02 Kasım 2018 16:36
Son Güncellenme Tarihi: 02 Kasım 2018 18:30

'Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor'

İstanbul, Ankara ve İzmir’de bir araya gelen hekimler sağlıkta şiddete ilişkin AKP’nin hazırladığı yasa taslağını protesto etti.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık örgütlerinin AKP’nin sağlıkta şiddete ilişkin Meclis gündemine getirdiği yasa taslağına tepkileri sürüyor. İstanbul ve İzmir’de bir araya gelen hekimler, düzenledikleri eylemle 'Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor' diyerek TTB’nin sağlıkta şiddetin önüne geçilmesi için taslak haline getirdiği taleplerin görüşülmesini istedi.

İstanbul Tabip Odasının Doktor Fikret Hacıosman'ın öldürülmesinin birinci ayında ‘Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor’ sloganıyla Kadıköy İskele Meydanı'nda yapmak istediği nöbet Kaymakamlık tarafından yasaklandı. Kadıköy Kaymakamlığı, ‘telafisi güç olayların meydana gelebileceği’ bahanesiyle eylemin uygun görülmediğini tebliğ etti. İstanbul Tabip Odası, yasağa rağmen İskele Meydanı'nda basın açıklamasını gerçekleştirdi.

Katledilen hekimlerinin fotoğraflarının taşındığı eyleme DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve çok sayıda hekim destek verdi.

‘BU YASA HEKİMLERİN ÇALIŞMA HAKLARINI ELİNDEN ALIYOR’

Eylemde ilk sözü İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip aldı. Saip, sağlıkta şiddeti önleyecek bir yasasın çıkması için bir ay boyunca eylem yaptıklarını ancak Mecliste görüşülen yasasın hiçbir caydırıcılığının olmadığını aktardı. Taslağın aynı zamanda hekimlerin çalışma hakkını da elinden aldığını vurgulayan Saip, “Bu yasa Yahudi hekimlerin çalışmasını engelleyen Hitler Almanya'sında görülmüştür. Biz sağlıkta dönüşümün ekonomik krizle birleşince ilerleyen süreçte ciddi problem yaratacağını biliyoruz ve bunun için şimdiden söylediğimiz her söz baskı altına alınıyor” diye konuştu. 6 yıllık eğitimden geçen hekimlere mecburi hizmeti bitene kadar diplomasının verilmeyeceğini belirten Saip, bunun hekim intiharlarına neden olabileceğini vurgulayarak, yasaya tüm toplumun karşı çıkması gerektiğinin altını çizdi.

‘TASLAK BİZE SUNULMADI’

TTB İkinci Başkanı Dr. Ali Çerkezoğlu, ülkenin bugünü ve geleceğini tehlikeye sokacak tasayı protesto ettiklerini söyleyerek, “Hekimlerin özlük hakkı ve sağlıkta şiddete dair hazırladığımız bütün rapor ve önerilerimizi Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere ilettik. Ancak bu yasanın taslağı bile bize sunulmadı” dedi.

Çerkezoğlu, “Hiçbir yasaya tabi olmadan hekimleri güvenlik soruşturmasından geçirerek sadece kamuda değil özel sektörde bile çalıştırmayacaklar. Buna kimsenin hakkı yok. Teorik olarak OHAL kalktı ama basın açıklaması yapmamız ve nöbet tutmamız bile yasaklandı. Nöbet tutmakta çadır açmak da en demokratik hakkınızdır. Bütün sağlık emekçileri ile birlikte mesleğimize ve çalışma hakkımıza sahip çıkacağız” diyerek yasak kararını eleştirdi.

'TORBA YASANIN SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI TEKLİFİ İLE HİÇBİR İLGİSİ YOK'

Çerkezoğlu'nun ardından basın açıklamasını İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Güray Kılıç okudu. Kılıç, kamuoyuna ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ olarak sunulmaya çalışılsa da, AKP milletvekillerince ‘Torba Yasa’ olarak TBMM’ye sunulmuş olan teklifin 24. maddesinde yer alan düzenlemenin Türk Tabipleri Birliği’nin ısrarla önerdiği ‘Sağlıkta Şiddet Yasası Teklifi’ ile hiçbir ilgisi olmadığını belirtti. Kılıç, “Bu haliyle sağlıkta şiddeti önlemeye ilişkin hiçbir yeni düzenleme ve caydırıcılık getirmemektedir. Oysa 2 Ekim 2018 günü meslektaşımız Dr. Fikret Hacıosman cinayetinin de gösterdiği gibi ‘sağlıkta şiddet’ oyalamaya, kandırmacaya, göz boyamaya gelmeyecek kadar büyük ve ciddi bir sorundur. Bu nedenle öncelikle mevcut taslağa sağlıkta şiddet için caydırıcı olacak önerilerimizin bir an önce eklenmesini istiyoruz” dedi.

Yasa taslağının 5. maddesinin ise antidemokratik rejimlerde bile rastlanamayacak kadar vahim bir içerik taşıdığına dikkat çeken Kılıç, “Herhangi bir yargılama yapılmadan ve haklarında, mesleklerinin icrasının yasaklanmasını gerektiren bir suçtan dolayı mahkemeler tarafından verilmiş bir ceza olmayan hekimlerin, mesleklerini icra etme haklarının belirli süreyle tümüyle ortadan kaldırılması, devamında da neredeyse imkansız hale getirilmesi, hekimlik faaliyetinin ayrılmaz parçası olan tıbbi rapor düzenleme yetkisinin tümüyle ortadan kaldırılması hukuka aykırı, keyfi ve vicdan dışıdır. Bir insanın hekim olup olmadığına, hekimlik yapıp yapamayacağına mezun olduğu okul, aldığı diploma ve mesleki yeterliliği üzerinden karar verilir. Mesleğini icra etmeye engel bir suç veya ceza olmadığı sürece de hekimliğini yapmaya devam eder. Hekimlik kamusal niteliği olan bir meslektir. Devlet güvenliğini ilgilendiren stratejik bilgi, durum ya da konumla herhangi bir ilgisi yoktur. Hekim hastasını hastalıklardan korumaya çalışır, muayene eder, tedavisini düzenler; gerekiyorsa ameliyatını yapar. Hipokrat’tan bu yana karşısındakinin ‘kimliğini, dilini, dinini, cinsiyetini, toplumsal konumunu’ sorgulamadan ve ayrım yapmadan sağlık hizmeti sunmakla yükümlü olan biz hekimler, mesleğimizi icra ederken hiçbir erk tarafından ayrımcılığa tabi tutulmak ve mağdur edilmek istemiyoruz” dedi. Kılıç açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:

“Hekimlik yapma hakkının bu kadar hukuksuz ve keyfi kararlarla kolayca ortadan kaldırılması durumunda; diş hekimliği, eczacılık, avukatlık, öğretmenlik, mühendislik dahil hiçbir meslek mensubunun aldığı diplomanın, harcadığı emeğin önemi kalmayacaktır. Bu teklif yasalaşırsa kişilerin bu meslekleri kamuda ve hatta özelde icra edip edemeyeceğine, gerekçeleri belirtilmeyen, herhangi bir kanıta dayanmayan 'Güvenlik soruşturmalarını' yazan kişiler karar verecektir. Aynı yasa teklifinde 'hastane döner sermayelerinin' yönetim yerini değiştirmenin, Şehir Hastanelerinde işletmeci şirketlere vergi muafiyetini arttırmanın yanı sıra, aile hekimliğinde hak kayıplarına yol açan ve Tabip Odalarının hekimliğin uygulanmasındaki etkisini sınırlamayı amaçlayan maddeler yer almaktadır.”    

Açıklamanın ardından hayatını kaybeden hekimler anısına 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu. (İstanbul/EVRENSEL)


VEKİLLERİN KARARI HEKİMLERİ KORUMUYOR

Ankara'da ise hekimler ve sağlık örgütleri, AKP'nin torba yasa içerisinde geçirmek istediği kanun teklifinde talepleri yer almadığı için tepki gösterdi. Kuğulu Park'ta biraraya gelen hekimler, ellerindeki fenerlerle hak nöbeti tuttu. Meslek örgütleri, "Sağlıkta ilgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Degişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi"nin  sağlıkta şiddeti önlemediğini bu nedenle geri çekilerek tüm tarafların dahil olduğu bir yasa tasarısı hazırlanmasını istedi. Hak Nöbeti'ne HDP Milletvekili Serpil Kemalbay da katıldı.

TTB Merkez Konsey üyesi Selma Güngör, sağlıkta şiddeti Meclise taşıdıklarını ve Ekim ayı boyunca çalışmalar yürüttüklerini ifade ederek, yasa tasarısındaki sağlıkla ilgili madderin ihtiyaçlarını karşılamadığını ve var olanların tekrarı oldugunu söyledi. Güngör, "Hepimizle dalga geçildi. Ne olduğunu anlamadığımız bir degişiklik, sağlıkta yasa tasarısı diye sunuldu"dedi. AKP'li vekillerin yaşanan sürecin farkında olmadığını söyleyen Güngör, "Genç hekimlerin işe başlatılmadıklarını ve zorluklar çıkarıldığını unutuyorlar. Kamudan ihraç edilen hekim ve sağlık çalışanlarının neden ihraç edildiğini dahi bilmiyorlar. Vekillerin kararı biz sağlık çalışanlarını korumaya yeterli değil. Bu nedenle bu yasa tasarısı geri çekilmeli"diye konuştu.

'ARKADAŞLARIMIZ SOSYAL ÖLÜME TERK EDİLDİ'

Ses Genel Sekteri Pınar İçel, canımız yandığı için, sağlıkta şiddet son bulsun diye nöbet tutma eylemlerine başladıklarını ve sonucundaki yasa tasarısıyla hayal kırıklığı yaşadıklarını belirti. Semayenin ve özel hastanelerin ihtiyaçlarına göre bir yasa tasarısı düzenlendiğini ifade eden İçel, "Prosedürü hatırlatmak dışında herhangi bir degişiklik getirmeyen yasa tasarısı bizi burada tekrar nöbet tutmak zorunda bıraktı. Arkadaşlarımız sosyal ölüme terk edildi"dedi.

'BİZ MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLİZ'

Tasarıyı açıklayan sağlık bakanının, "İhraç edilen hekim ve sağlık çalışanlarıyla devlet çalışmamayı tercih ediyor" demesine tepki gösteren İçel, hiçbir devletin böyle bir hakkı olamayacağını söyleyerek "Biz muz cumhuriyeti değiliz. Güvenlik soruşturmasını geçemeyen hekim ve sağlık emekçileri Nazilerin Yahudisi mi oluyor? Bu sözleri meclis çatısı altında duymak çok üzücüydü. Yasa tasarısını onaylayacak vekillerin çoğunun degişiklik içindeki 44 madde ile ilgili bir bilgisi yok. Pazartesi tasarı görüşülecek ve biz binlerce insanı sosyal ölü haline getirecek bu yasa tasarısını herkese anlatmalıyız. 6 yıllık emekten sonra çalışıp çalışmayacağımız bile bir kişinin dudağı arasında olacak"diye konuştu.

İKTİDARA BİAT ETMEYENLERE TORBA YASAYLA SALDIRI!

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ise yasa tasarısı ile düşman hukukun hayata geçirilmesinin istendiğini ifade etti. Saat 12.00'da başlayacak görüşmenin 16.00'da başlamasıyla da ciddiyetsizliğin hakim olduğunu söyleyen Kemalbay, "Bu yasa tasarısı sadece hekimleri 7 bin sağlık çalışanını değil, onlardan hizmet alan milyonları ilgilendirecek. Bu mesleğe sahip olan fakat iktidara biat etmeyen insanlara karşı büyük bir saldırı var. Bir arada olmalıyız ve mücadele etmekten kaçınmamalıyız"dedi.

Genç hekimlerin de söz alarak konuşmasının ardından bir süre sonra nöbeti sonlandıran hekimler, yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gerektiğini ifade etti. (Ankara/EVRENSEL)


İZMİR’DE HEKİMLER TALEPLERİNİN DİKKATE ALINMASINI İSTEDİ

İzmir Tabip Odası da sağlıkta şiddete ve görüşülen yasa tasarısına karşı Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde bir araya geldi. Tasarıyı protesto eden İzmir Tabip Odası, ‘Hekimler kandırmaca değil, haklarını istiyor’ talebi ile nöbet etkinliği düzenledi.  Hekimler, etkinlikte imza kampanyası düzenleyerek stant açtı.

‘İş güvencesi, can güvencesi, yaşam hakkı, çalışma hakkı istiyoruz’, ‘Eyy atamamızı yapmayanlar yakında tepemiz atacak!’, ‘Hekim işsiz, hastalar hekimsiz’,’Sağlıkta şiddet sona ersin’ dövizleri taşıyan Tabip Odası üyeleri, TBMM Sağlık Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda görüşülen yasa tasarına karşı imza standı açarak ‘Sağlıkta şiddet yasası bir an önce çıkarılsın’ talebinde bulundular. Hekimler küçük bir tiyatro oyunu ile de tepkilerini göstererek, ‘Sağlıkta şiddete son, kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz’ sloganları attılar.

İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz, AKP’nin hazırladığı yasa tasarısını eleştirerek, “Bu tasarı hiçbir önlem getirmeyen bir yasa tasarısı. Biz bu haliyle kabul edilmesini istemiyoruz. Türk Tabipleri Birliği sağlık hizmeti aksatan ve sağlık hizmeti nedeniyle oluşan şiddet olaylarında AKP’nin öne sürdüğü bu yasa tasarısını kabul etmeyeceğiz” dedi. Torba yasa içerisindeki maddeleri de eleştiren Obuz, “OHAL döneminde çıkarılan KHK lar ile birçok arkadaşımız ihraç edildi. Ancak özel alanda görevlerini yapmalarında bir engel yoktu. Şimdi ise bu torba yasaya konan bir madde ile artık özel sektörde de görev yapamayacaklar. Biz onların çalışma hakkına engel olan evrensel hukuka, insan haklarına aykırı olan bu tasarının bir an önce geri çekilmesini istiyoruz. Aynı şekilde atanamayan güvenlik soruşturmaları nedeniyle 1500’e yakın arkadaşımız da mesleklerini icra edemiyor. Amacımız bu tasarıya karşı kamuoyu oluşturmak, itiraz etmektir. Kandırmaca olmayan bir yasa istiyoruz. Sağlıkta şiddet sona ersin” diye konuştu. (İzmir/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

AKP’li Menderes Belediyesinde 2 milyonluk kayıp

SONRAKİ HABER

Hulusi Akar, ABD'li mevkidaşıyla görüştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...