizin olduğunu gördüler hemen seçimleri öne aldılar, Mehmet Şimşek ‘çatı akıyor’ dedi ekonomi için. Adamı hemen topa tuttular, görevinden aldılar” ifadelerini kullanıyor. “Ben erken emeklilik için beklentiye kapılmıştım ama reddettiler” diyor kızgınlıkla.

‘RAHATSIZLIK DUYAN ÇOK ALTERNATİF YOK’

14 yıllık AKP üyesi olduğunu, bir dönem mahalle sorumluluğu da yaptığını söyleyen Bozkurt, “Siyasetle çok uğraştım, 41 yaşındayım gençliğimden beri siyasetin içindeyim. Kullandığım iki oyu MHP’ye verdim sonra hep Ak Parti’ye attım” diye konuşuyor. Son seçimde oyunu Muharrem İnce ve İYİ Parti’den yana kullandığını söyleyen Bozkurt, “Bundan sonra Ak Parti’ye oy yok” diyor. AKP’liler arasında tartışmaların nasıl yürüdüğünü sorduğumuzda ise “Ak Parti etrafındakiler menfaatleri için oradalar. İş için aslında, senin var mı belediyede çalışan akraban, bunlar hep yandaşlarını doldurdular” diyor ve ekliyor:  “Aslında rahatsızlık duyan çok insan var. Ama alternatif yok ki. O yüzden yine orada buluşuyorlar. Ya MHP’ye ya da Ak Parti’ye gidiyorlar yine.”

ÖNCEKİ HABER

'Çalışırken ölmesek, emekliliği mezarda görmesek'

SONRAKİ HABER

Enez’de fabrika işçileri greve çıktı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...