05 Kasım 2018 06:06
Son Güncellenme Tarihi: 05 Kasım 2018 10:24

Enflasyon 15 yılın zirvesini gördü!

Hükümetin polisiye önlemleri ve indirim kampanyası enflasyonun hızını durduramadı: Tüketici enflasyonu yüzde 25,24; üretici enflasyonu yüzde 45,01.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Bülent FALAKAOĞLU

Yine olmadı!

Oysa...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, valilere talimat göndermişti.

“Stokçuluk yapanların fahiş fiyat uygulayanların kellesi tez vurula!” diye...

Polisiye önlemler hazırdı ama olmadı.

Hükümet, ‘enflasyonla topyekün mücadele’ başlatmıştı.

“Firmalar fiyatlarını üç boyunca yüzde on indirecek. Perakende fiyatlar erken uyarı sistemi ile izlenecek” demişti.

‘İndirin’ telkiniyle fiyatların düşmesi sağlanacaktı ama olmadı.

Maliye Bakanı Berat Albayrak...

“Ekimden başlayarak enflasyonda düşüş göreceğiz” müjdesi vermişti.

Tıpkı selefi Mehmet Şimşek’in defalarca yeniden yeniden söylemek zorunda kaldığı ‘En kötüsü geride kaldı’ cümlesini kurmuştu ama olmadı!

Polisiye önlemlere, verilen müjdelere, başlatılan kampanyalara rağmen ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 25.24’e yükseldi.

2003’ten bu yana en yüksek düzeye ulaşarak, son 15 yılın rekorunu kırdı!

YÜZDE 10 İNDİRİM VARKEN ENFLASYON YÜZDE 3 ARTTI!

Ekim ayında firmalar, hükümetin de zorlamasıyla...

Bir birleriyle yarışarak, ‘Yüzde 10 indirim’ kampanyasına katıldıklarını duyurdular.

Buna rağmen...

Ekim ayında enflasyon geçen aya göre yüzde 2.67 oranında arttı.

Yüzde ‘10 indirim’ kampanyasının olduğu ekim ayına göre fiyatlar, Eylül ayına göre ortalama yüzde 3 oranında artmış.

Çok açık ki...

Firmalar yüksek bindirimden sonra indirim yapmış.

İşte örnek...

Giyim ve ayakkabıda fiyatlar bir ayda (Eylüle göre ekimde) yüzde 12.74 oranında artmış.

Kış geliyor. Vatandaş mont, bot gibi alış verişi ile kışa hazırlık yapmak zorunda. Ve böylesi bir ayda giyim ve ayakkabı fiyatlarındaki artış dünyadaki yıllık enflasyon ortalamasını 3’e katlamış.

Vitrinlerdeki indirim duyurularının yüksek bindirimlerin ardından geldiği açık!

Ortada ‘indirim var’ denemese de...

Büyük bir ‘fırsatçılık’ var da denemez. Çünkü üretici enflasyonu yüzde 45.

Üretim çok pahalı artık.

Ara malı fiyatlarındaki artış yüzde 48.60.

Enerji fiyatlarındaki artış yüzde 81.60.

Elektrik, doğalgaz ve benzin gibi temel ürünlerde zamlar geri alınmadığına, üretim maliyetleri azalmadığına göre...

Firmaların fırsatçılık yaptığını söyleyebilmek zor. Arada bazı fırsatçıların varlığı bu gerçeği ortadan kaldırmaz.

‘Ortada büyük fırsatçılık değil göstermelik indirim kampanyası var’

EMEKÇİLERİN ENFLASYONU YÜZDE 30

Enflasyon sepetinde yer alan 328 maddenin ortalama fiyatlarında artış yaşandı. Ekim ayındaki fiyat artışları beklentinin üzerinde gerçekleşti.

Özet: İndirim ayında dar ve sabit gelirli ülke emekçileri için hayat hiç de kolaylaşmadı!

Aksine, Ekim ayında hayat pahalılığı katlandı.

Temel ihtiyaç alanlarındaki enflasyon rakamları bu gerçeği özetliyor:

Gıdada enflasyon yüzde 29.26.

Ev eşyasında yüzde 37.94

Ulaştırma yüzde 32

Mutfağı döndürmek, eve eşya almak, bir yerden bir yere gitmek ateş pahası. Geriye kalan çeşitli mal ve hizmetlerde fiyat artışları ortalaması yüzde 31.50.

Rakamlar gösteriyor ki...

Enflasyon ortalaması yüzde 25 olsa da emekçilerin enflasyonu yüzde 30’un üzerinde!

Bundan böyle çok açık ki...

Bit pazarına nur yağacak!

Ekonomi ÖTV indirimleriyle, şirket teşvikleriyle canlanmayacak.

Araba, konut, mobilya gibi sektörlerdeki indirimlerle mutfaktaki yangın sönmeyecek.

DOLAR DÜŞERKEN FİYATLAR NİYE DÜŞMÜYOR?

‘Dolar düşüyor ama fiyatlar niye düşmüyor’ diye soranların enerji ve üretim maliyetindeki yüksekliğe (Yukarıda rakamları paylaştık) bakmaları gerekir.

İstatistik Kurumu verilerine göre yılbaşından bu yana üretim maliyetleri yüzde 40 oranında artmış.

Birçok firma, tüketim azaldığı, talep düştüğü için bu yüksek üretim maliyetinin tümünü fiyatlara yansıt(a)mıyor.

Kurlar düşse de, üretim maliyeti düşmediği için indirime gidemiyor.

Peki bu durum, ‘Temel tüketim mallarına yapılan zamlar geri alınsın’ talebini boşa düşürür mü?

Hayır.

Hükümet enerji zamlarını geri almalı. Övündüğü otoyol ve köprüleri ucuzlatmalı. Kamulaştırma yapıp bazı mal ve hizmetleri ucuz sunmalı.

Hükümetin bunların yapmak yerine...

‘Fırsatçılık var’ diye şikayet etmesi, yarattığı bağımlı ekonominin sorgulanmasını engelleyip, esnafı hedefe koyma gayretinden başka bir şey değil!

İthalat çakılıyor. Bağlı olarak dış açık ve cari açık azalıyor. 

Bu TL’yi değerlendirecek bir durum lakin hayat pahalılığını kısa sürede kaldıracak bir durum değil!

CUMHURBAŞKANININKİ KADAR ZAM ŞART!

Maaşlara yapılacak enflasyon farkı için sadece 3 ay bazı kalemlerde indirim yapma baskına rağmen enflasyon yüzde 25’in altına gerilemedi.

Hükümetin yıl sonu için yüzde 20.8’lik enflasyon tahmini şimdiden öldü.

Merkez Bankası’nın yıl sonu için yaptığı yüzde 23.5’lik tahmin bile düşük kalabilir.

Enflasyon ne canavara ne de hedeflere indirgenebilir.

Ücret ve maaşlar eridi. Hayat palalığı arttı.

Meseleye buradan bakıp mağduriyetlerin giderilmesine (Ücret ve maaşların telafi edecek oranda artırılması gibi) odaklanılmalı.

Milyonlarca TL ödeneği olan...

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 59 bin TL’lik maaşı yüzde 26 arttırılarak 75 bin TL’ye çıkartılıyorsa...

Ücretlilerin de yüzde 26 zam beklemesi en doğal haklarıdır.


CHP: NİSAN SEÇİMLERİ ENFLASYONU KÖRÜKLEDİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu enflasyon rakamlarına ilişkin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: “15 Temmuz 2016 darbe girişimi dönemecinden bu yana Türkiye ekonomisindeki fiyatlama davranışları hızla bozuldu. Bunun ve enflasyon artışının iki dönüm noktası Kasım 2016’daki referandum kararı ve Nisan 2018’deki seçim kararları. Şubat 2003 ile Haziran 2016 arasındaki 161 ayda aylık TÜFE artışı ortalaması 0.68’ken. Temmuz 2016 ile Ekim 2018 arasındaki 28 ayda aylık TÜFE artışı ortalaması 1.30.  MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Kasım 2016’daki anayasa değişikliği çağrısından bu güne geçen 23 aydaki aylık TÜFE artışı ortalaması ise 1.46. Erken genel seçim kararının alındığı Nisan 2018’den bu yana geçen 7 aydaki aylık TÜFE artışı ortalaması 2.56. Son bir yıllık değişime bakıldığında, endeksteki yıllık yüzde 25.24’lük artış yüzde 6.99’u seçim kararının alındığı Nisan 2018’e kadar gerçekleşti. Geriye kalan yüzde 18.26’lık artış ise seçim kararı sonrasında gerçekleşti. Yani erken seçim karar sonrasında fiyatlardaki artış 2,5-3 katına çıktı.” (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Reza Zarrab için 'yalı' davasından yakalama kararı çıkarıldı

SONRAKİ HABER

Meteorolojiden yağmur uyarısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...